Zooteknist
15.01.2011, 19:23
Probiyotik, barsak mikrobiyal dengesini geliştirerek konakçı hayvanda yararlı etkiler oluşturan canlı mikrobiyal yem katkı maddesidir. Vegatatif ve spor formları vardır.
Dayanıklılık açısından enterococlar, streptecoclar, pediococlar, leuconostoclar ve lactobasilluslar olarak sıralanabilir. Probiyotik bakteriler ise barsak epitel hücrelerine implante olur, çoğalır ve tabaka oluştururlar. Sindirim kanalından absorbe olmazlar. Probiyotik bakteriler, gram(+) ve fakültatif anaerob olup patojen değildirler.
Probiyotiklerin Etki Mekanizmaları:
a) Başta laktik asit olmak üzere asetik asit ve formik asit gibi organik asitler üreterek barsak pH’sını düşürür ve böylece nötr ve bazik ortamda yaşayan zararlı etkisi bulunan gram(-) patogen mikroorganizmaların üremesini engellerler.
b) H2O2 üreterek antibakteriyel etki meydana getirirler.
c) Oksidasyon-redüksiyon potansiyelini düşürerek aerobik mikroorganizmaların gelişmesini inhibe ederler.
d) Lactobasilluslar tarafından üretilen acidophlin, lactolin, acidolin, streptococlar tarafından üretilen nisin ve diplococcin adlı maddeler geniş spektrumlu antibiyotik etkisi gösterir.
e) Lactobasilluslar, E.coli’ye karşı antienterotoksin salgılayarak E.Coli’nin toksik amin sentezini engeller.
f) Biyofilm salgıları ile barsak epitel hücrelerini patojen bakteriler ve viruslardan koruyarak barsak yangılanmasını önlerler
g) Sindirim sistemleri tam olarak gelişmemiş olan hayvanlarda sindirime katkıda bulunurlar.
h) Safra tuzlarını ve yağ asitlerini enteropatogen mikroorganizmaların etkisinden korurlar.
i) Biotin, pantotenik aist, pridoksin ve folik asit gibi B grubu vitaminleri sentezlerler.
j) Amonyak, indol, skatol ve sülfitler gibi toksik maddeler üreten mikroorganizmaların çoğalmasını inhibe ederler.
k) İmmunostimulant etkileri ile mukozal savunma sistemini güçlendirirler.
Probiyotiklerin Sahip Olması Gereken Özellikler:
a) Verildiği hayvanın barsak florasında izole edilmiş ve canlı olmalı patogen olmamalı.
b) Mide asidine, safraya ve lizozim enzimine karşı dayanıklı olmalı, hızlı aktive olarak yüksek çoğalma oranı göstermeli.
c) Yem üretimindeki teknolojik işlemler sırasında canlılıklarını koruyabilmeli.
d) Yem içindeki besin maddeleri ve diğer yem katkı maddeleri ile karşılaştığında yüksek stabilite özelliği bulunmalı.
e) Yeme katılmadan veya katıldıktan sonra oda sıcaklığında stabilite özelliğini sürdürmeli.
Probiyotik Üretimi ve Depolanmsında Dikkat Edilecek Noktalar:
İn vivo ve in vitro üretimleri kolay olmalıdır. Dondurma tekniğine uygun olarak kurutulduğunda canlılıklarını uzun süre devam ettirebilirler. Toz, granül, kapsül, pelet, sıvı formları hazırlanabilir. pH 6-7 arasında olmalıdır. Ticari preparatlara asidifiye maddeler karıştırılmamalıdır. Probiyotik preparatlar 22-25 C’de ve kuru yerde depolanmalıdır. 300 C’nin üzerinde canlılığını kaybederler.
Karma Yemlere Probiyotik Katılırken Dikkat Edilecek Noktalar:
a) Yem İşleme Teknikleri:
Buharla peletleme ve ekstrüzyon işlemleri sırasında probiyotikler katılırken nem, sıcaklı ve basınç faktörlerine dikkat edilmelidir.
Yem üretimi süresince spor formda olan probiyotiklerde kayıp %10-30 olurken, Enterococcuslardaki kayıp %90’a çıkabilir.
b) Yem Katkı Maddeleri İle Etkileşim:
-Demir(Fe) ve Bakır(Cu) başta olmak üzere mineral premixleri probiyotiklerin canlılığını kısıtlar. Ca önemli bir faktör olarak karşımıza çıkar.
Lactobasillus kayıplarına neden olur.
-Yüksek yoğunluktaki vitamin premiksleri ile etkileşim(Vit-K) zararlı olmaktadır.
-Antibiyotiklerle birlikte kullanılacaksa duyarlılığı bilinmelidir.
-Antioksidan ve antifungallar zararlıdır.
c) Depolama: Kuru ve serin yerde depolanmalıdır.
