Mr.Muhendis
23.10.2009, 13:31
Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de turunçgillerden en çok portakal yetiştirilir. Limon ve mandarin ise, birbirlerine yakın miktarlarda üretilir. En az miktarda yetiştirilen tür altıntoptur.
İKLİM Turunçgiller Ülkemizde Akdeniz, Ege ve kısmen de Doğu Karadeniz bölgelerindeki, iklim şartlarının uygun olduğu yörelerde yetiştirilir. Yetiştiriciliğini sınırlayan en önemli iklim olayı, düşük sıcaklıklar (don) dır. Türlerin düşük sıcaklıklara dayanıklıları farklılıklar gösterir. Limon 0°C , portakal -2°C , altıntop -3°C ve mandarin -4°C'nin altında zarar görür. Zararın şiddeti don olayının süresine bağlıdır. Uzun sürerse zararı da artar. İkinci önemli iklim faktörü, rüzgardır. Rüzgar hem şiddetiyle (ağaçların kırılması, meyve dökümü), hem de soğukluğuyla turunçgillere zarar verir.
ANAÇ Akdeniz bölgesinde yetiştirilecek olan bütün çeşitlerin, uygun anacı turunçtur. Satsuma mandarin yetiştirilecek yöreler için ise, anaç olarak üç yapraklı ve melezleri uygun olmaktadır. Melezlerden Troyer ve Karrizo Sitranjları kullanılmalıdır.
TOPRAK Dikimden önce arazinin toprağı, mutlaka analiz ettirilmelidir. Toprak asitliği hafif veya nötr dolaylarında olmalıdır (pH= 5,5-6,5). Turunçgiller, bitki besin maddelerince zengin, süzek, geçirgen toprakları tercih eder. Toprağın derinliği en az 1 m olmalıdır. Taban suyu yüksek olan toprakları, hiç sevmez. Böyle yerlerde, mutlaka drenaj yapılmalıdır. Ağır bünyeli ve fazla kireçli topraklarda turunçgiller için tercih edilmez.
TURUNÇGİL BAHÇESİ YERİNİN SEÇİMİ İklim, toprak ve sulama şartlarının uygunluğu araştırılır. Çukur ve alçak araziler ile, vadi tabanlarına bahçe kuramaz. Yöneyi güneye doğru olan araziler tercih edilir. Hakim soğuk rüzgarlara açık araziler ile, şehirlere çok yakın alanlar da tercih edilmez. Don tehlikesinin bulunduğu yörelerde, bahçe tesis edilirken, korunma tedbirleri alınmalıdır.
BAHÇE TESİSİ Turunçgil yetiştiriciliği için, öncelikle, kaliteli fidan üretimi veya temini gerekir. Günümüzde virüsten-temiz Turunçgil fidanı elde etmek üzere, Antalya Narenciye Araştırma Enstitüsü, tesislerini hazırlamış olup; virüsten ari fidan üretimine .geçmiştir. Bahçelerin virüssüz fidanlarla kurulması tercih edilmelidir Sağlıklı fidanların, iyi ürün elde edebilmek için, dikiminde de özen gösterilmesi gereklidir. Dikimden önce, arazi parsellere ayrılır. Yabancı ot ve diğer bitkiler temizlenir. Kaliteli ve bol meyve elde edebilmek için, bahçenin kenarına rüzgar kıran dikilmelidir Bunun için, yayvan ve dikine gelişen serviler tercih edilir. Araları 1 m 'den daha sık olmamalıdır. Eğer arazinin tesviyesi bozuksa, dikim öncesi tesviye yapılır. Daha sonra, önerilen dikim aralıklarına göre, dikim yerleri işaretlenir. Turunçgillere kare dikim tercih edilir. Çeşitlere göre, dikim aralıkları 5 ila 8 m arasında değişir:
Tür ve Çeşit Aralıklar
Vaşington portakalı 7x7m
Yafa-Valensiya portakalı 8x8m
Limonlar 7x7m
Satsuma mandarini 5x5m
Klemantin mandarini 6x6m
Altıntoplar 8x8m
Ülkemizde, uygun dikim zamanı ilkbahar dönemidir. Şubat ortalarında nisan sonlarına kadar, dikime devam edilebilir. Dikimden önce, fidanlarda budama yapılmalıdır. Naylon (polietilen) torbalarda yetiştirilen fidanlarda da, dikim budaması uygulanmalıdır. Fidanların tutması ve gelişmesi için, bu husus çok önemlidir. Naylon torbalardaki fidanlar, genellikle gölge evlerinde yetiştirildiklerinden; dikimden önce, topluca 10-15 gün süreyle, güneş altında bekletilmelidir. Dikimin derin olmamasına çok dikkat etmelidir. Dikimden sonra toprak sıkıştırılmalı, fidan başına, en az 35- 40 litre can suyu verilmelidir. Dikimi yapılan fidanların gövdeleri, hava şartlarına (özellikle güneşe) karşı korunmak amacıyla, kalın bir kağıtla sarılmalıdır. Fidan büyüdükçe, kağıdın yerine kireç boyama da yapılabilir. Sık aralıklarla dikilmiş eski bahçelerden, yeterli miktarda ve kaliteli meyve elde etmek için, ağaçların mutlaka seyreltilmesi gerekir. Bu suretle, her türlü bakım işlemi de kolay uygulanabilir hale gelecektir. Seyreltme, verilen plana uygun olarak, köşegen doğrultusunda yapılmalıdır. BUDAMA Budama; ağaçların dengeli ve kuvvetli taç oluşturması; verimlilik süresinin uzatılması; fazla ve kaliteli ürün elde edilmesi; uygun olmayan iklim koşullarıyla, hastalık ve zararlıların olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması; zirai mücadelede başarının artması; hasatta kolaylık; bazı durumlarda, verimden düşmüş ağaçların yeniden kazanılması gibi, yararlar sağlar. Şekil budaması yapılmış olan fidanlar, bahçeye dikilince, 2-3 yıl süreyle budama yapılmaz. Eğer fidanlarda şekil budaması yapılmamışsa, bu işlem bahçede uygulanır Fidan meyveye yatıncaya kadar, yalnız ana dallarla, bundan çıkan iskelet dalları kısaltılır. Sıkışıklık yapan, istenmeyen sürgünler çıkarılır. Ağacın ortasından geçip, çatallaşma ve karışıklık yaratan dallar mutlaka alınmalıdır. Budama öncesi ve budamada; ağaç değiştirirken budama aletleri, mutlaka ilaçlarla muamele edilmelidir. Turunçgillerde budama zamanı, kış soğukları tehlikesinin ortadan kalktığı ancak, ağaçların yeteri kadar uyanmadığı, Şubat-Mart aylarıdır. Ancak uçkurutan hastalığıyla bulaşık olan limon bahçeleri, sıcak aylarda (Temmuz- Ağustos) budanmalıdır.
Genel olarak, dikkat edilecek hususlar şu şekilde olmalıdır: Öncelikle, kuru dallar alınır. Obur dalların, büyümesine müsaade etmeden, her zaman alınması gereklidir. Birbiri üzerine binmiş ve sürtünme meydana getiren dallardan, alttaki dallar çıkartılır. Beş parmak ve daha kalın dalların yeri, kesimden 1 gün sonra, mutlaka macunlanmalıdır.
TOPRAK İŞLEME Turunçgillerde, yıllık bakım işlerinden toprak işlemede; toprak ya işlenmez ya da en az düzeyde işlenir. Toprak işlemenin genelde amacı, yabancı otları imha etmektir. Bu işlem uygun ot öldürücü ilaçlarla da yapılabilir. Akdeniz ve Ege Bölgesi koşullarında toprak; kışın örtülü bırakılarak, yazın işlenir. Turunçgiller, derin işlenmeye çok hassas olup; bu yapıldığında, kökler büyük oranda zarar görürler. Buna bağlı olarak, meyve küçük kalır ve ağaçlarda gelişme yavaşlar. Turunçgillerde en uygun toprak işleme derinliği, 8 ila 12 cm civarındadır. Toprak, mutlaka tavlı olduğu zaman işlenmelidir. Toprak işleme aletleri ağır olmamalıdır. Ağır işleme, toprağın sıkışmasına neden olur; bu durumda ağaçların beslenmesi engellenir.
