genc__osman
22.01.2011, 17:37
Trakya, süt sığırcılığının merkezi haline gelecek ve bölgede Avrupa ülkelerindekine benzer büyük ölçekli hayvancılık işletmeleri kuruluyor.
http://www.kamberaga.net/thumbnail.php?file=hayvanc__l__k_676346670.png&size=article_medium
Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Başkanı ve Ulusal Süt Konseyi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muhittin Özder, ''Trakya, süt sığırcılığının merkezi haline gelecek ve bölgede Avrupa ülkelerindekine benzer büyük ölçekli hayvancılık işletmeleri kuruluyor.
Bu işletmeler, en az 200-300 sağmal ineği olan işletmeler, kapasitesi 1000 büyükbaşa kadar olanlar var'' dedi.
Özder, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda ette yaşanan üretim eksikliğinden dolayı, üreticilerin hayvancılığa yöneldiğini söyledi.
Türkiye'de süt tüketimini arttırmanın yollarının arandığını ifade eden Özder, Trakya Bölgesi'nin elverişli konumu itibariyle hayvancılık ve özellikle süt sığırcılığı yatırımları için tercih edilen bölge haline geldiğini belirtti.
Özder, şöyle konuştu:
''Trakya, elverişli konumu itibariyle hayvancılık için ve özellikle süt sığırcılığı için tercih edilen bölge haline geldi. Trakya Bölgesi, Avrupa'da şap hastalığından arındırılmış bölge olarak kabul edildi.
Bunun yanında, Trakyada çiğ süt üreticiden, diğer bölgelere göre daha pahalıya alınıyor. Tüketim merkezi olan İstanbul'a yakınlığı, yem kaynaklarının fazlalığı ve daha ucuza yem temin edilmesi ve bölgede yeterli sayıda süt işleme tesislerinin olması nedeniyle Trakya bölgesi bu konuda yatırım yapacaklar tarafından tercih ediliyor.''
''Büyük hayvancılık işletmeleri kurulum aşamasında''
Trakya Bölgesi'nde çok sayıda büyükbaş yetiştiriciliğine yönelik hayvancılık işletmelerinin kurulma aşamasında olduğuna değinen Özder, kurulacak işletmelerin Avrupa ve ABD'dekine benzer büyük hayvan işletmeleri olduğunu aktardı.
Özder, ''Bu işletmelerin cazip yanı, gerekli hijyen kurallarına daha fazla uymaları. Böylece daha sağlıklı süt üretimi sağlanacak'' dedi.
Türkiye'de et üretimiyle, süt üretiminin birlikte yürüdüğünü ifade eden Özder, yakın zamanda süt üretiminde artış beklendiğini söyledi.
Hayvancılığın tarımın bir parçası olduğuna değinen Özder, gelişmiş ülkelerde tarımın içindeki hayvansal üretim oranının yüzde 70 civarında olduğuna dikkat çekti.
Özder, şunları kaydetti:
''Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri artınca tarımsal üretimde hayvancılığın yeri de artıyor. Tarımda, hayvancılık sektörü risklidir. Ama risk olan yerde de kar yüksektir.
Bilinçli olarak hayvancılık yapıldığında iyi para kazanma şansı var. Ülkemizde et fiyatları dünya ortalamasının üzerinde olmasına rağmen çiftçimiz aynı oranda para kazanamıyor.
Bunun nedeni, hayvan yetiştiriciliğinde maliyetlerin yüksek oluşu. Türkiye'de, yem, bakım, sağlık giderleri ve iş gücü maliyetleri yüksek.''
İhbarı zorunlu hayvan hastalıkları ve bildirimleri
İhbarı zorunlu olan hayvan hastalıklarının çıkışı ve son odağın da yok edilmesinden sonra bu hastalıklara ilişkin olarak getirilen kısıtlamaların kaldırıldığının bildirimine ilişkin usul ve esaslar düzenlendi.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığının ''İhbarı Mecburi Hayvan Hastalıkları ve Bildirimine İlişkin Yönetmeliği'', Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yönetmelik, ihbarı zorunlu hayvan hastalıklarının çıkışını ve son mihrakın eradikasyonundan (yok edilmesinden) sonra bu hastalıklara ilişkin olarak getirilen kısıtlamaların kaldırılmasını kapsıyor.
