genc__osman
30.03.2011, 17:09
Uzmanlar, Japonya'da yaşanan felaket sonrasında oluşan nükleer sızıntı nedeniyle bazı gıda maddelerinde bulaşma olduğunun tespit edildiğini vurguladı.
http://i56.tinypic.com/2iiyhxx.png
Uzmanlara göre, nükleer sızıntı nedeniyle bazı gıda maddelerinde bulaşma var. Uzmanlar, Japonya'da yaşanan felaket sonrasında oluşan nükleer sızıntı nedeniyle bazı gıda maddelerinde bulaşma olduğunun tespit edildiğini vurguladı. Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Petek Ataman, Japonya'daki nükleer sızıntıyla ilgili havadaki radyoaktif maddelerin tarladaki, bahçedeki, çiftlikteki gıdalara ve yemlere geçtiğinin görüldüğünü belirterek, kısıtlı bir alan veya üründen söz etmenin çok zor olduğunu söyledi.
Ataman, yaptığı açıklamada, Japonya'da yaşanan felaket sonrasında oluşan nükleer sızıntı nedeniyle bazı gıda maddelerinde bulaşma olduğunun tespit edildiğini vurguladı.
Radyoaktif etkileri azaltmıyor
Ispanak ve sütte kabul edilen dozların üzerinde radyoaktif iyot bulaşısının varlığının açıklandığını ifade eden Ataman, ''Japonya açısından sorunun boyutu oldukça büyük. Çünkü havadaki radyoaktif maddelerin tarladaki, bahçedeki, çiftlikteki gıdalara ve yemlere geçtiği görülüyor. Radyoaktif bulaşının pişirme ve yıkama gibi önlemlerle azaltılamadığını, yok edilemediğini dile getiren Ataman, şöyle devam etti:''Yarılanma ömrüyle tanımlanan bir süre içinde azalma olabiliyor. Bu süre, bulaşıya neden olan radyo nükleotidin türüne bağlıdır. Kimileri için yıllarla ifade edilen bu süre, radyoaktif iyot için 8 gündür. Yani haftalarla veya 1-2 ayla ifade edilecek bir süreden söz etmek mümkün. Bu nedenle kısıtlı sayıda önlem mevcut. En etkili önlem, bulaşı olan ürünleri tüketmemek. Bulaşı olan alanlardan hasat, avlama, toplama yapmamak gerekiyor. İkinci bir önlem, ağız yoluyla iyot tableti tüketmektir. Bu, sadece radyoaktif iyot bulaşısına maruz kalındığı düşünülüyorsa uygulanır. Bu uygulama yetkililerin yönlendirmesiyle yapılmalıdır. İyot bulaşısı olmayan yerlerde bu tabletlerin tüketilmesi önerilmemektedir.''
Dünya Sağlık Örgütü'nün yayımladığı rapora göre, kazadan önce ambalajlanmış gıdaların bulaşıdan etkilenmesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Ataman, yine de sürekli ve etkin kontrollerin yapılması gerektiğine dikkati çekti.
Türkiye'nin Japonya'dan gıda ithalatı bulunuyor
Ataman, Türkiye'nin Japonya'dan gıda ithalatı yaptığını belirterek, şöyle konuştu:''Bu nedenle zamanında ve etkin önlemler almak çok önemli. Bu krizin yönetiminde atılması gereken ilk adımlar atıldı. 24 Mart'ta yayımlanan bir tebliğle Japonya'dan ithal edilen gıda ve yemlere sıkılaştırılmış kontrol şartı getirildi. Bu kapsamda Japonya menşeli veya çıkışlı tüm ürünler, sınırdan girmeden önce Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından analize tabi tutulacak. Diğer yandan TAEK sürekli havada da ölçüm yaptığını ifade ediyor. Bu önlemler mutlaka anlamlı ve önemlidir. Bu da yetmez. Japonya'ya mesafe olarak daha yakın, radyoaktif serpintiden etkilenmesi muhtemel ülkelere yönelik ölçümler de takip edilmeli, gerektiğinde önlemler diğer ülkeleri de kapsayacak şekilde yaygınlaştırılmalıdır.''
Japonya'daki felaketten her yönüyle ders alınması gerektiğine değinen Ataman, ''Ülkemizde önümüzdeki aylarda temelinin atılması beklenen bir Akkuyu Nükleer Santrali projesi var. Uzmanlar bu santral için yer lisansının 35 yıl önce alındığını, ilgili yerin Ecemiş fay hattına 20-25 kilometre yakınlıkta olduğunu vurguluyor'' dedi.