SULAMA Genellikle, yaz aylarının kurak geçtiği; Akdeniz ve Ege Bölgelerinde, turunçgillerde sulama gerekir. Sulama suyu yeterli miktarda bulunmalı ve iyi kalite özellikleri taşımalıdır. Sodyum, klor ve bor gibi elementler, suda çok düşük miktarlarda bulunmalıdır. Ülkemizde, turunçgillerin sulanmasında genellikle, çanak veya tava ile, karık usulü uygulanır. Yeni kurulan turunçgil bahçelerinde, karık usulü tercih edilmelidir Türlerin su ihtiyacı değişiktir. En çok limonlar su ister. Daha sonra birbirine yakın miktarlarla altıntop ve portakallar gelir. En az su mandarinlerde verilir. Yıllık su ihtiyacı, 875- 925 mm arasında değişir. Sulama aralıklarının tespitinde, hava kuraklık durumu ve toprak yapısı, en önemli faktörlerdir. Nisan-Mayıs aylarında başlayan sulamalar havaların çok kurak seyrettiği, Temmuz-Ağustos aylarında, daha sık aralıklarla yapılmalıdır. İklime bağlı olarak yapılan sulamalar, Ekim-Kasım aylarına kadar devam eder. Turunçgillerde, 15 ila 35 gün arayla yapılacak yüzey sulaması genellikle yeterlidir. Damla ve yağmurlama sulama da, Ülkemiz turunçgil bahçelerine girmiş bulunmaktadır. Bunların, verim ve kalite artışı yönünden önemli avantajları vardır. Özellikle sulama suyunun yetersiz olduğu yörelerde, başarıyla kullanılabilir.
GÜBRELEME Turunçgillerde tekniğine göre gübreleme için, mutlaka ve toprak analizlerinin yaptırılması gerekir. Analiz için yaprak ve toprak örnekleri, Eylül ortasından Kasım başına kadar olan dönemde ve mutlaka uzman elemanlarca alınmalıdır. Turunçgillerin gübrelenmesi ile ilgili, yaprak ve toprak analizleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı İçel, Antalya, Alata ve İzmir-Bornova'daki, uzman elemanların çalıştığı, modern laboratuarları bulunan, araştırma enstitülerinde yaptırılabilmekte ve gübreleme tavsiyeleri buralardan kısa sürede alınabilmektedir. Gübrelerin mutlaka bu tavsiyeler doğrultusunda verilmesi gerekir. Genelde, en fazla miktarda gübre limonlara, en az mandarinlere orta derecede portakal ve altıntoplara verilir. Gübrelemede, ilk uygulama Kasım-Aralık aylarında yapılır. Bu devrede, fosforlu ve potaslı gübrelerle, çiftlik gübresi; ağacın taç hizasına açılacak 15- 20 cm derinlik ve genişlikteki, çukur veya bant içerisine verilerek üzeri kapatılıp bahçe sulanır. Azotlu gübrelerin ilk uygulaması ise, çiçeklenme devresinden önce yani tomurcuklanma dönemidir. Bu dönem genellikle Ocak sonu Şubat başına rastlar. Azotlu gübre, ağaçların taç çevresine serpilerek verilir. 2. uygulama ise; Mayıs ayı ortalarından, Haziran ayının ilk haftasına kadar olan devrede, sulama suyuyla birlikte yapılır. Gerek gübre miktarında, gerekse veriliş şekil ve zamanlarında , tavsiyelere mutlaka uyulmalıdır.
HORMON UYGULAMASI Turunçgillerde bitki gelişmesini düzenleyiciler (hormonlar) genellikle; meyve tutumunun artırılması (Klemantin mandarini) amacıyla kullanılır. Bununla birlikte, bazı çekirdeksiz çeşitlerde (Vaşington ve Yafa portakalları ile altıntoplar) Haziran dökümü ve hasat önü dökümlerinin azaltılması için de kullanılabilir. Bunun için, resmi kuruluşlardaki uzmanlara başvurulmalıdır. Aksi halde, beklenilen amacın tam tersi bir tepki elde edilebilir. Uygulamalarda, bu faydaları sağlamak üzere, ruhsat almış maddeler kullanılmalıdır. Ruhsatı olmayan maddelerin kullanımı; hem beklenen faydanın çıkmamasına neden olur, hem de insan ve çevre sağlığı yönünden zararlar meydana getirebilir.
HASAD Eğer yıllık bakım işleri tekniğine göre yapılmışsa; hasatta üreticinin yüzü gülecek ve daha çok ve daha kaliteli meyve elde edecektir. Hasat, uzman işçiler tarafından ve tekniğine uygun olarak yapılmalıdır. Bütün ürünler gibi, turunçgillerinde, hasat zamanının tesbiti çok önemlidir. Zamanında erken veya daha geç yapılacak hasat; meyve kalitesini düşürür ve dayanıklılığını azaltır. Hasat, mutlaka olgun meyvelerde yapılmalıdır. Olgunluğun tespitinde, genellikle, meyvede usare oranı, şeker, asitlik ve meyve kabuk rengi değişimleri göz önüne alınır. Esasen, uzun yıllar boyunca hasat yapıldığından, hasat zamanın belirlenmesinde, fazla bir yanılma olmaz. Hasat temizlenip ilaçlanmış makasla yapılmalı ve saplar uzun bırakılmalıdır. Hasat sırasında, hava açık veya güneşli olmalı, ağaçlar ıslak olmamalıdır. Hasatta merdiven kullanılmalı; hasat yapılırken ağaçlara zarar verilmemelidir. Hasada başlarken, önce ağaçların, etek dallarındaki meyveler toplanmalıdır. Hasat edilen meyvelerin zarar görmemesi için, toplama kaplarının içleri, düzgün olmalı veya gerekli önlemler alınmalıdır. Hasat edilen meyvelerden, bereli ve hastalıklı olanları ayıklandıktan sonra, taşıma kaplarına konulmalıdır. Taşıma kapları, hastalık bulaşmalarını önlemek için, doğrudan toprağa konulmamalıdır. Toplanmış meyveler, bahçede 1 gece bekletilmelidir.
AMBALAJLAMA Her ne kadar, hasat edilen meyveler, az miktarda olduklarında, bahçenin kenarında tasnif edilip ambalajlanabilirse de; meyve çoğaldığında ve iyi bir ambalaj yapmak için, mutlaka paketleme evleri kullanılmalıdır. Türkiye'de üretilen bütün meyveleri işleyecek kapasitede paketleme evi bulunmaktadır. Bunlar yetiştirme bölgelerine dağılmış durumdadır. Taşıma kapları ile topluca paketleme evlerine getirilen meyveler, burada, bantlar üzerinde önce ayıklanır, daha sonra yıkama bölümlerinde, özel ilaçlı sıvalarla ve fırçalarla temizlenir. Gerekirse (özellikle ihracaat için) mumlanır ve kurutulur. Daha sonra, çaplarına göre boylanarak, uygun boyutlardaki ambalaj sandıklarına yerleştirilir. Bu suretle, meyveler iç ve dış pazarlama için, hazırlanmış olur.
DEPOLAMA Turunçgillerde en ihmal edilen hususlardan birisi de depolamadır. Halbuki, depolamanın çok önemli avantajları bulunmaktadır. Bunlar; - Ağaç üzerinde oluşan kaliteyi, meyve tüketilinceye kadar muhafaza etmek, - Pazara düzenli olarak meyve arz edilerek, fiyat istikrarı sağlamak, - Özellikle ihracaat için, toplu ve düzenli meyve temin etmek; Bu avantajlardan yararlanabilmek için, meyveler mutlaka, soğuk depolara konularak muhafaza edilmelidir. Turunçgil meyveleri, adi depolarda veya makineyle soğutulan depolarda muhafaza edilirler. Kış aylarında, adi depo olarak, havalandırılabilen herhangi bir oda kullanılabilir. Havalar ısındıktan sonra, bu odalarda meyve muhafaza edilmez. Ülkemizde, "yatak limonculuğu" denilen işlem, buna örnektir. Kış aylarında hasat edilen limonlar, Mart ayına kadar üretildikleri yerlerdeki adi depolarda saklanır. Havalar ısınınca, Ürgüp'teki tabii mağaralara götürülür. Bu şekilde limonlar, Ağustos ayına kadar muhafaza edilebilmektedir. Meyveler, adi depoya veya makine ile soğutulan modern depolara konmadan önce, ambalajlanmalıdır. Depolanacak meyveler, ambalajlanmadan önce veya ambalajlama sırasında, hastalıklara karşı mutlaka ilaçlanmalıdır. Aynı şekilde, soğuk depolarda temizlenip ilaçlanmalıdır. Kullanılacak ilaçlar için, resmi kuruluşlardaki uzmanlara başvurulmalıdır. Soğuk depolara ambalajlanmış meyveler, ambalaj kaplarının arasından hava geçebilecek şekilde istiflenmelidir. Turunçgil meyvelerinin depolanmasında, nispi rutubet genellikle % 85-90 olmaktadır.
Depo sıcaklıkları ile muhafaza süreleri, türler itibariyle aşağıdaki gibidir: Mandarinler: 3-4 derecede 2-3 ay Portakallar: 5-6 derecede 5-6 ay Altıntoplar: 7-9 derecede 6-7 ay Limonlar: 10-12 derecede 7-8 ay Gerek hasat mevsiminin 9 aylık döneme yayılması; gerekse uzun sayılabilecek bir depolama süresine sahip olmaları nedeniyle; turunçgil meyveleri taze olarak pazarlanabilmekte ve tüketilmektedir.
