Zooteknist
11.09.2011, 20:26
Genel Özellikleri:
• Larvalarda görülen, larvaların ölümüne neden olan çok tehlikeli ve bulaşıcı bir hastalıktır.
• Hastalığın etmeni, Paenibacillus larvae larvae adı verilen sporla çoğalan bir bakteridir. Bakteri sporları daha çok maya ekstratları üzerinde çoğalır. Özellikle çözülebilir nişasta ve glukozlu ortamda hızlı çoğalır.
• Besleyici işçi arılar en belirgin hastalık taşıyıcılarıdır.
• Hastalığa karşı en hassas birey ana arıdır.
• Ülkemizde ihbarı zorunlu hastalıklardan olup, Tarım il veya ilçe müdürlüklerine bildirilmesi gerekli ve aynı zamanda hastalığın yayılmasını önleyici tedbirler alınmalıdır. Ülkemiz arıcılarının en çok karşılaştığı arı hastalığıdır.
• Larvaların hastalık sporlarını yiteceklerle ağız yoluyla almalarıyla başlar.
• Sporlar sindirim organlarında gelişip çoğalarak hastalıklı larvaların gelişmesini yavaşlatır.
• Hastalık yılın herhangi bir döneminde görülebilir.
• Hastalık etmeni bakteri larva gıdasında bulunan 10 Hidroxy decenoic aside karşı duyarlıdır.
• Larva yaşı ile bakteriye yakalanma ve bakteriye karşı hassaslık arasında doğrudan ilişki bulunmaktadır.Larva yaşı ilerledikçe midenin ince olan peritropik zarı kalınlaşır. Bu da sporların fiziksel olarak mide zarını delmelerini engellemektedir.
• 24 saatlik ve bunun altında yaşta olan bir larvanın hastalığa yakalanması için yaklaşık 10 adet spor yeterli iken, 48 saatlik yaşta olan larvanın hastalığa yakalanması için bir milyon veya üzeri bakteri sporu ile bulaşık olması gereklidir.
• Larvalar pupa dönemine geçtiğinde sporlar sindirim organını parçalayarak kana geçerler.
• Hastalıklı yavruların rengi önce sarıya ve daha sonraları kahverengine dönüşür ve yavrular kapalı gözler içerisinde ölürler.
• Ölüm olayları genellikle prepupa veya pupa dönemlerinde olur.
• Ölen bir yavruda 2-2,5 milyar Amerikan yavru çürüklüğü sporu oluşur ve yavru çürüyerek petek gözünün tabanına yapışır.
• İşçi arılar kapalı gözler içerisinde ölen yavruları bilirler ve bu gözler üzerinde ufak delikler açarlar. Kovan temizliği yapan arılar da üzerinde delikler olan gözleri açarak ölü yavruları temizlemeye çalışırlar.
• Ölen yavruların dışarıya atılması ve petek gözlerinin temizliği sırasında temizlikçi işçi arılar hastalık sporlarını kovan içerisine bulaştırarak hastalığın yayılmasına neden olurlar. (http://www.ziraatciyiz.biz)
• Arılar tarafından temizlenemeyen ölü larva ve pupalar kuruyarak petek gözlerinin tabanına yapışırlar.
• Oluşan sporlar larval kalıntılar ve petekler üzerinde uzun yıllar canlılıklarını koruyarak bir enfeksiyon kaynağı halinde hastalığın yayılmasına neden olurlar.
Hastalık Belirtileri:
• Kuvvetli kolonilerde hastalığın farkına varmak biraz güçtür. Yavrulu peteklerin dikkatli bir şekilde incelenmesi ile hastalık kolayca tespit edilerek gerekli önlemler alınabilmektedir.
• Hastalıklı kolonilerde koloni gelişme hızı zayıflar, koloninin ergin arı sayısında ve yavru miktarında büyük bir azalma görülür. Ergin arıların polen ve nektar toplama aktivitesi azalır.
• Gelişmesi zayıf ve güçsüz koloniler dikkatlice incelenmeli ve hastalık olup olmadığı araştırılmalıdır.
• Sağlıklı kolonilerde yavrulu alan muntazam ve parlaktır. Kapalı yavru gözleri üzerinde delikler bulunmaz. Kapalı gözler üzerindeki sır tabakası dışbükey veya hafif bombelidir.
• Hastalıklı kolonilerde ise yavrulu alan muntazam olmayıp açık veya kapalı gözler birbirine karışmıştır. Kapalı petek gözlerinin üzerindeki sır tabakası içeri doğru çökmüş, rengi matlaşmış, koyulaşmış veya yağlanmış gibidir; üzerlerinde küçük delikler bulunur.
