genc__osman
21.02.2011, 23:34
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'den çiftçileri sevindirecek açıklama.
http://www.kamberaga.net/thumbnail.php?file=Eker_807165408.png&size=article_medium
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, bu yıl çiftçiye 6 milyar 244 milyon lira destekleme ödemesi yapacaklarını belirterek, 'Haziran ayına kadar bunun yüzde 90'ın üzerindeki kısmını ödemiş olacağız' dedi.
Eker, Adana'da, Çiftçiler Birliğini ziyaret etti.
Bakan Eker, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, yaklaşık 80 yıllık bir geçmişi olan Çiftçiler Birliğini ziyaret etmekten mutluluk duyduğunu söyledi.
Gerek yağlı tohumlar, gerek hububat, gerekse de diğer tarım ürünleri açısından Adana'nın Türk tarımında önemli yeri bulunduğunu ifade eden Eker, yöre çiftçilerine geçen yıl 167 milyon lira destekleme ödemesi yapıldığını kaydetti.
Bu yıl çiftçiye 6 milyar 244 milyon lira tutarında destekleme ödemesi yapmayı planladıklarını duyuran Eker, 'Bunun içinde önceden ödediğimiz mazot, gübre, sertifikalı tohum, yağlı tohumlar, hayvancılık ve kırsal kalkınma destekleri gibi desteklerin yanı sıra yeni uygulamaya koyduğumuz destekler de var' dedi.
Eker, ocak ayı ödemesi olan 530 milyon lirayı çiftçiye verdiklerini, şubat ayında da 1 milyar 922 milyon lira ödeme yapacaklarını bildirerek, şöyle konuştu:
'Bu ödeme gübre, mazot sertifikalı tohum, hayvancılık ve hububat destekleridir. Son 3 yılda gübre ve mazot desteği toplam 1 milyar 200 milyon lira civarındaydı. Bu rakamın tamamını şubat ayında ödüyoruz. İlkbaharda çiftçimiz tarlasını ekecek, o arada mazot ve gübre sıkıntı çekmesin diye veriyoruz. Mart ayında 1 milyar 300 milyon lira ödeyeceğiz. Haziran ayına kadar 6 milyar 244 milyon liranın yüzde 90'ının üzerindeki kısmını ödemiş olacağız. Yani 5,5 milyar lira civarında bir para. Geçen yıl da ödedik aynı şekilde. Aynı takvim bu yıl da işliyor. Her yıl ocak ayında ne ödeyeceğimizi önceden ilan ediyoruz. Çiftçimiz de biliyor; hangi ayda, hangi desteği alacağını ve günü geldiğinde alıyor.
6 milyar 244 milyon lira tutan çiftçiye nakit ödemelerimizdir bunlar. Tarımsal yatırımlar ve sulama yatırımları dibi diğer ödemeleri eklemiyoruz. Bu sadece prim desteği olarak, girdi desteği olarak verdiğimiz, cebine koyduğumuz paradır. Bundan sonraki süreçte de verimliliği artırmaya, toplam üretimi artırmaya dönük tarım sanayi entegrasyonunu sağlamaya dönük desteklerimiz devam edecek.'
Eker, bu yıl organik hayvancılık desteği uygulaması başlatacaklarını ifade ederek, 'Hayvancılık desteklerin yüzde 50'si organik hayvancılığa destek olarak verilecek' diye konuştu.
Bakanlık olarak Ar-Ge desteği ödemesine de başladıklarını anlatan Eker, şöyle devam etti:
'Bu özellikle gelişme kaydetmek isteyen araştırma çalışmalarına katkıda bulunmak isteyen firma ve çiftçilere sağlanan bir destek. 2011 yılı için proje başına 300 bin lira Ar-Ge desteği vereceğiz. Bu karşılıksız destek. İlanını yaptık, 1 Nisan 2011 tarihine kadar başvuru yapıldığı taktirde gerek özel sektör, gerek meslek kuruluşları ve üniversitelere destek sağlayacağız.'
Eker, Türkiye için 'olmazsa olmaz ürünleri' desteklediklerini vurgulayarak, 'Halkın beslenmesi için önemli olan bitkiler hububat ve bakliyattır. İkisine de özel destek veriyoruz' dedi.