TURUNÇGİL HASTALIKLARI UÇKURUTAN HASTALIĞI Özellikle de limonlarda büyük zarar oluşturan çok tahripkar bir hastalıktır. Yeni bulaşmalar en fazla sonbaharda ve ilkbaharda en az kışın olmaktadır.
Hastalığın Belirtileri Yapraklar aniden solar, dalcıklar kurur. Limonlarda büyük dallar ve daha sonra bir veya iki yıl içinde ağacın tamamı kurur.
Kültürel Tedbirler a) Bahçeye dikilecek fidanlar hastalıksız olmalıdır. b) Hasta fidanlar imha edilmelidir. c) Hastalıklı dallar budanmalıdır. d) Gübreleme zamanı iyi ayarlamalıdır.
GÖVDE ZAMKLANMASI VE KAHVERENGİ MEYVE ÇÜRÜKLÜĞÜ Hastalık, bitkinin toprağa yakın kök boğazı ve gövdesinde meydana geldiği zaman "Gövde Zamklanması" meyvelerde olduğu zaman "Kahverengi Çürüklük" adını alır.
Kimyasal Mücadele
a ) Gövde Enfeksiyonlarına Karşı 1. Sağlam ağaçlar Ekim, Ocak, Mart başlarında koruyucu olarak %2'lik Bordo bulamacı ile gövde ve kalın dallardan ilaçlanmalı. 2. Hasta kısımları, temizlendikten sonra 25- 30 cm 'den prümüs Alevi ile yıkanır, %0.3'lük Potasyum Permanganat ile fırça ile sürülerek ilaçlanır.
b) Meyve Enfeksiyonlarına Karşı Ekim ayında ilaçlanır, gerekirse 15 gün sonra tekrarlanır. %1'lik Bordo bulamacı veya %0.3'lük Captan 50 kullanılır.
MAVİ VE YEŞİL KÜF Genel olarak yeşil küf ve mavi küf aynı meyve üzerinde karışık olarak bulunur. İlk olarak mavi küf kendini belli eder ve bunun üzerine kısa zamanda yeşil küf kaplar. Yeşil küf ve mavi küf sporları havada her yana kolayca yayılır; meyveye yaradan girer. Yeşil küfle bulaşık meyve, mavi küfle bulaşık olana nazaran temas ettiği meyveyi daha çabuk hastalandırır.
1- Kültürel Tedbirler a) Hasattan önce çeşitli hastalık ve zararlılara karşı iyi bir mücadele yapılmalıdır. b) Hasat sırasında meyveler yaralanmamalı ve yere düşen meyveler toplanmamalıdır. c) Sarartma odası temiz tutulmalı ve önceden dezenfekte edilmelidir. d) Paketleme evlerinde fazla yığın yapılmamalı ve çürük veya yaralı olanları ayırmalıdır. e) Temizlenmiş ilaçlanmış veya ilaçlanmamış meyveler Difenilli kağıtlara sarılmalıdır. d) Ambalaj sandıklarına meyveler sıkışık istif edilmemelidir.
2- Kimyasal Mücadele Hasattan hemen önce veya sonra yapılarak meyvelerin ambalajlara ilaçlanmış olarak girmesi sağlanmalıdır.
TURUNÇGİL DAL YANIKLIĞI Turunçgil Dal Yanıklığı turunçgillerin genel bir hastalığıdır. Etmen bakteri 28 ve 30°C larda en iyi gelişme gösterir gelişmenin en yüksek sıcaklığı 35°C , en düşük sıcaklığı 1 °C olup sıcakta ölüm noktası 51 °C ' dir. Etmen bakteri bitkiyi yaprak sapındaki bir yara veya bir çatlaktan girer.
Mücadelesi
1. Kültürel tedbirler a) Gübreleme ve sulamanın ayarlanmasıyla yeni sürgünlerin kışa odunlaşmış olarak girmesi sağlanmalıdır. b) Bahçe rüzgarlara karşı rüzgar kıranlarla korunmalıdır. c) Aşırı hasta dallar kesilip yakılmalıdır.
2- Kimyasal Mücadele Kasım ve Aralık sonunda %1-1,5'luk bordo bulamacıyla ilaçlama yapılmalıdır. Bununla birlikte çiçek tomurcuklarının teşekkülüne kadar havalar hastalığın çıkışına elverişli olduğu taktirde ilaçlamaya devam edilmelidir.
TURUNÇGİLLERDE KAVLAMA GRUBU VİRÜS HASTALIKLARI Bu hastalıklar turunçgil ağaçlarında, ilkbahar sürgün büyüme mevsiminde yeni oluşan genç yapraklar ve damarcıklarında renk açılmalarına veya açık yeşil renkte bant oluşmalarına neden olur. Ayrıca yapraklar üzerinde küçük nokta şeklinde veya daha büyük çapta açık renkli lekeler oluşabilir.
TURUNÇGİL GÖÇÜREN VİRÜS HASTALIĞI Hastalık etmeni bir virüstür. Virüs bitkinin tüm aksamında bulunur. Ayrıca bu hastalık yaprak bitleri tarafından turunçgiller taşınabilir. Hastalık turunca aşılı ağaçlarda aşırı bodurluk, dallarda kuruma ve çalılaşma, geriye doğru ölüm, yapraklarda soluk yeşil renk ve matlaşma oluşturur.
SATSUMA CÜCELİK VİRÜS HASTALIĞI Bu virüs ağacın tüm aksamında bulunur. Esas olarak yapraklarda belirti oluşturur. Ağaçların sürgünlerinde büyüme durur ve anormal şekilli yapraklar oluşur.
TURUNÇGİL TAŞLAŞMA VİRÜS HASTALIĞI Hastalık bir virüs tarafından oluşturur. Bu virüs ağacın tüm aksamında bulunur. Hastalığın en belirgin özelliği meyvelerde küçülme ve özellikle yaz aylarında şiddetli meyve dökümüdür.
TURUNÇGİL CÜCELEŞME HASTALIĞI Ağacın tüm aksamında bulunur. Hastalık aşı gözü veya aşı kalemleri ile taşınır.
TURUNÇGİLLERDE GÖZENEKLEŞME HASTALIĞI Ağacın tüm aksamında bulunur. Hastalık aşı gözü veya aşı kalemleri ile taşınır.
TURUNÇGİL PALAMUTLAŞMA VEYA YEDİVERENLEŞME HASTALIĞI Turunçgil ağaçlarının besin taşıyan borularında bulunur. Hasta ağaçlarda yaprakların şekli bozulur, yapraklar küçülür. Küçülen ve şekli bozulan bu yapraklar çukurlaşarak kaşık şeklini alır. Dallarda boğum araları kısalır. Hastalıklı ağaçlarda yılın her mevsiminin çiçek ve irili ufaklı meyveler bulunması çok dikkat çekici bir durumdur.
VİRÜS VE VİRÜS BENZERİ HASTALIKLARIN TAŞINMA YOLLARI Hasta ağaçlardan alınan hastalıklı aşı gözü ve kalemleri aşı bıçağı, budama aletleri, yaprak pireleri, afitler gibi böcekler sağlam ağaçlara bulaştırılır.
VİRÜS VE VİRÜS BENZERİ HASTALIKLARLA MÜCADELE 1- Hastalıklı ağaçlardan aşı gözü ve aşı kalemi alınmamalı, hastalıklı ağaçlarda kullanılan aşı bıçağı ve budama aletleri sağlam ağaçlarda kullanılmamalı. 2- Hastalık taşıyan yaprak pireleri ve afitler gibi böceklerle mücadele edilmeli. 3- Hastalıklı bitki dikilmemeli. 4- Bahçede hastalıklı bitki görüldüğü taktirde sökülüp yakılmalıdır.
FİZYOLOJİK HASTALIKLAR ÇİNKO NOKSANLIĞI Yaprakların damar araları sararır. Damarlar yeşil kalır. Yapraklar normale göre küçük ve şekilleri bozuktur. Meyveler gelişemez, küçük kalır. Verim ve kalite düşer. Meyvenin içi kuru sert lifli ve tatsız olur.
Çinko Noksanlığını Oluşturan Etmenler Çinko noksanlığı çoğunlukla kumlu, çakıllı, rutubeti çok yerlerde kendini gösterir. Yüksek asitli, ağır ve killi topraklarda fazla sulanan rutubetli bahçelerde de görülür. Ayrıca fazla miktarda organik madde verilen topraklarda da çinko noksanlığına rastlanmaktadır.
Çinko Noksanlığının Giderilmesi Kültürel uygulamalar a) Toprak ve iklimin uygun olmadığı yerlerde turunçgil bahçesi tesis etmemek. b) Gübrelemeyi analiz sonuçlarının öngördüğü esasa göre yapmak, c) Su tutan ağır toprakları sık sık işlemek, d) Toprak kireçli ise bol çiftlik gübresi ve yeşil gübre ile ıslah etmek, Kimyasal uygulamalar Uygulama genellikle ilkbaharda gelişmenin en hızlı olduğu devrede veya hemen bu devreyi takiben yapraklara pülverizasyon şeklinde yapılmalıdır.
