genc__osman
15.11.2010, 16:31
Bilindiğinin aksine piyasada özel şirketlerin belli alanlarda uzmanlaşmış Ziraat Mühendisi bulmakta zorlandığı belirtildi.
Konya- Ziraat Fakülteleri Program Geliştirme Çalışma Grubu Üyesi, Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu, tarımın hem Türkiye hem de dünya için stratejik bir alan olduğunu söyledi. Son 2 yılda buğday, et ve domates fiyatlarındaki dalgalanma ve spekülasyon bunun en belirgin göstergesi olduğunu vurgulayan Babaoğlu, bu tür dalgalanma ve krizlerin artarak devam edeceğini, çünkü iklim değişikliğinin, ister gerçek isterse geçici olsun, şu anda dünyadaki dalgalanmaların temel sebebi olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Babaoğlu, 2010 yılı itibariyle 26 Ziraat Fakültesinde 27 bin civarında lisans öğrencisinin, toplam yükseköğretim lisans öğrencisi sayısının yüzde 2,3'üne, yükseköğretimde halen kayıtlı bulunan toplam öğrenci sayısının ise ancak yüzde 0,7'sine karşılık geldiğini anlattı. ''Bilindiğinin aksine piyasada özel şirketler Ziraat Mühendisi bulamamaktadır'' diyen Babaoğlu, şöyle devam etti:
''Kaldı ki özel sektörün hızlıca geliştiği bu alanda şirketler her konuyu biraz bilen mezunlar değil, belirli alanlarda uzmanlaşmış mezunlar aramaktadır. Yani bir ihtisaslaşma talebi görülmektedir. Ziraat Fakültelerinin eğitim yapılanmasının sık sık değiştirilmesi, 'fazla sayıda mezun var' diye öğrenci alımında sınırlamalar, tarımsal eğitim-öğretim veren programların piyasa ve bölgelerin şartlarına göre çeşitlendirilememesi ve nitelikli mezun verilememesi gibi nedenler, Ziraat Fakültelerine talebi azaltmış gözükmektedir. Gelen öğrencilerin seviyesi de oldukça düşüktür. Zamanında tıp fakültelerinden daha yüksek puanla öğrenci alan fakülteler şimdi diplerdedir.''
Prof. Dr. Babaoğlu, bu nedenle daha dar uzmanlık alanlarında piyasa taleplerine göre uzmanların yetiştirilmesi için Ziraat Fakültelerinin lisans programlarının günün şartlarına göre zenginleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Her fakültede aynı bölüm ve içerikle eğitim verilemeyeceğinin ortaya çıktığını dile getiren Babaoğlu, şunları kaydetti:
''Nitekim yeni açılan Tarımsal Biyoteknoloji ve Biyosistem Mühendisliği gibi programlara daha üst puan seviyesinden öğrenci alınmış ve tüm kontenjanlar dolmuştur. Biyogüvenlik ve Biyoteknoloji, tohumculuk, organik tarım, gıda güvenliği ve kalitesi, modern sulama ve yetiştirme sistemleri, et ve süt üretimi, yem üretimi, seracılık, uluslararası tarımsal ticaret gibi alanlar ile kırsal kalkınma günümüzde önemli ihtisas konularından bazıları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tarımla ilgili programları olan meslek yüksek okullarının 2 yıllık programlarının çok cazip program isimleri olmasına karşın, nitelikli eğitim veremediklerinden dolayı ara eleman yetiştirme bakımından bu amaca hizmet edemediği ortadadır. Fakat bu okullar bir şekilde rehabilite edilmeli veya sistem değişikliğine gidilmelidir. Çünkü 2 yıllık ara eleman ihtiyacı da görülmektedir.''