• Larvaların rengi sararmış, hastalığın ileri dönemlerinde kahverengileşmiş veya kararmıştır.
• Ölümler genellikle kapalı gözler içerisindeki yavrularda görülür.
• Üzeri delik petek gözleri bir kibrit çöpü ile karıştırıldığında, yavru kalıntısının lastik gibi uzadığı görülür. Uzantı parlak kahverengi renktedir. Uzayan bu çürümüş larva birkaç dakika içerisinde kuruyarak kırılgan bir duruma gelir.
http://i56.tinypic.com/2urqmwk.jpg
*** Hastalıkla bulaşık larva gözünde, ölü larva kalıntısının elastiki uzaması
• Ölen yavrular sulu ve yapışkandır. Gözün tabanına yapışırlar. Yapışkan bu kalıntının gözlerden dışarı atılması ve gözün temizlenmesi oldukça zordur. Bu kalıntılar zamanla kuruyarak milyarlarca sporu içerir bir tabaka halinde gözün tabanına sıvanırlar.
• Yavru pupa döneminde ölmüş ise pupanın dilinin sertleşerek yukarı doğru kalkık olduğu görülür.
• Hastalığın ileri dönemlerinde kovandan ekşi, bayat tutkal kokusu gelir. Hastalık etmeni bakteri bulaştığı ortamda 70 yıl boyunca yaşamını sürdürebilmektedir.
Koruma ve Kontrol:
• Bakteri sporlarının gelişimi ve oluşturduğu zarar, genetik yapı, larva yaşı, koloni gücü ve besin maddeleri transferi gibi birçok çevre faktörü tarafından etkilenmektedir.
• Yavru gıdasının miktar ve kalitesi larvanın bakteri sporlarına yakalanma riskini azalttığı ve bol polenle beslenen kolonilerde bu hastalık sebebiyle ölüm oranının daha düşük olduğu belirlenmiştir.
• Ayrıca bol nektar akımının bu hastalık etmeninin etkisini azalttığı ve iyileştirici etki gösterdiği bilinmektedir.
• Hastalık henüz başlangıç döneminde fark edilmişse ilaçlı tedavi mümkündür.
• Ancak hastalığın ileri dönemlerinde ilaçlı tedavinin büyük bir yararı olmaz ve hastalığın diğer kolonilere bulaşma riski artar.
• Hastalıklı kolonilerin acilen arılıktan uzaklaştırılması ve kovan içerisindeki peteklerin, balın, ergin arılar ve yavruların yakılarak imha edilmesi gereklidir.
• Kovan ve diğer arıcılık malzemeleri dezenfekte edildikten sonra kullanılır. Bu amaçla pürmüzle alevden geçirme ve dezenfeksiyonda etilen oksit, çamaşır sodası eriyiği, küllü su, zefiran, hidrojen peroksit, kloramin veya formaldehit kullanılabilir.
• İlaçlı tedaviye başlamadan önce silkeleme adı verilen yöntem uygulanır. Hastalıklı kovanın arıları temiz boş bir kovana silkelenir. Hastalıklı koloninin tüm petekleri, yavru ve balı yakılarak imha edilir. Temiz kovana alınan arılar da ilaçlı tedaviye alınır.
• Peanibacillus larvae larvae’ye karşı uzun yıllar sulfa ve oksitetraksilin grubu ilaçlar kullanılmış ve son yıllarda Peanibacillus larvae larvae bu kimyasallara karşı bağışıklık geliştirmiştir.
• Hastalığın tedavisinde başka kimyasallar da başarıyla kullanılmakta olmasına rağmen eğer zamanında uygun şekilde kullanılmazsa arı ürünlerinde kalıntı ve patojende dayanıklılık gözlenebilir.
• Hastalık etmeninin bulaşıklığında ilaç kullanımı uzman kişinin önerisi doğrultusunda yapılmalıdır. İlaçlar, arı kolonilerinin gelişimini hızlandırmaz, verimlerini artırmaz ve onları daha sağlıklı kılmaz.
Alınacak Önlemler:
• Amerikan yavru çürüklüğüne karşı alınacak en esas yöntem, bu hastalığa karşı ıslah edilmiş arılar kullanmaktır.
• Antibiyotik kullanımı, olumsuz etkileri sebebiyle gelecekte tamamen kaldırılacaktır. Bu nedenle hastalığa karşı yetiştirici koşullarında uygulanacak önlemler daha büyük önem taşıyacaktır.