Eker, hayvancılıkla ilgili olarak ayrı bir hazırlık yaptıklarını ve bu konuda önümüzdeki hafta basına açıklama yapacaklarını bildirdi.
Süt fiyatları
Türkiye'de süt fiyatlarının düşmesini engellemeye dönük olarak tedbir de uygulamaya koyduklarını anlatan Eker, şöyle dedi:
'Türkiye'nin ihtiyacı olan, sanayicinin ihtiyaç duyduğu 18 bin ton süt tozu var ve bu daha önce dahilde işleme rejimi kapsamında dışarıdan ithal ediliyordu. Biz Türkiye'deki üretici kendisi üretsin, sanayici ülkemizdeki çiftçinin sütünü kullansın diye destekleme kapsamına aldık.
Süt, üreticiden dünya fiyatlarından alınacak ve aradaki farkı sanayiciye ödeyeceğiz. Bu 18 bin süt tozunun tamamını içerden karşılanmasına yol açacak destek mekanizması getirdik. Uygulama başladı ve 1 Şubatta ilan ettik. Buna ilave olarak süt fiyatlarının düşmesini önlemeye dönük olarak 20 bin ton süt tozuna karşılık bir destekleme daha yapıyoruz. Dolayısıyla toplamda 38 bin ton süt tozuna eş değer taze sütün piyasadan çekilmesi suretiyle fiyatının düşmesini engellemeye dönük bir proje hayata geçirdik.
Hükümet olarak piyasa fiyatlarına müdahale etme gibi imkanımız olmuyor. Üreticilerle sanayiciler arasında ihale yoluyla süt fiyatları belirleniyor. Ama bizim arzumuz süt fiyatının düşüşünün önlenmesidir. Burada bizim yapabileceğimiz, süt tüketimini artırmaya dönük tedbir almaktır. 2011 yılının mayıs ve haziran ayına kadar da 380 bin ton taze sütün piyasadan çekilmesini sağlamaktır, bunu biz destekliyoruz. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Sanayicilerimizin de hepsi değil, ama yer yer bazı yerlerde kış aylarında süt üretimi artıyor, dolayısıyla nazlanıyorlar üreticinin sütünü almakta. Bu konuda daha dikkatli ve hassas olmalarını tavsiye ediyoruz.'
Tarım sektörünün ihracatı
Türkiye'nin tarım sektöründe önemli gelişmeler gerçekleştirdiğine işaret eden Bakan Eker, şunları söyledi:
'2010 yılı ihracatımız 12,7 milyar dolar. Bazen televizyonlarda ve çeşitli yerlerde Türkiye'nin net ithalatçı olduğu konuşuluyor. Türkiye tarımsal ürünlerin büyük bir kısmında net ihracatçıdır. Herhangi bir sıkıntımız yok.'
Bazen 'çiftçi şöyle oldu, tarım böyle oldu' şeklinde konuşmaların dile getirildiğini, ancak bunların doğru olmadığını anlatan Eker, şunları kaydetti:
'Türkiye'deki tarımsal üretimin değerini biz 23 milyar dolar olarak devraldık. Bugün 51 milyar dolara çıktı. Avrupa'nın Fransa, İtalya ve İspanya gibi 3 ülkesini dünya tarımsal üretim değeri sıralamasında geçtik. Türkiye tarımsal üretim değeri bakımından dünyada 8'inci sıraya yükselirken, Avrupa'da birinci. 2002'de bu böyle değildi. Türkiye o dönemde dünyada 11'inci sıradaydı. Bu, Türk tarımı için büyük bir gelişme. Durduk yerde bir ülkenin bir veya iki basamak atlaması kolay değil.'
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, hükümet olarak cumhuriyet tarihinde ilk defa tarım sanayi entegrasyonuna dönük destekleme projesi hayata geçirdiklerini belirterek, ''Bu kapsamda 2006-2007 yılından buyana Türkiye'ye 3 bin tane tesis kazındırdık'' dedi.
Eker, incelemelerde bulunmak üzere geldiği Adana'da, Çiftçiler Birliğini ziyareti sırasında, gazetecilere yaptığı açıklamada, destekleme konularında bilgi verdi.