Yönetmeliğe göre, bulaşıcı hayvan hastalığı ya da sebebi belli olmayan hayvan ölümlerinden haberdar olan hayvan sahipleri ve bakıcıları, veteriner hekimler ile muhtarlar, köy korucuları, celepler, çobanlar, gemi kaptanları, istasyon ya da gümrük memur veya idarecileri gibi ilgililer durumu yetkili otoriteye bildirmek zorunda olacak.
Resmi veteriner, belirlenen herhangi bir hastalığa ait hem birincil mihrakın tespitinde hem de son mihrakın eradikasyonundan sonra bu hastalıklara ilişkin olarak getirilen kısıtlamaların kaldırıldığına ilişkin gerekli bildirimleri 24 saat içerisinde yetkili otorite aracılığı ile bakanlığa yapacak.
Yönetmelikte belirlenen ihbarı zorunlu hastalıklar şunlar:
''Şap (FMD), sığır brosellozu, sığır tüberkülozu, kuduz, mavidil, sığır vebası, sığırların süngerimsi beyin hastalığı (BSE), koyun, keçi brosellozu, koyun ve keçi vebası (PPR), koyun, keçi çiçeği, şarbon (antraks), scrapie, tavuk vebası (avian influenza), yalancı tavuk vebası (newcastle), pullorum, kanatlı tifosu (tavuk tifosu), ruam, durin (at frengisi), atların infeksiyöz anemisi, equine encephalomyelitis (tüm tipleri, Venezuela equine encephalomyelitis dahil), Afrika at vebası, Afrika domuz vebası, klasik domuz vebası, domuzların veziküler hastalığı, küçük kovan kurdu, arıların Amerikan yavru çürüklüğü, tropilaelaps akarı, kedilerin süngerimsi beyin hastalığı (FSE), sığırların nodüler ekzantemi, bulaşıcı stomatitis, rift vadisi humması, bulaşıcı sığır plöropnömonisi, enzootik sığır löykozu, geliklerin epizootik hemorajik hastalığı (EHD).''
Kaynak: AA
http://www.kamberaga.net/thumbnail.php?file=hayvanc__l__k_676346670.png&size=article_medium
Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Başkanı ve Ulusal Süt Konseyi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muhittin Özder, ''Trakya, süt sığırcılığının merkezi haline gelecek ve bölgede Avrupa ülkelerindekine benzer büyük ölçekli hayvancılık işletmeleri kuruluyor.
Bu işletmeler, en az 200-300 sağmal ineği olan işletmeler, kapasitesi 1000 büyükbaşa kadar olanlar var'' dedi.
Özder, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda ette yaşanan üretim eksikliğinden dolayı, üreticilerin hayvancılığa yöneldiğini söyledi.
Türkiye'de süt tüketimini arttırmanın yollarının arandığını ifade eden Özder, Trakya Bölgesi'nin elverişli konumu itibariyle hayvancılık ve özellikle süt sığırcılığı yatırımları için tercih edilen bölge haline geldiğini belirtti.
Özder, şöyle konuştu:
''Trakya, elverişli konumu itibariyle hayvancılık için ve özellikle süt sığırcılığı için tercih edilen bölge haline geldi. Trakya Bölgesi, Avrupa'da şap hastalığından arındırılmış bölge olarak kabul edildi.
Bunun yanında, Trakyada çiğ süt üreticiden, diğer bölgelere göre daha pahalıya alınıyor. Tüketim merkezi olan İstanbul'a yakınlığı, yem kaynaklarının fazlalığı ve daha ucuza yem temin edilmesi ve bölgede yeterli sayıda süt işleme tesislerinin olması nedeniyle Trakya bölgesi bu konuda yatırım yapacaklar tarafından tercih ediliyor.''
''Büyük hayvancılık işletmeleri kurulum aşamasında''
Trakya Bölgesi'nde çok sayıda büyükbaş yetiştiriciliğine yönelik hayvancılık işletmelerinin kurulma aşamasında olduğuna değinen Özder, kurulacak işletmelerin Avrupa ve ABD'dekine benzer büyük hayvan işletmeleri olduğunu aktardı.