DEMİR NOKSANLIĞI Demir Noksanlığı Klorozunun tipik belirtisi yapraklarda görülür. Demir, bitki yapısı içinde kolay taşınamadığı için yapraklarda sarıdan sarımsı beyaza kadar değişen bir renk bozulması olur. Ilk başlangıçta damarlar yeşil kalmasına rağmen ileri hallerinde yaprağın her tarafı sararır. Daha çok genç yapraklarda kendini gösterir. Çok şiddetli noksanlıklarda meyvelerin küçükken sarardığı da görülmüştür. Verim ve kalitedeki bozukluk da dikkati çeken önemli bir husustur. Çoğunlukla kireçli ve alkali topraklarda kendini gösterir. Asit karakterli topraklarda fosfor düzeyi yüksek olduğu takdirde ortaya çıkar. Demir Noksanlığının Giderilmesi a) Uygun olmayan yerlerde turunçgil dikimi yapılmamalıdır. b) Sulama düzenli yapılmalıdır. b) Kireçli, fosfatlı gübreler aşırı dozda kullanılmamalıdır. c) Organik gübre kullanılmasına özen verilmelidir. d) Toprak sürülerek havalandırılmalıdır. Kimyasal Önlemler Uygulamalar Mart-Nisan aylarında yapılır. Ayrıca demir içeren yaprak gübreleri de çiçek dökümünden sonra 15 gün ara ile iki defa pülverize edilebilir.
TURUNÇGİL ZARARLILARI
KIRMIZI VE SARI KABUKLU BİTLERI Turunçgillerin dal, gövde, yaprak ve meyvelerinde bitki özsuyunu emerek zararlı olurlar. Meyveler küçük kalır, yapraklarda klorofilsiz oluşamaz, gözenekleri kapattığı için özümlemeye engel olurlar ve çok ileri zararlanma durumunda dalları hatta ağacı tamamen kurutabilirler. Bu kabuklu bitler yerleşim alanlarına yakın, tozlu yol kenarlarında yoğun olarak bulunur. Budama, gübreleme, sulama, tavında toprak işlemesi gibi bakım işlemlerinin zamanında yapılarak ağaçların kuvvetli bulundurulması, ağaç taçları arasında 1-1.5 m aralık bulundurularak bahçe içerisinde hava akımının sağlanması, tozlu yol varsa tozun kalkmaması için gerekli önlemlerin alınması, gibi kültürel önlemlerin alınması bu zararlılarla mücadelede başarıyı arttırır. Zararlının varlığı ve yoğunluğu kışın yapraklarda, ilkbaharda fındık büyüklüğüne ulaşan meyvelerde, sürgün veya yapraklarda, daha ileri dönemlerde iri meyvelerde yapılan kontrollerle belirlenerek mücadele zamanına karar verilir.
UNLU BİT Bazen tek başına çoğunlukla koloni halinde, yumakçıklar şeklinde çanak yaprakların altında, bitişik meyve ve yaprak aralarında, göbekli portakallarda göbek kısımlarında bulunurlar. Budama, gübreleme, sulama gibi bakım işleri yerinde yapılarak ağaçların kuvvetli bulundurulması, yabancı ot mücadelesi yapılması, ağaç taçları arasında aralık bırakılarak hava akımının sağlanması, gibi kültürel önlemlerin yerine getirilmesi gerekir. Parazit ve predatörlerin bahçede başarılı olabilmesi için bunların faaliyetine engel olabilen karıncalarla iyi bir mücadele yapılması büyük yarar sağlar
BEYAZ SİNEKLER Beyaz sinekler bitki özsuyunu emerek ağaçların gelişmesinin azalmasına, meyvelerin küçük kalmasına, şeker oranının düşmesine, çıkardıkları tatlı maddeler ağaçların isli bir görünüm almasına ve ağaçların verimlerinin düşmesine neden olurlar. Beyaz sineklerle mücadelede bahçe tesis edilirken bu zararlılarla bulaşık alanlardan yapraklı fidanlar getirilmemeli, eğer getirilecekse etkili bir ilaçla ilaçlanmalıdır. Turunçgil beyaz sineğinin bulunduğu bahçelerde Aralık-Şubat ayları arasında ağaçlar meyvesizken tüm koşniller içinde tavsiye edilen yazlık beyaz yağlarla bir kış ilaçlaması yapılmalıdır.
TORBALI KOŞNİL Bitkinin özsuyunu emerek gelişmesini yavaşlatır, hatta kurutur. Çıkardıkları tatlı madde ile yaprak ve meyvenin islenmesine neden olur. Bahçede bakım işlemleri usulüne uygun bir şekilde yapılarak ağaçlar kuvvetli bulundurulmalıdır. Zararlı özellikle gövde kalın dallarda görüldüğünde bez parçası ile sıyrılarak temizlenmelidir. Bu zararlı doğada bol miktarda bulunan bir gelin böceği tarafından tamamen kontrol edilebilmekte ve ilaçlı mücadeleye gerek kalmamaktadır.
YILDIZ KOŞNİLİ Bitki özsuyunu emerek ağaçların zayıf kalmasınâ, verim ve meyve kalitesinin azalmasına neden olur. Çıkardıkları tatlı maddeler nedeniyle ağaç ve meyveler isli bir görünüm alır. Ortalama olarak yaprak başına 1'den fazla zararlı düşüyorsa ilaçlama gerekir.
YAPRAK BİTLERİ Turunçgillerin taze sürgün ve yapraklarında genellikle koloniler halinde bulunurlar. Bitki özsuyunu emerek yaprakların küçük kalmasına, kıvrılmasına dolayısıyla ağaçların gelişememesine, çıkardıkları tatlı maddeler sonucu yaprakların islenmesine ve ayrıca virüslerin taşınmasına neden olurlar. Bahçede bakım işlemlerinin usulüne uygun olarak yapılması, gereğinden fazla azotlu gübre kullanılmamasına ve tavsiye dışı geniş etkili ilaçlara yer verilmemesi gibi kültürel önlemlerin alınması mücadeledeki başarıyı artırır. Yaprakbitleri turunçgillerde en çok doğal düşmanı bulunan zararlılardan birisidir.
YAPRAK PİRELERİ Emgi yapmak suretiyle meyvelerde kabuk üzerinde lekelerin oluşmasına neden olurlar. Mücadelesinde bakım işlemlerinin zamanında ve uygun bir şekilde yapılması, yabancı ot kontrolüne önem verilmesi, yaprak pirelerinin zararlı olduğu diğer kültür bitkilerinde bu zararlıya karşı mücadele yapılması gibi tedbirlerin alınması yarar sağlar.
LİMON ÇİÇEK GÜVESİ Tırtıllar beslendikleri çiçekleri tahrip ederek meyve tutumuna engel olurlar. Mücadelesi için yaz aylarında çiçek açan virüslü ağaçların yok edilmesi, daima çiçek açan yediveren çeşitlenin bahçede bulundurulmaması vır bakım işlemlerinin usulüne göre yapılması gibi kültürel tedbirlerin alınması yararlı olur.
HARNUP GÜVESİ Kışı ağaçlar üzerinde veya altında bulunan dökülmüş meyvelerde, a§aç kabukları altında larva döneminde geçirirler. Temmuz ayında turunçgillere geçerek göbekli portakal ve unlu bitle bulaşık altıntoplara yumurta bırakırlar.
AKDENİZ MEYVE SİNEĞİ Akdeniz Meyve Sine¢ine konukçuluk yapan bitkilerin (Kayısı, şeftali, incir , avokado, mandalina) turunçgil bahçeleri içine veya yakınına dikilmemesi, bu zararlıdan dolayı dökülen meyvelerin toplanarak derince gömülmesi gibi kültürel önlemler mücadelesindeki başarıyı artırır.
PAS BÖCÜSÜ Larvalar ve erginler yaprak, filiz ve meyvelerde emgi yapmak suretiyle zararlı olurlar. Emgi sonucu meyve üzeri pas renginde lekelerle kaplanır. Turunçgil ağaçları arasında sebze yetiştirilmemesi ve her türlü bakım işlemlerinin usulüne uygun olarak yapılması gerekir. Mücadelesi için bir öncesi yıl bahçede pas böcüsü zararı görülmüş ise diğer zararlılara karşı yapılacak olan kış ilaçlamasında akarisitlere de yer verilmelidir.
TURUNÇGİL TOMURCUK AKARI Çiçekler normalden kısa, kalın ve çatallı olur. Böyle çiçeklerin çoğu meyve bağlayamaz, meyve bağlayanlarda tipik şekil bozuklukları olur. Yaprak ve filizler rozetleşir.
TURUNÇGİL KIRMIZI ÖRÜMCEĞİ Turunçgillerde yaprak ve meyve üzerine emme suretiyle beslenerek zararlı olurlar. Zarar gören yapraklar çabuk kurur ve erken dökülürler. Kuru ve sıcak havalarda yoğunluğu artar. Daha çok geniş etkili ilaçların kullanıldığı bahçelerde ortaya çıkar ve zararlı olurlar.
