Zooteknist
20.02.2011, 19:23
Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, 'Tüketiciye ucuz et vereceğiz' derken Türkiye'nin et ithalatçısı bir ülke haline gelmesinden endişe duyduklarını belirterek, "Derhal ve muhakkak et ithalatının durdurulması lazım" dedi.
Yetkin, Konya Gazeteciler Cemiyeti'nde, Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Üst Birliği Başkan Yardımcısı Nazif Karabulut ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, Konya'da, burada ayakta kalmak için büyük mücadele veren besicilere destek vermek için geldiğini söyledi.
Türkiye'de et sektöründe 3 aydan beri ciddi ve sancılı bir şekilde adımlar atıldığını savunan Yetkin, hayvancılığın ileri gitmekten ziyade geriye doğru gittiğini iddia etti.
Türkiye'de 3 aydır hayvan sayısında ciddi bir azalma olduğunu ifade eden Yetkin, "120 bin büyükbaşın olduğu Konya'da şuan sayı 90 bine düştü, bu gidiş iyi bir gidiş değildir, bu gerçekten kötüye gidiştir. 'Tüketiciye ucuz et vereceğiz' derken, korkarım ki Türkiye, bugüne kadar hiç yaşamadığımız, kronik bir şekilde et ithalatçısı olur, bu gidiş onu gösteriyor" dedi.
Yetkin, et fiyatlarındaki temel sorunun yeterli miktarda damızlık hayvan bulunmaması olduğunu dile getirerek, Türkiye'de hayvanlığın merkezlerinden biri olan Kars'ta bir üreticinin, 21 günde 20 tane damızlık hayvanı zor bulduğunu, bunun bir "facia" olduğunu savundu.
2008 yılının son çeyreğinde süt fiyatlarındaki istikrarsızlık nedeniyle 300 bin süt ineği kestirildi, orada da çok ciddi kayıplar olduğunu anımsatan Yetkin, "Türkiye'deki sorun, 'Bir takım et lobileri, büyük üreticiler var. Bunlar fiyatları yükseltiyorlar, bunun için de tüketiciler pahalıya et yiyor' diyorlar. Öyle bir şey yok. Beyaz ette de bugünlerde fiyat artışı var ancak beyaz ette üretimde sorun yok. Toptan 3,3 liraya beyaz alan marketler bunu vatandaşa 6-7 liradan satıyor. Burada bir manipülasyon var, fahiş vurgun var ancak kırmızı ette böyle bir şey yok" dedi.
Yetkin, et fiyatlarındaki temel sorunun yeterli miktarda damızlık hayvan bulunmaması olduğunu dile getirerek, Türkiye'de hayvanlığın merkezlerinden biri olan Kars'ta bir üreticinin, 21 günde 20 tane damızlık hayvanı zor bulduğunu, bunun bir "facia" olduğunu savundu.
2008 yılının son çeyreğinde süt fiyatlarındaki istikrarsızlık nedeniyle 300 bin süt ineği kestirildi, orada da çok ciddi kayıplar olduğunu anımsatan Yetkin, "Türkiye'deki sorun, 'Bir takım et lobileri, büyük üreticiler var. Bunlar fiyatları yükseltiyorlar, bunun için de tüketiciler pahalıya et yiyor' diyorlar. Öyle bir şey yok. Beyaz ette de bugünlerde fiyat artışı var ancak beyaz ette üretimde sorun yok. Toptan 3,3 liraya beyaz alan marketler bunu vatandaşa 6-7 liradan satıyor. Burada bir manipülasyon var, fahiş vurgun var ancak kırmızı ette böyle bir şey yok" dedi.
Yetkin, Türkiye'de hayvancılığının yüzde 76'sının hayvan sayısı 1 ile 4 arası olan işletmelerden oluştuğunu, işletme büyüklüğü bu ölçüde olan üreticinin fiyatları maniple etme gibi bir gücü olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bu iddialar tamamen yanlış ve gerçek dışıdır. Bu durum, Rekabet Kurulu Başkanı tarafından açıklanmıştır, kendisi, 'fiyatlarla oynayan hareketi izlemedik' demişlerdir. Bunun üzerine üreticinin kafasına vurarak, Tüketiciye ucuz et vereceğiz' derken, korkarım ki Türkiye, bugüne kadar hiç yaşamadığımız, kronik bir şekilde et ithalatçısı olur, bu gidiş onu gösteriyor. Türkiye'de yılda 1 milyon 200 bin ton et tüketimi var, kayıtlı et 416 bin ton... Aradaki fark kayıt dışı kaçak kesimlerle, farklı yollarla tüketiliyor. 16 bin tonla, 5 bin tonla, 18 bin tonla, 6 bin tonla et ithal ederek piyasayı düzenleyebilir misiniz? Arz ve talep dengesini kurabilir misiniz? Mümkün değil ve dengelenmedi de."
