Zooteknist
09.02.2011, 18:44
1. Kalıtsal yapı
2. Laktasyon devreleri
3. Kuruda kalma süresi
4. Buzağılamadaki yaş
5. Gebelik
6. Çevre sıcaklığı ve nem
7. Buzağılama mevsimi
8. Besleme
9. Canlı ağırlık
10. Hormonlar
KALITSAL YAPI:
Aynı ırka ait hayvanların süt veriminde, yağ veriminde birbirinden çok farklı olabilir. Süt veriminin devamlılığı, sütteki karoten miktarı gibi özelliklerde kalıtsaldır.
LAKTASYON DEVRELERİ:
http://img40.imageshack.us/img40/2112/laktasyonerisi.png
Normal Laktasyon Eğrisi
Buzağılamadan sonra inekten, ilk birkaç gün elde edilen süte kolostrum veya halk arasında ağız sütü denir. Buzağılamadan itibaren kolostrum, yavaş yavaş bileşim değişikliklerine uğrayarak, yaklaşık 10 gün içinde normal süt kıvamını alır. Kolostrum normal sütün, 10 katından daha fazla vitamin A içermektedir.
Süt Verim Ve Kompozisyonu Üzerine Bazı Günler Etkin Olan Faktörler
1-Sağımın Etkisi:
a) Sağım Zamanının Etkisi:
Sağımın, her zaman yapıldığı saatten daha geç yapılması durumunda, önemli miktarda süt kaybı süz konusu olur. Özellikle hayvanın veriminin yüksek olduğu laktasyon döneminde olması halinde, sağımın zamanında yapılmamasının önemi, daha da artar. Memenin sütle dolduğu halde, sağımın yapılmaması durumunda, meme iç basınç yükselerek epitel hücrelere basınç yapar. Bu ise süt üretimini durdurur. Maksimum süt üretimi için, memenin uyarılması ile sağımın başlaması arasında geçen süre, 45-60 saniyeden fazla olmamalıdır.
b) Günlük Sağım Sayısının Etkisi:
Günlük sağım sayısının arttırılması, süt verimini %1-33 oranında artırır. Bunun esası; meme iç basıncının sık sık düşürülmesi suretiyle, alveollerin epitel hücrelerinin, süt üretimi için teşvik edilmesine dayanmaktadır. Ancak, günde 2 den fazla sağım, sadece yüksek verimli inekler için uygundur.
c) Sağımın Tam Yapılmaması: Sağımın başında elde edilen sütteki yağ oranı %1’e kadar düşerken, son sağılan sütteki yağ oranı %8-15’e kadar çıkabilmektedir. Sağım tam yapılmazsa bir sonraki sağımda elde edilen sütün yağ oranı artar.
d) Makine İle Sağımda Yapılan Hatalar: Vakum basıncının yetersiz olması sağımın tam yapılmamasına, basıncın yüksek olması ise memede yıpranmaya neden olur. Vakum basıncı 0.4-0.5 atmosfer olmalıdır.
2-Kızgınlığın Etkisi: Genel olarak kızgınlık periyodunda süt veriminde azalma olur.
3-Hastalıkların Etkisi: Sindirim bozuklukları, mastitis gibi çeşitli hastalıklar, süt verim miktar ve bileşimini etkiler.
4-İlaçların Etkisi: Birçok ilaç, süt salgılanmasına uyarıcı etkisi olup olmadığı konusunda araştırılmıştır. Ancak hiçbirinde, süt verimini artırıcı bir etki belirlenememiştir.