Hükümet olarak cumhuriyet tarihinde ilk defa tarım sanayi entegrasyonuna dönük destekleme projesini hayata geçirdiklerini belirten Eker, ''Kırsal kalkınma yatırımları kapsamında gerek bitkisel ürünlerin gerek su ürünlerinin gerekse hayvansal ürünlerin işlenmesine, paketlenmesine, ambalajlanmasına dönük tarıma dayalı sanayi tesisi kuranlara belirli limite kadar olmak kaydıyla yüzde 50 hibe destek uygulaması başlattık'' diye konuştu. Desteklemelerle sektörde yatırımların artığını ifade eden Eker, şunları kaydetti:
''Bu kapsamda 2006-2007 yılından buyana Türkiye'ye 3 bin tane tesis kazandırdık. Bu tesisler faal ve çalışıyor. Adana'da, Mersin'de, Gaziantep'de, Hatay'da, Çorumda, Hakkari'de, Ağrı'da ve Muğla'da 81 vilayetin tamamında bu tesislerimiz var. Aynı zamanda istihdam yaratıyor bu tesisler. Tesislerde toplam 30 bin kişi çalışıyor.
Çiftçinin ürettiği tarımsal ürünleri, buğdayı, eti, sebzeyi alıp işliyor, paketliyor, ambalajlıyor, yarı mamul ya da tam mamul hale getiriyor, markalar yaratıyor. Bu şekilde hem çiftçinin ürünü desteklenmiş oluyor, hem kırsaldaki vatandaş iş bulmuş oluyor, hem de ekonomiye ciddi bir katkı sağlanmış oluyor. 2011-2015'de de ikinci bir devre olarak devam edecek bu desteklerimiz. Böylece tarıma 2 milyar liranın üzerinde bir yatırım yapılmasını sağladık.''
Çiftçiye makine ve ekipman desteği de sağladıklarını vurgulayan Eker, ''çiftçinin kullandığı 32 çeşit makine ve ekipmana gerek hayvancılıkta, gerek bitkisel üretimde yüzde 50 hibe destek verdik. Bununla da 78 bin proje destekledik. Verdiğimiz hibe desteği 349 milyon lira'' dedi.
Eker, bir gazetecinin sorusu üzerine Türkiye'nin tarım ürünleri ithalatı da yaptığını ve daha çok hammadde ithal ettiğini ifade etti. Türkiye'nin 1 milyar lira civarında kauçuk ithalatı yaptığını ve bunların tarım ürünleri içinde göründüğünü anlatan Eker, şunları kaydetti:
''Ne yaparsak yapalım engelleyeceğimiz bir şey değil. Türkiye selülöz hamuru da ithal ediyor. Mesela 1 milyar liralık lif pamuk ithal ediyor, elyaf ithal ediyor. Bunu işliyor 7-8 milyar dolarlık tekstil ürünü haline getiriyor, ihracatı tekstilde görünüyor. İthalatı tarım içinde görünüyor. Bu tarım sektörüne haksızlık oluyor.
Türkiye'nin gıda bakımından net dış ticaret fazlası 5,5 milyar dolar. Yani 5,5 milyar dolar aldığından daha fazla tarım ürünü, gıda ürünü satıyor. Ama tabi kauçuğu tarımın içinde sayarsanız lif pamuğu tarım ithalatı içerisinde sayarsanız, o zaman ithalatla ihracat toplamda başa baş hale gelir. O zaman o haksızlıktır doğru değildir. Aslolan bizim için gıda maddeleridir, yenilen içilen ürünlerdir. Onların da ihracatı ihracatı ithalatından 5,5 milyar dolar fazladır.''