İKLİM Turunçgiller Ülkemizde Akdeniz, Ege ve kısmen de Doğu Karadeniz bölgelerindeki, iklim şartlarının uygun olduğu yörelerde yetiştirilir. Yetiştiriciliğini sınırlayan en önemli iklim olayı, düşük sıcaklıklar (don) dır. Türlerin düşük sıcaklıklara dayanıklıları farklılıklar gösterir. Limon 0°C , portakal -2°C , altıntop -3°C ve mandarin -4°C'nin altında zarar görür. Zararın şiddeti don olayının süresine bağlıdır. Uzun sürerse zararı da artar. İkinci önemli iklim faktörü, rüzgardır. Rüzgar hem şiddetiyle (ağaçların kırılması, meyve dökümü), hem de soğukluğuyla turunçgillere zarar verir.
ANAÇ Akdeniz bölgesinde yetiştirilecek olan bütün çeşitlerin, uygun anacı turunçtur. Satsuma mandarin yetiştirilecek yöreler için ise, anaç olarak üç yapraklı ve melezleri uygun olmaktadır. Melezlerden Troyer ve Karrizo Sitranjları kullanılmalıdır.
TOPRAK Dikimden önce arazinin toprağı, mutlaka analiz ettirilmelidir. Toprak asitliği hafif veya nötr dolaylarında olmalıdır (pH= 5,5-6,5). Turunçgiller, bitki besin maddelerince zengin, süzek, geçirgen toprakları tercih eder. Toprağın derinliği en az 1 m olmalıdır. Taban suyu yüksek olan toprakları, hiç sevmez. Böyle yerlerde, mutlaka drenaj yapılmalıdır. Ağır bünyeli ve fazla kireçli topraklarda turunçgiller için tercih edilmez.
TURUNÇGİL BAHÇESİ YERİNİN SEÇİMİ İklim, toprak ve sulama şartlarının uygunluğu araştırılır. Çukur ve alçak araziler ile, vadi tabanlarına bahçe kuramaz. Yöneyi güneye doğru olan araziler tercih edilir. Hakim soğuk rüzgarlara açık araziler ile, şehirlere çok yakın alanlar da tercih edilmez. Don tehlikesinin bulunduğu yörelerde, bahçe tesis edilirken, korunma tedbirleri alınmalıdır.
BAHÇE TESİSİ Turunçgil yetiştiriciliği için, öncelikle, kaliteli fidan üretimi veya temini gerekir. Günümüzde virüsten-temiz Turunçgil fidanı elde etmek üzere, Antalya Narenciye Araştırma Enstitüsü, tesislerini hazırlamış olup; virüsten ari fidan üretimine .geçmiştir. Bahçelerin virüssüz fidanlarla kurulması tercih edilmelidir Sağlıklı fidanların, iyi ürün elde edebilmek için, dikiminde de özen gösterilmesi gereklidir. Dikimden önce, arazi parsellere ayrılır. Yabancı ot ve diğer bitkiler temizlenir. Kaliteli ve bol meyve elde edebilmek için, bahçenin kenarına rüzgar kıran dikilmelidir Bunun için, yayvan ve dikine gelişen serviler tercih edilir. Araları 1 m 'den daha sık olmamalıdır. Eğer arazinin tesviyesi bozuksa, dikim öncesi tesviye yapılır. Daha sonra, önerilen dikim aralıklarına göre, dikim yerleri işaretlenir. Turunçgillere kare dikim tercih edilir. Çeşitlere göre, dikim aralıkları 5 ila 8 m arasında değişir:
Tür ve Çeşit Aralıklar
Vaşington portakalı 7x7m
Yafa-Valensiya portakalı 8x8m
Limonlar 7x7m
Satsuma mandarini 5x5m
Klemantin mandarini 6x6m
Altıntoplar 8x8m
Ülkemizde, uygun dikim zamanı ilkbahar dönemidir. Şubat ortalarında nisan sonlarına kadar, dikime devam edilebilir. Dikimden önce, fidanlarda budama yapılmalıdır. Naylon (polietilen) torbalarda yetiştirilen fidanlarda da, dikim budaması uygulanmalıdır. Fidanların tutması ve gelişmesi için, bu husus çok önemlidir. Naylon torbalardaki fidanlar, genellikle gölge evlerinde yetiştirildiklerinden; dikimden önce, topluca 10-15 gün süreyle, güneş altında bekletilmelidir. Dikimin derin olmamasına çok dikkat etmelidir. Dikimden sonra toprak sıkıştırılmalı, fidan başına, en az 35- 40 litre can suyu verilmelidir. Dikimi yapılan fidanların gövdeleri, hava şartlarına (özellikle güneşe) karşı korunmak amacıyla, kalın bir kağıtla sarılmalıdır. Fidan büyüdükçe, kağıdın yerine kireç boyama da yapılabilir. Sık aralıklarla dikilmiş eski bahçelerden, yeterli miktarda ve kaliteli meyve elde etmek için, ağaçların mutlaka seyreltilmesi gerekir. Bu suretle, her türlü bakım işlemi de kolay uygulanabilir hale gelecektir. Seyreltme, verilen plana uygun olarak, köşegen doğrultusunda yapılmalıdır. BUDAMA Budama; ağaçların dengeli ve kuvvetli taç oluşturması; verimlilik süresinin uzatılması; fazla ve kaliteli ürün elde edilmesi; uygun olmayan iklim koşullarıyla, hastalık ve zararlıların olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması; zirai mücadelede başarının artması; hasatta kolaylık; bazı durumlarda, verimden düşmüş ağaçların yeniden kazanılması gibi, yararlar sağlar. Şekil budaması yapılmış olan fidanlar, bahçeye dikilince, 2-3 yıl süreyle budama yapılmaz. Eğer fidanlarda şekil budaması yapılmamışsa, bu işlem bahçede uygulanır Fidan meyveye yatıncaya kadar, yalnız ana dallarla, bundan çıkan iskelet dalları kısaltılır. Sıkışıklık yapan, istenmeyen sürgünler çıkarılır. Ağacın ortasından geçip, çatallaşma ve karışıklık yaratan dallar mutlaka alınmalıdır. Budama öncesi ve budamada; ağaç değiştirirken budama aletleri, mutlaka ilaçlarla muamele edilmelidir. Turunçgillerde budama zamanı, kış soğukları tehlikesinin ortadan kalktığı ancak, ağaçların yeteri kadar uyanmadığı, Şubat-Mart aylarıdır. Ancak uçkurutan hastalığıyla bulaşık olan limon bahçeleri, sıcak aylarda (Temmuz- Ağustos) budanmalıdır.
Genel olarak, dikkat edilecek hususlar şu şekilde olmalıdır: Öncelikle, kuru dallar alınır. Obur dalların, büyümesine müsaade etmeden, her zaman alınması gereklidir. Birbiri üzerine binmiş ve sürtünme meydana getiren dallardan, alttaki dallar çıkartılır. Beş parmak ve daha kalın dalların yeri, kesimden 1 gün sonra, mutlaka macunlanmalıdır.
TOPRAK İŞLEME Turunçgillerde, yıllık bakım işlerinden toprak işlemede; toprak ya işlenmez ya da en az düzeyde işlenir. Toprak işlemenin genelde amacı, yabancı otları imha etmektir. Bu işlem uygun ot öldürücü ilaçlarla da yapılabilir. Akdeniz ve Ege Bölgesi koşullarında toprak; kışın örtülü bırakılarak, yazın işlenir. Turunçgiller, derin işlenmeye çok hassas olup; bu yapıldığında, kökler büyük oranda zarar görürler. Buna bağlı olarak, meyve küçük kalır ve ağaçlarda gelişme yavaşlar. Turunçgillerde en uygun toprak işleme derinliği, 8 ila 12 cm civarındadır. Toprak, mutlaka tavlı olduğu zaman işlenmelidir. Toprak işleme aletleri ağır olmamalıdır. Ağır işleme, toprağın sıkışmasına neden olur; bu durumda ağaçların beslenmesi engellenir.
SULAMA Genellikle, yaz aylarının kurak geçtiği; Akdeniz ve Ege Bölgelerinde, turunçgillerde sulama gerekir. Sulama suyu yeterli miktarda bulunmalı ve iyi kalite özellikleri taşımalıdır. Sodyum, klor ve bor gibi elementler, suda çok düşük miktarlarda bulunmalıdır. Ülkemizde, turunçgillerin sulanmasında genellikle, çanak veya tava ile, karık usulü uygulanır. Yeni kurulan turunçgil bahçelerinde, karık usulü tercih edilmelidir Türlerin su ihtiyacı değişiktir. En çok limonlar su ister. Daha sonra birbirine yakın miktarlarla altıntop ve portakallar gelir. En az su mandarinlerde verilir. Yıllık su ihtiyacı, 875- 925 mm arasında değişir. Sulama aralıklarının tespitinde, hava kuraklık durumu ve toprak yapısı, en önemli faktörlerdir. Nisan-Mayıs aylarında başlayan sulamalar havaların çok kurak seyrettiği, Temmuz-Ağustos aylarında, daha sık aralıklarla yapılmalıdır. İklime bağlı olarak yapılan sulamalar, Ekim-Kasım aylarına kadar devam eder. Turunçgillerde, 15 ila 35 gün arayla yapılacak yüzey sulaması genellikle yeterlidir. Damla ve yağmurlama sulama da, Ülkemiz turunçgil bahçelerine girmiş bulunmaktadır. Bunların, verim ve kalite artışı yönünden önemli avantajları vardır. Özellikle sulama suyunun yetersiz olduğu yörelerde, başarıyla kullanılabilir.