Derhal ve muhakkak et ithalatının durdurulması lazım" çağrısında bulunan Yetkin, ithalatın başladığı gün de açıkladığı, "bunun piyasada psikolojik olarak 2-3 gün fiyat düşmesine neden olacağı, daha sonra et fiyatının yeniden yükselebileceği" öngörüsünün gerçekleştiğini ifade etti.
"İşsizlik artar"
Besicinin bugün besiye alacağı canlı hayvanı kilogramı 14 liradan satın alabildiğini, şuan kesim fiyatının da 14 lira olması nedeniyle ahırların boş kaldığını anlatan Yetkin, şöyle devam etti:
"Siyasi iktidar 'ben 8-9-10-11 liraya et yedireceğim' diyebilir, bunda kararlıyım' diyebilir, saygı duyarım. Ancak bunun için sen üreticiye uygun fiyatla damızlık hayvan verip, yem fiyatlarını aşağı çekersin, maliyeti düşürürsün, o zaman bu ülkede 8 liraya da 9 liraya da et yenir. 3 ayda Konya'da hayvan sayısında 30 bin azalma var. Geçen hafta 50 bin tonluk kasaplık canlı hayvan ihalesi yapıldı, 'düşene kadar ithalat yapacağız' deniliyor, düşmez. Sonra bir bakarsın Türkiye'de hayvan kalmamış, işte o zaman bu ülkenin gıda güvenliği de kalmaz, üretici de kalmaz. Aksine ülkenin temel sorunu olan işsizlik buralardan patlamaya başlar."
Bazı çevrelerin son günlerde "Türkiye'de serbest piyasa var, Et Balık Kurumu bu hayvan işiyle şununla bununla uğraşır, mağazacılık yapar mı? Özel sektör de getirebilir" demeye başladığını vurgulayan Yetkin, şunları kaydetti:
"Niyet anlaşıldı, niyet ortaya çıktı. Bu elimde tuttuğum kağıt bir tebliğdir, Bakanlığın 16 Temmuz'da yayınladığı bu tebliğ, 'bu işle uğraşan, et işleyen firmalar, özel sektör kurum ve kuruluşlar, gerekirse hem besi hayvanı hem kasaplık hayvan ithal edebilirler'. Bir şart daha konuşmuşlar bu ithalatı yapacak olanların en az 250 başlık işletme büyüklüğünde olmaları gerekiyor. Peki siz bunu yaptığımız zaman, asıl bu ülkede olan et tekeli oluşmayacak mı? İşte o zaman fiyatları önleyemezsin, bu bir faciadır aslında. Bunları geçtiğimiz hafta anlattıktan sonra Bakanlıktan bir yanıt geldi; 'biz normal koşullarda sadece ve sadece besi hayvanı düşünüyoruz, kasaplık düşünmüyoruz'. Yok hayır, (elindeki tebliği göstererek) burada var. Kasaplık hayvan ithalatı maddesi var." Yetkin ayrıca, besilik hayvanın Türkiye'ye girişinde 21 gün karantinada bekletme zorunluğunu getirildiğini ancak kasaplık ithalatında ise karantina süresinin uygulanmadığını, bu sorunun da cevabini öğrenmek istediklerini ifade etti.
"Bizde et 14 lira, kasapta 30-35 lira"
Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Üst Birliği Başkan Yardımcısı ve Konya Kırmızı Et Yetiştiricileri Birliği Başkanı Nazif Karabulut ise şuan üreticinin Konya'da hayvan kesim fiyatının 14 lira olduğunu, market ve kasaplara gidip bakıldığında ise bir kilogram etin fiyatının 30-35 liraya et satıldığını vurguladı.
Bakanlığın asıl bu soruna el atması gerektiğini dile getiren Karabulut, "Bunun bir kontrol mekanizması yok, üreticileri spekülatör ilan ediyorlar. Şu 3 ayda Konya'da 30 bine yakın besiye gelmiş havyan kesildi, bunun yerine üretici işletmelerine bir tane hayvan koymadı. Bu belirsizlik ortamında üretici şaşkın, perişan durumunda... Yani şuanda yer yer kısım kısım et ithalatı yapılıyor, bir bakıyorsunuz yeni bir ithalat açıklanıyor, nereye gidecek bunun sonu" dedi.