Özder, ''Bu işletmelerin cazip yanı, gerekli hijyen kurallarına daha fazla uymaları. Böylece daha sağlıklı süt üretimi sağlanacak'' dedi.
Türkiye'de et üretimiyle, süt üretiminin birlikte yürüdüğünü ifade eden Özder, yakın zamanda süt üretiminde artış beklendiğini söyledi.
Hayvancılığın tarımın bir parçası olduğuna değinen Özder, gelişmiş ülkelerde tarımın içindeki hayvansal üretim oranının yüzde 70 civarında olduğuna dikkat çekti.
Özder, şunları kaydetti:
''Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri artınca tarımsal üretimde hayvancılığın yeri de artıyor. Tarımda, hayvancılık sektörü risklidir. Ama risk olan yerde de kar yüksektir.
Bilinçli olarak hayvancılık yapıldığında iyi para kazanma şansı var. Ülkemizde et fiyatları dünya ortalamasının üzerinde olmasına rağmen çiftçimiz aynı oranda para kazanamıyor.
Bunun nedeni, hayvan yetiştiriciliğinde maliyetlerin yüksek oluşu. Türkiye'de, yem, bakım, sağlık giderleri ve iş gücü maliyetleri yüksek.''
İhbarı zorunlu hayvan hastalıkları ve bildirimleri
İhbarı zorunlu olan hayvan hastalıklarının çıkışı ve son odağın da yok edilmesinden sonra bu hastalıklara ilişkin olarak getirilen kısıtlamaların kaldırıldığının bildirimine ilişkin usul ve esaslar düzenlendi.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığının ''İhbarı Mecburi Hayvan Hastalıkları ve Bildirimine İlişkin Yönetmeliği'', Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yönetmelik, ihbarı zorunlu hayvan hastalıklarının çıkışını ve son mihrakın eradikasyonundan (yok edilmesinden) sonra bu hastalıklara ilişkin olarak getirilen kısıtlamaların kaldırılmasını kapsıyor.
Yönetmeliğe göre, bulaşıcı hayvan hastalığı ya da sebebi belli olmayan hayvan ölümlerinden haberdar olan hayvan sahipleri ve bakıcıları, veteriner hekimler ile muhtarlar, köy korucuları, celepler, çobanlar, gemi kaptanları, istasyon ya da gümrük memur veya idarecileri gibi ilgililer durumu yetkili otoriteye bildirmek zorunda olacak.
Resmi veteriner, belirlenen herhangi bir hastalığa ait hem birincil mihrakın tespitinde hem de son mihrakın eradikasyonundan sonra bu hastalıklara ilişkin olarak getirilen kısıtlamaların kaldırıldığına ilişkin gerekli bildirimleri 24 saat içerisinde yetkili otorite aracılığı ile bakanlığa yapacak.
Yönetmelikte belirlenen ihbarı zorunlu hastalıklar şunlar:
''Şap (FMD), sığır brosellozu, sığır tüberkülozu, kuduz, mavidil, sığır vebası, sığırların süngerimsi beyin hastalığı (BSE), koyun, keçi brosellozu, koyun ve keçi vebası (PPR), koyun, keçi çiçeği, şarbon (antraks), scrapie, tavuk vebası (avian influenza), yalancı tavuk vebası (newcastle), pullorum, kanatlı tifosu (tavuk tifosu), ruam, durin (at frengisi), atların infeksiyöz anemisi, equine encephalomyelitis (tüm tipleri, Venezuela equine encephalomyelitis dahil), Afrika at vebası, Afrika domuz vebası, klasik domuz vebası, domuzların veziküler hastalığı, küçük kovan kurdu, arıların Amerikan yavru çürüklüğü, tropilaelaps akarı, kedilerin süngerimsi beyin hastalığı (FSE), sığırların nodüler ekzantemi, bulaşıcı stomatitis, rift vadisi humması, bulaşıcı sığır plöropnömonisi, enzootik sığır löykozu, geliklerin epizootik hemorajik hastalığı (EHD).''
Kaynak: AA