GÜBRELEME Turunçgillerde tekniğine göre gübreleme için, mutlaka ve toprak analizlerinin yaptırılması gerekir. Analiz için yaprak ve toprak örnekleri, Eylül ortasından Kasım başına kadar olan dönemde ve mutlaka uzman elemanlarca alınmalıdır. Turunçgillerin gübrelenmesi ile ilgili, yaprak ve toprak analizleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı İçel, Antalya, Alata ve İzmir-Bornova'daki, uzman elemanların çalıştığı, modern laboratuarları bulunan, araştırma enstitülerinde yaptırılabilmekte ve gübreleme tavsiyeleri buralardan kısa sürede alınabilmektedir. Gübrelerin mutlaka bu tavsiyeler doğrultusunda verilmesi gerekir. Genelde, en fazla miktarda gübre limonlara, en az mandarinlere orta derecede portakal ve altıntoplara verilir. Gübrelemede, ilk uygulama Kasım-Aralık aylarında yapılır. Bu devrede, fosforlu ve potaslı gübrelerle, çiftlik gübresi; ağacın taç hizasına açılacak 15- 20 cm derinlik ve genişlikteki, çukur veya bant içerisine verilerek üzeri kapatılıp bahçe sulanır. Azotlu gübrelerin ilk uygulaması ise, çiçeklenme devresinden önce yani tomurcuklanma dönemidir. Bu dönem genellikle Ocak sonu Şubat başına rastlar. Azotlu gübre, ağaçların taç çevresine serpilerek verilir. 2. uygulama ise; Mayıs ayı ortalarından, Haziran ayının ilk haftasına kadar olan devrede, sulama suyuyla birlikte yapılır. Gerek gübre miktarında, gerekse veriliş şekil ve zamanlarında , tavsiyelere mutlaka uyulmalıdır.
HORMON UYGULAMASI Turunçgillerde bitki gelişmesini düzenleyiciler (hormonlar) genellikle; meyve tutumunun artırılması (Klemantin mandarini) amacıyla kullanılır. Bununla birlikte, bazı çekirdeksiz çeşitlerde (Vaşington ve Yafa portakalları ile altıntoplar) Haziran dökümü ve hasat önü dökümlerinin azaltılması için de kullanılabilir. Bunun için, resmi kuruluşlardaki uzmanlara başvurulmalıdır. Aksi halde, beklenilen amacın tam tersi bir tepki elde edilebilir. Uygulamalarda, bu faydaları sağlamak üzere, ruhsat almış maddeler kullanılmalıdır. Ruhsatı olmayan maddelerin kullanımı; hem beklenen faydanın çıkmamasına neden olur, hem de insan ve çevre sağlığı yönünden zararlar meydana getirebilir.
HASAD Eğer yıllık bakım işleri tekniğine göre yapılmışsa; hasatta üreticinin yüzü gülecek ve daha çok ve daha kaliteli meyve elde edecektir. Hasat, uzman işçiler tarafından ve tekniğine uygun olarak yapılmalıdır. Bütün ürünler gibi, turunçgillerinde, hasat zamanının tesbiti çok önemlidir. Zamanında erken veya daha geç yapılacak hasat; meyve kalitesini düşürür ve dayanıklılığını azaltır. Hasat, mutlaka olgun meyvelerde yapılmalıdır. Olgunluğun tespitinde, genellikle, meyvede usare oranı, şeker, asitlik ve meyve kabuk rengi değişimleri göz önüne alınır. Esasen, uzun yıllar boyunca hasat yapıldığından, hasat zamanın belirlenmesinde, fazla bir yanılma olmaz. Hasat temizlenip ilaçlanmış makasla yapılmalı ve saplar uzun bırakılmalıdır. Hasat sırasında, hava açık veya güneşli olmalı, ağaçlar ıslak olmamalıdır. Hasatta merdiven kullanılmalı; hasat yapılırken ağaçlara zarar verilmemelidir. Hasada başlarken, önce ağaçların, etek dallarındaki meyveler toplanmalıdır. Hasat edilen meyvelerin zarar görmemesi için, toplama kaplarının içleri, düzgün olmalı veya gerekli önlemler alınmalıdır. Hasat edilen meyvelerden, bereli ve hastalıklı olanları ayıklandıktan sonra, taşıma kaplarına konulmalıdır. Taşıma kapları, hastalık bulaşmalarını önlemek için, doğrudan toprağa konulmamalıdır. Toplanmış meyveler, bahçede 1 gece bekletilmelidir.
AMBALAJLAMA Her ne kadar, hasat edilen meyveler, az miktarda olduklarında, bahçenin kenarında tasnif edilip ambalajlanabilirse de; meyve çoğaldığında ve iyi bir ambalaj yapmak için, mutlaka paketleme evleri kullanılmalıdır. Türkiye'de üretilen bütün meyveleri işleyecek kapasitede paketleme evi bulunmaktadır. Bunlar yetiştirme bölgelerine dağılmış durumdadır. Taşıma kapları ile topluca paketleme evlerine getirilen meyveler, burada, bantlar üzerinde önce ayıklanır, daha sonra yıkama bölümlerinde, özel ilaçlı sıvalarla ve fırçalarla temizlenir. Gerekirse (özellikle ihracaat için) mumlanır ve kurutulur. Daha sonra, çaplarına göre boylanarak, uygun boyutlardaki ambalaj sandıklarına yerleştirilir. Bu suretle, meyveler iç ve dış pazarlama için, hazırlanmış olur.
DEPOLAMA Turunçgillerde en ihmal edilen hususlardan birisi de depolamadır. Halbuki, depolamanın çok önemli avantajları bulunmaktadır. Bunlar; - Ağaç üzerinde oluşan kaliteyi, meyve tüketilinceye kadar muhafaza etmek, - Pazara düzenli olarak meyve arz edilerek, fiyat istikrarı sağlamak, - Özellikle ihracaat için, toplu ve düzenli meyve temin etmek; Bu avantajlardan yararlanabilmek için, meyveler mutlaka, soğuk depolara konularak muhafaza edilmelidir. Turunçgil meyveleri, adi depolarda veya makineyle soğutulan depolarda muhafaza edilirler. Kış aylarında, adi depo olarak, havalandırılabilen herhangi bir oda kullanılabilir. Havalar ısındıktan sonra, bu odalarda meyve muhafaza edilmez. Ülkemizde, "yatak limonculuğu" denilen işlem, buna örnektir. Kış aylarında hasat edilen limonlar, Mart ayına kadar üretildikleri yerlerdeki adi depolarda saklanır. Havalar ısınınca, Ürgüp'teki tabii mağaralara götürülür. Bu şekilde limonlar, Ağustos ayına kadar muhafaza edilebilmektedir. Meyveler, adi depoya veya makine ile soğutulan modern depolara konmadan önce, ambalajlanmalıdır. Depolanacak meyveler, ambalajlanmadan önce veya ambalajlama sırasında, hastalıklara karşı mutlaka ilaçlanmalıdır. Aynı şekilde, soğuk depolarda temizlenip ilaçlanmalıdır. Kullanılacak ilaçlar için, resmi kuruluşlardaki uzmanlara başvurulmalıdır. Soğuk depolara ambalajlanmış meyveler, ambalaj kaplarının arasından hava geçebilecek şekilde istiflenmelidir. Turunçgil meyvelerinin depolanmasında, nispi rutubet genellikle % 85-90 olmaktadır.
Depo sıcaklıkları ile muhafaza süreleri, türler itibariyle aşağıdaki gibidir: Mandarinler: 3-4 derecede 2-3 ay Portakallar: 5-6 derecede 5-6 ay Altıntoplar: 7-9 derecede 6-7 ay Limonlar: 10-12 derecede 7-8 ay Gerek hasat mevsiminin 9 aylık döneme yayılması; gerekse uzun sayılabilecek bir depolama süresine sahip olmaları nedeniyle; turunçgil meyveleri taze olarak pazarlanabilmekte ve tüketilmektedir.
TURUNÇGİL HASTALIKLARI UÇKURUTAN HASTALIĞI Özellikle de limonlarda büyük zarar oluşturan çok tahripkar bir hastalıktır. Yeni bulaşmalar en fazla sonbaharda ve ilkbaharda en az kışın olmaktadır.
