dadasatilla
18.12.2010, 22:46
BAKTERİLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ
Bakterilerin varlığı,ilk kez 17.yüzyılda saptanmiş , ancak çeşitleri ve özellikleri 19.yüzyılın sonlarında anlaşılmıştır. Bakteriler;toprak,hava,su,canlı vücudu,ölmüş bitki hayvan gibi her ortama uyum sağlamış en yaygın canlılardır.Buzullar içinde bakteriler bulunur.Bakteriler en küçük ve en ilkel hücre yapısına sahip canlılardır.Bakterilerin çoğu,insan ve diğer canlılar için zararlı oldu halde bazıları yaralıdır.
Bakteriler,ışık mikroskobunda farklı şekillerde,tek tek veya grublar halinde görülürBakterilerin boyutları 1-10 arasında değişir Bakteri hücresinin en dışında karbonhidrat,yağ ve proteinlerden oluşan,karmaşık bir yapıda Hücre Çeperi bulunur.Çeper mumsu bir yapıdadır.Hücrenin korunması ve belli bir şekilde olmasını sağlar. Hücre çeperinin altında,ökaryot hücrelerde olduğu gibi Hücre Zarı vardır.Bakterilerde aktif hareket sağlayan kamçılar bulunur.Kamçı,bakterinin bir kenarındaki tek veya demet halinde olan uzun uzantılardır.
Bazı bakterilerin en dışında ayrıca Kapsülbulunur.Kapsül,çoğunlukla karbonhidratlardan oluşmuş yapılardır.Kapsül,yapışkan ve hücreyi koruyucu özelliktedir.Kapsüllü bakterilerin çoğunluğu hastalık yapıcıdır Örneğin zatüree hastalığı yapan "Kapsüllü Pnömokok"denilen gibi.Kapsüllü bakterier olumsuz ortam koşullarında daha dayanıklıdır.
Bakteri hücresinin içindeki stoplazmanın %90'ısudur.Bakterilerde çekirdek bulunmaz ama serbest halde DNA yönetici molekül bulunur.Çekirdek alanı içindeki ,Nükleotit denen yapı yani çekirdekcik ökaryot hücrelerdeki kromozom işlevine sahip kısmıdır.Bakterilerde mezozom tilakoit denilen zar kıvrımları ve bol miktarda ribozom vardır.ribozomlar tek tek veya poliribozom (polizom) denilen grublar halinde bulunur.Bakterilerin stoplazmalarında dağınık olarak protein, glikojen ve yağ tanecikleri vardır.Bakterilerde hayatsal olayların gerçekleşmesini sağlayan Enzimler stoplazmaya dağılmış haldedir.Solunum enzimlerinin bir kısmı stoplazmalarında,bir kısmı da hücre zarının iç yüzeyine dağılmış olarak bulunur.
Bakterilerin ömürleri kısadır.Yiyeceklerde içeceklerde,eşyalarda, toz parçacıklarında ,su damlacıklarında bulunur ve nedenle bir yerden bir yere kolayca taşınır.Ayrıca bakteriler bölünerek ürerlerOrtam koşulları bölünmeye uygun olmadığı durumlarda kavuşma (konjukasyon) yoluyla eşeyli üreme yaparlar.Bu yolla ,ortama daha iyi uyum sağlayabilen bakteriler oluşabilir.Bakteriler çok olumsuz koşularda endospor oluşturarak uzun süre yapılarını koruyabilir.Koşullar uygun duruma döndüğünde endospor gelişerek tekrar yeniden bakteriye dönüşür.
- Tek hücreli prokaryotik canlılardır.
- Mikroskopla görülebilirler.
- Büyüklükleri 0,1–10 mikro metre arasında değişir.
- 3500 milyon yıldan daha uzun bir süredir dünyada var oldukları bilinmektedir.
- O kadar yaygınlar ki bu gün dünyamızda bakterinin bulunmadığı yer yok diyebiliriz.
- Hava ile ve su damlacıkları ile çok uzak mesafelere taşınabilirler.
- -90 ile 80 santigrat derece arasında yaşarlar.
- Deneysel olarak ilk defa 17.yy’ da Antoni Van Lövenhuk bakterileri gözleyerek onların şekillerini açıklamıştır.
- Büyüklükleri normal ökaryotik hücrelerin mitokondrileri kadardır
HÜCRE YAPISI
- Prokaryotik olduklarından zarla çevrili çekirdek, mitokondri, golgi, kloroplast gibi organelleri yoktur.