Buğday ithalatı
Eker, buğday ithalatı ile ilgili soru üzerine de ''Türkiye içerde vatandaşı yesin, kullansın diye değil, işleyip sanayicisi dışarıya satsın diye ithalat yapıyor. Buna da kimsenin karşı çıkmaması lazım'' dedi. Türkiye'nin buğday ihtiyacının 18 milyon ton civarında olduğunu belirten Eker, şöyle devam etti:
''2010 yılında ne kadar üretti; 19,5 milyon ton. Artısı ne, 1,5 milyon ton. Bir önceki yıl 20,5 milyon üretti, ihtiyacı yine 18 milyon ton. Türkiye o fazlalığını işliyor, ihraç ediyor. Ama sanayici diyor ki 'benim kapasitem var, ben bu 1,5 milyon tonu satıyorum. Ben daha çok işleyip satmak istiyorum'. O zaman dahilde işleme rejimi kapsamında, dışardan, piyasalardan, dünya piyasalarından sanayicinin ucuz buğday temin etmesine yardımcı oluyoruz. Alıyor, getiriyor, işliyor ve dünyaya satıyor.
Türkiye, burada nasıl oldu, ne aldı, ne sattı. Onu da söyleyeyim. Çünkü bu çok istismar edilen bir konu. Kamuoyu yanlış bilgilendiriliyor. İstismarı şu; Türkiye muhtaç olduğundan dolayı ithalat yapmıyor. Kendi yesin diye, ithalat yapmıyor. Ne için yapıyor, sanayi hammaddesi olarak ithal edip ihraç ediyor.
2002'de Türkiye, buğday unu ihracatında dünya sıralamasında değildi. Yani ilk 10'da değildi, Türkiye 11'inci sıradaydı. Bugün Türkiye kaçıncı sırada biliyor musunuz? 2009'da dünyada bir numara. Dünyada buğday unu ihracatında Türkiye bir numara. 2008, 2007, 2006 ve 2010'da ya bir numaradır ya da iki numara. Bazen değer itibariyle bazen miktar olarak birinci sırada, bazen tersi değer olarak birinci sırada miktar olarak ikinci sırada. Dolayısıyla Türkiye bu konuda dünyada örnek gösterilen büyük bir başarı ortaya koymuştur. 'Ama çıkıp da Türkiye buğday bile ithal ediyor' dendiğinde çok infazsızca, çok haksızca bir yanlış bilgilendirme olmuş oluyor. Onun tabi Türk çiftçisine de Türk sanayicisine de bütün hepimize, tüm tarım sektörüne haksızlık olduğunu, doğru olmadığını, gerçek bir bilgi olmadığını bu vesile açıklama imkanı buldum.''
Kaynak: AA
http://www.kamberaga.net/thumbnail.php?file=Eker_807165408.png&size=article_medium
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, bu yıl çiftçiye 6 milyar 244 milyon lira destekleme ödemesi yapacaklarını belirterek, 'Haziran ayına kadar bunun yüzde 90'ın üzerindeki kısmını ödemiş olacağız' dedi.
Eker, Adana'da, Çiftçiler Birliğini ziyaret etti.
Bakan Eker, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, yaklaşık 80 yıllık bir geçmişi olan Çiftçiler Birliğini ziyaret etmekten mutluluk duyduğunu söyledi.
Gerek yağlı tohumlar, gerek hububat, gerekse de diğer tarım ürünleri açısından Adana'nın Türk tarımında önemli yeri bulunduğunu ifade eden Eker, yöre çiftçilerine geçen yıl 167 milyon lira destekleme ödemesi yapıldığını kaydetti.
Bu yıl çiftçiye 6 milyar 244 milyon lira tutarında destekleme ödemesi yapmayı planladıklarını duyuran Eker, 'Bunun içinde önceden ödediğimiz mazot, gübre, sertifikalı tohum, yağlı tohumlar, hayvancılık ve kırsal kalkınma destekleri gibi desteklerin yanı sıra yeni uygulamaya koyduğumuz destekler de var' dedi.
Eker, ocak ayı ödemesi olan 530 milyon lirayı çiftçiye verdiklerini, şubat ayında da 1 milyar 922 milyon lira ödeme yapacaklarını bildirerek, şöyle konuştu:
'Bu ödeme gübre, mazot sertifikalı tohum, hayvancılık ve hububat destekleridir. Son 3 yılda gübre ve mazot desteği toplam 1 milyar 200 milyon lira civarındaydı. Bu rakamın tamamını şubat ayında ödüyoruz. İlkbaharda çiftçimiz tarlasını ekecek, o arada mazot ve gübre sıkıntı çekmesin diye veriyoruz. Mart ayında 1 milyar 300 milyon lira ödeyeceğiz. Haziran ayına kadar 6 milyar 244 milyon liranın yüzde 90'ının üzerindeki kısmını ödemiş olacağız. Yani 5,5 milyar lira civarında bir para. Geçen yıl da ödedik aynı şekilde. Aynı takvim bu yıl da işliyor. Her yıl ocak ayında ne ödeyeceğimizi önceden ilan ediyoruz. Çiftçimiz de biliyor; hangi ayda, hangi desteği alacağını ve günü geldiğinde alıyor.