Hastalığın Belirtileri Yapraklar aniden solar, dalcıklar kurur. Limonlarda büyük dallar ve daha sonra bir veya iki yıl içinde ağacın tamamı kurur.
Kültürel Tedbirler a) Bahçeye dikilecek fidanlar hastalıksız olmalıdır. b) Hasta fidanlar imha edilmelidir. c) Hastalıklı dallar budanmalıdır. d) Gübreleme zamanı iyi ayarlamalıdır.
GÖVDE ZAMKLANMASI VE KAHVERENGİ MEYVE ÇÜRÜKLÜĞÜ Hastalık, bitkinin toprağa yakın kök boğazı ve gövdesinde meydana geldiği zaman "Gövde Zamklanması" meyvelerde olduğu zaman "Kahverengi Çürüklük" adını alır.
Kimyasal Mücadele
a ) Gövde Enfeksiyonlarına Karşı 1. Sağlam ağaçlar Ekim, Ocak, Mart başlarında koruyucu olarak %2'lik Bordo bulamacı ile gövde ve kalın dallardan ilaçlanmalı. 2. Hasta kısımları, temizlendikten sonra 25- 30 cm 'den prümüs Alevi ile yıkanır, %0.3'lük Potasyum Permanganat ile fırça ile sürülerek ilaçlanır.
b) Meyve Enfeksiyonlarına Karşı Ekim ayında ilaçlanır, gerekirse 15 gün sonra tekrarlanır. %1'lik Bordo bulamacı veya %0.3'lük Captan 50 kullanılır.
MAVİ VE YEŞİL KÜF Genel olarak yeşil küf ve mavi küf aynı meyve üzerinde karışık olarak bulunur. İlk olarak mavi küf kendini belli eder ve bunun üzerine kısa zamanda yeşil küf kaplar. Yeşil küf ve mavi küf sporları havada her yana kolayca yayılır; meyveye yaradan girer. Yeşil küfle bulaşık meyve, mavi küfle bulaşık olana nazaran temas ettiği meyveyi daha çabuk hastalandırır.
1- Kültürel Tedbirler a) Hasattan önce çeşitli hastalık ve zararlılara karşı iyi bir mücadele yapılmalıdır. b) Hasat sırasında meyveler yaralanmamalı ve yere düşen meyveler toplanmamalıdır. c) Sarartma odası temiz tutulmalı ve önceden dezenfekte edilmelidir. d) Paketleme evlerinde fazla yığın yapılmamalı ve çürük veya yaralı olanları ayırmalıdır. e) Temizlenmiş ilaçlanmış veya ilaçlanmamış meyveler Difenilli kağıtlara sarılmalıdır. d) Ambalaj sandıklarına meyveler sıkışık istif edilmemelidir.
2- Kimyasal Mücadele Hasattan hemen önce veya sonra yapılarak meyvelerin ambalajlara ilaçlanmış olarak girmesi sağlanmalıdır.
TURUNÇGİL DAL YANIKLIĞI Turunçgil Dal Yanıklığı turunçgillerin genel bir hastalığıdır. Etmen bakteri 28 ve 30°C larda en iyi gelişme gösterir gelişmenin en yüksek sıcaklığı 35°C , en düşük sıcaklığı 1 °C olup sıcakta ölüm noktası 51 °C ' dir. Etmen bakteri bitkiyi yaprak sapındaki bir yara veya bir çatlaktan girer.
Mücadelesi
1. Kültürel tedbirler a) Gübreleme ve sulamanın ayarlanmasıyla yeni sürgünlerin kışa odunlaşmış olarak girmesi sağlanmalıdır. b) Bahçe rüzgarlara karşı rüzgar kıranlarla korunmalıdır. c) Aşırı hasta dallar kesilip yakılmalıdır.
2- Kimyasal Mücadele Kasım ve Aralık sonunda %1-1,5'luk bordo bulamacıyla ilaçlama yapılmalıdır. Bununla birlikte çiçek tomurcuklarının teşekkülüne kadar havalar hastalığın çıkışına elverişli olduğu taktirde ilaçlamaya devam edilmelidir.
TURUNÇGİLLERDE KAVLAMA GRUBU VİRÜS HASTALIKLARI Bu hastalıklar turunçgil ağaçlarında, ilkbahar sürgün büyüme mevsiminde yeni oluşan genç yapraklar ve damarcıklarında renk açılmalarına veya açık yeşil renkte bant oluşmalarına neden olur. Ayrıca yapraklar üzerinde küçük nokta şeklinde veya daha büyük çapta açık renkli lekeler oluşabilir.
TURUNÇGİL GÖÇÜREN VİRÜS HASTALIĞI Hastalık etmeni bir virüstür. Virüs bitkinin tüm aksamında bulunur. Ayrıca bu hastalık yaprak bitleri tarafından turunçgiller taşınabilir. Hastalık turunca aşılı ağaçlarda aşırı bodurluk, dallarda kuruma ve çalılaşma, geriye doğru ölüm, yapraklarda soluk yeşil renk ve matlaşma oluşturur.
SATSUMA CÜCELİK VİRÜS HASTALIĞI Bu virüs ağacın tüm aksamında bulunur. Esas olarak yapraklarda belirti oluşturur. Ağaçların sürgünlerinde büyüme durur ve anormal şekilli yapraklar oluşur.
TURUNÇGİL TAŞLAŞMA VİRÜS HASTALIĞI Hastalık bir virüs tarafından oluşturur. Bu virüs ağacın tüm aksamında bulunur. Hastalığın en belirgin özelliği meyvelerde küçülme ve özellikle yaz aylarında şiddetli meyve dökümüdür.
TURUNÇGİL CÜCELEŞME HASTALIĞI Ağacın tüm aksamında bulunur. Hastalık aşı gözü veya aşı kalemleri ile taşınır.
TURUNÇGİLLERDE GÖZENEKLEŞME HASTALIĞI Ağacın tüm aksamında bulunur. Hastalık aşı gözü veya aşı kalemleri ile taşınır.
TURUNÇGİL PALAMUTLAŞMA VEYA YEDİVERENLEŞME HASTALIĞI Turunçgil ağaçlarının besin taşıyan borularında bulunur. Hasta ağaçlarda yaprakların şekli bozulur, yapraklar küçülür. Küçülen ve şekli bozulan bu yapraklar çukurlaşarak kaşık şeklini alır. Dallarda boğum araları kısalır. Hastalıklı ağaçlarda yılın her mevsiminin çiçek ve irili ufaklı meyveler bulunması çok dikkat çekici bir durumdur.
VİRÜS VE VİRÜS BENZERİ HASTALIKLARIN TAŞINMA YOLLARI Hasta ağaçlardan alınan hastalıklı aşı gözü ve kalemleri aşı bıçağı, budama aletleri, yaprak pireleri, afitler gibi böcekler sağlam ağaçlara bulaştırılır.
VİRÜS VE VİRÜS BENZERİ HASTALIKLARLA MÜCADELE 1- Hastalıklı ağaçlardan aşı gözü ve aşı kalemi alınmamalı, hastalıklı ağaçlarda kullanılan aşı bıçağı ve budama aletleri sağlam ağaçlarda kullanılmamalı. 2- Hastalık taşıyan yaprak pireleri ve afitler gibi böceklerle mücadele edilmeli. 3- Hastalıklı bitki dikilmemeli. 4- Bahçede hastalıklı bitki görüldüğü taktirde sökülüp yakılmalıdır.
FİZYOLOJİK HASTALIKLAR ÇİNKO NOKSANLIĞI Yaprakların damar araları sararır. Damarlar yeşil kalır. Yapraklar normale göre küçük ve şekilleri bozuktur. Meyveler gelişemez, küçük kalır. Verim ve kalite düşer. Meyvenin içi kuru sert lifli ve tatsız olur.
Çinko Noksanlığını Oluşturan Etmenler Çinko noksanlığı çoğunlukla kumlu, çakıllı, rutubeti çok yerlerde kendini gösterir. Yüksek asitli, ağır ve killi topraklarda fazla sulanan rutubetli bahçelerde de görülür. Ayrıca fazla miktarda organik madde verilen topraklarda da çinko noksanlığına rastlanmaktadır.
Çinko Noksanlığının Giderilmesi Kültürel uygulamalar a) Toprak ve iklimin uygun olmadığı yerlerde turunçgil bahçesi tesis etmemek. b) Gübrelemeyi analiz sonuçlarının öngördüğü esasa göre yapmak, c) Su tutan ağır toprakları sık sık işlemek, d) Toprak kireçli ise bol çiftlik gübresi ve yeşil gübre ile ıslah etmek, Kimyasal uygulamalar Uygulama genellikle ilkbaharda gelişmenin en hızlı olduğu devrede veya hemen bu devreyi takiben yapraklara pülverizasyon şeklinde yapılmalıdır.