Çözüm üretilmezse dışa bağımlılık artar
Devlet üniversitelerinde tarımsal eğitim yapan programların yenilenmesine ilave olarak, vakıf üniversitelerinin de tarımla ilgili güncel ve piyasa beklentilerine uygun programlara önem vermesi gerektiğini belirten Babaoğlu, ''Bu yolla daha dar kapsamlı konularda uzmanlaşmış mezun verecek programlar piyasanın talebine cevap verebilecek, aksi taktirde klasik mezunlarla tarımın sorunlarına çözüm üretilemeyecek, azalan öğrenci sayısıyla birlikte stratejik bir alan olan tarımın dışa bağımlı hale gelmesi hızlanacaktır'' dedi. Bu kapsamda Yükseköğretim Kurulunun Ziraat Fakültelerinde program geliştirme amaçlı başlattığı çalışmanın Türkiye'nin tarımla ilgili çözüm bekleyen sorunları başta olmak üzere oldukça faydalı sonuçlar üreteceğinin düşünüldüğünü sözlerine ekledi.
''Yüksek lisans eğitimi verilsin"
Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Özkan Taşpınar ise Türkiye'de yeterli miktarda Ziraat Fakültesi bulunduğunu, ülkede ihtiyaç duyulan Ziraat Mühendisinin bu okullardan mezun olup diplomalarını aldığını söyledi. mAncak pek çok Ziraat Mühendisinin halen değişik meslek dallarında çalıştığını dile getiren Taşpınar, şöyle dedi:
''Burada yapılması gereken Ziraat Mühendisliğinin yeni bir sisteme oturtulmasıdır. Her mezun olan Ziraat Mühendisi, zootekni, tarla bitkileri gibi farklı bölümlerden mezun oluyor. Sistemde bir değişiklik yapılması gerekiyor. Nasıl ki doktorlar önce pratisyen hekim olarak mezun olup uzmanlaşıyorlarsa, Ziraat Fakültelerinde 4 yıllık lisans eğitimini tamamlayarak mezun olan mühendis, 2 yıl da lisans eğitimi alarak bir dal üzerinde uzmanlaşabilir.
Yani eğitimin kalitesi yüksek lisansla artırılmalıdır. Ayrıca 4 yıllık Ziraat Mühendisliği lisans eğitimde öğrenciler, haftanın yarısı kadar sahada uygulamalı eğitim görmelidir. Eğitim böyle olursa nitelikli Ziraat Mühendisi mezun olabilir.''
Kaynak: AA
Konya- Ziraat Fakülteleri Program Geliştirme Çalışma Grubu Üyesi, Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu, tarımın hem Türkiye hem de dünya için stratejik bir alan olduğunu söyledi. Son 2 yılda buğday, et ve domates fiyatlarındaki dalgalanma ve spekülasyon bunun en belirgin göstergesi olduğunu vurgulayan Babaoğlu, bu tür dalgalanma ve krizlerin artarak devam edeceğini, çünkü iklim değişikliğinin, ister gerçek isterse geçici olsun, şu anda dünyadaki dalgalanmaların temel sebebi olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Babaoğlu, 2010 yılı itibariyle 26 Ziraat Fakültesinde 27 bin civarında lisans öğrencisinin, toplam yükseköğretim lisans öğrencisi sayısının yüzde 2,3'üne, yükseköğretimde halen kayıtlı bulunan toplam öğrenci sayısının ise ancak yüzde 0,7'sine karşılık geldiğini anlattı. ''Bilindiğinin aksine piyasada özel şirketler Ziraat Mühendisi bulamamaktadır'' diyen Babaoğlu, şöyle devam etti:
''Kaldı ki özel sektörün hızlıca geliştiği bu alanda şirketler her konuyu biraz bilen mezunlar değil, belirli alanlarda uzmanlaşmış mezunlar aramaktadır. Yani bir ihtisaslaşma talebi görülmektedir. Ziraat Fakültelerinin eğitim yapılanmasının sık sık değiştirilmesi, 'fazla sayıda mezun var' diye öğrenci alımında sınırlamalar, tarımsal eğitim-öğretim veren programların piyasa ve bölgelerin şartlarına göre çeşitlendirilememesi ve nitelikli mezun verilememesi gibi nedenler, Ziraat Fakültelerine talebi azaltmış gözükmektedir. Gelen öğrencilerin seviyesi de oldukça düşüktür. Zamanında tıp fakültelerinden daha yüksek puanla öğrenci alan fakülteler şimdi diplerdedir.''
