Mr.Emre
21.11.2010, 18:18
Tarım üreticisi olmamıza rağmen tohumda hala dışarıya bağımlıyız.
Dünyanın sayılı tarım üreticisi ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alan Türkiye, tarımsal teknolojide yeterince gelişememenin bedelini son 8 yılda 860 milyon dolarlık tohum ithal ederek ödüyor. Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) ''Tarımsal Üretim ve Tohumculuk'' konusunda yaptığı araştırmaya göre, Türkiye, karpuz tohumunu Amerika'dan, domates tohumunu Fransa, ABD ve Hollanda'dan, lahana tohumunu Almanya ve Hollanda'dan, turşuluk hıyar tohumunu ABD'den satın alıyor.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Tohumculuk Daire Başkanlığı;nca hazırlanan Ülkesel Tohumluk Tedarik Dağıtım ve Üretim Programı'nda yer alan verilere göre, Türkiye'de 2009 yılında 385 bin ton tohumluk üretimi gerçekleştirildi. Bu miktar, 2008 yılında 290 bin ton, 2007 yılında da 324 bin ton olarak gerçekleşmişti.
Türkiye'de en fazla üretimi yapılan tohumluk, 227,8 bin ton ile buğday tohumluğu oldu. Yıllık 600 bin ton buğday tohumluğu ihtiyacı olan Türkiye'de üretilen sertifikalı tohumluk, toplam tohumluk ihtiyacının yaklaşık yüzde 40'ını karşılıyor. Kalan bölümü ise, çiftçinin mahsulden ayırarak ertesi yıl kullandığı tohumluk oluşturuyor.
Türkiye'de 2009 yılında, 36 bin ton arpa, 28,9 bin ton hibrit mısır, 58,8 bin ton patates, 10,8 bin ton pamuk, 9,3 bin ton hibrit ayçiçeği, 5 bin ton çeltik, 2,7 bin ton sebze tohumluğu üretildi. Türkiye'de tohumluk pazarı, 2009 yılında 158 milyon doları ithal olmak üzere yaklaşık 600650 milyon dolarlık büyüklüğe ulaştı.
8 YILDA 860 MİLYON DOLARLIK İTHALAT
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Tohumculuk Daire Başkanlığı verilerine göre, Türkiye 20022009 yıllarını kapsayan dönemde toplam 860 milyon dolarlık tohumluk ithalatı yaparken, aynı süre içerisinde 339 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
Türkiye, 2009 yılında, 158 milyon dolarlık tohumluk ithalatı, 70,7 milyon dolarlık da ihracat yaptı. Endüstri bitkileri, tarla bitkileri, sebze ve yem bitkileri olmak üzere toplam 30 bin ton tohumluk ithal edilirken, Türkiye'de üretilerek yurt dışına satılan tohumluk miktarı da 21,8 bin ton oldu.
Türkiye 2009 yılında, 4 bin 860 tonluk buğday, arpa, hibrit mısır ve çeltikten oluşan tarla bitkileri tohumluğu ithalatına 17 milyon 117 bin dolar ödedi. İthalat içinde en büyük payı 97 milyon 995 bin dolar ile, 2 bin 498 tonluk sebze bitkileri tohumluğu oluşturdu.
Pamuk, ayçiçeği, kanola, patates ve şeker pancarı tohumunun da içinde yer aldığı toplam 11 bin 155 tonluk endüstri bitkileri tohumluğu için de 29 milyon 705 bin dolar ödedi.
EBEVEYN TOHUMLUK İTHAL ETTİ, SERTİFİKALI TOHUM ÜRETİP SATTI
Özellikle hibrit tohumlukta ithalatı fazla olan Türkiye, son 20 yıla kadar sıfır noktasında olan tohumluk ihracatını 70 milyon 766 bin dolar seviyesine çıkardı.