KURUDA KALMA SÜRESİ VE VÜCUT KONDÜSYONU
İnek buzağılamada iyi kondisyonda olmalı, laktasyonda üretebileceği maksimum verime ulaşabilmesi için yeteri kadar kuruda bırakılmalıdır. Aşırı kondisyon, ketosis gibi bazı metabolik rahatsızlıklara yakalanma ihtimalini artırır. Kuruda kalma süresi 60 güne doğru uzadıkça, süt veriminde artış olur. Kuruda kalma süresi, süt bileşimi üzerinde de etkilidir. Yeterli süre kuruda bırakılan inek, buzağılamasından sonra normal süte oranla, oldukça farklı bileşimlere sahip olan kolostum üretir. Oysa, kuruda kalma verilmeyen ineğin laktasyon başındaki sütü, kolostum değil, normal süt bileşimindedir.
http://img546.imageshack.us/img546/4049/vkpdeiimi.png
Vücut Kondüsyon Puanının Laktasyon Süresi Boyunca Değişimi
BUZAĞILAMADAKİ YAŞ
İlk buzağılamasında 24 aylık olan bir inek, ergin yaşta vereceği sütün %75’ini, 3 yaşında %85’ini, 4 yaşında %92’sini, 5 yaşında ise %98’ini verir. 5. yaştan sonra süt kompozisyonunda önemli değişiklikler olmaz. Geç gelişme özelliğinde olan yerli ırklar, ergin çağ veriminde, kültür ırkı ineklerden daha geç ulaşırlar.
CANLI AĞIRLIK
İneğin vücut ağırlığı ile, süt verimi arasında pozitif bir korelasyon vardır. 100 g canlı ağırlık artışının, 20 kg yağ verim artışı meydana getirdiğini bildiren kaynaklarda vardır.
GEBELİK
Laktasyonda olan ineklerin süt verimi, gebelik sonuna doğru önemli miktarda azalır. Bu azalma gebeliğin 22. haftasından itibaren hissedilmeye başlar. Gebeliğin sonuna doğru östrojen ve progesteron düzeyi artar. Bu hormonlar da süt verimini azaltır. Buzağıladıktan 60 gün sonra döl tutan inek, laktasyonun 7.-8. aylarında 20 haftalık gebedir. Süt verimi gebeliğin sonuna doğru önemli ölçüde azalmaya başlar. Gebeliğin sonlarında besin madde ihtiyacı artar. Gebelik laktasyon süresini kısaltır.
ÇEVRE SICAKLIĞI VE NEM
Süt hayvanlarının çoğunda 5 C ile 20 C arasındaki çevre sıcaklıkları süt verimini etkilemez. Bu dereceler arası, sığırlar için konfor bölgesi olarak bilinir. Sıcaklık 25 C üzerine çıktıkça, etkilenme miktarı artar. Süt verimi, yüksek çevre sıcaklığından, yağ verimine oranla daha çok etkilenir. Yüksek çevre sıcaklığından ; küçük cüsseli ırklar iri cüsseli ırklardan, yüksek verimli ırklar ise düşük verimli ırklardan daha fazla etkilenirler. Çevre sıcaklığındaki artış, hayvanların yem tüketimini, solunum oranını, nabız sayısını ve vücut sıcaklığını yükseltir.
Yüksek çevre sıcaklığının süt verimi üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak veya gidermek için aşağıdaki önlemler alınabilir;
- Barınakta suni havalandırma.
- Hayvanların mümkün olduğunca gölge yerlerde ve sundurmalarda barındırılması, gölgelikler üzerine su püskürtülmeli.
- Hayvanlar üzerine su püskürtülmeli.
- Aşımların,buzağılamalar sonbaharda olacak şekilde yapılmalıdır.
Çevre sıcaklığının, optimum sınırın altında olması da, süt verimini ve süt bileşimini etkilemektedir. Süt sığırlarında çevre sıcaklığı 5 C’ ın altına düştüğünde süt veriminde düşme, sütün toplam katı madde ve yağsız kuru maddelerinde yükselme başlamaktadır.
BUZAĞILAMA MEVSİMİ
Genel olarak sonbaharda ve kış başında buzağılayan ineklerde toplam laktasyon süt ve yağ verimi, ilkbaharda ve yazın buzağılayanlara oranla daha yüksektir. Bu konuda, hava sıcaklığı ile, bakım besleme imkanının, mevsimden mevsime değişmesi etken olmaktadır.
BESLENME
Süt Verimi:
Hayvanlar kalıtsal süt verim kabiliyetlerini, ancak, uygun bakım ve besleme şartları altında ortaya koyabilirler. Bu nedenle, yemlemenin miktar ve kalitesi, süt verimini etkileyen en önemli faktördür.
