Kazancı Bol, Farklı Bir Meslek

Türkiye'nin beyaz et ve yumurta üretim merkezlerinden Bandırma'da 29 yaşındaki Okan Kavlak, Türkiye'de az sayıda kişinin yaptığı bir mesleğe sahip. Ayda 12 bin lira kazanan Kavlak'ın mesleği seksörlük!

Yumurtadan çıktıktan bir saat sonra civcivlerin cinsiyetini belirleyen 'seksör' olarak adlandırılan mesleği yapan Kavlak, "Biz dünyada çok az kişiyiz. Kuluçkadan çıkmış saatlik civcivin cinsiyetini belirliyoruz. İyi bir seksörün saatte maksimum 800 ila 1200 civcivin cinsiyetini yüzde 2 hata payı ile belirleyebiliyor. Aylık maaşlarımız ise ortalama 11-12 bin lira arasında" dedi. Asıl mesleği bankacılık olan Okan Kavlak, seksörlüğü tercih ettiğini söyledi. Bu işi Türkiye 'de 17-18 kişinin, dünyada ise en fazla 200 kişinin yaptığını belirtti. Güney Kore'de yaygın olan bu mesleğin eğitimini Hollanda'da aldığını belirten Okan Kavlak, işlerinin kuluçkadan çıkan saatlik civcivlerin cinsiyetlerini belirlemek olduğunu açıkladı. İyi bir seksörün saatte 800 ila bin 200 adet civcivin cinsiyetini yüzde 2 hata payı ile belirlediğini açıklayan Kavlak, "Civcivlerin cinsiyetini belirlemek çok zor bir iş. Uzman olmanız gerekiyor. Aksi halde sıkıntı yaşarsınız. Civcivin cinsiyetini dünyaya geldiği bir saat içerisinde bilemezseniz, bir daha ibiği çıkıp horoz olduğu anlaşılana kadar, 'Büyüyecek de yumurtlayacak' diye beklersiniz. Ortalama bir civcivin cinsiyetinin kendiliğinden belli olması için 45 günlük olması lazım. Bu süre içersinde ibiği çıktığı için zaten cinsiyeti belli olur. Geçen bu zamandaki bakım masrafları, tavuk çiftlikleri için büyük bir kayıp demektir" dedi.



İyi bir seksörün 2 yılda yetiştiğini de ifade eden Kavlak, “Sektörde en çok arananı ve kazandıranı 'Kloak' larına bakabilen seksördür. Mesleğin en önemli noktası 'Kloak'tan, yani makattan bakarak belirlenmesidir. Buradaki hata payı ise en fazla yüzde 2 olmalıdır. Bu orana seksör yokluğundan İngiltere yüzde 3'e bile razı görünüyor" diye konuştu.

Hayvanların cinsiyetini belirlemesi için var olan makinenin seri olmaması ve hata oranı nedeniyle fazla ilgi görmediğini söyleyen Kavlak, gençlerden, aylık kazançlarının 10-12 bin lira arakında değişen bu mesleğe ilgi göstermelerini istedi.

Kaynak: DHA

Merhabalar benim sorum bu mesleğin eğitimini almak ve bu işi yapmak için yaş sınırlaması varmıdır .?Teşekkürler.

mavi01´isimli üyeden Alıntı

Merhabalar benim sorum bu mesleğin eğitimini almak ve bu işi yapmak için yaş sınırlaması varmıdır .?Teşekkürler.

Merhaba,

Haberlerde "nasıl olunur" dışında her şey yazıyor maalesef. İlerleyen günlerde bilgi alabilirsek duyuru yapacağız.

Teşekkürler.

Onu ilk gördüğümde bende uyandırdığı his; "Tam bir fırlama"... Yapmadığı iş kalmamış. Çok akıllı. Çok mantıklı. Daha 29 yaşında ama dünyanın en ilginç mesleklerinden birini yaparak dünyanın parasını kazanıyor. Dünya demişken; Korelilerin parsellediği piyasada o kadar açık var ki İngiltere Okan'ın peşinde ama o "Ülkem de ülkem" diyor. Evet yaptığı iş seksörlük... Yani cinsiyet ayrımcılığı. Çok zor bir iş... "Cik cik cik" sesleri eşliğinde binlerce civcivin makatına bakarak cinsiyetini tespit ediyor, birkaç saatini ayırdığı şirkete milyonlar kazandırıyor. Hayatından memnun, tek derdi bir gün kız istemeye gittiğinde kızın babasına işini nasıl anlatacağı... Onunla fabrikada birkaç saat geçirdim ve İstanbul'a döndüm, üzerinden iki gün geçti ve hala kulaklarım çınlıyor.

Seni tanıyalım biraz...