Türkiye'nin tohumluk ihracatı içerisinde en önemli iki kalemi hibrit mısır ve hibrit ayçiçeği tohumluğu oluşturuyor. Türkiye ihracını gerçekleştirdiği bu hibrit tohumların ''ebeveyn tohumlukları'' ise ithal ediyor. Önce, ebeveyn tohumluklar, ekilip yetiştiriliyor, bunlardan da hibrit yani sertifikalı tohumluk üretiliyor. Üretilen hibrit tohumlukların bir bölümü yurt içi tarımsal üretim için kullanılırken, kalan bölüm de ihraç ediliyor. 2009 yılında 70 milyon 766 bin dolara ulaşan ihracatın yüzde 71'ini, yani 50 milyon 148 bin dolarlık bölümünü 10 bin 921 ton hibrit mısır ve 4 bin 719 ton hibrit ayçiçeği tohumluğu oluşturdu. Türkiye aynı yıl, sonraki yıllarda ihraç etmek ve kendi ihtiyacını karşılamak amacıyla 529 ton hibrit ayçiçeği 4 bin 18 tonda hibrit mısır tohumluğu ithalatı yaptı.
Anavatanı Amerika olan patates için de mısır ve ayçiçeğinde olduğu gibi ''ebeveyn tohumluğu'' ithal ediliyor. 2009 yılında 56 bin ton patatesin üretildiği Türkiye'de, sonraki yıllarda sertifikalı tohumluk üretimlerini gerçekleştirebilmek için 9 bin 590 ton patates tohumluğu ithal edildi.
AYAŞ DOMATESİNİN TOHUMLUĞU FRANSA'DAN
ATO'nun araştırmasına göre, Türkiye'de toplam sebze üretimi içerisinde yüzde 40'lık payı olan domates, üretiminde hibrit tohumluğu tercih edilen sebzelerin de başında yer alıyor. 2009 yılında 10 milyon 745 bin ton domates üretimi yapılan Türkiye'de, 22 bin 970 kilogramı hibrit olmak üzere toplam 47 bin 15 kilogram domates tohumluğu ithal edildi.
Son yıllarda sıkça duyulan ''domatesin neden eskisi gibi kokmadığı'' sorusunun cevabı da kullanılan tohumluklarda. Hibrit domates tohumluğundan elde edilen verimin yüksek, ürünün raf ömrünün uzun olması, uzun yol nakliyesine imkan vermesi ve mevsiminin dışında üretilebilir olması, çiftçinin hibrit tohumluk tercih etmesine neden oldu. Tüketicilerin ucuz, buzdolabında uzun süre bozulmadan kalan domates istemesi de çiftçilerin tercihini destekledi. Beklentiler ve tercihler değişince, Türkiye'de domates üreticilerinin bir bölümü yerli çeşitlerin yerine ABD, Fransa ve Hollanda'dan ithal tohumluklar kullanmaya başladı. Örneğin Ankara'nın Ayaş ilçesinde üretilen ünlü ''Ayaş domatesi'' tarihe karıştı. Pazarlarda Ayaş domatesi olarak satılan domatesin tohumluğu Fransa'dan ithal ediliyor.
Öte yandan, domates tarım ürünleri ihracatı arasına domatesi de koyan Türkiye, 2009 yılında bin 470 kilogramı hibrit olmak üzere 22 bin 858 kilogramda domates tohumluğu üretti. Türkiye'nin 2009 yılında elde ettiği hibrit tohumluk içinde ithalat oranı yüzde 94 olarak gerçekleşti.
TURŞULUK HIYAR ABD'DEN
Araştırmaya göre, Türkiye'nin en fazla hibrit tohumluk kullandığı ikinci sebze hıyar oldu. Türkiye, 2009 yılında 1 milyon 734 bin ton hıyar, 5 bin 692 kilogramı hibrit olmak üzere 8 bin 980 kilogram da hıyar tohumluğu üretti.
Türkiye'nin aynı yıl 29 bin 353 kilogramı hibrit olmak üzere toplam 37 bin 244 kilogram hıyar tohumluğu ithal etti. Türkiye'de hasadı yapılan turşuluk hıyarların hibrit tohumu ABD'den ithal edildi. İthal edilen hibrit tohumluğun toplam hibrit tohumluk içindeki oranı yüzde 84 oldu.
Türkiye'de ithal tohum kullanılan sebzelerin ilk sıralarında kabak da yer alıyor. 2009 yılında 328 bin ton kabak üretilen Türkiye'de, 14 kilosu hibrit olmak üzere 4 bin 856 kilo kabak tohumluğu üretildi. Türkiye aynı yıl, 23 bin 604 kilogramı hibrit olmak üzere 24 bin 404 kilogram kabak tohumunu yurt dışından satın aldı. 2009 yılında kayda giren hibrit kabak tohumluklarının yüzde 99'u ithal edildi.
