PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Tırnak Bakımı


Livadi
09.08.2010, 22:42
TIRNAK BAKIMI

Yetiştiricilerin çoğu kez savsakladıkları, önemsemedikleri işlerin başında tırnak bakımı gelmektedir. Gerekli araç ve gereçlerin olmaması halinde ağır işçilik, sabır, bilgi ve tecrübe gerektiren tırnak bakımı yalnız Türkiye’de değil, hayvancılığı ileri ülkelerde de tümüyle veya kısmen ihmal edilmekte veya hayvan yürüyemez hale geldikten sonra müdahale edilmektedir. Bu da yetiştiriciye ve ülke ekonomisine oldukça ağır bir faturaya yol açmaktadır.

Tırnak Bakımı Niçin Gereklidir ?

Kış aylarında sığırlar ahırda barındırıldıklarından, hareket imkanlarının kısıtlanmasına bağlı olarak tırnaklarda istenilen oranlarda doğal aşınma olmamaktadır. Bu nedenle tırnakların belirli aralıklarla bakımı, hayvanın genel sağlığı yanında verimleri üzerinde de etkilidir. Sığırlarda tırnak bozuklukları, topallıklar ve bunlarla seyreden hastalıklar geniş ölçüde verim kaybına yol açar.
Yapılan istatistiklere göre, sığırlardaki topallıklar süt humması ve akut mastitis (meme iltihabı) daha çok görülmektedir. Tırnak şekil bozuklukları ve buna bağlı hastalıklar %25 oranında seyretmektedir.

Tırnak bozukluklarının yolaçtığı ekonomik kayıpları şöyle özetlemek mümkündür:
1- Vücut ağırlığının azalması
2- Yemden yararlanmanın azalması
3- Laktasyon (süt verimi) süre ve miktarının azalması
4- Damızlık kabiliyeti yerinde olan birçok sığırın erkenden damızlıktan ayrılması.

Tırnak Sorunlarının Ekonomik Bedeli
Çeşitli nedenlerle ortaya çıkan tırnak sorunlarının yol açtığı kayıpların ekonomik bedelini kesin olarak ortaya koymak çok güçtür. Fakat, yetiştiricilerde fikir oluşturabilecek bazı bilgiler kolayca verilebilir. Örneğin, 1993 yılında Alman Holstein Friesian ineklerin %8’i ayak ve tırnak sorunları yüzünden damızlık dışı tutulmak zorunda kalmışlardır. Bunun anlamı, büyük emekler ve masraflarla yetiştirilmiş olan yaklaşık 42,000 baş ineğin kasaplık olarak değerlendirilmiş olmasıdır.
Tırnak sorunlarının süt verimini %20-25 dolayında düşürdüğü kanıtlanmıştır. Yani, yıllık süt verimi 5 ton olan bir inek 1 ton kayıpla yalnız 4 ton süt verebilmektedir; kayıp yılda inek başına 1 ton; 10 baş ineğe sahip bir işletmede ise 10 ton süttür. Bugünkü fiyatla bunun işletmeye maliyeti 5000 YTL dir. Daha yüksek süt verimi ortalamasına sahip işletmelerde inek başına ve toplam kayıp çok daha fazla olacaktır. Bu kayıplara, tırnak rahatsızlığı görüldükten sonra yapılan tedavi masrafları ve diğer masraflar eklendiğinde durumun önemi daha belirgin bir biçimde ortaya çıkmaktadır.

TIRNAK PROBLEMLERİNİN ÜREME ÜZERİNE ETKİSİ
Tırnak problemlerinden dolayı yürüyemeyerek strese giren hayvanlar yemliklere gidemez, oluşan metabolik stres sonucu kızgınlık döngüsü yavaşlar. Ayakları ağrıyan hayvanlar ayakta duramayacağından birbirlerinin üzerine atlayamaz, bu nedenle kızgınlıkların tespiti güçleşir, gebelik başına aşım (tohumlama) sayıları artar, servis periyodu uzar. Ayak problemi olmayanlara göre daha fazla yumurtalık kisti oluşur. Sonuçta yavru verimi azalır.