• Arılık temiz ve düzenli olmalı, yerlere petek, petek kırıntıları, propolis parçaları atılmamalıdır. Eski ve hastalıklı peteklerin açıkta bırakılması hastalığın yayılmasına neden olmaktadır.
• Kullanılmış arıcılık malzemeleri satın almamaya özen gösterilmelidir. Hastalıklı kolonilerin, hastalık etmenlerini taşıyan kovan, çerçeve, ana arı ızgarası vb. satın alınması ve kullanımı ile hastalık diğer arılıklara ve bölgelere taşınmaktadır.
• Koloni satın alınırken hastalık olup olmadığı kontrol edilmeli, hastalıklı kolonilerin bulunduğu arılıklardan arı satın alınmamalıdır.
• Arıların beslenmesinde bal kullanılmamalı, arılar bal yerine şeker şurubu ile beslenilmelidir.
• Koloniler arasında arılı, yavrulu veya ballı petek transferi yapılırken kolonilerde hastalık bulunmamasına dikkat edilmelidir. Hastalıklı koloniler diğer koloniler ile birleştirilmemelidir.
• Arılıkta yağmacılığa izin verilmemeli, yağmacılığı önleyici önlemler alınmalıdır.
• Arılıkta kovanlar dizilirken arıların kovanları şaşırmasını önleyici önlemler alınmalıdır. Kovanların giriş delikleri farklı yönlere bakmalı veya kovanlar değişik renklere boyanmalıdır.
• Gezginci arıcılıkta kovanlar hastalıksız bölgelere götürülmeli ve diğer arılıklardan mümkün olduğunca uzak bir yere konaklanmalıdır. (http://www.ziraatciyiz.biz)
• Koloniler sık sık kontrol edilmeli ve hastalık görüldüğü anda tüm koloniler koruyucu olarak ilaçlanmalıdır.
• Son yıllarda bu hastalığa karşı kekik, limon yaprağı ve tarçın yağları gibi doğal kaynakların kullanıldığı ve olumlu sonuçların alındığı bilinmektedir.
• Hastalık görüldüğü anda, eğer bulaşma ileri safhadaysa yapılacak tek çözüm, petekleri, tüm arı malzemelerini yakarak imha etmek ve kovanı da pürmüzden geçirmektir. Bulaşma az ise yukarıdaki önlemler alınmalıdır.
• Bu yüzden arılık her zaman temiz ve düzenli olmalıdır.
• Larvalarda görülen, larvaların ölümüne neden olan çok tehlikeli ve bulaşıcı bir hastalıktır.
• Hastalığın etmeni, Paenibacillus larvae larvae adı verilen sporla çoğalan bir bakteridir. Bakteri sporları daha çok maya ekstratları üzerinde çoğalır. Özellikle çözülebilir nişasta ve glukozlu ortamda hızlı çoğalır.
• Besleyici işçi arılar en belirgin hastalık taşıyıcılarıdır.
• Hastalığa karşı en hassas birey ana arıdır.
• Ülkemizde ihbarı zorunlu hastalıklardan olup, Tarım il veya ilçe müdürlüklerine bildirilmesi gerekli ve aynı zamanda hastalığın yayılmasını önleyici tedbirler alınmalıdır. Ülkemiz arıcılarının en çok karşılaştığı arı hastalığıdır.
• Larvaların hastalık sporlarını yiteceklerle ağız yoluyla almalarıyla başlar.
• Sporlar sindirim organlarında gelişip çoğalarak hastalıklı larvaların gelişmesini yavaşlatır.
• Hastalık yılın herhangi bir döneminde görülebilir.
• Hastalık etmeni bakteri larva gıdasında bulunan 10 Hidroxy decenoic aside karşı duyarlıdır.
• Larva yaşı ile bakteriye yakalanma ve bakteriye karşı hassaslık arasında doğrudan ilişki bulunmaktadır.Larva yaşı ilerledikçe midenin ince olan peritropik zarı kalınlaşır. Bu da sporların fiziksel olarak mide zarını delmelerini engellemektedir.
• 24 saatlik ve bunun altında yaşta olan bir larvanın hastalığa yakalanması için yaklaşık 10 adet spor yeterli iken, 48 saatlik yaşta olan larvanın hastalığa yakalanması için bir milyon veya üzeri bakteri sporu ile bulaşık olması gereklidir.
• Larvalar pupa dönemine geçtiğinde sporlar sindirim organını parçalayarak kana geçerler.
• Hastalıklı yavruların rengi önce sarıya ve daha sonraları kahverengine dönüşür ve yavrular kapalı gözler içerisinde ölürler.
• Ölüm olayları genellikle prepupa veya pupa dönemlerinde olur.