DİYARBAKIR KARPUZU AMERİKAN TOHUMLUĞUNA YENİLDİ
ATO'nun araştırmasına göre, çiftçilerin, uzun yola dayanıklı ve kısa sürede meyve veren tohumları tercih etmesi, Diyarbakır karpuzunun ABD'den ithal tohumluğa yenilmesine yol açtı. Üretici ve tüketici tercihlerindeki değişiklik karpuzda da yaşanınca Diyarbakır karpuzu, sadece Dicle nehri kıyısındaki Erimli, Sivritepe, Güzel, Develi gibi birkaç yüz dönümlük kısıtlı alanda yetişir oldu.
TÜİK verilerine göre, Türkiye'de 2009 yılında 3 milyon 810 bin ton karpuz üretildi. Türkiye'nin 2009 yılı karpuz tohumluğu üretimi ise bin 83 kilogramı hibrit olmak üzere 5 bin 43 kilogram oldu. Aynı yıl yapılan tohumluk ithalatı da 11 bin 898 kilogramı hibrit olmak üzere 58 bin 827 kilogram olarak gerçekleşti. Bu verilere göre, 2009 yılında temin edilen tohumluğun yüzde 92'si ithal edildi.
HİBRİT HAVUÇ VE LAHANA TOHUMUNUN TAMAMI YABANCI
2009 yılında Türkiye'de 593 bin ton havuç üretilirken, aynı yıl ithalatla 26 bin 111 kilogramı hibrit, 8 bin 108 kilogramı standart yani hibrit olmayan olmak üzere toplam 34 bin 219 kilogram havuç tohumluğu satın alındı. Aynı yıl 889 kilo standart havuz tohumluğu da Türkiye'de üretildi. Bu verilere göre, Türkiye'de hibrit tohumla üretilen havuçların tamamının tohumluğu ithal edildi.
TÜİK verilerine göre, 2009 yılında 207 bin ton beyaz lahana üretilen Türkiye'de, üretim için gereken tohumluğun tamamı dışarıdan satın alındı. 64 kilosu hibrit olmak üzere 483 kilo lahana tohumluğu ithal edildi. Lahana tohumlukları Almanya ve Hollanda'dan ithal edildi.
Aynı şekilde, Türkiye'de üretilen lahanagiller ailesinin diğer sebzeleri olan karnabahar ve brokolinin de tohumlukları yurt dışından ithal edildi.
ISPANAK TOHUMU DA YABANCI
2009 yılında 225 bin ton ıspanak üretilen Türkiye'de kullanılan 625 bin 88 kilo tohumluğun yüzde 80'ini oluşturan 500 bin 218 kilo tohum Avrupa, Amerika ve Güney Batı Asya'dan ithal edildi. İthal tohumların yüzde 75'ini oluşturan 191 bin 713 kiloluk bölümünü hibrit tohumlar oluşturdu.
Marul, patlıcan, soğan ve turp üretiminde de hibrit tohumlar ağırlıklı olarak yurt dışından satın alındı.
KAVUNDA YERLİ TOHUM GÖZDE
ATO'nun araştırmasına göre, Türkiye, kavun üretiminin önemli bölümünün yüzde 85'i kendi geliştirdiği çeşitlerden ürettiği tohumlarla karşılıyor. 2009 yılında 1 milyon 679 bin ton kavunun üretildiği Türkiye'de 49,4 bin kilosu standart, 838 kilosu hibrit olmak üzere 50,2 bin kilo kavun tohumluğu üretildi. Aynı yıl, 2,3 bin kilosu hibrit olmak üzere toplam 8 bin 500 kilo kavun tohumluğu ithal edildi.