Ankara Kalecik'te doğdum. Bankacılık okudum ama sözleşmeli öğretmenlik yaptım. Seksörlük mesleğiyle ilgili en ufak bir fikrim yoktu ta ki Kalecik'te bu işi yapan büyük bir firma belediye aracılığıyla "Yetiştirilmek üzere seksör adayı arıyoruz" ilanı verene kadar.

Sonra?

Müdürle görüşmeye gittik. Seksörlük işini Koreliler yapıyormuş. Onların tekelindeymiş. Adamlar son model arabalarla geliyorlar, artist gibi... Yaptıkları işi duyunca, x-ray cihazı var önlerinde, o zaten civcivin içinde ne varsa gösteriyor, "Sen sağa, sen sola" diye ayırıyor, adam parasını alıp çıkıyor sanıyordum. "Vay be" dedim... Neyse müdür "Sabırlı mısındır, güçlü biri misin, bakayım tırnak yapına" gibi sorular soruyor...

"N'oluyor ya" dedin...

Aynen. Köyde büyüdüm. 15 yaşında bir çıktım köyden, garsonluk, otobüs şöförlüğü, pazarcılık alayını yaptım. En son sözleşmeli öğretmenken 1600 lira maaş alıyordum. Yarısını teklif ettiler. Tabii bu rakam eğitim aşaması için geçerli, sonraki paraları bilmiyorum. Bir de "Ne iş yapıyorsun" diyecekler "Seksör dedim mi tamam, bittim" diye geçirdim içimden.

Çok da atlamadın yani...

Aynen... Şirkette iki yıl eğitim aldık. Her sabah bir sandalyeye oturuyorsun, önünde binlerce civciv... Şimdi size sevimli geliyor ama iş olunca öyle değil. Mola yok, yemek ye geri otur. İstemeden zarar verdiğim civcivler yüzünden psikolojim bozuldu. Bırakan, pes eden çok oldu eğitim sırasında. 60 kişi başvurduk, sonunda 4 kişi kaldık. Koreliler keşfetmiş bu işi. Kimseye de öğretmemişler. Buraya gelen adamlardan biri insafa gelmiş bir Türk'e öğretmiş. O da bize... Her birinin şirkete masrafı 30-40 bin. Ne gerek var, üçte birini bir Türk'e vermek varken...

Yatırım oldun bir anlamda...

Evet. Hollanda'da da kanat seksing eğitimi aldık. Cepte bulunsun diye, master gibi düşünün. Türkiye'de makattan cinsiyet anlama eğitimi aldım. Yüzde 2 hata payı hakkım var, bazen onu bile yapmıyorum. O da cinsiyeti doğru gördüğüm halde yanlışlıkla öbür cinsin sepetine atmaktan oluyor. O kadar hassas bir iş ki babanız fabrikanın sahibi olsa sizi seksör yapmaz beceriksizseniz.

Dünyada durum ne?

Çok açık var. İngiltere deli gibi seksör arıyor. Bizim ülkede 12 bin çok iyi para, orada değil ki... Bana da geldi teklif, hem de Türkiye'de kazandığımın iki katını verdiler ama ben ailem yanımda olmadan yaşayamam.

"Seksörüm" deyince, "A ne ayıp" der gibi ağzını kapatan oluyor mu?

Annem başta... "Oğlun ne iş yapıyor" diye soruyorlar, "Yapıyor işte bir şeyler tavuk çiftliğinde" diyor, halbuki defalarca anlattım. İlerde bir kız seveceğim, babası karşımda "Ne işle meşgulsün oğlum" diyecek ayıkla pirincin taşını...

"KENDİMİ İŞ-KUR GİBİ HİSSETMEYE BAŞLADIM"

Kaç seksör var Türkiye'de?

20 civarı. Hepsi birbirini tanır, ismen bilir. Mesela İzmir'de var bir seksör ama çok yaşlandı, yakında bırakacak. O da iki Ankaralının, Mustafa'yla Okan'ın Balıkesir'den ayrılıp Ankara'ya iç piyasaya geldiğini bilir.

Seksör olmak isteyenler ne yapacak?

Aman beni aramasınlar... Çevrem yeterince bunalttı, kendimi İş-Kur gibi hissetmeye başladım. Araştırıp bulsunlar, tavukçuluk işinde birçok önemli markalar var.

Kazandığınız para nasıl hesaplanıyor?

Türkiye'de aylık sabit 4-5 bin geliri var bu işin. Ben ve arkadaşım Mustafa, tüm ırklara hakim olduğumuz için daha değerliyiz. Bir yere bağlı olmadan da güzel paralar kazanabiliyoruz. 10 bin hayvanın cinsiyetini tespit ettiğimizde kazancımız 1250 lira oluyor ortalama. Saatte bin tespit yapabiliyorum. Oradan hesaplayın. Ben serbest çalışarak en az 12 bin kazanıyordum ama memleketimi özledim ve döndüm. Haftada iki gün çalışıyorum şu an, tek bir şirkette, 10 bin lira kazanıyorum. Diğer günlerde de işin ticaretine gireceğim.