Prof. Dr. Babaoğlu, bu nedenle daha dar uzmanlık alanlarında piyasa taleplerine göre uzmanların yetiştirilmesi için Ziraat Fakültelerinin lisans programlarının günün şartlarına göre zenginleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Her fakültede aynı bölüm ve içerikle eğitim verilemeyeceğinin ortaya çıktığını dile getiren Babaoğlu, şunları kaydetti:
''Nitekim yeni açılan Tarımsal Biyoteknoloji ve Biyosistem Mühendisliği gibi programlara daha üst puan seviyesinden öğrenci alınmış ve tüm kontenjanlar dolmuştur. Biyogüvenlik ve Biyoteknoloji, tohumculuk, organik tarım, gıda güvenliği ve kalitesi, modern sulama ve yetiştirme sistemleri, et ve süt üretimi, yem üretimi, seracılık, uluslararası tarımsal ticaret gibi alanlar ile kırsal kalkınma günümüzde önemli ihtisas konularından bazıları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tarımla ilgili programları olan meslek yüksek okullarının 2 yıllık programlarının çok cazip program isimleri olmasına karşın, nitelikli eğitim veremediklerinden dolayı ara eleman yetiştirme bakımından bu amaca hizmet edemediği ortadadır. Fakat bu okullar bir şekilde rehabilite edilmeli veya sistem değişikliğine gidilmelidir. Çünkü 2 yıllık ara eleman ihtiyacı da görülmektedir.''
Çözüm üretilmezse dışa bağımlılık artar
Devlet üniversitelerinde tarımsal eğitim yapan programların yenilenmesine ilave olarak, vakıf üniversitelerinin de tarımla ilgili güncel ve piyasa beklentilerine uygun programlara önem vermesi gerektiğini belirten Babaoğlu, ''Bu yolla daha dar kapsamlı konularda uzmanlaşmış mezun verecek programlar piyasanın talebine cevap verebilecek, aksi taktirde klasik mezunlarla tarımın sorunlarına çözüm üretilemeyecek, azalan öğrenci sayısıyla birlikte stratejik bir alan olan tarımın dışa bağımlı hale gelmesi hızlanacaktır'' dedi. Bu kapsamda Yükseköğretim Kurulunun Ziraat Fakültelerinde program geliştirme amaçlı başlattığı çalışmanın Türkiye'nin tarımla ilgili çözüm bekleyen sorunları başta olmak üzere oldukça faydalı sonuçlar üreteceğinin düşünüldüğünü sözlerine ekledi.
''Yüksek lisans eğitimi verilsin"
Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Özkan Taşpınar ise Türkiye'de yeterli miktarda Ziraat Fakültesi bulunduğunu, ülkede ihtiyaç duyulan Ziraat Mühendisinin bu okullardan mezun olup diplomalarını aldığını söyledi. mAncak pek çok Ziraat Mühendisinin halen değişik meslek dallarında çalıştığını dile getiren Taşpınar, şöyle dedi:
''Burada yapılması gereken Ziraat Mühendisliğinin yeni bir sisteme oturtulmasıdır. Her mezun olan Ziraat Mühendisi, zootekni, tarla bitkileri gibi farklı bölümlerden mezun oluyor. Sistemde bir değişiklik yapılması gerekiyor. Nasıl ki doktorlar önce pratisyen hekim olarak mezun olup uzmanlaşıyorlarsa, Ziraat Fakültelerinde 4 yıllık lisans eğitimini tamamlayarak mezun olan mühendis, 2 yıl da lisans eğitimi alarak bir dal üzerinde uzmanlaşabilir.
Yani eğitimin kalitesi yüksek lisansla artırılmalıdır. Ayrıca 4 yıllık Ziraat Mühendisliği lisans eğitimde öğrenciler, haftanın yarısı kadar sahada uygulamalı eğitim görmelidir. Eğitim böyle olursa nitelikli Ziraat Mühendisi mezun olabilir.''
Kaynak: AA