BİBER TOHUMUNUN YÜZDE 80'İ YERLİ
Türkiye'de tohumculuk şirketlerinin, pek çoğunun yeni kurulduğu ve sınırlı sermayeye sahip oldukları için, ARGE faaliyetlerine yeterince kaynak ayıramadığı belirtilen ATO'nun araştırmasına göre, Türkiye çeşit geliştirme ve hibrit tohum üretiminde henüz emekleme aşamasında olmasına rağmen, çeşit geliştirme çalışmalarında başarılı olan şirketler ve geliştirdikleri yerli ürünler de var. Bu ürünlerin başında çarliston biber geliyor. Ülkesel Tohumluk Tedarik, Dağıtım ve Üretim Programı'nda yer alan verilere göre, Türkiye, biber üretiminin yüzde 80'ini yerli tohumdan gerçekleştiriyor. 2009 yılında 1 milyon 837 bin tonu standart, bin 283 kilosu hibrit olmak üzere toplam 53 bin 586 kilo biber tohumluğu üretildi. Aynı yıl, 4 bin 140 kilosu hibrit olmak üzere toplam 11 bin 834 kilo biber tohumluğu ithal edildi.
NENEHATUN BUĞDAY TOHUMLUĞU
Yabancı ya da yerli de olsa Türkiye'de üretilen tohumların Tarım Bakanlığına bağlı Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü tarafından tescillenmesi yani kayıt altına alınarak Türkiye'de yetiştirilmelerine onay verilmesi gerekiyor. Halihazırda, tüm tarla bitkisi türlerinde bin 763 çeşit tescilli ve tüm sebzelerde 3 bin 175 çeşit olmak üzere 4 bin 938 çeşit kayıt altına alınmış durumda. Tescillenen çeşitlerin 3 bin kadarı da Türkiye'de üretiliyor.
Tescillenen buğday tohumlarından bazıları Ahmet Ağa, Ali bey, Basri bey, Nenehatun isimlerini taşırken, arpa tohumları arasında da Aydan Hanım, Süleyman bey ve Vamık hoca isimliler yer alıyor.
HİBRİT TOHUM NEDİR?
Hibrit tohum, aynı türe ait bitkinin genetik bakımdan kendisiyle yakın akraba olmayan bir başka bitki ile tozlanmasıyla yani melezlenmesiyle elde ediliyor. Yani aynı bitki türünün farklı ailelerden gelen ana ve baba bitkiler birleştirilerek F1 denilen melez tohum elde ediliyor. Elde edilen tohum, hastalık ve zararlılara, sıcağa ya da soğuğa karşı dayanıklılığı, raf ömrünün uzunluğu ve yüksek verim sağlaması gibi nedenlerle üretimde tercih edilirken, eskiden beri yetiştirilen yerel çeşitler piyasadan çekiliyor, hatta bunlar gen bankaları tarafından muhafaza edilmedikçe yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.
F1 denilen hibrit tohumdan üretilen ikinci ve daha sonraki nesiller ilk melezlemede elde edilen olumlu özellikleri taşımadığı için F1 tohum ancak bir yıl başarılı şekilde tarımsal üretim için kullanılabiliyor. Aynı yüksek verimi, bitki performansını veya istenilen kalite özelliklerini elde edebilmek için hibrit tohumluğun her yıl satın alınması gerekiyor.
TARIMDA YETERLİLİK TEKNOLOJİYE BAĞLI
ATO Başkanı Sinan Aygün, Türk tohumculuğunun kendi çeşitlerini geliştirmesi ve gelişmiş ülkelerle rekabet edebilmesi için, üreticisinden ihracatçısına kadar tüm kesimlerin bir araya gelerek tohumculuğu desteklemesi gerektiğini söyledi. Dünyada verimli üretim arayışlarının tohumdan başladığına dikkat çeken Aygün, ''Tarımda yeterlilik artık toprağa değil, teknolojiye bağlı. Tarımda, tohumculuktan başlayarak ARGE çalışmalarını desteklemek, tohumluğa para saymak yerine teknolojiye yatırım yapmak gerekiyor'' dedi.
Türkiye'de ARGE çalışmalarının özel sektör eliyle yürütülmesi gerektiğine dikkat çeken Aygün, şunları kaydetti:
''Biz yerli çeşitlerimizin tohumlarını üretmek istiyorsak başka vergi desteğiyle, yapısal düzenlemelerle, kredilerle, bilimsel danışman, uzman ve ekipman desteğiyle tohumculukta araştırmageliştirme çalışmaları yürüten firmaları desteklemek zorundayız. Hibrit tohumların her yıl satın alınması gerekiyor. Elden gelen öğün olmaz. Bu nedenle tarım politikası önce ARGE üzerine kurulmalı.''