- Bütün bakteriler de ortak olan organel ribozomdur.
- DNA, RNA, hücre zarı ve stoplazma bütün bakteriler de ortak olarak bulunur.
- En dışta bir çeperle (murei)sarılıdır.
- Bazı bakteriler de dış tarafta kapsül bulunur. Kapsül bakterinin dirençliliğini ve hastalık yapabilme(patojen olma)özellini arttırır.
- Bazı bakteriler kamçılarıyla bazıları da dış etkenlerle hareket eder.
- Bazı bakteriler de mezozom bulunur. Burada ETS enzimleri vardır.
- Genel yapı olarak bakterilerin %90’ı sudur.
TAKSONOMİ
- Türlü türlü bakteriler keşfedildiği için bu bilinen bakterilerin sınıflandırılması zordur.
- 1977’de Woese tarafından yapılan ve 16 s Rrna dizilimindeki sistematiğe göre bakteriler 2 gruba ayrılır; arkeabakteri ve bakteri.
ARKEABAKTERİ
- Metanojenik arkeabakteri, anaerobik ortamlarda yaşar ve metabolizmasının sonucu olarak metan üretir.
- Büyükbaş hayvanların karnında yaşar ve bağırsaklarındaki gazlardan sorumludurlar.
- Halofilik arkeabakteriler, tuz seviyesi yüksek olan yerlerde yaşarlar.
- Termoasidofilik arkeabakteriler ise sıcak göllerde ama asitli yerlerde yaşarlar
ÖBAKTERİLER
- Ekstrem ortamlar hariç hemen hemen her yerde yaşarlar.
- Günümüzde binlerce öbakteri türü tanımlanmıştır, beslenme çeşitleri oldukça farklıdır.
- Foto ototrofların içinde mavi-yeşil alglerde bulunur.
- Bu bakteriler bitkilere ve alglere benzedikleri için fotosentez yapabilirler.
- Ayrıca kemoototrof ve kemoheterotrof bakteriler de bulunur.
ŞEKİLLERİNE GÖRE
- a)çubuk şeklinde olanlar(bacillus):tek tek veya birbirlerine yapışmışlardır. Bu bakteriler; tifo, tüberküloz ve şarbon hastalığını yaparlar.
- b)Yuvarlak olanlar(coccus):Kamçısızdırlar. Zatürree ve bel soğukluğu bakterileri bunlara örnektir.
- c)Spiral olanlar(spirullum):Kıvrımlıdırlar. Frengi bakterileri ve dişlerde yerleşen spiroketler bunlara örnektir.
- d)virgül şeklinde olanlar (vibrio); virgül biçiminde tek kıvrımlıdırlar. Kolera bakterisi gibi.
BAKTERİLERİN BOYANMASI
- Danimarkalı bakteriyolog gramın geliştirdiği boyalarla boyananlara gram(+), boyanmayanlara ise gram(-) bakteriler denir.
SOLUNUMLARINA GÖRE
Anaerop bakteriler; organik besinlerini parçalarken oksijen kullanmazlar. Havasız yerlerde yaşar ve çoğalırlar. Oksijenin olduğu yerlerde bazıları gelişemezler
- Aerop bakteriler; escherichia coli, zature ve yoğurt bakterisi gibi oksijenli ortamlarda yaşayabilirler. Mitokondri olmadığından mezozomdan gerçekleştirilir.
- Geçici aerob veya geçici Anaerop olanlar; asıl solunumları oksijensiz olduğu için kısa süreli aerob “geçici Aerop” denir. Normal solunum şekli Aerop olanlar ise havasız kalınca fermantasyona başvururlar. Bunlara “geçici Anaerop” denir.
MANTARLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ
Mantarlar
Mantarlar, sitoplâzmalarında zarla çevrili bir çekirdeğe sahip olan ökaryot hücreli canlılardır. Mantarlar genellikle çok hücrelidir. Klorofil içermeyen, yaşamları için gerekli olan besini hazır olarak sağlayan heterotrof canlılardır.
1. Mantarların Genel Özellikleri
Mantarlar, yüksek yapılı bitkilerdeki kök, gövde ve yaprak gibi organlara sahip değillerdir. Fakat hücrelerinin etrafında belirli bir hücre çeperinin olması, sporla çoğalmaları ve genellikle hareketsiz oluşları nedeniyle bitkilere benzer canlılardır. Şapkalı mantarların çeşitli türleri ülkemizde doğal olarak yetişir, bazı türleri zehirlidir. Şapkalı mantarlar besin ve ilâç yapımında kullanılmak üzere özel olarak da yetiştirilmektedir.