Süt Kompozisyonu:
Süt yağı; yemleme sütün yağ oranı üzerine kısmen etkilidir. KTK, PTK gibi yağ içeriği yüksek olan yemler, sütün yağ oranını yükseltirler. Ancak rasyonda balık yağı bulunması, sütün yağ oranını olumsuz yönde etkiler.
Aşağıdaki özelliklere sahip olan rasyonlar, sütün yağ oranını düşürürler:
- Kesif yem oranı yüksek, kaba yem oranı düşük olan rasyonlar.
- Hububat içeriği yüksek olan rasyonlar.
- Su içeriği yüksek olan ilkbahar meraları.
- İnce örtülmüş kuru ot.
- Palet formdaki yemler (özellikle kaba yemler.)
Süt yağının yemleme ile ilgili olarak azalmasının önlenmesi, şu kurallara uymakla mümkün olur:
- Rasyon, %17 oranında sellüloz bulundurulmalıdır.
- Rasyondaki kaba yem, çok ince öğütülmemelidir.
- Hayvanlara kaba ve kesif yemler, ayrı ayrı yedirilmelidir.
- Rasyondaki mısır oranı 1/3’ü geçmemelidir.
Yetersiz besleme, süt verimi ile, sütün protein ve yağsız kuru madde oranlarında %2 düzeyinde düşmeye neden olur.sütün mineral madde içeriği, oransal olarak değişmez. Kalsiyum, fosfor, klor, potasyum ve sodyum gibi önemli elementlerin rasyondaki düzeylerini değiştirerek sütün, bu elementler bakımından bileşiminin değiştirilmesi mümkün değildir. Sütteki bazı vitaminlerin miktarı, rasyondaki miktarlarının yükselmesi suretiyle artırılabilir. Bu söylenenler A,D,E,K vitaminleri için geçerlidir.
HORMONLARIN ETKİSİ: Hormon kullanımı ülkemizde yasak olup, insan sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Kullanılması doğru değildir.
2. Laktasyon devreleri
3. Kuruda kalma süresi
4. Buzağılamadaki yaş
5. Gebelik
6. Çevre sıcaklığı ve nem
7. Buzağılama mevsimi
8. Besleme
9. Canlı ağırlık
10. Hormonlar
KALITSAL YAPI:
Aynı ırka ait hayvanların süt veriminde, yağ veriminde birbirinden çok farklı olabilir. Süt veriminin devamlılığı, sütteki karoten miktarı gibi özelliklerde kalıtsaldır.
LAKTASYON DEVRELERİ:
http://img40.imageshack.us/img40/2112/laktasyonerisi.png
Normal Laktasyon Eğrisi
Buzağılamadan sonra inekten, ilk birkaç gün elde edilen süte kolostrum veya halk arasında ağız sütü denir. Buzağılamadan itibaren kolostrum, yavaş yavaş bileşim değişikliklerine uğrayarak, yaklaşık 10 gün içinde normal süt kıvamını alır. Kolostrum normal sütün, 10 katından daha fazla vitamin A içermektedir.
Süt Verim Ve Kompozisyonu Üzerine Bazı Günler Etkin Olan Faktörler
1-Sağımın Etkisi:
a) Sağım Zamanının Etkisi:
Sağımın, her zaman yapıldığı saatten daha geç yapılması durumunda, önemli miktarda süt kaybı süz konusu olur. Özellikle hayvanın veriminin yüksek olduğu laktasyon döneminde olması halinde, sağımın zamanında yapılmamasının önemi, daha da artar. Memenin sütle dolduğu halde, sağımın yapılmaması durumunda, meme iç basınç yükselerek epitel hücrelere basınç yapar. Bu ise süt üretimini durdurur. Maksimum süt üretimi için, memenin uyarılması ile sağımın başlaması arasında geçen süre, 45-60 saniyeden fazla olmamalıdır.