Kaynak:HaberTürk
Dünyanın sayılı tarım üreticisi ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alan Türkiye, tarımsal teknolojide yeterince gelişememenin bedelini son 8 yılda 860 milyon dolarlık tohum ithal ederek ödüyor. Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) ''Tarımsal Üretim ve Tohumculuk'' konusunda yaptığı araştırmaya göre, Türkiye, karpuz tohumunu Amerika'dan, domates tohumunu Fransa, ABD ve Hollanda'dan, lahana tohumunu Almanya ve Hollanda'dan, turşuluk hıyar tohumunu ABD'den satın alıyor.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Tohumculuk Daire Başkanlığı;nca hazırlanan Ülkesel Tohumluk Tedarik Dağıtım ve Üretim Programı'nda yer alan verilere göre, Türkiye'de 2009 yılında 385 bin ton tohumluk üretimi gerçekleştirildi. Bu miktar, 2008 yılında 290 bin ton, 2007 yılında da 324 bin ton olarak gerçekleşmişti.
Türkiye'de en fazla üretimi yapılan tohumluk, 227,8 bin ton ile buğday tohumluğu oldu. Yıllık 600 bin ton buğday tohumluğu ihtiyacı olan Türkiye'de üretilen sertifikalı tohumluk, toplam tohumluk ihtiyacının yaklaşık yüzde 40'ını karşılıyor. Kalan bölümü ise, çiftçinin mahsulden ayırarak ertesi yıl kullandığı tohumluk oluşturuyor.
Türkiye'de 2009 yılında, 36 bin ton arpa, 28,9 bin ton hibrit mısır, 58,8 bin ton patates, 10,8 bin ton pamuk, 9,3 bin ton hibrit ayçiçeği, 5 bin ton çeltik, 2,7 bin ton sebze tohumluğu üretildi. Türkiye'de tohumluk pazarı, 2009 yılında 158 milyon doları ithal olmak üzere yaklaşık 600650 milyon dolarlık büyüklüğe ulaştı.
8 YILDA 860 MİLYON DOLARLIK İTHALAT
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Tohumculuk Daire Başkanlığı verilerine göre, Türkiye 20022009 yıllarını kapsayan dönemde toplam 860 milyon dolarlık tohumluk ithalatı yaparken, aynı süre içerisinde 339 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
Türkiye, 2009 yılında, 158 milyon dolarlık tohumluk ithalatı, 70,7 milyon dolarlık da ihracat yaptı. Endüstri bitkileri, tarla bitkileri, sebze ve yem bitkileri olmak üzere toplam 30 bin ton tohumluk ithal edilirken, Türkiye'de üretilerek yurt dışına satılan tohumluk miktarı da 21,8 bin ton oldu.
Türkiye 2009 yılında, 4 bin 860 tonluk buğday, arpa, hibrit mısır ve çeltikten oluşan tarla bitkileri tohumluğu ithalatına 17 milyon 117 bin dolar ödedi. İthalat içinde en büyük payı 97 milyon 995 bin dolar ile, 2 bin 498 tonluk sebze bitkileri tohumluğu oluşturdu.
Pamuk, ayçiçeği, kanola, patates ve şeker pancarı tohumunun da içinde yer aldığı toplam 11 bin 155 tonluk endüstri bitkileri tohumluğu için de 29 milyon 705 bin dolar ödedi.
EBEVEYN TOHUMLUK İTHAL ETTİ, SERTİFİKALI TOHUM ÜRETİP SATTI
Özellikle hibrit tohumlukta ithalatı fazla olan Türkiye, son 20 yıla kadar sıfır noktasında olan tohumluk ihracatını 70 milyon 766 bin dolar seviyesine çıkardı.