Kaynak: Dünya Gazetesi
Yetkin, Konya Gazeteciler Cemiyeti'nde, Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Üst Birliği Başkan Yardımcısı Nazif Karabulut ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, Konya'da, burada ayakta kalmak için büyük mücadele veren besicilere destek vermek için geldiğini söyledi.
Türkiye'de et sektöründe 3 aydan beri ciddi ve sancılı bir şekilde adımlar atıldığını savunan Yetkin, hayvancılığın ileri gitmekten ziyade geriye doğru gittiğini iddia etti.
Türkiye'de 3 aydır hayvan sayısında ciddi bir azalma olduğunu ifade eden Yetkin, "120 bin büyükbaşın olduğu Konya'da şuan sayı 90 bine düştü, bu gidiş iyi bir gidiş değildir, bu gerçekten kötüye gidiştir. 'Tüketiciye ucuz et vereceğiz' derken, korkarım ki Türkiye, bugüne kadar hiç yaşamadığımız, kronik bir şekilde et ithalatçısı olur, bu gidiş onu gösteriyor" dedi.
Yetkin, et fiyatlarındaki temel sorunun yeterli miktarda damızlık hayvan bulunmaması olduğunu dile getirerek, Türkiye'de hayvanlığın merkezlerinden biri olan Kars'ta bir üreticinin, 21 günde 20 tane damızlık hayvanı zor bulduğunu, bunun bir "facia" olduğunu savundu.
2008 yılının son çeyreğinde süt fiyatlarındaki istikrarsızlık nedeniyle 300 bin süt ineği kestirildi, orada da çok ciddi kayıplar olduğunu anımsatan Yetkin, "Türkiye'deki sorun, 'Bir takım et lobileri, büyük üreticiler var. Bunlar fiyatları yükseltiyorlar, bunun için de tüketiciler pahalıya et yiyor' diyorlar. Öyle bir şey yok. Beyaz ette de bugünlerde fiyat artışı var ancak beyaz ette üretimde sorun yok. Toptan 3,3 liraya beyaz alan marketler bunu vatandaşa 6-7 liradan satıyor. Burada bir manipülasyon var, fahiş vurgun var ancak kırmızı ette böyle bir şey yok" dedi.
Yetkin, et fiyatlarındaki temel sorunun yeterli miktarda damızlık hayvan bulunmaması olduğunu dile getirerek, Türkiye'de hayvanlığın merkezlerinden biri olan Kars'ta bir üreticinin, 21 günde 20 tane damızlık hayvanı zor bulduğunu, bunun bir "facia" olduğunu savundu.
2008 yılının son çeyreğinde süt fiyatlarındaki istikrarsızlık nedeniyle 300 bin süt ineği kestirildi, orada da çok ciddi kayıplar olduğunu anımsatan Yetkin, "Türkiye'deki sorun, 'Bir takım et lobileri, büyük üreticiler var. Bunlar fiyatları yükseltiyorlar, bunun için de tüketiciler pahalıya et yiyor' diyorlar. Öyle bir şey yok. Beyaz ette de bugünlerde fiyat artışı var ancak beyaz ette üretimde sorun yok. Toptan 3,3 liraya beyaz alan marketler bunu vatandaşa 6-7 liradan satıyor. Burada bir manipülasyon var, fahiş vurgun var ancak kırmızı ette böyle bir şey yok" dedi.
Yetkin, Türkiye'de hayvancılığının yüzde 76'sının hayvan sayısı 1 ile 4 arası olan işletmelerden oluştuğunu, işletme büyüklüğü bu ölçüde olan üreticinin fiyatları maniple etme gibi bir gücü olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bu iddialar tamamen yanlış ve gerçek dışıdır. Bu durum, Rekabet Kurulu Başkanı tarafından açıklanmıştır, kendisi, 'fiyatlarla oynayan hareketi izlemedik' demişlerdir. Bunun üzerine üreticinin kafasına vurarak, Tüketiciye ucuz et vereceğiz' derken, korkarım ki Türkiye, bugüne kadar hiç yaşamadığımız, kronik bir şekilde et ithalatçısı olur, bu gidiş onu gösteriyor. Türkiye'de yılda 1 milyon 200 bin ton et tüketimi var, kayıtlı et 416 bin ton... Aradaki fark kayıt dışı kaçak kesimlerle, farklı yollarla tüketiliyor. 16 bin tonla, 5 bin tonla, 18 bin tonla, 6 bin tonla et ithal ederek piyasayı düzenleyebilir misiniz? Arz ve talep dengesini kurabilir misiniz? Mümkün değil ve dengelenmedi de."