2. Mantarların Çeşitleri
Mantarlar maya mantarları, küf mantarları, şapkalı mantarlar ve enfeksiyon yapan mantarlar olarak gruplandırılır.
Maya mantarları; genellikle tek hücreli organizmalar olup, hücre çeperleri kitinden yapılmıştır. Mayaların en önemli özelliği eşeysiz üremelerinin tomurcuklanma yolu ile olmasıdır. Özellikle şekerli ortamlarda, toprakta, hayvan atıklarında bol miktarda görülür. Hamurun mayalanmasında, bira üretiminde maya mantarlarından yararlanılır.
Küf mantarları; çürümekte olan böcek, balık, kuş artıkları üzerinde saprofit olarak yaşarlar. Eşeyli ve eşeysiz ürerler. Besinlerin küflenmesine neden olurlar. Mantarların sporları peynir, salça, ekmek, limon ve yemekler üzerinde çoğalarak besinlerin küflenmesine neden olur.
Şapkalı mantarlar; genellikle ağaç altlarında, çayırlarda yetişen tipik şemsiye şeklinde olan mantarlardır. Bu mantarların zehirli ve zehirsiz türleri vardır. Zehirsiz türlerinin kültürü yapılarak kolayca yetiştirilir. Şapkalı mantarlar; demir, bakır, fosfor, vitamin ve protein açısından zengin olduklarından besin olarak tüketilir.
Enfeksiyon mantarları; insanda ağız ve boğaz hastalıkları, üreme organları ve deride enfeksiyonlara neden olan mantarlardır. Bebeklerde görülen pamukçuk, saç dökülmesine neden olan saçkıran örnek verilebilir.
3. Mantarların Biyolojik, Ekonomik Önemi ve İnsan Sağlığı ile İlişkisi
Mantarların en önemli görevleri yeryüzündeki madde dönüşümünde rol almalarıdır. Mantarlar, ölü bitki ve hayvan kalıntılarının çürüyerek toprağa karışmasında rol oynarlar. Bitkilerin sonbaharda dökülen yaprakları, mantar ve bakteriler tarafından çürütülerek humuslu organik maddelere dönüştürülür. Oluşan fosfat ve nitrat gibi mineraller bitkiler tarafından alınarak yaşam döngüsüne katılır.
Mantarlar, gıda ve fermantasyon endüstrisi, ilâç sanayii ve çeşitli ürünlerin elde edilmesinde kullanılmaktadır.
Peynir, alkol, ilâç, ekmek yapımında mantarlardan yararlanılır. Ekmek yapımında hamura katılan maya, kimyasal tepkimeler sonucunda karbon dioksit gazının çıkışına yol açar ve hamur kabarır. Bazı maya mantarları da salgıladıkları enzimlerle, glikozu parçalayarak alkole dönüştürürler. Bira ve şarap gibi alkollü içecekler şekerin fermantasyonu sonucu oluşur.
Şapkalı mantarlar, eski çağlardan beri tüketilen önemli bir gıdadır. Mantarın besin değeri oldukça yüksektir. Özellikle içerdiği protein, vitamin ve mineral maddeler mantarın beslen*medeki önemini arttırmaktadır.
Mantarda, mineral maddelerden kalsiyum, demir, fosfor, potasyum ve bakır bulunmaktadır.
Mantarlar, ilâç yapımında da kullanılmaktadır. Çeşitli antibiyotikler, steroit hormonlar, birçok vitamin*ler mantarlardan elde edilen ilâçlardır. Son zamanlarda mantarlar kanser tedavisinde de kullanılmaya başlanmıştır. Penicillium chrysogenum mantarının ürettiği penisilin antibiyotiği, bakteriyel hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.
Doğadaki mantarların zehirli ve zehirsiz cinsleri bulunmaktadır. Bu mantarların ayırt edilememesi sonucu zehirlenmelere çok rastlanmaktadır. Bilinçsizce toplanan zehirli mantarların tüketilmesi insanların ölümüne neden olmaktadır. Bu tehlike kültür mantarlarında görülmez. Bu nedenle kültür mantarlarının tüketilmesi gereklidir. Kültür mantarları lâboratuvar şartlarında kolayca yetiştirilebilir. Nemli ve karanlık ortamlarda, gübre ve saman karışımında kolayca yetiştirilen ve zehirleme tehlikesi olmayan önemli bir besin kaynağıdır.