Probiyotiklerin Canlılığını Etkileyen Faktörler:
*Sıcaklık
*Asitler
*Depolama
*Basınç
*Ekstrüzyon
*Mineraller
*Vitaminler
*Antioksidan ve antifungal maddeler.
Dayanıklılık açısından enterococlar, streptecoclar, pediococlar, leuconostoclar ve lactobasilluslar olarak sıralanabilir. Probiyotik bakteriler ise barsak epitel hücrelerine implante olur, çoğalır ve tabaka oluştururlar. Sindirim kanalından absorbe olmazlar. Probiyotik bakteriler, gram(+) ve fakültatif anaerob olup patojen değildirler.
Probiyotiklerin Etki Mekanizmaları:
a) Başta laktik asit olmak üzere asetik asit ve formik asit gibi organik asitler üreterek barsak pH’sını düşürür ve böylece nötr ve bazik ortamda yaşayan zararlı etkisi bulunan gram(-) patogen mikroorganizmaların üremesini engellerler.
b) H2O2 üreterek antibakteriyel etki meydana getirirler.
c) Oksidasyon-redüksiyon potansiyelini düşürerek aerobik mikroorganizmaların gelişmesini inhibe ederler.
d) Lactobasilluslar tarafından üretilen acidophlin, lactolin, acidolin, streptococlar tarafından üretilen nisin ve diplococcin adlı maddeler geniş spektrumlu antibiyotik etkisi gösterir.
e) Lactobasilluslar, E.coli’ye karşı antienterotoksin salgılayarak E.Coli’nin toksik amin sentezini engeller.
f) Biyofilm salgıları ile barsak epitel hücrelerini patojen bakteriler ve viruslardan koruyarak barsak yangılanmasını önlerler
g) Sindirim sistemleri tam olarak gelişmemiş olan hayvanlarda sindirime katkıda bulunurlar.
h) Safra tuzlarını ve yağ asitlerini enteropatogen mikroorganizmaların etkisinden korurlar.
i) Biotin, pantotenik aist, pridoksin ve folik asit gibi B grubu vitaminleri sentezlerler.
j) Amonyak, indol, skatol ve sülfitler gibi toksik maddeler üreten mikroorganizmaların çoğalmasını inhibe ederler.
k) İmmunostimulant etkileri ile mukozal savunma sistemini güçlendirirler.
Probiyotiklerin Sahip Olması Gereken Özellikler:
a) Verildiği hayvanın barsak florasında izole edilmiş ve canlı olmalı patogen olmamalı.
b) Mide asidine, safraya ve lizozim enzimine karşı dayanıklı olmalı, hızlı aktive olarak yüksek çoğalma oranı göstermeli.
c) Yem üretimindeki teknolojik işlemler sırasında canlılıklarını koruyabilmeli.
d) Yem içindeki besin maddeleri ve diğer yem katkı maddeleri ile karşılaştığında yüksek stabilite özelliği bulunmalı.
e) Yeme katılmadan veya katıldıktan sonra oda sıcaklığında stabilite özelliğini sürdürmeli.
Probiyotik Üretimi ve Depolanmsında Dikkat Edilecek Noktalar:
İn vivo ve in vitro üretimleri kolay olmalıdır. Dondurma tekniğine uygun olarak kurutulduğunda canlılıklarını uzun süre devam ettirebilirler. Toz, granül, kapsül, pelet, sıvı formları hazırlanabilir. pH 6-7 arasında olmalıdır. Ticari preparatlara asidifiye maddeler karıştırılmamalıdır. Probiyotik preparatlar 22-25 C’de ve kuru yerde depolanmalıdır. 300 C’nin üzerinde canlılığını kaybederler.
Karma Yemlere Probiyotik Katılırken Dikkat Edilecek Noktalar:
a) Yem İşleme Teknikleri:
Buharla peletleme ve ekstrüzyon işlemleri sırasında probiyotikler katılırken nem, sıcaklı ve basınç faktörlerine dikkat edilmelidir.
Yem üretimi süresince spor formda olan probiyotiklerde kayıp %10-30 olurken, Enterococcuslardaki kayıp %90’a çıkabilir.
b) Yem Katkı Maddeleri İle Etkileşim:
-Demir(Fe) ve Bakır(Cu) başta olmak üzere mineral premixleri probiyotiklerin canlılığını kısıtlar. Ca önemli bir faktör olarak karşımıza çıkar.
Lactobasillus kayıplarına neden olur.
-Yüksek yoğunluktaki vitamin premiksleri ile etkileşim(Vit-K) zararlı olmaktadır.
-Antibiyotiklerle birlikte kullanılacaksa duyarlılığı bilinmelidir.
-Antioksidan ve antifungallar zararlıdır.
c) Depolama: Kuru ve serin yerde depolanmalıdır.
Probiyotiklerin Canlılığını Etkileyen Faktörler:
*Sıcaklık
*Asitler
*Depolama
*Basınç
*Ekstrüzyon
*Mineraller
*Vitaminler
*Antioksidan ve antifungal maddeler.