6 milyar 244 milyon lira tutan çiftçiye nakit ödemelerimizdir bunlar. Tarımsal yatırımlar ve sulama yatırımları dibi diğer ödemeleri eklemiyoruz. Bu sadece prim desteği olarak, girdi desteği olarak verdiğimiz, cebine koyduğumuz paradır. Bundan sonraki süreçte de verimliliği artırmaya, toplam üretimi artırmaya dönük tarım sanayi entegrasyonunu sağlamaya dönük desteklerimiz devam edecek.'
Eker, bu yıl organik hayvancılık desteği uygulaması başlatacaklarını ifade ederek, 'Hayvancılık desteklerin yüzde 50'si organik hayvancılığa destek olarak verilecek' diye konuştu.
Bakanlık olarak Ar-Ge desteği ödemesine de başladıklarını anlatan Eker, şöyle devam etti:
'Bu özellikle gelişme kaydetmek isteyen araştırma çalışmalarına katkıda bulunmak isteyen firma ve çiftçilere sağlanan bir destek. 2011 yılı için proje başına 300 bin lira Ar-Ge desteği vereceğiz. Bu karşılıksız destek. İlanını yaptık, 1 Nisan 2011 tarihine kadar başvuru yapıldığı taktirde gerek özel sektör, gerek meslek kuruluşları ve üniversitelere destek sağlayacağız.'
Eker, Türkiye için 'olmazsa olmaz ürünleri' desteklediklerini vurgulayarak, 'Halkın beslenmesi için önemli olan bitkiler hububat ve bakliyattır. İkisine de özel destek veriyoruz' dedi.
Eker, hayvancılıkla ilgili olarak ayrı bir hazırlık yaptıklarını ve bu konuda önümüzdeki hafta basına açıklama yapacaklarını bildirdi.
Süt fiyatları
Türkiye'de süt fiyatlarının düşmesini engellemeye dönük olarak tedbir de uygulamaya koyduklarını anlatan Eker, şöyle dedi:
'Türkiye'nin ihtiyacı olan, sanayicinin ihtiyaç duyduğu 18 bin ton süt tozu var ve bu daha önce dahilde işleme rejimi kapsamında dışarıdan ithal ediliyordu. Biz Türkiye'deki üretici kendisi üretsin, sanayici ülkemizdeki çiftçinin sütünü kullansın diye destekleme kapsamına aldık.
Süt, üreticiden dünya fiyatlarından alınacak ve aradaki farkı sanayiciye ödeyeceğiz. Bu 18 bin süt tozunun tamamını içerden karşılanmasına yol açacak destek mekanizması getirdik. Uygulama başladı ve 1 Şubatta ilan ettik. Buna ilave olarak süt fiyatlarının düşmesini önlemeye dönük olarak 20 bin ton süt tozuna karşılık bir destekleme daha yapıyoruz. Dolayısıyla toplamda 38 bin ton süt tozuna eş değer taze sütün piyasadan çekilmesi suretiyle fiyatının düşmesini engellemeye dönük bir proje hayata geçirdik.
Hükümet olarak piyasa fiyatlarına müdahale etme gibi imkanımız olmuyor. Üreticilerle sanayiciler arasında ihale yoluyla süt fiyatları belirleniyor. Ama bizim arzumuz süt fiyatının düşüşünün önlenmesidir. Burada bizim yapabileceğimiz, süt tüketimini artırmaya dönük tedbir almaktır. 2011 yılının mayıs ve haziran ayına kadar da 380 bin ton taze sütün piyasadan çekilmesini sağlamaktır, bunu biz destekliyoruz. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Sanayicilerimizin de hepsi değil, ama yer yer bazı yerlerde kış aylarında süt üretimi artıyor, dolayısıyla nazlanıyorlar üreticinin sütünü almakta. Bu konuda daha dikkatli ve hassas olmalarını tavsiye ediyoruz.'