Bakterilerin varlığı,ilk kez 17.yüzyılda saptanmiş , ancak çeşitleri ve özellikleri 19.yüzyılın sonlarında anlaşılmıştır. Bakteriler;toprak,hava,su,canlı vücudu,ölmüş bitki hayvan gibi her ortama uyum sağlamış en yaygın canlılardır.Buzullar içinde bakteriler bulunur.Bakteriler en küçük ve en ilkel hücre yapısına sahip canlılardır.Bakterilerin çoğu,insan ve diğer canlılar için zararlı oldu halde bazıları yaralıdır.
Bakteriler,ışık mikroskobunda farklı şekillerde,tek tek veya grublar halinde görülürBakterilerin boyutları 1-10 arasında değişir Bakteri hücresinin en dışında karbonhidrat,yağ ve proteinlerden oluşan,karmaşık bir yapıda Hücre Çeperi bulunur.Çeper mumsu bir yapıdadır.Hücrenin korunması ve belli bir şekilde olmasını sağlar. Hücre çeperinin altında,ökaryot hücrelerde olduğu gibi Hücre Zarı vardır.Bakterilerde aktif hareket sağlayan kamçılar bulunur.Kamçı,bakterinin bir kenarındaki tek veya demet halinde olan uzun uzantılardır.
Bazı bakterilerin en dışında ayrıca Kapsülbulunur.Kapsül,çoğunlukla karbonhidratlardan oluşmuş yapılardır.Kapsül,yapışkan ve hücreyi koruyucu özelliktedir.Kapsüllü bakterilerin çoğunluğu hastalık yapıcıdır Örneğin zatüree hastalığı yapan "Kapsüllü Pnömokok"denilen gibi.Kapsüllü bakterier olumsuz ortam koşullarında daha dayanıklıdır.
Bakteri hücresinin içindeki stoplazmanın %90'ısudur.Bakterilerde çekirdek bulunmaz ama serbest halde DNA yönetici molekül bulunur.Çekirdek alanı içindeki ,Nükleotit denen yapı yani çekirdekcik ökaryot hücrelerdeki kromozom işlevine sahip kısmıdır.Bakterilerde mezozom tilakoit denilen zar kıvrımları ve bol miktarda ribozom vardır.ribozomlar tek tek veya poliribozom (polizom) denilen grublar halinde bulunur.Bakterilerin stoplazmalarında dağınık olarak protein, glikojen ve yağ tanecikleri vardır.Bakterilerde hayatsal olayların gerçekleşmesini sağlayan Enzimler stoplazmaya dağılmış haldedir.Solunum enzimlerinin bir kısmı stoplazmalarında,bir kısmı da hücre zarının iç yüzeyine dağılmış olarak bulunur.
Bakterilerin ömürleri kısadır.Yiyeceklerde içeceklerde,eşyalarda, toz parçacıklarında ,su damlacıklarında bulunur ve nedenle bir yerden bir yere kolayca taşınır.Ayrıca bakteriler bölünerek ürerlerOrtam koşulları bölünmeye uygun olmadığı durumlarda kavuşma (konjukasyon) yoluyla eşeyli üreme yaparlar.Bu yolla ,ortama daha iyi uyum sağlayabilen bakteriler oluşabilir.Bakteriler çok olumsuz koşularda endospor oluşturarak uzun süre yapılarını koruyabilir.Koşullar uygun duruma döndüğünde endospor gelişerek tekrar yeniden bakteriye dönüşür.
- Tek hücreli prokaryotik canlılardır.
- Mikroskopla görülebilirler.
- Büyüklükleri 0,1–10 mikro metre arasında değişir.
- 3500 milyon yıldan daha uzun bir süredir dünyada var oldukları bilinmektedir.
- O kadar yaygınlar ki bu gün dünyamızda bakterinin bulunmadığı yer yok diyebiliriz.
- Hava ile ve su damlacıkları ile çok uzak mesafelere taşınabilirler.
- -90 ile 80 santigrat derece arasında yaşarlar.
- Deneysel olarak ilk defa 17.yy’ da Antoni Van Lövenhuk bakterileri gözleyerek onların şekillerini açıklamıştır.
- Büyüklükleri normal ökaryotik hücrelerin mitokondrileri kadardır
HÜCRE YAPISI
- Prokaryotik olduklarından zarla çevrili çekirdek, mitokondri, golgi, kloroplast gibi organelleri yoktur.
