Mr.Muhendis
23.06.2012, 12:12
Denizli- Muğla karayolunun 78’inci kilometresinde Kale ilçe merkezi sınırları içinde ve doğal bir kale görünümündeki Tabae’nin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Büyük İskender’in Makedonya İmparatorluğu’ndan sonra kurulduğu tahmin edilen kent, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve hatta Türkiye Cumhuriyeti döneminde 1954 yılına kadar kesintisiz yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.
Daha sonra sık sık deprem olması nedeniyle afet bölgesi ilan edilen kent uzun bir süreçte boşaltılmış ve kale halkı şimdiki Kale İlçesi’ne yerleştirilmiştir. Tabae’de, 1702-1703 yıllarında meydana gelen depremlerde toplam 12 bin kişinin öldüğü tahmin ediliyor. Roma dönemine ait kayalara oyulmuş evler bulunan antik kentte, toprak üstünde sadece iki cami, bir hamam, bir çeşme ve bir sebil günümüze ulaşabilmiş durumda bulunmaktadır. Osmanlı eseri olan Cevherpaşa Cami’nin kitabesinde, Hicri 1235 tarihi okunmaktadır. Yaklaşık 13’üncü yüzyıla kadar Bizanslıların elinde bulunan Tabae, daha sonra Türklere geçmiş ve adı da Kale-i Tavas olmuştur.Menteşe Beyliği’nin önemli şehirlerinden biri haline gelmiş olan şehir, önemini Osmanlı döneminde de korumuştur. Kenti 1330’lu yıllarda gören İbni Batuta, eserinde sadece kalesinden bahsetmiştir. Evliya Çelebi ise 1670’li yıllarda şehrin 50 ev ve bir cami içeren iç kaleyle 300 ev, beş mahalle, beş cami, bir han, bir hamam, üç mektep, üç sebil, iki tekke ve altı zaviyesi olan bir dış kaleden oluştuğunu anlatmıştır.
Ege Üniversitesi (EÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Bozkurt Ersoy başkanlığında sekiz öğretim üyesi, bir konservasyon teknikeri ve 17 öğrenciden oluşan ekip 2008 yılından beri kazılara devam etmektedir. Kazılarda tarihe ışık tutan önemli arkeolojik eserler gün yüzüne çıkartılmaktadır. Antik Tabae kenti kazılarına Kültür ve Turizm Bakanlığı, Denizli Valiliği ve Kale Belediyesi de destek vermektedir.
Web Sitesi: http://pau.edu.tr/kalemyo/default.aspx
Daha sonra sık sık deprem olması nedeniyle afet bölgesi ilan edilen kent uzun bir süreçte boşaltılmış ve kale halkı şimdiki Kale İlçesi’ne yerleştirilmiştir. Tabae’de, 1702-1703 yıllarında meydana gelen depremlerde toplam 12 bin kişinin öldüğü tahmin ediliyor. Roma dönemine ait kayalara oyulmuş evler bulunan antik kentte, toprak üstünde sadece iki cami, bir hamam, bir çeşme ve bir sebil günümüze ulaşabilmiş durumda bulunmaktadır. Osmanlı eseri olan Cevherpaşa Cami’nin kitabesinde, Hicri 1235 tarihi okunmaktadır. Yaklaşık 13’üncü yüzyıla kadar Bizanslıların elinde bulunan Tabae, daha sonra Türklere geçmiş ve adı da Kale-i Tavas olmuştur.Menteşe Beyliği’nin önemli şehirlerinden biri haline gelmiş olan şehir, önemini Osmanlı döneminde de korumuştur. Kenti 1330’lu yıllarda gören İbni Batuta, eserinde sadece kalesinden bahsetmiştir. Evliya Çelebi ise 1670’li yıllarda şehrin 50 ev ve bir cami içeren iç kaleyle 300 ev, beş mahalle, beş cami, bir han, bir hamam, üç mektep, üç sebil, iki tekke ve altı zaviyesi olan bir dış kaleden oluştuğunu anlatmıştır.
Ege Üniversitesi (EÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Bozkurt Ersoy başkanlığında sekiz öğretim üyesi, bir konservasyon teknikeri ve 17 öğrenciden oluşan ekip 2008 yılından beri kazılara devam etmektedir. Kazılarda tarihe ışık tutan önemli arkeolojik eserler gün yüzüne çıkartılmaktadır. Antik Tabae kenti kazılarına Kültür ve Turizm Bakanlığı, Denizli Valiliği ve Kale Belediyesi de destek vermektedir.
Web Sitesi: http://pau.edu.tr/kalemyo/default.aspx