Zooteknist
10.10.2010, 11:54
Küçükbaş hayvancılık; koyunculuk, keçicilik, tavşan ve kürk hayvanı yetiştiriciliğini kapsayan hayvancılık dalıdır.
Yurdumuzda değişik bölgelerde yetiştirilen koyun ırkları birbirinden farklılık gösterir. Batı Anadolu ve sahil bölgelerinde genellikle ince kuyruklu yerli koyunlar (Sakız Irkı); Orta Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ise yağlı kuyruklu yerli koyunlar (Akkaraman, Mor Karaman, İvesi Irkı) yetiştirilmektedir. Trakya Bölgesi'nde ise daha çok Kıvırcık Irk koyun lar yetiştirilmektedir.ı
Keçi varlığımızı ise, bugün Orta Anadolu'da yok olma sınırında olan Tiftik keçisi (Ankara keçisi) ile Türkiye'nin dağlık, ormanlık ve çalılık bölgelerinde daha çok yetiştirilen Kara keçi oluşturur. Çeşitli yörelerimizde az miktarda süt keçisi göze çarpar. Süt keçilerinin de en fazla yetiştirileni Saanen Irkı keçilerdir.
Türkiye'de hüküm süren kurak iklim ve buna bağlı yetersiz otlaklar, meraların verimli olmaması ve mera alanlarının hızla yok olması, gelir düzeyi çok iyi olmayan halkın elindeki hayvanların yetersiz beslenmesi nedeniyle, hayvanların çoğunluğunu, küçük yapılı, düşük verimli olmasına neden olmuştur. Islah çalışmalarının da yetersiz kalması yerli ırklarımızın verimlerinin çok gerilerde kalmasına neden olmuştur.
Ayrıca bu şartlar altında sığır ve manda gibi büyükbaş hayvanlar yerine, koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvanlar daha iyi çoğalabilmektedir. Çünkü koyun ve keçinin bakım ve beslemesi daha kolay, elverişsiz yetiştirme koşullarında yaşama şansları daha yüksektir. Ayrıca manda gibi türlerin entansif (yoğun, modern) üretime uygun olmaması manda sayısının azalmasına yol açmıştır. Koyun ve keçi ırklarında da yeterince entansifleşme sağlanamamış, yönelim daha çok sığır ırkları üretimine olmuştur. Dolayısıyla da yoğun üretimi yapılamayan türlerde pazar açığı olmuş ve tüketim talepleri azalmıştır.
Koyun ve keçi yetiştiriciliği, son yıllarda ülkemizde hızla gerileme süreci yaşamaktadır. Hayvancılık sektörü; et, süt, yün, tiftik, kıl ve deri gibi geniş ürün potansiyeline rağmen, yeterince desteklenmemesi, hızla daralan ve yok olan mera alanlarından yararlanamama, hayvancılığın bilgi ve teknolojinin en az girdiği dal olması, hayvancılık sektördeki üreticilerin eğitim düzeyi ve mali durumlarının yetersizliği gibi nedenlerle giderek daralmaktadır.
Yurdumuzda değişik bölgelerde yetiştirilen koyun ırkları birbirinden farklılık gösterir. Batı Anadolu ve sahil bölgelerinde genellikle ince kuyruklu yerli koyunlar (Sakız Irkı); Orta Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ise yağlı kuyruklu yerli koyunlar (Akkaraman, Mor Karaman, İvesi Irkı) yetiştirilmektedir. Trakya Bölgesi'nde ise daha çok Kıvırcık Irk koyun lar yetiştirilmektedir.ı
Keçi varlığımızı ise, bugün Orta Anadolu'da yok olma sınırında olan Tiftik keçisi (Ankara keçisi) ile Türkiye'nin dağlık, ormanlık ve çalılık bölgelerinde daha çok yetiştirilen Kara keçi oluşturur. Çeşitli yörelerimizde az miktarda süt keçisi göze çarpar. Süt keçilerinin de en fazla yetiştirileni Saanen Irkı keçilerdir.
Türkiye'de hüküm süren kurak iklim ve buna bağlı yetersiz otlaklar, meraların verimli olmaması ve mera alanlarının hızla yok olması, gelir düzeyi çok iyi olmayan halkın elindeki hayvanların yetersiz beslenmesi nedeniyle, hayvanların çoğunluğunu, küçük yapılı, düşük verimli olmasına neden olmuştur. Islah çalışmalarının da yetersiz kalması yerli ırklarımızın verimlerinin çok gerilerde kalmasına neden olmuştur.
Ayrıca bu şartlar altında sığır ve manda gibi büyükbaş hayvanlar yerine, koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvanlar daha iyi çoğalabilmektedir. Çünkü koyun ve keçinin bakım ve beslemesi daha kolay, elverişsiz yetiştirme koşullarında yaşama şansları daha yüksektir. Ayrıca manda gibi türlerin entansif (yoğun, modern) üretime uygun olmaması manda sayısının azalmasına yol açmıştır. Koyun ve keçi ırklarında da yeterince entansifleşme sağlanamamış, yönelim daha çok sığır ırkları üretimine olmuştur. Dolayısıyla da yoğun üretimi yapılamayan türlerde pazar açığı olmuş ve tüketim talepleri azalmıştır.
Koyun ve keçi yetiştiriciliği, son yıllarda ülkemizde hızla gerileme süreci yaşamaktadır. Hayvancılık sektörü; et, süt, yün, tiftik, kıl ve deri gibi geniş ürün potansiyeline rağmen, yeterince desteklenmemesi, hızla daralan ve yok olan mera alanlarından yararlanamama, hayvancılığın bilgi ve teknolojinin en az girdiği dal olması, hayvancılık sektördeki üreticilerin eğitim düzeyi ve mali durumlarının yetersizliği gibi nedenlerle giderek daralmaktadır.