Türkiye'nin tohumluk ihracatı içerisinde en önemli iki kalemi hibrit mısır ve hibrit ayçiçeği tohumluğu oluşturuyor. Türkiye ihracını gerçekleştirdiği bu hibrit tohumların ''ebeveyn tohumlukları'' ise ithal ediyor. Önce, ebeveyn tohumluklar, ekilip yetiştiriliyor, bunlardan da hibrit yani sertifikalı tohumluk üretiliyor. Üretilen hibrit tohumlukların bir bölümü yurt içi tarımsal üretim için kullanılırken, kalan bölüm de ihraç ediliyor. 2009 yılında 70 milyon 766 bin dolara ulaşan ihracatın yüzde 71'ini, yani 50 milyon 148 bin dolarlık bölümünü 10 bin 921 ton hibrit mısır ve 4 bin 719 ton hibrit ayçiçeği tohumluğu oluşturdu. Türkiye aynı yıl, sonraki yıllarda ihraç etmek ve kendi ihtiyacını karşılamak amacıyla 529 ton hibrit ayçiçeği 4 bin 18 tonda hibrit mısır tohumluğu ithalatı yaptı.
Anavatanı Amerika olan patates için de mısır ve ayçiçeğinde olduğu gibi ''ebeveyn tohumluğu'' ithal ediliyor. 2009 yılında 56 bin ton patatesin üretildiği Türkiye'de, sonraki yıllarda sertifikalı tohumluk üretimlerini gerçekleştirebilmek için 9 bin 590 ton patates tohumluğu ithal edildi.
AYAŞ DOMATESİNİN TOHUMLUĞU FRANSA'DAN
ATO'nun araştırmasına göre, Türkiye'de toplam sebze üretimi içerisinde yüzde 40'lık payı olan domates, üretiminde hibrit tohumluğu tercih edilen sebzelerin de başında yer alıyor. 2009 yılında 10 milyon 745 bin ton domates üretimi yapılan Türkiye'de, 22 bin 970 kilogramı hibrit olmak üzere toplam 47 bin 15 kilogram domates tohumluğu ithal edildi.
Son yıllarda sıkça duyulan ''domatesin neden eskisi gibi kokmadığı'' sorusunun cevabı da kullanılan tohumluklarda. Hibrit domates tohumluğundan elde edilen verimin yüksek, ürünün raf ömrünün uzun olması, uzun yol nakliyesine imkan vermesi ve mevsiminin dışında üretilebilir olması, çiftçinin hibrit tohumluk tercih etmesine neden oldu. Tüketicilerin ucuz, buzdolabında uzun süre bozulmadan kalan domates istemesi de çiftçilerin tercihini destekledi. Beklentiler ve tercihler değişince, Türkiye'de domates üreticilerinin bir bölümü yerli çeşitlerin yerine ABD, Fransa ve Hollanda'dan ithal tohumluklar kullanmaya başladı. Örneğin Ankara'nın Ayaş ilçesinde üretilen ünlü ''Ayaş domatesi'' tarihe karıştı. Pazarlarda Ayaş domatesi olarak satılan domatesin tohumluğu Fransa'dan ithal ediliyor.
Öte yandan, domates tarım ürünleri ihracatı arasına domatesi de koyan Türkiye, 2009 yılında bin 470 kilogramı hibrit olmak üzere 22 bin 858 kilogramda domates tohumluğu üretti. Türkiye'nin 2009 yılında elde ettiği hibrit tohumluk içinde ithalat oranı yüzde 94 olarak gerçekleşti.
TURŞULUK HIYAR ABD'DEN
Araştırmaya göre, Türkiye'nin en fazla hibrit tohumluk kullandığı ikinci sebze hıyar oldu. Türkiye, 2009 yılında 1 milyon 734 bin ton hıyar, 5 bin 692 kilogramı hibrit olmak üzere 8 bin 980 kilogram da hıyar tohumluğu üretti.
Türkiye'nin aynı yıl 29 bin 353 kilogramı hibrit olmak üzere toplam 37 bin 244 kilogram hıyar tohumluğu ithal etti. Türkiye'de hasadı yapılan turşuluk hıyarların hibrit tohumu ABD'den ithal edildi. İthal edilen hibrit tohumluğun toplam hibrit tohumluk içindeki oranı yüzde 84 oldu.
Türkiye'de ithal tohum kullanılan sebzelerin ilk sıralarında kabak da yer alıyor. 2009 yılında 328 bin ton kabak üretilen Türkiye'de, 14 kilosu hibrit olmak üzere 4 bin 856 kilo kabak tohumluğu üretildi. Türkiye aynı yıl, 23 bin 604 kilogramı hibrit olmak üzere 24 bin 404 kilogram kabak tohumunu yurt dışından satın aldı. 2009 yılında kayda giren hibrit kabak tohumluklarının yüzde 99'u ithal edildi.