b) Günlük Sağım Sayısının Etkisi:
Günlük sağım sayısının arttırılması, süt verimini %1-33 oranında artırır. Bunun esası; meme iç basıncının sık sık düşürülmesi suretiyle, alveollerin epitel hücrelerinin, süt üretimi için teşvik edilmesine dayanmaktadır. Ancak, günde 2 den fazla sağım, sadece yüksek verimli inekler için uygundur.
c) Sağımın Tam Yapılmaması: Sağımın başında elde edilen sütteki yağ oranı %1’e kadar düşerken, son sağılan sütteki yağ oranı %8-15’e kadar çıkabilmektedir. Sağım tam yapılmazsa bir sonraki sağımda elde edilen sütün yağ oranı artar.
d) Makine İle Sağımda Yapılan Hatalar: Vakum basıncının yetersiz olması sağımın tam yapılmamasına, basıncın yüksek olması ise memede yıpranmaya neden olur. Vakum basıncı 0.4-0.5 atmosfer olmalıdır.
2-Kızgınlığın Etkisi: Genel olarak kızgınlık periyodunda süt veriminde azalma olur.
3-Hastalıkların Etkisi: Sindirim bozuklukları, mastitis gibi çeşitli hastalıklar, süt verim miktar ve bileşimini etkiler.
4-İlaçların Etkisi: Birçok ilaç, süt salgılanmasına uyarıcı etkisi olup olmadığı konusunda araştırılmıştır. Ancak hiçbirinde, süt verimini artırıcı bir etki belirlenememiştir.
KURUDA KALMA SÜRESİ VE VÜCUT KONDÜSYONU
İnek buzağılamada iyi kondisyonda olmalı, laktasyonda üretebileceği maksimum verime ulaşabilmesi için yeteri kadar kuruda bırakılmalıdır. Aşırı kondisyon, ketosis gibi bazı metabolik rahatsızlıklara yakalanma ihtimalini artırır. Kuruda kalma süresi 60 güne doğru uzadıkça, süt veriminde artış olur. Kuruda kalma süresi, süt bileşimi üzerinde de etkilidir. Yeterli süre kuruda bırakılan inek, buzağılamasından sonra normal süte oranla, oldukça farklı bileşimlere sahip olan kolostum üretir. Oysa, kuruda kalma verilmeyen ineğin laktasyon başındaki sütü, kolostum değil, normal süt bileşimindedir.
http://img546.imageshack.us/img546/4049/vkpdeiimi.png
Vücut Kondüsyon Puanının Laktasyon Süresi Boyunca Değişimi
BUZAĞILAMADAKİ YAŞ
İlk buzağılamasında 24 aylık olan bir inek, ergin yaşta vereceği sütün %75’ini, 3 yaşında %85’ini, 4 yaşında %92’sini, 5 yaşında ise %98’ini verir. 5. yaştan sonra süt kompozisyonunda önemli değişiklikler olmaz. Geç gelişme özelliğinde olan yerli ırklar, ergin çağ veriminde, kültür ırkı ineklerden daha geç ulaşırlar.
CANLI AĞIRLIK
İneğin vücut ağırlığı ile, süt verimi arasında pozitif bir korelasyon vardır. 100 g canlı ağırlık artışının, 20 kg yağ verim artışı meydana getirdiğini bildiren kaynaklarda vardır.
GEBELİK
Laktasyonda olan ineklerin süt verimi, gebelik sonuna doğru önemli miktarda azalır. Bu azalma gebeliğin 22. haftasından itibaren hissedilmeye başlar. Gebeliğin sonuna doğru östrojen ve progesteron düzeyi artar. Bu hormonlar da süt verimini azaltır. Buzağıladıktan 60 gün sonra döl tutan inek, laktasyonun 7.-8. aylarında 20 haftalık gebedir. Süt verimi gebeliğin sonuna doğru önemli ölçüde azalmaya başlar. Gebeliğin sonlarında besin madde ihtiyacı artar. Gebelik laktasyon süresini kısaltır.
