Epsody'ler çoğalıyor.
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi betül önen
Menemen'deki Gediz Nehri'nin tarımsal kirliliğini önlemek için Ege Üniversitesi (EÜ) Ziraat Fakültesi öğrencileri ''Gediz Dostu Çevreci Solucanlar'' projesiyle yaklaşık 4 ay önce harekete geçmiş.
Charles Darvin, 1860lı yıllarda toprağın arısıdır tezi ile solucanı bilim dünyasına tanıttıktan sonra bilimsel çalışmalar hızla bu canlıyı ortaya koymaya başlayınca, günümüzdeki son gelişmelerle bilim adamları solucanı çevre savaşçısı olarak lanse ediyorlardı.

Ben de kişisel çalışmalarla adeta bir darvin takipçisi olarak solucanlarla ilgili nekadar yazı yazılmışsa arayıp okuyordum, ilk olarak 1976 da bilim ve teknik dergisinde israilde solucan bayramının kutlandığına dair bir makale okumuştum.

Bu makalede filistin topraklarına yerleşen musevilerin bu toprakları ıslah ederek tuzundan arındırmayı amaçlıyan bir çalışmalar anlatılıyordu, halk el birliği içinde ufak akar suları bir gölette toplayarak çölün kumlarına saldıklarını, çölün kumları bu suları yutarak akabinde topraktaki tuzu ortaya çıkardığını, bu tuz tabakasını kazıyarak tekrar göletleri doldurup çölün kumlarına salarak işlem bir iki sefer tekrarlanarak tuz kazıması yapılırken solucana rastlanınca artık topraklarının tuzu kalmadığı solucanın yaşama ortamına olaşınca o günü solucan bayramı ilan ederek kutlamaya başlamışlardır.

Daha sonraları bu topraklarda amerikadan getirdikleri waşigton portakalı çöğürlerini dikerek yafa portakalı olarak dünya pazarlarına sokmuşlardır.

İlk yazım bu araştırma ile başlamış oluyordu, insanımız karıncayı, arıyı, kelebeği tanıyordu ama solucanı bilen yoktu, benim amacım bu canlıyı tanıma adına, çalışmalarımda kompost başlıklarında ortaya koyacaktım, lakin ilk başlığı açtığımda başlığa ilgi yoktu kendi kendime yazıyordum, hatta forumlarda solucanı konu alan başlıklarda en hararetli tartışmacı bendim bir çok kimse solucanı toprakta saksıda görmek istemiyordu hatta bir çoğunda fobileri yüzünden hep polemikler ile paylaşımlar kesiliyordu.

Zorlu geçen aradan sonra ağaçlar net çatısı altında forumlara solucanların konularları ile birçok başlık açılması ile bu canlıyı insanımıza kazandırmıştım, onurluydum muradıma ermiştim. Sizin gibi gençlerin arkamdan gelen bu çalışmalarda görmek beni ziyadesiyle memnun ediyordu.


Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi betül önen;
Proje ve kırmızı California cinsi solucanlardan(diğer solucan türlerinden farkı sindirim sistemlerinin daha hızlı çalışıyor olması) elde edilen gübre(Vermikompost)nin marifetleri hakkında bilgi için:
Ben çalışmalarımı toprak solucanı üzerine kurmuştum, hangi cins solucanla başlanırsa başlansın, sonuçta solucanın beslenme alışkanlıklarına uygun mutasyon geçirerek ortama uyum sağlıyorlardı.

Yumurtadan çıkan ilk solucan bulunduğu ortamın organik yapısıyla genitik yapısı şekilleniyordu, hatta bu durum kokon içindeki yavruların ortamın organik yapısını algıladıklarından toprağa geçişlerde toprağın organik özelliklerini kabul etmeleri ile toprakta yaşamları başlıyor ve toprakla bütünleşerek evrimleşiyorlardı.

Bence en ideal dışkıyı toprak solucanları üretiyordu, diğer kültüre alınmış solucanlar bana adeta beslenmeleri sırasında fransız mutfağı arar gibiydiler, çünkü onların beslenme menülerinde toprak partakülleri yoktu yedikleri besinleri o yüzden çabuk sindiriyorlardı ve dışkıları bol olmasına karşın dışkıları gübre olarak iyi bir toprak şartlandırıcılığından uzaktı.

Bir örnek verecek olursam çiftlik tavuğunun eti ve yumurtası, bir köy tavuğu ile bir olurmuydu, benim tezim bilimseldi toprak solucanlarını kabulde, amerikalının kırmızı solucanı bu iş laiki ile yapılamaz, belki çok atık işlenebilirsede sonuçta toprak solucanların kalitesinde gübre (kest) elde edilemezdi.