DİYARBAKIR KARPUZU AMERİKAN TOHUMLUĞUNA YENİLDİ
ATO'nun araştırmasına göre, çiftçilerin, uzun yola dayanıklı ve kısa sürede meyve veren tohumları tercih etmesi, Diyarbakır karpuzunun ABD'den ithal tohumluğa yenilmesine yol açtı. Üretici ve tüketici tercihlerindeki değişiklik karpuzda da yaşanınca Diyarbakır karpuzu, sadece Dicle nehri kıyısındaki Erimli, Sivritepe, Güzel, Develi gibi birkaç yüz dönümlük kısıtlı alanda yetişir oldu.
TÜİK verilerine göre, Türkiye'de 2009 yılında 3 milyon 810 bin ton karpuz üretildi. Türkiye'nin 2009 yılı karpuz tohumluğu üretimi ise bin 83 kilogramı hibrit olmak üzere 5 bin 43 kilogram oldu. Aynı yıl yapılan tohumluk ithalatı da 11 bin 898 kilogramı hibrit olmak üzere 58 bin 827 kilogram olarak gerçekleşti. Bu verilere göre, 2009 yılında temin edilen tohumluğun yüzde 92'si ithal edildi.
HİBRİT HAVUÇ VE LAHANA TOHUMUNUN TAMAMI YABANCI
2009 yılında Türkiye'de 593 bin ton havuç üretilirken, aynı yıl ithalatla 26 bin 111 kilogramı hibrit, 8 bin 108 kilogramı standart yani hibrit olmayan olmak üzere toplam 34 bin 219 kilogram havuç tohumluğu satın alındı. Aynı yıl 889 kilo standart havuz tohumluğu da Türkiye'de üretildi. Bu verilere göre, Türkiye'de hibrit tohumla üretilen havuçların tamamının tohumluğu ithal edildi.
TÜİK verilerine göre, 2009 yılında 207 bin ton beyaz lahana üretilen Türkiye'de, üretim için gereken tohumluğun tamamı dışarıdan satın alındı. 64 kilosu hibrit olmak üzere 483 kilo lahana tohumluğu ithal edildi. Lahana tohumlukları Almanya ve Hollanda'dan ithal edildi.
Aynı şekilde, Türkiye'de üretilen lahanagiller ailesinin diğer sebzeleri olan karnabahar ve brokolinin de tohumlukları yurt dışından ithal edildi.
ISPANAK TOHUMU DA YABANCI
2009 yılında 225 bin ton ıspanak üretilen Türkiye'de kullanılan 625 bin 88 kilo tohumluğun yüzde 80'ini oluşturan 500 bin 218 kilo tohum Avrupa, Amerika ve Güney Batı Asya'dan ithal edildi. İthal tohumların yüzde 75'ini oluşturan 191 bin 713 kiloluk bölümünü hibrit tohumlar oluşturdu.
Marul, patlıcan, soğan ve turp üretiminde de hibrit tohumlar ağırlıklı olarak yurt dışından satın alındı.
KAVUNDA YERLİ TOHUM GÖZDE
ATO'nun araştırmasına göre, Türkiye, kavun üretiminin önemli bölümünün yüzde 85'i kendi geliştirdiği çeşitlerden ürettiği tohumlarla karşılıyor. 2009 yılında 1 milyon 679 bin ton kavunun üretildiği Türkiye'de 49,4 bin kilosu standart, 838 kilosu hibrit olmak üzere 50,2 bin kilo kavun tohumluğu üretildi. Aynı yıl, 2,3 bin kilosu hibrit olmak üzere toplam 8 bin 500 kilo kavun tohumluğu ithal edildi.
