Mr.Muhendis
12.08.2009, 23:00
Şarbon veya antraks, Bacillus anthracis adlı mikrop tarafından meydana getirilen bulaşıcı olan, ot ile beslenen hayvanlarda özellikle sığır, koyun ve beygirlerde ani olarak ortaya çıkan ve insanlara da geçebilen bir hastalık. İnsanlar hastalığı hayvanlar veya bunların ürünlerinden alır. Mikroorganizma insanlara deriden girerse kara çıban denilen karakteristik bölgesel bir çıbanla ödem; kan dolaşımına karışması ile de sepsis (kan zehirlenmesi) ve iç organ lezyonları meydana gelir. Mikroplu etlerin yenmesi ağır bağırsak hastalıkları yapar. Hayvanlarda ise vücut ısısı yükselir, dalak şişer, kan, katran gibi koyu renk alır ve pıhtılaşmaz.
Tabii şartlar altında sıcak kanlı hayvanlardan beygir, sığır, koyun ve domuzlar arasında çok yaygın olarak görülebilir. Kanatlı hayvanlar ise inceleme yapmak için hastalandırılabilirler. Genç hayvanlar, ergin ve yaşlılardan hastalığa daha duyarlıdırlar. Açlık, yorgunluk, uzun yolculuk, fazla sıcak ve soğuk, iyi beslenememe, fena bakım, organik bozukluklar, şap hastalığı, iç parazitler ve diğer stress faktörleri hastalığın çıkış ve yayılışında önemli rol oynarlar. Hastalık rutubetli, bataklık ve sıcak bölgelerde diğer bölgelerden daha çok görülür. Önleyici tedbirler alınmazsa büyük kayıplara yol açar. Bacillus anthracis sporları toprakta, sularda ve merada otlar üzerinde 50-60 sene canlı kalabilir ve bu yerler infeksiyon kaynağı olarak görev yaparlar.
Ölen hayvanların insanlar tarafından veya merada bırakılarak yırtıcı kuşlar ve hayvanlar tarafından parçalanması ve kuşlar, yağmur ve sel sularıyla uzaklara, diğer meralara ve topraklara nakledilmesi buralara bulaşmasına sebep olur. Kan emici sinekler de hastalığı yayabilirler.
Şarbon insanlar arasında meslek hastalığı şeklinde görülür. Hayvanla meşgul köylülerde, dericilerde rastlanabilir.
Hastalık; hayvanlarda sendeleme, solunum güçlüğü, ayakta duramama, titreme ve halsizliklere sebep olur. Kısa sürede öldürür. Ölen hayvanlarda ölümden hemen önce ve sonra ağız, burun ve makattan kanlı bir akıntı gelir. Vücut ısısı artar. Hayvanlarda süt veriminde azalmaya, gebe olanlarda yavru atmaya sebep olur.
Basil, insanlarda deriden girerse, ortası siyah, çevresi cerahatli karakabarcık adı verilen çıbanı meydana getirir. Ölümden 2-3 saat sonra deri siyah bir renk alır.
Hastalık deri şarbonu ve iç organ şarbonu olarak ikiye ayrılır. İç organlarda barsak şarbonu ve akciğer şarbonu olur. Deride karakabarcık ve kötü ödeme sebep olur.
Bağırsak şarbonu
Şarbonlu hayvan etini yiyen insanlarda görülür. Kırgınlık, halsizlik, başağrısı ve terleme meydana gelir. Bulantı, kusma, diyare ve karın ağrısıyla ısı yükselir. Bazen kanlı ishal görülür. Nabız hızlanır ve zayıfları 2-3 günde öldürür.
Akciğer şarbonu
Sporlu toz ve kılların solunması ile olur. Ani bir titremeyle 40-41 °C'ye yükselen ateşle başlar. Şiddetli kusma vardır. Nabız zayıflar ve hızlanır. 2-3 günde öldürür.
Tedavi
Karakabarcıkta ilk tedavi şartı yaraya dokunmamaktır. Şarbon basilleri 42 °C'nin üstünde üreyemez. Bundan faydalanmak için sıcak uygulama yapılabilir. Şarbon tedavisinde penisilinden faydalanılmaktadır. Yalnız dozu yüksek olmalıdır. 10-15 milyon ünite penisilin G (Kristalize penisilin) 6 saatlik aralarla damar içine verilmelidir. İkinci tercih edilecek ilaç tetrasiklin grubu ilaçlardan birisi olup, 6 saat arayla 500 mg tavsiye edilmektedir. Bununla karakabarcık ve ödem şekilleri tedavi edilmekte ve mikrobun yayılması önlenmektedir. Hafif hastalarda sulfadiazinden de faydalanılabilir. Streptomycin de penisilin ve tetrasiklin kadar olmasa da etkilidir. Yukardakiler içinde en iyi tedavi şekli penicillin ve streptomycinin kombine olarak kullanılmasıdır. Günde 10-15 milyon ünite, penicillin ve günde 1 gr Streptomycin kombine edilirse tatminkar sonuç alınabilir.
Korunma
Şarbon hayvanlardan insanlara geçen bulaşıcı bir hastalıktır. Korunma için öncelikle hayvan hastalığı ortadan kaldırılmalıdır. Hasta hayvanlar öldürülür ve cesetleri yakılır veya kireçli çukurlara gömülür. Çukurlar derin olmalıdır. Yüzeyde olursa şarbon sporları solucan ve böceklerle toprak yüzeyine taşınabilirler. Hayvan sürülerini şarbon sporları bulaşık olan otlaklardan uzaklaştırmalıdır. Buradaki otlar yakılmalıdır. Bulaşık ahır artıkları ve gübreler de yakılmalıdır. Şarbon sporları insanlara meslek ilgisi dışında yün ve deriden bulaşır. Kuşkulu maddeler yakılıp yok edilir. Hasta insanlarda kullanılan pansuman maddeleri yakılmalı ve madeni aletler strerilize edilmelidir.