• Ölen bir yavruda 2-2,5 milyar Amerikan yavru çürüklüğü sporu oluşur ve yavru çürüyerek petek gözünün tabanına yapışır.
• İşçi arılar kapalı gözler içerisinde ölen yavruları bilirler ve bu gözler üzerinde ufak delikler açarlar. Kovan temizliği yapan arılar da üzerinde delikler olan gözleri açarak ölü yavruları temizlemeye çalışırlar.
• Ölen yavruların dışarıya atılması ve petek gözlerinin temizliği sırasında temizlikçi işçi arılar hastalık sporlarını kovan içerisine bulaştırarak hastalığın yayılmasına neden olurlar. (http://www.ziraatciyiz.biz)
• Arılar tarafından temizlenemeyen ölü larva ve pupalar kuruyarak petek gözlerinin tabanına yapışırlar.
• Oluşan sporlar larval kalıntılar ve petekler üzerinde uzun yıllar canlılıklarını koruyarak bir enfeksiyon kaynağı halinde hastalığın yayılmasına neden olurlar.
Hastalık Belirtileri:
• Kuvvetli kolonilerde hastalığın farkına varmak biraz güçtür. Yavrulu peteklerin dikkatli bir şekilde incelenmesi ile hastalık kolayca tespit edilerek gerekli önlemler alınabilmektedir.
• Hastalıklı kolonilerde koloni gelişme hızı zayıflar, koloninin ergin arı sayısında ve yavru miktarında büyük bir azalma görülür. Ergin arıların polen ve nektar toplama aktivitesi azalır.
• Gelişmesi zayıf ve güçsüz koloniler dikkatlice incelenmeli ve hastalık olup olmadığı araştırılmalıdır.
• Sağlıklı kolonilerde yavrulu alan muntazam ve parlaktır. Kapalı yavru gözleri üzerinde delikler bulunmaz. Kapalı gözler üzerindeki sır tabakası dışbükey veya hafif bombelidir.
• Hastalıklı kolonilerde ise yavrulu alan muntazam olmayıp açık veya kapalı gözler birbirine karışmıştır. Kapalı petek gözlerinin üzerindeki sır tabakası içeri doğru çökmüş, rengi matlaşmış, koyulaşmış veya yağlanmış gibidir; üzerlerinde küçük delikler bulunur.
• Larvaların rengi sararmış, hastalığın ileri dönemlerinde kahverengileşmiş veya kararmıştır.
• Ölümler genellikle kapalı gözler içerisindeki yavrularda görülür.
• Üzeri delik petek gözleri bir kibrit çöpü ile karıştırıldığında, yavru kalıntısının lastik gibi uzadığı görülür. Uzantı parlak kahverengi renktedir. Uzayan bu çürümüş larva birkaç dakika içerisinde kuruyarak kırılgan bir duruma gelir.
http://i56.tinypic.com/2urqmwk.jpg
*** Hastalıkla bulaşık larva gözünde, ölü larva kalıntısının elastiki uzaması
• Ölen yavrular sulu ve yapışkandır. Gözün tabanına yapışırlar. Yapışkan bu kalıntının gözlerden dışarı atılması ve gözün temizlenmesi oldukça zordur. Bu kalıntılar zamanla kuruyarak milyarlarca sporu içerir bir tabaka halinde gözün tabanına sıvanırlar.
• Yavru pupa döneminde ölmüş ise pupanın dilinin sertleşerek yukarı doğru kalkık olduğu görülür.
• Hastalığın ileri dönemlerinde kovandan ekşi, bayat tutkal kokusu gelir. Hastalık etmeni bakteri bulaştığı ortamda 70 yıl boyunca yaşamını sürdürebilmektedir.
Koruma ve Kontrol:
• Bakteri sporlarının gelişimi ve oluşturduğu zarar, genetik yapı, larva yaşı, koloni gücü ve besin maddeleri transferi gibi birçok çevre faktörü tarafından etkilenmektedir.
• Yavru gıdasının miktar ve kalitesi larvanın bakteri sporlarına yakalanma riskini azalttığı ve bol polenle beslenen kolonilerde bu hastalık sebebiyle ölüm oranının daha düşük olduğu belirlenmiştir.
• Ayrıca bol nektar akımının bu hastalık etmeninin etkisini azalttığı ve iyileştirici etki gösterdiği bilinmektedir.
• Hastalık henüz başlangıç döneminde fark edilmişse ilaçlı tedavi mümkündür.
• Ancak hastalığın ileri dönemlerinde ilaçlı tedavinin büyük bir yararı olmaz ve hastalığın diğer kolonilere bulaşma riski artar.
