16.10.2009, 10:09 | #1 |
|
Dünyanın Tek Tarım Anıtı
İvriz Kaya Anıtı
Konya’nın Ereğli ilçesine 12 km. uzaklıkta, İvriz Suyu’nun kaynak başındadır. Geç Hitit dönemi eseridir. Warpalavas’ın bereket tanrısı Santaj’a şükranı anlatılmaktadır. Dünyadaki ilk yazılı tarım anıtı ve dünya tarihindeki ilk yazılı kabartma kaya anıtı olma özellikleri var. Önemi, buradan gelmekte. Aramileşmiş, Geç Hitit dönemine ait en önemli sanat yapıtlarından. MÖ.727-742 yılları arasında, Kral Varpalavas tarafından yaptırıldığı tahmin edilmekte. Yani; yaklaşık 2700 yıllık bir anıt. 4.20 x 4.20 metre ölçülerinde, kaya zemin üzerine, kabartma tekniğiyle yapılmış. Aynı zamanda, Asur ve Frgy etkileri de görülmekte. Tuvana krallığından, günümüze gelebilmiş bir eser. Tuvana krallığı; başkenti Ereğli olan ve ön Hititler tarafından kurulan bir krallık. Anıtta; bölgenin kralı Varpalavas ile, Fırtına Tanrısı Tarhundas tasvir edilmiş. Tarhundas; krala göre daha büyük ölçüde, ellerinde üzüm salkımı ve buğday başaklarını tutuyor. Böylece, Tarhundas, aynı zamanda bolluk ve bereket tanrısı olarak da değerlendiriliyor. Tanrının karşısındaki kral ise, daha küçük ve dua eder durumda tasvir edilmiş. Tasvirdeki objelerin giysileri; geç hitit sanatının özelliklerini yansıtmakta. Özellikle: tanrı figürü; kuvvetli bir insan görünümünde. Kol ve bacak adaleleri dikkat çekici. Üzerinde: dizlerini açıkta bırakan, kısa kollu, vicuduna yapışık giysi var. Dönemin karakteristik özellikleri; madeni kemeri, uçları sivri ayakkabıları, üç sıra boynuzla bezeli başlığı, saç ve sakallar. Kral Varsapalas ise; geometrik motifli ve püsküllü eteği olan uzun bir giysi ile, ucu saçaklı manto giymiş. Başlığı: boncuk dizileri ile süslenmiş. Kralın, iri boncuklu kolyesi, küpesi, bilezikleri de, arami takılarına benzemekte. Her iki figürün arasında bulunan, hiyeroglif yazıda: ” Ben hakim ve kahraman Tuvana Kralı Varpalavas; sarayda bir prens iken, bu asmaları diktim, Tarhundas onlara bereket ve bolluk versin” yazılı. Kral Varpalavas; yöredeki hitit ve luwi kökenli halk için, bu anıtı yaptırırken, tanrı ve kral ilişkilerini simgesel olarak gözler önüne sermiş. Anadoludaki uygarlığın köklerinin ne kadar eski olduğu ve bu köklerin tarıma verdikleri önemin sanata yansıması açısından, anıtın önemi büyük. Ayrıca, anıt 2700 yıl önce, burada yetiştirilen üzüm ve buğday hakkında bilgi vermesi bakımından ilginç. Tüm bunların yanısıra, binlerce yıl önce, burada bir üzüm tarımı yapıldığı kesin. Bunun sonucu olarak ise; mutlaka şarap üretimi de yapılmış olabilir ve bu durumda, bugünkü şarap üretiminin, geriye dönük anavatanının belirlenmesi açısından, bu anıt bir simge olabilir. Zaten; günümüzde, bir şarap markası tarafından, amblem olarak kullanılıyor. ANITIN BUGÜNKÜ DURUMU: Bugün anıtın ön kısmındaki toprak parçasında, dikdörtgen şeklinde oyuk var. Bunun sebebi ise; Anıtkabir’in yapımı sırasında, büyük kurtarıcımız Atatürk’ün mezarına, Türkiye’nin farklı yerlerinden toprak parçası götürülmesi sırasında, ivriz toprağından da, bu onurlu katılımın yapılmış olması imiş. O kısım doldurulmamış ve halen öyle duruyor. Anıt bugün korumasız. Sapan taşlarına, havalı tüfek saçmalarına ve fişeklere hedef olmuş durumda. Ayrıca; doğal tahribat nedeniyle, derin çatlaklar oluşmuş. Yağmur ve kar sularının biriktiği bu çatlaklar, donan suyun daha sonra erimesiyle, giderek genişlemekte. Anıtın, kar, yağmur suları ve dış etkenlerden korunması için, beton bir şemsiye ile kapatılması ve çevre düzenlemesi ile, anıtın tabanına akan gölet sularının izolasyonunun yapılması düşünülmüş. Ancak, bu beton şemsiyenin ayaklarının dikilebilmesi için, sanırım anıta Sit alanı olarak ayrılan alan yetmemiş. Çünkü, bu alan, yanlızca anıtın önünden 5-6 metre kadar ilerisi. Bir kısım alanın kamulaştırılması gerekli. Ama, öğrendiğime göre, Valilik ile, bu alanın halen sahibi olan Teaş arasında yapılan yazışmalar sonucu, Teaşa ait olan bu bölümün kamulaştırılması için, Teaş tarafından olumlu cevap verilmemiş. Ülkemizde, sahip olduğumuz birçok tarihi hazine gibi, dünya insanlık tarihi açısından son derece önemli olan bu kaya anıtını da mutlaka koruma altına almak gerek. 2700 yıllık tarih yok olmak üzere. Yok olduktan sonra ise, sorumluların kimler olduğunun hiçbir önemi yok bence. Biliyormusunuz ki, ülkemizde, birçok insanın yerini bile bilmediği bu anıt, her yıl binlerce yabancı turist tarafından ziyaret edilmekte. Bunu, yani yabancı turistleri, yöreye gittiğinizde göreceksiniz. Ama, yok olmak üzere. Siz gittiğinizde göreceksiniz ama çocuklarınızın çocukları büyük olasılıkla, bu anıtı göremeyecek, bu tür dünya mirası anıtları göremeyecekler. Çünkü, yıkılacak, yıkılmak üzere. Mısırda olduğu gibi, hani orada burnu olmayan sfenk heykeli varya, bizim anıtta, zaman içinde parça parça yokolacak. Bu anıtın resmide, yanlızca bir şarap firmasının şarap etiketinde bir amblem olarak kalacak. |
Sponsorlar/Google Reklamları |
Bu alandan sitenizi, ürünlerinizi tanıtabilirsiniz. Bilgi almak ve reklam vermek için bize ulaşın.
|
Etiket (Tag) Ekle |
anıtı, dünyanın, dünyanın ilk tarım anıtı, ivriz kaya anıtı, konya ivriz kaya anıtı, konya tarım anıtı, tarım, tek |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Organik Tarım Nedir ? (Ekolojik Tarım - Biyolojik Tarım Nedir ?) | Mr.Muhendis | Organik Tarım | 0 | 29.08.2009 12:34 |
Organik Tarım ve İyi Tarım Uygulamaları Desteği | Mr.Muhendis | Tarımsal Destekler ve Krediler | 0 | 04.05.2009 10:48 |