BİBER TOHUMUNUN YÜZDE 80'İ YERLİ
Türkiye'de tohumculuk şirketlerinin, pek çoğunun yeni kurulduğu ve sınırlı sermayeye sahip oldukları için, ARGE faaliyetlerine yeterince kaynak ayıramadığı belirtilen ATO'nun araştırmasına göre, Türkiye çeşit geliştirme ve hibrit tohum üretiminde henüz emekleme aşamasında olmasına rağmen, çeşit geliştirme çalışmalarında başarılı olan şirketler ve geliştirdikleri yerli ürünler de var. Bu ürünlerin başında çarliston biber geliyor. Ülkesel Tohumluk Tedarik, Dağıtım ve Üretim Programı'nda yer alan verilere göre, Türkiye, biber üretiminin yüzde 80'ini yerli tohumdan gerçekleştiriyor. 2009 yılında 1 milyon 837 bin tonu standart, bin 283 kilosu hibrit olmak üzere toplam 53 bin 586 kilo biber tohumluğu üretildi. Aynı yıl, 4 bin 140 kilosu hibrit olmak üzere toplam 11 bin 834 kilo biber tohumluğu ithal edildi.
NENEHATUN BUĞDAY TOHUMLUĞU
Yabancı ya da yerli de olsa Türkiye'de üretilen tohumların Tarım Bakanlığına bağlı Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü tarafından tescillenmesi yani kayıt altına alınarak Türkiye'de yetiştirilmelerine onay verilmesi gerekiyor. Halihazırda, tüm tarla bitkisi türlerinde bin 763 çeşit tescilli ve tüm sebzelerde 3 bin 175 çeşit olmak üzere 4 bin 938 çeşit kayıt altına alınmış durumda. Tescillenen çeşitlerin 3 bin kadarı da Türkiye'de üretiliyor.
Tescillenen buğday tohumlarından bazıları Ahmet Ağa, Ali bey, Basri bey, Nenehatun isimlerini taşırken, arpa tohumları arasında da Aydan Hanım, Süleyman bey ve Vamık hoca isimliler yer alıyor.
HİBRİT TOHUM NEDİR?
Hibrit tohum, aynı türe ait bitkinin genetik bakımdan kendisiyle yakın akraba olmayan bir başka bitki ile tozlanmasıyla yani melezlenmesiyle elde ediliyor. Yani aynı bitki türünün farklı ailelerden gelen ana ve baba bitkiler birleştirilerek F1 denilen melez tohum elde ediliyor. Elde edilen tohum, hastalık ve zararlılara, sıcağa ya da soğuğa karşı dayanıklılığı, raf ömrünün uzunluğu ve yüksek verim sağlaması gibi nedenlerle üretimde tercih edilirken, eskiden beri yetiştirilen yerel çeşitler piyasadan çekiliyor, hatta bunlar gen bankaları tarafından muhafaza edilmedikçe yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.
F1 denilen hibrit tohumdan üretilen ikinci ve daha sonraki nesiller ilk melezlemede elde edilen olumlu özellikleri taşımadığı için F1 tohum ancak bir yıl başarılı şekilde tarımsal üretim için kullanılabiliyor. Aynı yüksek verimi, bitki performansını veya istenilen kalite özelliklerini elde edebilmek için hibrit tohumluğun her yıl satın alınması gerekiyor.
TARIMDA YETERLİLİK TEKNOLOJİYE BAĞLI
ATO Başkanı Sinan Aygün, Türk tohumculuğunun kendi çeşitlerini geliştirmesi ve gelişmiş ülkelerle rekabet edebilmesi için, üreticisinden ihracatçısına kadar tüm kesimlerin bir araya gelerek tohumculuğu desteklemesi gerektiğini söyledi. Dünyada verimli üretim arayışlarının tohumdan başladığına dikkat çeken Aygün, ''Tarımda yeterlilik artık toprağa değil, teknolojiye bağlı. Tarımda, tohumculuktan başlayarak ARGE çalışmalarını desteklemek, tohumluğa para saymak yerine teknolojiye yatırım yapmak gerekiyor'' dedi.
Türkiye'de ARGE çalışmalarının özel sektör eliyle yürütülmesi gerektiğine dikkat çeken Aygün, şunları kaydetti:
''Biz yerli çeşitlerimizin tohumlarını üretmek istiyorsak başka vergi desteğiyle, yapısal düzenlemelerle, kredilerle, bilimsel danışman, uzman ve ekipman desteğiyle tohumculukta araştırmageliştirme çalışmaları yürüten firmaları desteklemek zorundayız. Hibrit tohumların her yıl satın alınması gerekiyor. Elden gelen öğün olmaz. Bu nedenle tarım politikası önce ARGE üzerine kurulmalı.''
Kaynak:HaberTürk