Solucanı tanıyarak, gübresinin özelliklerinin bilinmesi.
Arkadaşlar uzun yıllardır kompost çalışmaları içinde bu işin inceliklerini öğrenerek kendi gübre ihtiyacımı karşılıyarak dışarıdan gübre almadığım gibi son yıllardaki kompost çalışmaları içinde solucan gübresinide kendi imkanlarımla, kültür solucanlarına itibar etmeden en ideal solucan gübresinin üretimini sağlamış bulunuyorum.

Genelde bu işi ticari boyut anlayışı içinde yapmak isteyenlerin, amerikan kırmızı solucanı üzerinde dayatmalarına itibar etmeden yerli toprak solucanları ile bu işi hobiyi aşan bir boyut içinde üretimi ile en ideal bitki besini ve toprak düzenleyicinin üretimini de gerçekleştirmiş olduğumdan yetiştirmiş olduğum sebze ve meyvelerimin tad renk aroma ve raf ömürleri üzerinde en yüksek değerlere ulaştığımı belirtmek isterim.

Solucan gübresinin özelliği benim ürettiğim toprak solucanları ile bu değerlere ulaşmasının sebebleri toprak solucanların beslenme alışkanlıklarını bozmama gayreti içinde olarak onlara toprak üstünde yaptığım ot, yaprak ağırlıklı kompostumun yatak malzemesini sağlarken aynı zamandada onların yaşam alışkanlıklarını da koruduğumdan, onlara mutfak atıklarından mamalar hazırlarken bu atıkların öncelikle mikro organizmalar tarafından işlenerek solucanların beslenme menülerine uygun hala getirilmektedir.

Bilindiği üzere bu atıklar üzerinde bir çok faydalı organizmanın yanında zararlı bakteriler hatta patojenler dahi olmasına karşın, bu menü içinde solucanların besinlerinde bir çeşitlilik ile bitkilere zengin besin maddeleri sağlanmaktadır.

Solucanlarıma genetik yönden müdehale olmadığı için solucanlarım kendi güvenliklerini sağlama yönünden yaşamlarının devamı için lazım olan bağışklık sistemlerinin ürettiği enzimlerden doğal antibiyotikleri üreterek topraklardaki aynı güvenlik içinde olmaları ile bu kıymetli salgılarını bulundukları ortamlara da bulaştırdiklarından gübremin içinde yetişen sebzelerimde en sağlıklı ve doğal olarak yetişmektedirler.

Arkadaşlar üstüne basa basa hep satırlardan toprak solucanları ile gübre üretimini önermemin sebeblerini de buradan açıkamak istiyorum, bilindiği üzere solucan bir toprak canlısı olma vasfını ancak kültüre alınmadan koruyabildiğinden onun dışkı ve gübrelerinin özelliğide buradan ileri gelmektedir, insan oğlu her kültüre aldığı canlının beslenme alışkanlığınıda değiştirmiş, sonuçta doğalığınıda bozmuş olmaktadır.

Belki bunu kendi bencil çıkarları için fazla üretma adına yapmış olsada bu ürünlerin genetik özellikleride değiştiğinden burada doğallık da değişerek insanın kar amacına yönelik rant olarak kalitesinde sapmalar ortaya çıkmaktadır.

Ticari anlamda toprak solucanarının kendi üretimlerinde kullanılmaması solucanın doğasında bulunan toprak içindeki çürüntülerle beraber toprak partaküllerinide beraber sindirim sistemine almaları ile sindirim işi biraz uzamasının işletme açısımdan uygun sayılmayışı ile solucanın besinlerini daha kolay sindirme yoluna giderek atıkları mama durumuna getirmeleri ile sindirim işleminden toprak partaküllerini çıkararak solucanın sindirim işlemini kolaylaştrmışlardır.

Sonuçta bu canlı çok obur duruma geçmesinin sebebi burada yatmaktadır, bu canlı çok tüketen ve çok dışkılıyan canlı özelliği kazanmış olmasına karşın, insanın amaçlarına hizmet eden duruma gelerek çevredeki organik atıkların imhasında görev alan bir canlıya dönüştürülmüştür hatta bu durumdan da öte giden bir anlayışla rant üreten bir canlı durumu ile günümüzdeki önemi ortaya çıkmış olmaktadır.