Kaynak: Milli Gazete
http://i56.tinypic.com/2iiyhxx.png
Uzmanlara göre, nükleer sızıntı nedeniyle bazı gıda maddelerinde bulaşma var. Uzmanlar, Japonya'da yaşanan felaket sonrasında oluşan nükleer sızıntı nedeniyle bazı gıda maddelerinde bulaşma olduğunun tespit edildiğini vurguladı. Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Petek Ataman, Japonya'daki nükleer sızıntıyla ilgili havadaki radyoaktif maddelerin tarladaki, bahçedeki, çiftlikteki gıdalara ve yemlere geçtiğinin görüldüğünü belirterek, kısıtlı bir alan veya üründen söz etmenin çok zor olduğunu söyledi.
Ataman, yaptığı açıklamada, Japonya'da yaşanan felaket sonrasında oluşan nükleer sızıntı nedeniyle bazı gıda maddelerinde bulaşma olduğunun tespit edildiğini vurguladı.
Radyoaktif etkileri azaltmıyor
Ispanak ve sütte kabul edilen dozların üzerinde radyoaktif iyot bulaşısının varlığının açıklandığını ifade eden Ataman, ''Japonya açısından sorunun boyutu oldukça büyük. Çünkü havadaki radyoaktif maddelerin tarladaki, bahçedeki, çiftlikteki gıdalara ve yemlere geçtiği görülüyor. Radyoaktif bulaşının pişirme ve yıkama gibi önlemlerle azaltılamadığını, yok edilemediğini dile getiren Ataman, şöyle devam etti:''Yarılanma ömrüyle tanımlanan bir süre içinde azalma olabiliyor. Bu süre, bulaşıya neden olan radyo nükleotidin türüne bağlıdır. Kimileri için yıllarla ifade edilen bu süre, radyoaktif iyot için 8 gündür. Yani haftalarla veya 1-2 ayla ifade edilecek bir süreden söz etmek mümkün. Bu nedenle kısıtlı sayıda önlem mevcut. En etkili önlem, bulaşı olan ürünleri tüketmemek. Bulaşı olan alanlardan hasat, avlama, toplama yapmamak gerekiyor. İkinci bir önlem, ağız yoluyla iyot tableti tüketmektir. Bu, sadece radyoaktif iyot bulaşısına maruz kalındığı düşünülüyorsa uygulanır. Bu uygulama yetkililerin yönlendirmesiyle yapılmalıdır. İyot bulaşısı olmayan yerlerde bu tabletlerin tüketilmesi önerilmemektedir.''
Dünya Sağlık Örgütü'nün yayımladığı rapora göre, kazadan önce ambalajlanmış gıdaların bulaşıdan etkilenmesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Ataman, yine de sürekli ve etkin kontrollerin yapılması gerektiğine dikkati çekti.
Türkiye'nin Japonya'dan gıda ithalatı bulunuyor
Ataman, Türkiye'nin Japonya'dan gıda ithalatı yaptığını belirterek, şöyle konuştu:''Bu nedenle zamanında ve etkin önlemler almak çok önemli. Bu krizin yönetiminde atılması gereken ilk adımlar atıldı. 24 Mart'ta yayımlanan bir tebliğle Japonya'dan ithal edilen gıda ve yemlere sıkılaştırılmış kontrol şartı getirildi. Bu kapsamda Japonya menşeli veya çıkışlı tüm ürünler, sınırdan girmeden önce Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından analize tabi tutulacak. Diğer yandan TAEK sürekli havada da ölçüm yaptığını ifade ediyor. Bu önlemler mutlaka anlamlı ve önemlidir. Bu da yetmez. Japonya'ya mesafe olarak daha yakın, radyoaktif serpintiden etkilenmesi muhtemel ülkelere yönelik ölçümler de takip edilmeli, gerektiğinde önlemler diğer ülkeleri de kapsayacak şekilde yaygınlaştırılmalıdır.''
Japonya'daki felaketten her yönüyle ders alınması gerektiğine değinen Ataman, ''Ülkemizde önümüzdeki aylarda temelinin atılması beklenen bir Akkuyu Nükleer Santrali projesi var. Uzmanlar bu santral için yer lisansının 35 yıl önce alındığını, ilgili yerin Ecemiş fay hattına 20-25 kilometre yakınlıkta olduğunu vurguluyor'' dedi.
Kaynak: Milli Gazete