DEMİR NOKSANLIĞI Demir Noksanlığı Klorozunun tipik belirtisi yapraklarda görülür. Demir, bitki yapısı içinde kolay taşınamadığı için yapraklarda sarıdan sarımsı beyaza kadar değişen bir renk bozulması olur. Ilk başlangıçta damarlar yeşil kalmasına rağmen ileri hallerinde yaprağın her tarafı sararır. Daha çok genç yapraklarda kendini gösterir. Çok şiddetli noksanlıklarda meyvelerin küçükken sarardığı da görülmüştür. Verim ve kalitedeki bozukluk da dikkati çeken önemli bir husustur. Çoğunlukla kireçli ve alkali topraklarda kendini gösterir. Asit karakterli topraklarda fosfor düzeyi yüksek olduğu takdirde ortaya çıkar. Demir Noksanlığının Giderilmesi a) Uygun olmayan yerlerde turunçgil dikimi yapılmamalıdır. b) Sulama düzenli yapılmalıdır. b) Kireçli, fosfatlı gübreler aşırı dozda kullanılmamalıdır. c) Organik gübre kullanılmasına özen verilmelidir. d) Toprak sürülerek havalandırılmalıdır. Kimyasal Önlemler Uygulamalar Mart-Nisan aylarında yapılır. Ayrıca demir içeren yaprak gübreleri de çiçek dökümünden sonra 15 gün ara ile iki defa pülverize edilebilir.
TURUNÇGİL ZARARLILARI
KIRMIZI VE SARI KABUKLU BİTLERI Turunçgillerin dal, gövde, yaprak ve meyvelerinde bitki özsuyunu emerek zararlı olurlar. Meyveler küçük kalır, yapraklarda klorofilsiz oluşamaz, gözenekleri kapattığı için özümlemeye engel olurlar ve çok ileri zararlanma durumunda dalları hatta ağacı tamamen kurutabilirler. Bu kabuklu bitler yerleşim alanlarına yakın, tozlu yol kenarlarında yoğun olarak bulunur. Budama, gübreleme, sulama, tavında toprak işlemesi gibi bakım işlemlerinin zamanında yapılarak ağaçların kuvvetli bulundurulması, ağaç taçları arasında 1-1.5 m aralık bulundurularak bahçe içerisinde hava akımının sağlanması, tozlu yol varsa tozun kalkmaması için gerekli önlemlerin alınması, gibi kültürel önlemlerin alınması bu zararlılarla mücadelede başarıyı arttırır. Zararlının varlığı ve yoğunluğu kışın yapraklarda, ilkbaharda fındık büyüklüğüne ulaşan meyvelerde, sürgün veya yapraklarda, daha ileri dönemlerde iri meyvelerde yapılan kontrollerle belirlenerek mücadele zamanına karar verilir.
UNLU BİT Bazen tek başına çoğunlukla koloni halinde, yumakçıklar şeklinde çanak yaprakların altında, bitişik meyve ve yaprak aralarında, göbekli portakallarda göbek kısımlarında bulunurlar. Budama, gübreleme, sulama gibi bakım işleri yerinde yapılarak ağaçların kuvvetli bulundurulması, yabancı ot mücadelesi yapılması, ağaç taçları arasında aralık bırakılarak hava akımının sağlanması, gibi kültürel önlemlerin yerine getirilmesi gerekir. Parazit ve predatörlerin bahçede başarılı olabilmesi için bunların faaliyetine engel olabilen karıncalarla iyi bir mücadele yapılması büyük yarar sağlar
BEYAZ SİNEKLER Beyaz sinekler bitki özsuyunu emerek ağaçların gelişmesinin azalmasına, meyvelerin küçük kalmasına, şeker oranının düşmesine, çıkardıkları tatlı maddeler ağaçların isli bir görünüm almasına ve ağaçların verimlerinin düşmesine neden olurlar. Beyaz sineklerle mücadelede bahçe tesis edilirken bu zararlılarla bulaşık alanlardan yapraklı fidanlar getirilmemeli, eğer getirilecekse etkili bir ilaçla ilaçlanmalıdır. Turunçgil beyaz sineğinin bulunduğu bahçelerde Aralık-Şubat ayları arasında ağaçlar meyvesizken tüm koşniller içinde tavsiye edilen yazlık beyaz yağlarla bir kış ilaçlaması yapılmalıdır.
TORBALI KOŞNİL Bitkinin özsuyunu emerek gelişmesini yavaşlatır, hatta kurutur. Çıkardıkları tatlı madde ile yaprak ve meyvenin islenmesine neden olur. Bahçede bakım işlemleri usulüne uygun bir şekilde yapılarak ağaçlar kuvvetli bulundurulmalıdır. Zararlı özellikle gövde kalın dallarda görüldüğünde bez parçası ile sıyrılarak temizlenmelidir. Bu zararlı doğada bol miktarda bulunan bir gelin böceği tarafından tamamen kontrol edilebilmekte ve ilaçlı mücadeleye gerek kalmamaktadır.
YILDIZ KOŞNİLİ Bitki özsuyunu emerek ağaçların zayıf kalmasınâ, verim ve meyve kalitesinin azalmasına neden olur. Çıkardıkları tatlı maddeler nedeniyle ağaç ve meyveler isli bir görünüm alır. Ortalama olarak yaprak başına 1'den fazla zararlı düşüyorsa ilaçlama gerekir.
YAPRAK BİTLERİ Turunçgillerin taze sürgün ve yapraklarında genellikle koloniler halinde bulunurlar. Bitki özsuyunu emerek yaprakların küçük kalmasına, kıvrılmasına dolayısıyla ağaçların gelişememesine, çıkardıkları tatlı maddeler sonucu yaprakların islenmesine ve ayrıca virüslerin taşınmasına neden olurlar. Bahçede bakım işlemlerinin usulüne uygun olarak yapılması, gereğinden fazla azotlu gübre kullanılmamasına ve tavsiye dışı geniş etkili ilaçlara yer verilmemesi gibi kültürel önlemlerin alınması mücadeledeki başarıyı artırır. Yaprakbitleri turunçgillerde en çok doğal düşmanı bulunan zararlılardan birisidir.
YAPRAK PİRELERİ Emgi yapmak suretiyle meyvelerde kabuk üzerinde lekelerin oluşmasına neden olurlar. Mücadelesinde bakım işlemlerinin zamanında ve uygun bir şekilde yapılması, yabancı ot kontrolüne önem verilmesi, yaprak pirelerinin zararlı olduğu diğer kültür bitkilerinde bu zararlıya karşı mücadele yapılması gibi tedbirlerin alınması yarar sağlar.
LİMON ÇİÇEK GÜVESİ Tırtıllar beslendikleri çiçekleri tahrip ederek meyve tutumuna engel olurlar. Mücadelesi için yaz aylarında çiçek açan virüslü ağaçların yok edilmesi, daima çiçek açan yediveren çeşitlenin bahçede bulundurulmaması vır bakım işlemlerinin usulüne göre yapılması gibi kültürel tedbirlerin alınması yararlı olur.
HARNUP GÜVESİ Kışı ağaçlar üzerinde veya altında bulunan dökülmüş meyvelerde, a§aç kabukları altında larva döneminde geçirirler. Temmuz ayında turunçgillere geçerek göbekli portakal ve unlu bitle bulaşık altıntoplara yumurta bırakırlar.
AKDENİZ MEYVE SİNEĞİ Akdeniz Meyve Sine¢ine konukçuluk yapan bitkilerin (Kayısı, şeftali, incir , avokado, mandalina) turunçgil bahçeleri içine veya yakınına dikilmemesi, bu zararlıdan dolayı dökülen meyvelerin toplanarak derince gömülmesi gibi kültürel önlemler mücadelesindeki başarıyı artırır.
PAS BÖCÜSÜ Larvalar ve erginler yaprak, filiz ve meyvelerde emgi yapmak suretiyle zararlı olurlar. Emgi sonucu meyve üzeri pas renginde lekelerle kaplanır. Turunçgil ağaçları arasında sebze yetiştirilmemesi ve her türlü bakım işlemlerinin usulüne uygun olarak yapılması gerekir. Mücadelesi için bir öncesi yıl bahçede pas böcüsü zararı görülmüş ise diğer zararlılara karşı yapılacak olan kış ilaçlamasında akarisitlere de yer verilmelidir.
TURUNÇGİL TOMURCUK AKARI Çiçekler normalden kısa, kalın ve çatallı olur. Böyle çiçeklerin çoğu meyve bağlayamaz, meyve bağlayanlarda tipik şekil bozuklukları olur. Yaprak ve filizler rozetleşir.
TURUNÇGİL KIRMIZI ÖRÜMCEĞİ Turunçgillerde yaprak ve meyve üzerine emme suretiyle beslenerek zararlı olurlar. Zarar gören yapraklar çabuk kurur ve erken dökülürler. Kuru ve sıcak havalarda yoğunluğu artar. Daha çok geniş etkili ilaçların kullanıldığı bahçelerde ortaya çıkar ve zararlı olurlar.