Toprak solucanı toprak içinde insanların sunduğu bu beslenme menüsünü bulamasada kendini beslemede hiç bir zaman acze düşmediği gibi besinlerini temin etmedeki zorluklar, toprak içindeki hakimiyetini ortaya koyarak bizlere musallat olan her türlü toprak içindeki zararlı oluşumların üstesinden gelmesini bilerek mücadelesini kazanmış olmaktadır.

Topraklar içinde yaşayan hertürlü bakteri ve patojenleri baskılamasını şöyle tarif edebiliriz, bu canlı doğal olan antibiyotikleri zorlu sindirinim sistemleri içinde açıkllıyabiliriz, bu canlı toprak partakülleri ile çürüntüler içindeki bakterileride sindirme ameliyesinde kullanmaktadır, bu işlem insan oğlunun geliştirdiği en mükemmel değirmenlerden daha üstün özellikte olduğunda, bütün organik maddeler bitki köklerinin en kolay alabileceği forma girerken aynı zamanda bu besinlere bakterileride öğüterek bitki besini oluşturuken azgın olanlarında toprak içindeki etkinliğini baskılamış olduğundan toprak içinde bitkilerin hastalık oluşumumun engelliyerek, gelişmelerine katkı sağlamaktadırlar.

Kaynak:http://http://epsody-geliboludakibahem.blogspot.com/

merhaba sayın Epsody ve sayın savassavas arkadaşlarımızın verdiği kompost bilgilerini bu yaz yapmaya çalışacam. bu yaz faaliyete geçireceğim sebze fidesi üretim serasında hazır torf almak zorunda kalmayacam. doğal yöntemlerle sizin deneyimlerinizin ışığında yol bulacağıma inanıyorum. yalnız bana bu solucanlardan biraz daha bahsederseniz bu tarifin kafamda daha iyi netleşeceği kanaatindeyim. teşekkürler.

Güncel solucan yorumlarım.

Arkadaşlar Solucanlarla kompost gübre yapmanın dünya organik tarımın gündemine oturması çok sevindirici bir durum arz etsede, lakin bazı arkadaşlarımızın bu çalışmaları hangi tür solucanlarla

yapılmasının takıntılarını yaşadıklarından harekete geçmede tutarsızlıklar içinde olduğunu müşhade etmiş bulunuyorum, buna sebep internet ortamında bilgi bolluğunun içinden bilimselliğe

yönelmeden, teorik bilgiler üzerinden kanaatler oluşturmaları sebeb gösterilsede, bu bilgi bolluğunun yarattığı çeşitlilik içinde kirlilik unsurları üzerinden yapılan paylaşımların önemine vurgu yapmak istiyorum.

Bizler konum itibari ile bu işi hobi maksatlı olarak başladığımızdan, bilimsel litaratüre girmiş kavramlar üzerinden hareket etmeden önce imkanlarımız ölçüsünde başlarsak, her ilerleme kaydettiğimizde bu kavramlarında mahiyetine ulaşabiliriz. Bazı arkadaşlarımızın pratiklik temeli oluşturamadan solucanın akademik çevrelerdeki taksonomi anahtarı’ından bahsetmeleri bence bilgi kirliğinden başka bir paylaşım olmadığıdır, dünyadaki solucan türlerinin çokluğu içinden en idealinin tarifi üzerine yapılan önermeler bizim için geçerli olmadığının bilinmesidir, burada önemli olan türün belirlenmesi, ancak kendi topraklarımızın içindeki solucan türlerinin bizim topraklarımız için en iyi toprak şartlandırıcı gübreyi dışkılıyan solucanların içinden çeşitlerin seçiminin yapılmasıdır.
Adeta etiketlenmiş gibi ağızlarda dolaşan amerikanın kırmızı solucanlarını öne çıkarılmasını bir türlü anlamak mümkün değil, bildiğim kadarı ile bu solucan türünün ataları asya kıtasından izole edilerek kültüre alınma çalışmaları içinden seçılmiş olmaktadır. Bu canlı atalarının yaşadığı toprak yapısının içindeki beslenmelerinin dışında bir beslenme alışkanlığına zorlanarak biyolojik özellikleri ile oynanmış, sonuçta kentsel organik atıkların tüketilmesine yarıyacak bir beslenme alışkanlığı dayatılmış olmaktadır.