Derhal ve muhakkak et ithalatının durdurulması lazım" çağrısında bulunan Yetkin, ithalatın başladığı gün de açıkladığı, "bunun piyasada psikolojik olarak 2-3 gün fiyat düşmesine neden olacağı, daha sonra et fiyatının yeniden yükselebileceği" öngörüsünün gerçekleştiğini ifade etti.
"İşsizlik artar"
Besicinin bugün besiye alacağı canlı hayvanı kilogramı 14 liradan satın alabildiğini, şuan kesim fiyatının da 14 lira olması nedeniyle ahırların boş kaldığını anlatan Yetkin, şöyle devam etti:
"Siyasi iktidar 'ben 8-9-10-11 liraya et yedireceğim' diyebilir, bunda kararlıyım' diyebilir, saygı duyarım. Ancak bunun için sen üreticiye uygun fiyatla damızlık hayvan verip, yem fiyatlarını aşağı çekersin, maliyeti düşürürsün, o zaman bu ülkede 8 liraya da 9 liraya da et yenir. 3 ayda Konya'da hayvan sayısında 30 bin azalma var. Geçen hafta 50 bin tonluk kasaplık canlı hayvan ihalesi yapıldı, 'düşene kadar ithalat yapacağız' deniliyor, düşmez. Sonra bir bakarsın Türkiye'de hayvan kalmamış, işte o zaman bu ülkenin gıda güvenliği de kalmaz, üretici de kalmaz. Aksine ülkenin temel sorunu olan işsizlik buralardan patlamaya başlar."
Bazı çevrelerin son günlerde "Türkiye'de serbest piyasa var, Et Balık Kurumu bu hayvan işiyle şununla bununla uğraşır, mağazacılık yapar mı? Özel sektör de getirebilir" demeye başladığını vurgulayan Yetkin, şunları kaydetti:
"Niyet anlaşıldı, niyet ortaya çıktı. Bu elimde tuttuğum kağıt bir tebliğdir, Bakanlığın 16 Temmuz'da yayınladığı bu tebliğ, 'bu işle uğraşan, et işleyen firmalar, özel sektör kurum ve kuruluşlar, gerekirse hem besi hayvanı hem kasaplık hayvan ithal edebilirler'. Bir şart daha konuşmuşlar bu ithalatı yapacak olanların en az 250 başlık işletme büyüklüğünde olmaları gerekiyor. Peki siz bunu yaptığımız zaman, asıl bu ülkede olan et tekeli oluşmayacak mı? İşte o zaman fiyatları önleyemezsin, bu bir faciadır aslında. Bunları geçtiğimiz hafta anlattıktan sonra Bakanlıktan bir yanıt geldi; 'biz normal koşullarda sadece ve sadece besi hayvanı düşünüyoruz, kasaplık düşünmüyoruz'. Yok hayır, (elindeki tebliği göstererek) burada var. Kasaplık hayvan ithalatı maddesi var." Yetkin ayrıca, besilik hayvanın Türkiye'ye girişinde 21 gün karantinada bekletme zorunluğunu getirildiğini ancak kasaplık ithalatında ise karantina süresinin uygulanmadığını, bu sorunun da cevabini öğrenmek istediklerini ifade etti.
"Bizde et 14 lira, kasapta 30-35 lira"
Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Üst Birliği Başkan Yardımcısı ve Konya Kırmızı Et Yetiştiricileri Birliği Başkanı Nazif Karabulut ise şuan üreticinin Konya'da hayvan kesim fiyatının 14 lira olduğunu, market ve kasaplara gidip bakıldığında ise bir kilogram etin fiyatının 30-35 liraya et satıldığını vurguladı.
Bakanlığın asıl bu soruna el atması gerektiğini dile getiren Karabulut, "Bunun bir kontrol mekanizması yok, üreticileri spekülatör ilan ediyorlar. Şu 3 ayda Konya'da 30 bine yakın besiye gelmiş havyan kesildi, bunun yerine üretici işletmelerine bir tane hayvan koymadı. Bu belirsizlik ortamında üretici şaşkın, perişan durumunda... Yani şuanda yer yer kısım kısım et ithalatı yapılıyor, bir bakıyorsunuz yeni bir ithalat açıklanıyor, nereye gidecek bunun sonu" dedi.
Kaynak: Dünya Gazetesi