• Hastalıklı kolonilerin acilen arılıktan uzaklaştırılması ve kovan içerisindeki peteklerin, balın, ergin arılar ve yavruların yakılarak imha edilmesi gereklidir.
• Kovan ve diğer arıcılık malzemeleri dezenfekte edildikten sonra kullanılır. Bu amaçla pürmüzle alevden geçirme ve dezenfeksiyonda etilen oksit, çamaşır sodası eriyiği, küllü su, zefiran, hidrojen peroksit, kloramin veya formaldehit kullanılabilir.
• İlaçlı tedaviye başlamadan önce silkeleme adı verilen yöntem uygulanır. Hastalıklı kovanın arıları temiz boş bir kovana silkelenir. Hastalıklı koloninin tüm petekleri, yavru ve balı yakılarak imha edilir. Temiz kovana alınan arılar da ilaçlı tedaviye alınır.
• Peanibacillus larvae larvae’ye karşı uzun yıllar sulfa ve oksitetraksilin grubu ilaçlar kullanılmış ve son yıllarda Peanibacillus larvae larvae bu kimyasallara karşı bağışıklık geliştirmiştir.
• Hastalığın tedavisinde başka kimyasallar da başarıyla kullanılmakta olmasına rağmen eğer zamanında uygun şekilde kullanılmazsa arı ürünlerinde kalıntı ve patojende dayanıklılık gözlenebilir.
• Hastalık etmeninin bulaşıklığında ilaç kullanımı uzman kişinin önerisi doğrultusunda yapılmalıdır. İlaçlar, arı kolonilerinin gelişimini hızlandırmaz, verimlerini artırmaz ve onları daha sağlıklı kılmaz.
Alınacak Önlemler:
• Amerikan yavru çürüklüğüne karşı alınacak en esas yöntem, bu hastalığa karşı ıslah edilmiş arılar kullanmaktır.
• Antibiyotik kullanımı, olumsuz etkileri sebebiyle gelecekte tamamen kaldırılacaktır. Bu nedenle hastalığa karşı yetiştirici koşullarında uygulanacak önlemler daha büyük önem taşıyacaktır.
• Arılık temiz ve düzenli olmalı, yerlere petek, petek kırıntıları, propolis parçaları atılmamalıdır. Eski ve hastalıklı peteklerin açıkta bırakılması hastalığın yayılmasına neden olmaktadır.
• Kullanılmış arıcılık malzemeleri satın almamaya özen gösterilmelidir. Hastalıklı kolonilerin, hastalık etmenlerini taşıyan kovan, çerçeve, ana arı ızgarası vb. satın alınması ve kullanımı ile hastalık diğer arılıklara ve bölgelere taşınmaktadır.
• Koloni satın alınırken hastalık olup olmadığı kontrol edilmeli, hastalıklı kolonilerin bulunduğu arılıklardan arı satın alınmamalıdır.
• Arıların beslenmesinde bal kullanılmamalı, arılar bal yerine şeker şurubu ile beslenilmelidir.
• Koloniler arasında arılı, yavrulu veya ballı petek transferi yapılırken kolonilerde hastalık bulunmamasına dikkat edilmelidir. Hastalıklı koloniler diğer koloniler ile birleştirilmemelidir.
• Arılıkta yağmacılığa izin verilmemeli, yağmacılığı önleyici önlemler alınmalıdır.
• Arılıkta kovanlar dizilirken arıların kovanları şaşırmasını önleyici önlemler alınmalıdır. Kovanların giriş delikleri farklı yönlere bakmalı veya kovanlar değişik renklere boyanmalıdır.
• Gezginci arıcılıkta kovanlar hastalıksız bölgelere götürülmeli ve diğer arılıklardan mümkün olduğunca uzak bir yere konaklanmalıdır. (http://www.ziraatciyiz.biz)
• Koloniler sık sık kontrol edilmeli ve hastalık görüldüğü anda tüm koloniler koruyucu olarak ilaçlanmalıdır.
• Son yıllarda bu hastalığa karşı kekik, limon yaprağı ve tarçın yağları gibi doğal kaynakların kullanıldığı ve olumlu sonuçların alındığı bilinmektedir.
• Hastalık görüldüğü anda, eğer bulaşma ileri safhadaysa yapılacak tek çözüm, petekleri, tüm arı malzemelerini yakarak imha etmek ve kovanı da pürmüzden geçirmektir. Bulaşma az ise yukarıdaki önlemler alınmalıdır.
• Bu yüzden arılık her zaman temiz ve düzenli olmalıdır.