- Bütün bakteriler de ortak olan organel ribozomdur.
- DNA, RNA, hücre zarı ve stoplazma bütün bakteriler de ortak olarak bulunur.
- En dışta bir çeperle (murei)sarılıdır.
- Bazı bakteriler de dış tarafta kapsül bulunur. Kapsül bakterinin dirençliliğini ve hastalık yapabilme(patojen olma)özellini arttırır.
- Bazı bakteriler kamçılarıyla bazıları da dış etkenlerle hareket eder.
- Bazı bakteriler de mezozom bulunur. Burada ETS enzimleri vardır.
- Genel yapı olarak bakterilerin %90’ı sudur.
TAKSONOMİ
- Türlü türlü bakteriler keşfedildiği için bu bilinen bakterilerin sınıflandırılması zordur.
- 1977’de Woese tarafından yapılan ve 16 s Rrna dizilimindeki sistematiğe göre bakteriler 2 gruba ayrılır; arkeabakteri ve bakteri.
ARKEABAKTERİ
- Metanojenik arkeabakteri, anaerobik ortamlarda yaşar ve metabolizmasının sonucu olarak metan üretir.
- Büyükbaş hayvanların karnında yaşar ve bağırsaklarındaki gazlardan sorumludurlar.
- Halofilik arkeabakteriler, tuz seviyesi yüksek olan yerlerde yaşarlar.
- Termoasidofilik arkeabakteriler ise sıcak göllerde ama asitli yerlerde yaşarlar
ÖBAKTERİLER
- Ekstrem ortamlar hariç hemen hemen her yerde yaşarlar.
- Günümüzde binlerce öbakteri türü tanımlanmıştır, beslenme çeşitleri oldukça farklıdır.
- Foto ototrofların içinde mavi-yeşil alglerde bulunur.
- Bu bakteriler bitkilere ve alglere benzedikleri için fotosentez yapabilirler.
- Ayrıca kemoototrof ve kemoheterotrof bakteriler de bulunur.
ŞEKİLLERİNE GÖRE
- a)çubuk şeklinde olanlar(bacillus):tek tek veya birbirlerine yapışmışlardır. Bu bakteriler; tifo, tüberküloz ve şarbon hastalığını yaparlar.
- b)Yuvarlak olanlar(coccus):Kamçısızdırlar. Zatürree ve bel soğukluğu bakterileri bunlara örnektir.
- c)Spiral olanlar(spirullum):Kıvrımlıdırlar. Frengi bakterileri ve dişlerde yerleşen spiroketler bunlara örnektir.
- d)virgül şeklinde olanlar (vibrio); virgül biçiminde tek kıvrımlıdırlar. Kolera bakterisi gibi.
BAKTERİLERİN BOYANMASI
- Danimarkalı bakteriyolog gramın geliştirdiği boyalarla boyananlara gram(+), boyanmayanlara ise gram(-) bakteriler denir.
SOLUNUMLARINA GÖRE
Anaerop bakteriler; organik besinlerini parçalarken oksijen kullanmazlar. Havasız yerlerde yaşar ve çoğalırlar. Oksijenin olduğu yerlerde bazıları gelişemezler
- Aerop bakteriler; escherichia coli, zature ve yoğurt bakterisi gibi oksijenli ortamlarda yaşayabilirler. Mitokondri olmadığından mezozomdan gerçekleştirilir.
- Geçici aerob veya geçici Anaerop olanlar; asıl solunumları oksijensiz olduğu için kısa süreli aerob “geçici Aerop” denir. Normal solunum şekli Aerop olanlar ise havasız kalınca fermantasyona başvururlar. Bunlara “geçici Anaerop” denir.
MANTARLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ
Mantarlar
Mantarlar, sitoplâzmalarında zarla çevrili bir çekirdeğe sahip olan ökaryot hücreli canlılardır. Mantarlar genellikle çok hücrelidir. Klorofil içermeyen, yaşamları için gerekli olan besini hazır olarak sağlayan heterotrof canlılardır.
1. Mantarların Genel Özellikleri
Mantarlar, yüksek yapılı bitkilerdeki kök, gövde ve yaprak gibi organlara sahip değillerdir. Fakat hücrelerinin etrafında belirli bir hücre çeperinin olması, sporla çoğalmaları ve genellikle hareketsiz oluşları nedeniyle bitkilere benzer canlılardır. Şapkalı mantarların çeşitli türleri ülkemizde doğal olarak yetişir, bazı türleri zehirlidir. Şapkalı mantarlar besin ve ilâç yapımında kullanılmak üzere özel olarak da yetiştirilmektedir.