Burada durum ticari dünyanın rant aracına dönüştürülen bu canlıdan, mucize gübresinin dışkıları, teraneleri yaratılarak dünyaya lanse edilmeye başlanmıştır, benim şahsi kanaatim şimdiye kadar hiç değişmeden bu tür solucanlarla yapılan gübrenin mucize solucan gübresi tanımına uymadığını belirtmeme rağmen, kimsenin sağ duyulu davranıp bu konun tartışılmadan karar çıkarılıp bu tür solucanların peşlerine düşülerek ilegal yollardan ülkeye sokulması sağlanmıştır, gümrük mevzuatlarında canlı hayvan ithaline uygun solucan için açıklık getirilmemiş, getirtilen kimselerede sağlık açısından ülkeye sokulmasına engeller belirtilmiş olsada, kurallar çiğnenerek inatçı tavırların önüne geçilememiştir.

Amerikadan veya diğer bir ülkeden genetik mirası olan tohum olsun veya canlı hayvan olsun ülke sınırlarına çıkmasına müsaade edilmezken, kültüre alınan türlerin ihracına nasıl göz yumdukları düşünüldüğünde ortaya çıkan şaibeler gerçekleri doğrulamaktadır. Bence basma kalıp kurallar içinde üretim yapılamaz, Bize öncülük edecek kurallar doğanın içinde mevcut olduğuna inanıyorum, bunun dışındaki seçenekler, Almanların labaraturalarda üstün ırkı arayışlarına benzeterek bu orta çağ anlayışının toprak içi solucanlar üzerinden hortlatılmaya çalışılmasını anlamak mümkün değil, dünde bu üstün insan yaratma düşüncesi nasıl iflas etmişse toprak solucanlarında üstün ırk yaratma düşüncesi geçerliliği olmayan teori olarak uyglama bulamıyacaktır.

demek istediğim bu solucanları topraktan mı toplayacam. yoksa gübreden mi?

bir şey daha peki bu topladığınız bitki atıklarının dezenfekte edilmesi gerekmez mi? çünkü illaki mantari hastalıkları barındıyorlardır.

Solucanları topraktan toplamaya gerek yok, toprak üstünde kompost yapımı solucaların olgunlaşan kompost içinde toplanmaktadırlar.

Solucanların bulundukları ortamlarda, mantari hastalılardan söz etmek mümkün değil, çünkü solucanın bulunduğu ortamlarda, ne mantarın ne küfün nede nematotların yaşama şansları bulunmuyor, hatta bu listeye bakteri ve azgın patojenleride ilave edebiliriz, solucanlar toprakta yaşamını güvenceye almak için gezdikleri ortamlara salgılarına bırakarak bu canlıların yaşamlarını sekteye uğratan toksinleri bulaştırırlar.

Solucan gübresinin mucize özelliğide bu toksin ve doğal pestisler sayesinde bitki kökleride zararlı organizmalardan zarar görmeden sağlıklı gelişmelerini sürdürmektedirler.

Solucanlar bu zararlı organizmalarla aynı ortamı paylaşmaları ile bu organizmaların döküntü ve salgılarını da beslenmelerinin menülerinde bulundurdukları için, bu zararlıların toksin ve zehirlerini sindirim enzimleri ile zararsız hale getirmektedirler.

Solucanların vücutlarında zararlı mikro organizmaların yaşamasın mümkün olmadığı gibi faydalı bakterilerin onların yaşamlarına destek sağlıyarak sindirim sistemlerinde bol miktarlarda yaşamaktadırlar.

Solucanların salgıları ile sadece bu zararlı mikroorganizmaların yanında diğer kimyasal pestisitleride parçalıyarak etkilerini topraklar için zararlı olmaktan çıkarırlar, solucanların dışkılarının mükemmel hale gelmesinin bir sebebi bitkiler ve toprakların için bir çok faydalı organizma ile bitkiler için besin maddeleri ile bir çok bitki enzimleri ihtiva etmesidir.

Çalışmalarımı buradanda takip edebilirsiniz.https://www.facebook.com/groups/316640675122010/

Solucan gübresi üretimi başlangıçta büyük çaplı ticari düşünce ile başlanılabildiğı gibi evde yapılan hobi amaçlı solucan gübresi üreticiliğinin ilerleyen aşamalarında artan solucan sayısı ve elde edilen organik gübrenin varlığı üreticileri üretim tesisi kurmaya yönlendirmektedir. Organik Solucan gübreciliğinde doğru ortam şartlarının sağlanması ile kısa sürede solucan sayısında ciddi oranda artışın yaşanmasını sağlar. 1 sene içinde başlangıçta ki solucan sayısının en az yirmi katına ulaşması mümkündür. Bu durum üretim hacminin artması, elde edilen gübrelerin depolanması, artan Kırmızı Kaliforniya Solucanı sayısı ile yeni üretim alanlarının oluşturulması ihtiyacını beraberinde getirecektir. Bu üretim modeline yönelmek kısa sürede bir tesis haline gelip işini profesyonel anlamda sürdürmenizi zorunlu hale getirecektir. Üretim tesisi kurma amacı ile solucan gübresi üreticiliğine başlayan kişilerin en az 10 bin adet civarı Kırmızı Kaliforniya Solucanı ile işe başlamaları önerilmektedir. Bu sayıda solucanın ortalama maliyeti 2.000 TL civarındadır. Bahsettigimiz adet kadar solucan ile üretim tesisi işine yönelmek ortalama bir rakamdır, eğer üretim kapasitenizi daha hızlı büyütme niyetindeyseniz daha çok sayıda solucan ile başlayabilirsiniz. (Not: 10.000 adet solucan ile başlarsanız doğru ortam koşulları sağlandığında en erken 1,5 senede 1 milyon adete ulaşabilirsiniz. 100.000 adet ile başlarsanız bu süre tahmini 6 aya kadar düşebilir.)