Tırnak Sorunlarının Nedenleri
600-700 kg ağırlığındaki inekleri taşıyan, yüzeyle irtibatını sağlayan tırnakların başta sağlamlığı olmak üzere kalitesini etkileyen çok çeşitli etkenler vardır. Bunları genetik ve çevresel (bakım, besleme, barındırma) etkenler olarak iki genel guruba ayırmak mümkündür.
Genel etkenler: ayak ve tırnak özellikleri, ana-babadan yavrulara aktarılırlar. Sorunlu ana ve babaların yavrularının da sorunlu olma ihtimalleri yüksektir. Genetik yapısından kaynaklanan sorunları olan inekleri iyileştirmek mümkün değildir. Bununla birlikte, tırnakları sağlam, ayakları sağlam boğalar kullanılarak daha kaliteli tırnaklara sahip yavrular elde edilebilir.
Çevresel etkenler: bunlar arasında en önemlileri besleme ve barındırmadır. Hayvanların dengesiz veya yetersiz beslenmeleri ya da küflenmiş yemleri tüketmek zorunda bırakılmaları halinde metabolik sorunlarla karşılaşırlar ve bunlardan kaynaklanan rahatsızlıkların yan etkileri sonucu tırnak derisinde iltihaplanmalar görülür. Bu durumda tırnaklarda büyüme yavaşlar ve bozulmalar görülür.
Tırnaklara normal olmayan yüklenmeler, tırnak duvarının ve tırnak tabanının dokusunun ezikliklerine sebep olur. Uzayan tırnaklar arasında ahır pislikleri toplanarak, tırnak enfeksiyonlarına yolaçar. Bu da topallıklara, süt veriminin azalmasına ve hayvanın zayıflamasına neden olur.
Hayvanın ayakta dururken vücut ağırlığı, ayakların iç kısmına biner. Dış kısma daha az yük bindiğinden bu taraftaki tırnaklar aşırı uzar. Öne ve yukarı doğru kıvrılır.
Ahırın tipi ve taban özellikleri tırnak sorunlarının ortaya çıkmalarında önemli etkilere sahiptir. Hayvanların bağlı bulundurulduğu ahırlarda tırnakların kalitesi bozulur ve buna bağlı olarak deformasyonlar görülür. Aşırı sert zeminli veya zeminde sivri cisimler bulunan ahırlarda tırnak ve ayak zedelenmeleri, yaralanmaları ortaya çıkar. Tabanın sürekli nemli, kirli olması halinde tırnaklarda yumuşama ve aşırı büyüme görülür. Bu tip ortamlarda hastalık etkenleri de çoğalır.
Tırnak sorunları genel olarak tırnağın uzamasından kaynaklanır. Sığırlarda tırnaklar normal olarak ayda 0,5-1,0 cm, yılda ise 6-12 cm uzar. Fakat, yılın belirli dönemlerinde meraya veya araziye çıkarılan ya da sert tabanlı ahırlarda serbest (bağsız) olarak yetiştirilen sığırlarda, hareket sırasında çarpma veya sürtünme sonucu tırnaklar sürekli olarak törpülenir. Törpülenen kısım ile uzayan kısım arasında bir denge varsa, yani tırnak uzamıyorsa tırnağın kesilmesine gerek yoktur.
Buna karşın, bağlı ahırlarda veya sürekli olarak tabanı kirli ve ıslak serbest ahırlarda doğal yollarla törpülenmediğinden tırnaklar uzamakta, şekilsizleşmektedir. Bu durumdaki hayvan yere düzgün basmayacak ve beden ağırlığı büyük ölçüde ayağın arka kısmına binecektir. Bu durumda tırnağın ön kısmı havada kalacak ve bu nedenle doğal törpülenme şansı daha da azalacak ve uzayacaktır. Hayvan sürekli olarak arka ayak kısmına basacağından o kısımda yaralanmalar ve nihayet iltihaplanmalar görülebilecektir. Bu durumdaki hayvan attığı her adımda ağrı çekeceğinden hareketini kısıtlayacak, özellikle kaba yem tüketimini azaltacak, buna bağlı olarak sindirim sorunları (dengesiz veya yetersiz beslenme) ortaya çıkabilecektir. Hayvan zayıflar, verimi düşer, döl tutmaz ve sonunda damızlık dışı tutulmak zorunda bırakılır.