Tabii şartlar altında sıcak kanlı hayvanlardan beygir, sığır, koyun ve domuzlar arasında çok yaygın olarak görülebilir. Kanatlı hayvanlar ise inceleme yapmak için hastalandırılabilirler. Genç hayvanlar, ergin ve yaşlılardan hastalığa daha duyarlıdırlar. Açlık, yorgunluk, uzun yolculuk, fazla sıcak ve soğuk, iyi beslenememe, fena bakım, organik bozukluklar, şap hastalığı, iç parazitler ve diğer stress faktörleri hastalığın çıkış ve yayılışında önemli rol oynarlar. Hastalık rutubetli, bataklık ve sıcak bölgelerde diğer bölgelerden daha çok görülür. Önleyici tedbirler alınmazsa büyük kayıplara yol açar. Bacillus anthracis sporları toprakta, sularda ve merada otlar üzerinde 50-60 sene canlı kalabilir ve bu yerler infeksiyon kaynağı olarak görev yaparlar.
Ölen hayvanların insanlar tarafından veya merada bırakılarak yırtıcı kuşlar ve hayvanlar tarafından parçalanması ve kuşlar, yağmur ve sel sularıyla uzaklara, diğer meralara ve topraklara nakledilmesi buralara bulaşmasına sebep olur. Kan emici sinekler de hastalığı yayabilirler.
Şarbon insanlar arasında meslek hastalığı şeklinde görülür. Hayvanla meşgul köylülerde, dericilerde rastlanabilir.
Hastalık; hayvanlarda sendeleme, solunum güçlüğü, ayakta duramama, titreme ve halsizliklere sebep olur. Kısa sürede öldürür. Ölen hayvanlarda ölümden hemen önce ve sonra ağız, burun ve makattan kanlı bir akıntı gelir. Vücut ısısı artar. Hayvanlarda süt veriminde azalmaya, gebe olanlarda yavru atmaya sebep olur.
Basil, insanlarda deriden girerse, ortası siyah, çevresi cerahatli karakabarcık adı verilen çıbanı meydana getirir. Ölümden 2-3 saat sonra deri siyah bir renk alır.
Hastalık deri şarbonu ve iç organ şarbonu olarak ikiye ayrılır. İç organlarda barsak şarbonu ve akciğer şarbonu olur. Deride karakabarcık ve kötü ödeme sebep olur.
Bağırsak şarbonu
Şarbonlu hayvan etini yiyen insanlarda görülür. Kırgınlık, halsizlik, başağrısı ve terleme meydana gelir. Bulantı, kusma, diyare ve karın ağrısıyla ısı yükselir. Bazen kanlı ishal görülür. Nabız hızlanır ve zayıfları 2-3 günde öldürür.
Akciğer şarbonu
Sporlu toz ve kılların solunması ile olur. Ani bir titremeyle 40-41 °C'ye yükselen ateşle başlar. Şiddetli kusma vardır. Nabız zayıflar ve hızlanır. 2-3 günde öldürür.
Tedavi
Karakabarcıkta ilk tedavi şartı yaraya dokunmamaktır. Şarbon basilleri 42 °C'nin üstünde üreyemez. Bundan faydalanmak için sıcak uygulama yapılabilir. Şarbon tedavisinde penisilinden faydalanılmaktadır. Yalnız dozu yüksek olmalıdır. 10-15 milyon ünite penisilin G (Kristalize penisilin) 6 saatlik aralarla damar içine verilmelidir. İkinci tercih edilecek ilaç tetrasiklin grubu ilaçlardan birisi olup, 6 saat arayla 500 mg tavsiye edilmektedir. Bununla karakabarcık ve ödem şekilleri tedavi edilmekte ve mikrobun yayılması önlenmektedir. Hafif hastalarda sulfadiazinden de faydalanılabilir. Streptomycin de penisilin ve tetrasiklin kadar olmasa da etkilidir. Yukardakiler içinde en iyi tedavi şekli penicillin ve streptomycinin kombine olarak kullanılmasıdır. Günde 10-15 milyon ünite, penicillin ve günde 1 gr Streptomycin kombine edilirse tatminkar sonuç alınabilir.
Korunma
Şarbon hayvanlardan insanlara geçen bulaşıcı bir hastalıktır. Korunma için öncelikle hayvan hastalığı ortadan kaldırılmalıdır. Hasta hayvanlar öldürülür ve cesetleri yakılır veya kireçli çukurlara gömülür. Çukurlar derin olmalıdır. Yüzeyde olursa şarbon sporları solucan ve böceklerle toprak yüzeyine taşınabilirler. Hayvan sürülerini şarbon sporları bulaşık olan otlaklardan uzaklaştırmalıdır. Buradaki otlar yakılmalıdır. Bulaşık ahır artıkları ve gübreler de yakılmalıdır. Şarbon sporları insanlara meslek ilgisi dışında yün ve deriden bulaşır. Kuşkulu maddeler yakılıp yok edilir. Hasta insanlarda kullanılan pansuman maddeleri yakılmalı ve madeni aletler strerilize edilmelidir.