2. Mantarların Çeşitleri
Mantarlar maya mantarları, küf mantarları, şapkalı mantarlar ve enfeksiyon yapan mantarlar olarak gruplandırılır.
Maya mantarları; genellikle tek hücreli organizmalar olup, hücre çeperleri kitinden yapılmıştır. Mayaların en önemli özelliği eşeysiz üremelerinin tomurcuklanma yolu ile olmasıdır. Özellikle şekerli ortamlarda, toprakta, hayvan atıklarında bol miktarda görülür. Hamurun mayalanmasında, bira üretiminde maya mantarlarından yararlanılır.
Küf mantarları; çürümekte olan böcek, balık, kuş artıkları üzerinde saprofit olarak yaşarlar. Eşeyli ve eşeysiz ürerler. Besinlerin küflenmesine neden olurlar. Mantarların sporları peynir, salça, ekmek, limon ve yemekler üzerinde çoğalarak besinlerin küflenmesine neden olur.
Şapkalı mantarlar; genellikle ağaç altlarında, çayırlarda yetişen tipik şemsiye şeklinde olan mantarlardır. Bu mantarların zehirli ve zehirsiz türleri vardır. Zehirsiz türlerinin kültürü yapılarak kolayca yetiştirilir. Şapkalı mantarlar; demir, bakır, fosfor, vitamin ve protein açısından zengin olduklarından besin olarak tüketilir.
Enfeksiyon mantarları; insanda ağız ve boğaz hastalıkları, üreme organları ve deride enfeksiyonlara neden olan mantarlardır. Bebeklerde görülen pamukçuk, saç dökülmesine neden olan saçkıran örnek verilebilir.
3. Mantarların Biyolojik, Ekonomik Önemi ve İnsan Sağlığı ile İlişkisi
Mantarların en önemli görevleri yeryüzündeki madde dönüşümünde rol almalarıdır. Mantarlar, ölü bitki ve hayvan kalıntılarının çürüyerek toprağa karışmasında rol oynarlar. Bitkilerin sonbaharda dökülen yaprakları, mantar ve bakteriler tarafından çürütülerek humuslu organik maddelere dönüştürülür. Oluşan fosfat ve nitrat gibi mineraller bitkiler tarafından alınarak yaşam döngüsüne katılır.
Mantarlar, gıda ve fermantasyon endüstrisi, ilâç sanayii ve çeşitli ürünlerin elde edilmesinde kullanılmaktadır.
Peynir, alkol, ilâç, ekmek yapımında mantarlardan yararlanılır. Ekmek yapımında hamura katılan maya, kimyasal tepkimeler sonucunda karbon dioksit gazının çıkışına yol açar ve hamur kabarır. Bazı maya mantarları da salgıladıkları enzimlerle, glikozu parçalayarak alkole dönüştürürler. Bira ve şarap gibi alkollü içecekler şekerin fermantasyonu sonucu oluşur.
Şapkalı mantarlar, eski çağlardan beri tüketilen önemli bir gıdadır. Mantarın besin değeri oldukça yüksektir. Özellikle içerdiği protein, vitamin ve mineral maddeler mantarın beslen*medeki önemini arttırmaktadır.
Mantarda, mineral maddelerden kalsiyum, demir, fosfor, potasyum ve bakır bulunmaktadır.
Mantarlar, ilâç yapımında da kullanılmaktadır. Çeşitli antibiyotikler, steroit hormonlar, birçok vitamin*ler mantarlardan elde edilen ilâçlardır. Son zamanlarda mantarlar kanser tedavisinde de kullanılmaya başlanmıştır. Penicillium chrysogenum mantarının ürettiği penisilin antibiyotiği, bakteriyel hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.
Doğadaki mantarların zehirli ve zehirsiz cinsleri bulunmaktadır. Bu mantarların ayırt edilememesi sonucu zehirlenmelere çok rastlanmaktadır. Bilinçsizce toplanan zehirli mantarların tüketilmesi insanların ölümüne neden olmaktadır. Bu tehlike kültür mantarlarında görülmez. Bu nedenle kültür mantarlarının tüketilmesi gereklidir. Kültür mantarları lâboratuvar şartlarında kolayca yetiştirilebilir. Nemli ve karanlık ortamlarda, gübre ve saman karışımında kolayca yetiştirilen ve zehirleme tehlikesi olmayan önemli bir besin kaynağıdır.