"PİYASADA SATILAN TAVUKLAR GENELDE HOROZ"

Kadın yok mu bu işte?

Dünyanın en iyi seksörünün Koreli bir kadın olduğu söylenir. Türkiye'de yok. Tabii şu yüzden, ben mesela bu işe başladım, benden sonra Mustafa başladı. Kadının da kocası yapıyordur bu işi...

Ama boynuz kulağa geçmiş...

Tabii canım, kadın eli değsin yeter... Ama bence kadının rağbet görmeme nedeni, bir hamile kalıyor 6 ay yok. Şirket onu mu bekleyecek? Yerine bakacak biri de yok... Bir seksörün eğitim boyunca şirkete maliyeti 1 milyon lira.

Neeee...

Çok zor bir iş. Annen ölse, ağlaya ağlaya yapmak zorundasın. Her şey birbirine kilit. Ben bir gün işe gitmeyeyim şirket milyonlarca lira zarara girer. Bir firma ayakta duruyorsa bunda en büyük pay seksörün. Ben bu işi yapmayım mesela, civcivler çıkacak yumurtadan ve 45 gün bekleyecek. Onlara yem vereceksin, başında bekleyeceksin.

Genelde tavuk mu fazla olur horoz mu?

Yüzde 50'ye 50 çıkar, 48'e 52'yi geçmez oran. Horoz değersiz demiyorum ama asla yanlış anlaşılmasın. Sadece bir sonraki aşamaya geçmek için zaman kaybetmeyi önlemekten bahsediyorum. Yoksa piyasada markette satılan tavuklar, genelde horozdur. Genel adı tavuk.

"BU HOROZDUR, BU TAVUKTUR DERİM AMA YEMEM"

Döllü yumurta meselesine de açıklık getirelim. Daha makbulmüş ama nereden bulacağız?

Tavuk horoz olmadan da yumurtlayabilir, o genelde yediğimiz yumurta. Civciv çıkan yumurta için horoz olması lazım ama marketlerden aldığımız bunlar değil. Uzmanlar "Döllü yumurta yiyin" der de bulmak zor. O yüzden köy yumurtaları makbul. Yoksa inek dışkısı yiyor onlar da, çiftliktekiler daha iyi besleniyor. İlla döllü yumurta yemek istiyorsanız ya köylere gideceksiniz ya da pazarda köy ürünleri satan yerlerden alışveriş edeceksiniz.

Gezen tavukları seviyoruz değil mi hocam? Çift sarılı yumurta da onlardan geliyor...

Aynen, özgür ruhlu, rahat... Stres çok önemli onlar için. Koyun mutlu ve huzurluysa ikiz yavrular. Fabrika ortamında çift sarılı yumurta olmaz. Çift sarılı çıktıysa yumurtanız, doğru yoldasınız...

Başka?

Kabuğu sert olan makbul. Bir de büyük seçerler ya, küçük hep daha tazedir, genç ve sağlıklı sürü yumurtlar. Sarı rengin bir önemi yok. En sağlıklısı yanında bekle, yumurtlayınca al altından, pişir ye...

Siz öyle mi yapıyorsunuz?

Ben pek sevmem yumurta.

Haydaaaaaa...

Bu horozdur, bu tavuktur derim ama yemem.

"İLK YILLARIMDA UYUYAMADIM"

İşin başka inceliklerine de hakim misiniz?

Tabii... Civcivin tam kıvamında çıkması çok önemli. Zamanı gelmediyse bakmayız. Yani cinsiyetini değil ölüp ölmeyeceğini de tahmin edebiliriz. "Iskarta" deriz onlara. Sakat kalıp kalmayacağını da biliriz...

Sakat derken...


Kardeş ırklar çiftleştiği zaman büyük oranda sakat doğar, dört ayaklı, gagası gözünün üstünde, iki başlı...

Amanın... Peki nasıl oluyor bu?

Kümese yandan tavuk atlıyor bir tane, gözden kaçıyor. Yapacak bir şey yok.

Rüyanıza girdi mi iki kafalı?

İlk yıllarda hiç uyuyamadım ki rüya göreyim. Cik cik sesi sürekli kulaklarımda... Koreliler işi daha rahat yapabilmek için deli gibi sallanır mesela. Vallahi zor iş. Seksöre kimse karışmaz, amuda kalkarak çalış CEO "Kolay gelsin" der, geçer. Karışılmayan tek adamdır seksör.

Kaynak: HABERTÜRK (NAZENİN TOKUŞOĞLU)