Tarım sektörünün ihracatı
Türkiye'nin tarım sektöründe önemli gelişmeler gerçekleştirdiğine işaret eden Bakan Eker, şunları söyledi:
'2010 yılı ihracatımız 12,7 milyar dolar. Bazen televizyonlarda ve çeşitli yerlerde Türkiye'nin net ithalatçı olduğu konuşuluyor. Türkiye tarımsal ürünlerin büyük bir kısmında net ihracatçıdır. Herhangi bir sıkıntımız yok.'
Bazen 'çiftçi şöyle oldu, tarım böyle oldu' şeklinde konuşmaların dile getirildiğini, ancak bunların doğru olmadığını anlatan Eker, şunları kaydetti:
'Türkiye'deki tarımsal üretimin değerini biz 23 milyar dolar olarak devraldık. Bugün 51 milyar dolara çıktı. Avrupa'nın Fransa, İtalya ve İspanya gibi 3 ülkesini dünya tarımsal üretim değeri sıralamasında geçtik. Türkiye tarımsal üretim değeri bakımından dünyada 8'inci sıraya yükselirken, Avrupa'da birinci. 2002'de bu böyle değildi. Türkiye o dönemde dünyada 11'inci sıradaydı. Bu, Türk tarımı için büyük bir gelişme. Durduk yerde bir ülkenin bir veya iki basamak atlaması kolay değil.'
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, hükümet olarak cumhuriyet tarihinde ilk defa tarım sanayi entegrasyonuna dönük destekleme projesi hayata geçirdiklerini belirterek, ''Bu kapsamda 2006-2007 yılından buyana Türkiye'ye 3 bin tane tesis kazındırdık'' dedi.
Eker, incelemelerde bulunmak üzere geldiği Adana'da, Çiftçiler Birliğini ziyareti sırasında, gazetecilere yaptığı açıklamada, destekleme konularında bilgi verdi.
Hükümet olarak cumhuriyet tarihinde ilk defa tarım sanayi entegrasyonuna dönük destekleme projesini hayata geçirdiklerini belirten Eker, ''Kırsal kalkınma yatırımları kapsamında gerek bitkisel ürünlerin gerek su ürünlerinin gerekse hayvansal ürünlerin işlenmesine, paketlenmesine, ambalajlanmasına dönük tarıma dayalı sanayi tesisi kuranlara belirli limite kadar olmak kaydıyla yüzde 50 hibe destek uygulaması başlattık'' diye konuştu. Desteklemelerle sektörde yatırımların artığını ifade eden Eker, şunları kaydetti:
''Bu kapsamda 2006-2007 yılından buyana Türkiye'ye 3 bin tane tesis kazandırdık. Bu tesisler faal ve çalışıyor. Adana'da, Mersin'de, Gaziantep'de, Hatay'da, Çorumda, Hakkari'de, Ağrı'da ve Muğla'da 81 vilayetin tamamında bu tesislerimiz var. Aynı zamanda istihdam yaratıyor bu tesisler. Tesislerde toplam 30 bin kişi çalışıyor.
Çiftçinin ürettiği tarımsal ürünleri, buğdayı, eti, sebzeyi alıp işliyor, paketliyor, ambalajlıyor, yarı mamul ya da tam mamul hale getiriyor, markalar yaratıyor. Bu şekilde hem çiftçinin ürünü desteklenmiş oluyor, hem kırsaldaki vatandaş iş bulmuş oluyor, hem de ekonomiye ciddi bir katkı sağlanmış oluyor. 2011-2015'de de ikinci bir devre olarak devam edecek bu desteklerimiz. Böylece tarıma 2 milyar liranın üzerinde bir yatırım yapılmasını sağladık.''
Çiftçiye makine ve ekipman desteği de sağladıklarını vurgulayan Eker, ''çiftçinin kullandığı 32 çeşit makine ve ekipmana gerek hayvancılıkta, gerek bitkisel üretimde yüzde 50 hibe destek verdik. Bununla da 78 bin proje destekledik. Verdiğimiz hibe desteği 349 milyon lira'' dedi.