Çözüm Nedir?
Yukarıda anlatıldığı üzere tırnak sorunları genetik ve çevresel nedenlerden kaynaklanmaktadır. Genetik nedenlerden kaynaklanan sorunların çözümü ancak gelecek kuşaklarda mümkündür. Fakat, zamanında yapılacak özenli bakım ile bunların etkileri hafifletilebilir. Yetiştiriciden kaynaklanan bakım, besleme ve barındırma hatalarının etkisi ise tümüyle yok edilebilir. Bunun için önce yetiştiricinin inanması gereklidir. Eğer yetiştirici, tırnak sorunlarından kaynaklanan kayıpları (inek başına yılda 1-2 ton süt) önemsemez ise yapacak bir şey yoktur. Aksi halde, fazla bir masraf ve işgücü gerekmeden önemli ekonomik tasarruf sağlayabileceği gibi, kendine hizmet eden ve onun insafına bağlı olan hayvanların da rahat etmesine imkan sağlayabilecektir.
Tırnak bakımının süt verimi ve dolayısıyla işletme ekonomisi bakımından önemini ortaya koymak amacıyla yapılan bir araştırmada çarpıcı sonuçlar elde edilmiştir. Laktasyonun ileri aylarında bulunan 12 baş ineğin günlük süt verimleri tırnak bakımı yapılmadan önceki ve sonraki ayda kontrol edilmiş ve bakım öncesi ayda 12,0 kg, bakım sonrası ayda ise 12,9 kg olarak bulunmuştur. Oysa, bilindiği üzere, sağmal ineklerde süt verimi (buzağılamayı izleyen ilk 2 aydan sonra) %10-20 dolayında düşer. Yani 12,9 kg olarak saptanan süt verimini normalde 10-11 kg olması gerekirdi. Bu durumda gerçek artış yaklaşık 3 kg’dır. Bunun anlamı şudur: tırnak bakımı geç kalmaya gelmez; fırsat olduğunda derhal yapılmalıdır. Zamanında yapılacak tırnak bakımı ile kayıplar kısa sürede asgari düzeye çekilebilir. Bunun için yetiştiricilerin yapmaları gereken uzman bir bakıcıyı (nalbantı) bulup görevlendirmek ve inek başına yılda ekstra en fazla 1-2 saat işgücü ayırmaktır.
Çeşitli bulaşıcı hastalıklara karşı korumak ve sağıltmak amacıyla 2 hafta aralıklarla ayak banyosu yaptırmak da son derece yararlıdır. Bu amaçla %4’lik bakır sülfat çözeltisi hazırlanıp hayvanın bu çözeltiye basması sağlanmalı veya sağım sırasında ayaklara püskürtülmelidir.

Tırnak Bakımı Ne Zaman Yapılmalı?
Konu uzmanları, ineklere yılda iki kez (altı aylık aralıklarla); damızlık boğalarda ise 4 ayda bir tırnak bakımının yapılmasını önermektedirler. Genç sığırlarda ise tırnak bakımı ilk kez 9-12 aylık iken gerekli olabilmektedir. Bununla birlikte, hayvanların sürekli olarak izlenmesi ve normal yürüyemeyen veya tırnakları uzayan hayvanların derhal muayene edilerek müdahale edilmesi gerekmektedir.
Yılın belirli dönemlerinde meraya veya araziye çıkarılan hayvanlarda tırnak bakımı, meraya hazırlık olması açısından en az dört hafta önce yapılmalıdır. Mera dönemi bittiğinde ahıra alınmadan önce tırnak bakımı yinelenir. Böylelikle merada tırnak arasına giren bazı yabancı cisimler temizlenmiş olur.
Nerede ve Kim Tarafından Yapılmalı?
Tırnak bakımı aydınlık, temiz bir bölmede yapılmalıdır. Hayvanın (en azından bakımı yapılacak ayağın) sabitleştirilebileceği bir düzeneğin olması gereklidir. Aksi halde, hayvanın ani bir hareketi sonucundan kendini veya bakıcıyı yaralaması mümkündür.
Ayak ve tırnak bakımını herkes yapamaz. Bu işi üstlenecek kişinin konu ile ilgili eğitim almış (en azından bir kursa katılmış) olması şarttır. Ayrıca sabırlı olması, hayvanları sevmesi ve onlara hoşgörülü davranması ve tabi ki, yeterince güçlü olması gerekir.
Yukarıdaki özellikleri taşımayan kişilerin tırnak bakımını yapması halinde yaradan çok zarar ile karşılaşılabileceği unutulmamalıdır.

Unutulmamalıdır ki:

Sağlıklı tırnaklar

Mutlu inekler

Daha yüksek verim

Mutlu sığır yetiştiricileri demektir.

Doç.Dr. Ali KAYGISIZ
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniv. Ziraat Fak. Zootekni Bölümü
KAHRAMANMARAŞ