Başlangıçta 10 bin adet solucan ile üretime başlayacağınızı düşünürsek bu sayıda ki solucanı barındırmak için bir adet 1 ton kapasiteli İBC su tankına ihtiyacınız olacaktır. Solucanlarınızı bu tankın içinde besleyebilirsiniz. Su tankına önceden hazırladığınız kompostu eklemeniz yeterli olacaktır. Bu kompostu hazır olarak satın alabileceğiniz gibi eğer hayvan gübresi üretimi yapıyorsanız kendinizde hazırlayabilirsiniz. 10 bin adet solucan için ortalama 600 kg’lık kompost ihtiyacını olacaktır.

Bu aşamada üretime başladığınızda solucanlarınıza doğru şekilde bakarsanız 3 ay sonra solucan sayınız 20 bin adede yükselecektir. M2 ‘de 10.000 adet solucan olduğunu düşünürsek doğal olarak bu durumda bir adet su tankı daha almanız gerekir. Bu sayıda ki solucan tek bir su tankı içinde barınamaz, üretim tesisinizi 3 ay sonra büyütmeye başlamanız gerekecektir. 3 aylık süreç içinde 10 bin adet solucanla ortalama 300 - 400 kg kadar gübre elde edebileceksiniz. Elde edilen gübreyi 3 ay dinlendirdiğinizde satışta isteyeceğiniz ücret daha yüksek olabilir. Ancak hemen elden çıkartmak isteğindeyseniz bekletmeden daha uygun fiyata satış yapabilmeniz mümkündür. 300 kg’lık gübrenin eleme işlemi yapmadan hemen satış fiyatı ortalama 300 TL civarında olacaktır.

Üretimi kapasitesini arttırarak devam ettirdiğinizde elde edeceğiniz gübrenin miktarı artarak katlanacaktır. Bu sayede 1 sene gibi çok uzun olmayan bir süre içinde 2.000 TL ‘lik gübre elde edebilir bunun yanı sıra solucanlarınızın üremeleri ile 200 bin’e yakın solucana sahip olabilirsiniz. Talep halinde solucanların satış fiyatınıda kattığınızda elde edilen kar daha net görülebilecektir. Eğer solucanları satmadan üretime devam etmek istiyorsanız su tanklarından ziyade ayaklı kasalar ile üretime geçebilirsiniz. (demir profil ile yapılan iskelet kasalara 11 mm OSB malzemesi ile kapatarak düşük maliyetli ayaklı kasalar yapabilirsiniz) 200 bin adet solucandan elde edeceğiniz gübre miktarı 3 ayda ortalama 10 ton civarı olacağından satıştan elde edeceğiniz miktarda bir o kadar artış gösterecektir. Gördüğünüz gibi başlangıçta düşük maliyet ile gireceğiniz solucan gübresi üreticiliği 1 sene içinde orta ölçekli işletme boyutuna gelebileceğinden artık yasal adımlar ile firmanızı kurarak karınızı elde etmeye başlayabilir ve kapasitenizi büyüterek pazara entegre olabilirsiniz.

Artık üretiminizde İleri otomasyon sisteme geçmek istediğinizde SAS sistemi ile hızlı gübre üretebilirsiniz.

Solocan gübresini üretmek önemli ancak daha önemlisi pazarlamasıdır. Bu konuda daha çözümler düşünülmelidir. Özellikle bir marka ürün ortaya çıkarma düşünceleri var bir kaç firma bunu yapmış ama ürünün tanımıyor olması bunların pazarlamasını oldukça düşürmektedir. Bence solocan gübresini tanıtmak için uygu kanalları üzerinden çok fazla reklam çalışması yapılmalıdır.