Eker, bir gazetecinin sorusu üzerine Türkiye'nin tarım ürünleri ithalatı da yaptığını ve daha çok hammadde ithal ettiğini ifade etti. Türkiye'nin 1 milyar lira civarında kauçuk ithalatı yaptığını ve bunların tarım ürünleri içinde göründüğünü anlatan Eker, şunları kaydetti:
''Ne yaparsak yapalım engelleyeceğimiz bir şey değil. Türkiye selülöz hamuru da ithal ediyor. Mesela 1 milyar liralık lif pamuk ithal ediyor, elyaf ithal ediyor. Bunu işliyor 7-8 milyar dolarlık tekstil ürünü haline getiriyor, ihracatı tekstilde görünüyor. İthalatı tarım içinde görünüyor. Bu tarım sektörüne haksızlık oluyor.
Türkiye'nin gıda bakımından net dış ticaret fazlası 5,5 milyar dolar. Yani 5,5 milyar dolar aldığından daha fazla tarım ürünü, gıda ürünü satıyor. Ama tabi kauçuğu tarımın içinde sayarsanız lif pamuğu tarım ithalatı içerisinde sayarsanız, o zaman ithalatla ihracat toplamda başa baş hale gelir. O zaman o haksızlıktır doğru değildir. Aslolan bizim için gıda maddeleridir, yenilen içilen ürünlerdir. Onların da ihracatı ihracatı ithalatından 5,5 milyar dolar fazladır.''
Buğday ithalatı
Eker, buğday ithalatı ile ilgili soru üzerine de ''Türkiye içerde vatandaşı yesin, kullansın diye değil, işleyip sanayicisi dışarıya satsın diye ithalat yapıyor. Buna da kimsenin karşı çıkmaması lazım'' dedi. Türkiye'nin buğday ihtiyacının 18 milyon ton civarında olduğunu belirten Eker, şöyle devam etti:
''2010 yılında ne kadar üretti; 19,5 milyon ton. Artısı ne, 1,5 milyon ton. Bir önceki yıl 20,5 milyon üretti, ihtiyacı yine 18 milyon ton. Türkiye o fazlalığını işliyor, ihraç ediyor. Ama sanayici diyor ki 'benim kapasitem var, ben bu 1,5 milyon tonu satıyorum. Ben daha çok işleyip satmak istiyorum'. O zaman dahilde işleme rejimi kapsamında, dışardan, piyasalardan, dünya piyasalarından sanayicinin ucuz buğday temin etmesine yardımcı oluyoruz. Alıyor, getiriyor, işliyor ve dünyaya satıyor.
Türkiye, burada nasıl oldu, ne aldı, ne sattı. Onu da söyleyeyim. Çünkü bu çok istismar edilen bir konu. Kamuoyu yanlış bilgilendiriliyor. İstismarı şu; Türkiye muhtaç olduğundan dolayı ithalat yapmıyor. Kendi yesin diye, ithalat yapmıyor. Ne için yapıyor, sanayi hammaddesi olarak ithal edip ihraç ediyor.
2002'de Türkiye, buğday unu ihracatında dünya sıralamasında değildi. Yani ilk 10'da değildi, Türkiye 11'inci sıradaydı. Bugün Türkiye kaçıncı sırada biliyor musunuz? 2009'da dünyada bir numara. Dünyada buğday unu ihracatında Türkiye bir numara. 2008, 2007, 2006 ve 2010'da ya bir numaradır ya da iki numara. Bazen değer itibariyle bazen miktar olarak birinci sırada, bazen tersi değer olarak birinci sırada miktar olarak ikinci sırada. Dolayısıyla Türkiye bu konuda dünyada örnek gösterilen büyük bir başarı ortaya koymuştur. 'Ama çıkıp da Türkiye buğday bile ithal ediyor' dendiğinde çok infazsızca, çok haksızca bir yanlış bilgilendirme olmuş oluyor. Onun tabi Türk çiftçisine de Türk sanayicisine de bütün hepimize, tüm tarım sektörüne haksızlık olduğunu, doğru olmadığını, gerçek bir bilgi olmadığını bu vesile açıklama imkanı buldum.''
Kaynak: AA