ÇEVRE SICAKLIĞI VE NEM
Süt hayvanlarının çoğunda 5 C ile 20 C arasındaki çevre sıcaklıkları süt verimini etkilemez. Bu dereceler arası, sığırlar için konfor bölgesi olarak bilinir. Sıcaklık 25 C üzerine çıktıkça, etkilenme miktarı artar. Süt verimi, yüksek çevre sıcaklığından, yağ verimine oranla daha çok etkilenir. Yüksek çevre sıcaklığından ; küçük cüsseli ırklar iri cüsseli ırklardan, yüksek verimli ırklar ise düşük verimli ırklardan daha fazla etkilenirler. Çevre sıcaklığındaki artış, hayvanların yem tüketimini, solunum oranını, nabız sayısını ve vücut sıcaklığını yükseltir.
Yüksek çevre sıcaklığının süt verimi üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak veya gidermek için aşağıdaki önlemler alınabilir;
- Barınakta suni havalandırma.
- Hayvanların mümkün olduğunca gölge yerlerde ve sundurmalarda barındırılması, gölgelikler üzerine su püskürtülmeli.
- Hayvanlar üzerine su püskürtülmeli.
- Aşımların,buzağılamalar sonbaharda olacak şekilde yapılmalıdır.
Çevre sıcaklığının, optimum sınırın altında olması da, süt verimini ve süt bileşimini etkilemektedir. Süt sığırlarında çevre sıcaklığı 5 C’ ın altına düştüğünde süt veriminde düşme, sütün toplam katı madde ve yağsız kuru maddelerinde yükselme başlamaktadır.
BUZAĞILAMA MEVSİMİ
Genel olarak sonbaharda ve kış başında buzağılayan ineklerde toplam laktasyon süt ve yağ verimi, ilkbaharda ve yazın buzağılayanlara oranla daha yüksektir. Bu konuda, hava sıcaklığı ile, bakım besleme imkanının, mevsimden mevsime değişmesi etken olmaktadır.
BESLENME
Süt Verimi:
Hayvanlar kalıtsal süt verim kabiliyetlerini, ancak, uygun bakım ve besleme şartları altında ortaya koyabilirler. Bu nedenle, yemlemenin miktar ve kalitesi, süt verimini etkileyen en önemli faktördür.
Süt Kompozisyonu:
Süt yağı; yemleme sütün yağ oranı üzerine kısmen etkilidir. KTK, PTK gibi yağ içeriği yüksek olan yemler, sütün yağ oranını yükseltirler. Ancak rasyonda balık yağı bulunması, sütün yağ oranını olumsuz yönde etkiler.
Aşağıdaki özelliklere sahip olan rasyonlar, sütün yağ oranını düşürürler:
- Kesif yem oranı yüksek, kaba yem oranı düşük olan rasyonlar.
- Hububat içeriği yüksek olan rasyonlar.
- Su içeriği yüksek olan ilkbahar meraları.
- İnce örtülmüş kuru ot.
- Palet formdaki yemler (özellikle kaba yemler.)
Süt yağının yemleme ile ilgili olarak azalmasının önlenmesi, şu kurallara uymakla mümkün olur:
- Rasyon, %17 oranında sellüloz bulundurulmalıdır.
- Rasyondaki kaba yem, çok ince öğütülmemelidir.
- Hayvanlara kaba ve kesif yemler, ayrı ayrı yedirilmelidir.
- Rasyondaki mısır oranı 1/3’ü geçmemelidir.
Yetersiz besleme, süt verimi ile, sütün protein ve yağsız kuru madde oranlarında %2 düzeyinde düşmeye neden olur.sütün mineral madde içeriği, oransal olarak değişmez. Kalsiyum, fosfor, klor, potasyum ve sodyum gibi önemli elementlerin rasyondaki düzeylerini değiştirerek sütün, bu elementler bakımından bileşiminin değiştirilmesi mümkün değildir. Sütteki bazı vitaminlerin miktarı, rasyondaki miktarlarının yükselmesi suretiyle artırılabilir. Bu söylenenler A,D,E,K vitaminleri için geçerlidir.
HORMONLARIN ETKİSİ: Hormon kullanımı ülkemizde yasak olup, insan sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Kullanılması doğru değildir.