PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Sebzecilikte Ekolojik Faktörler - Yağış


Livadi
28.07.2010, 13:55
Yağış İklim / EKOLOJİK FAKTÖRLER / SEBZECİLİK
Yeryüzünde bulunan su yüzeylerinden ve topraktaki suyun buharlaşmasından, hayvan ve bitkilerin terlemesinden havaya devamlı su buharı iletişimi olur, bulutlar meydana gelir ve daha sonra bulutlardaki su değişik yağış şekilleriyle yeryüzüne tekrar geriye dönüşüm yapar. Bir başka deyişle yeryüzündeki suyun belli bir kısmı önce buhar ve sonra yoğunlaşarak tekrar su olur ve devamlı yer ve hal değişimine uğrar. Bu kesintisiz yinelenen değişim sistemine “çevrim” adı verilir. Havada her zaman bir miktar su buharı vardır. Sular güneşin ve diğer sıcaklık etmenlerinin etkisiyle buharlaşır. Eğer hava soğumaya başlarsa, havadaki su buharı soğuyarak yoğunlaşır. Yoğunlaşan su buharı pus, sis, çiy, kırağı, yağmur, kar ve dolu gibi yağış şekilleriyle yeryüzüne düşer.
Yağış Şekilleri Oluşumu ve Tanımı Yağış İklim / EKOLOJİK FAKTÖRLER / SEBZECİLİK
Nemli bir hava kütlesi, kendisinden daha soğuk bir kara parçası üzerinden geçerse bir yoğunlaşma meydana getirir. Bu yoğunlaşma “pus, çiy ve kırağı” olabilir. Havanın ilk yoğunlaşmaya başladığı sıcaklığa “çiy noktası” denir. Sıcak ve nemli bir hava kütlesi daha soğuk bir hava kütlesiyle karşılaşırsa, bu durumda “pus veya sis” oluşur. Pus veya sisin oluşumu, hava neminin yoğunlaşma derecesine bağlıdır. Yoğunluk arttıkça pustan sise doğru geçiş olur. Pus ve sisin bir başka oluş biçimi, açık ve durgun havalarda (gece ve gündüz) topraktan ışınım yoluyla ısı kaybolduğu zaman, toprakla temas eden nemli havanın pus ve çiyi meydana getirmesidir. Rüzgarın olmadığı zamanlarda, soğuyan ve ağırlaşan hava yüksek dağlardan alçak vadilere doğru kayar. Bu bakımdan pus ve sis daha çok vadilerde ortaya çıkar. Bulutlu havalarda ışınım yoluyla ısı kaybı oluşmadığından pus ve sisin meydana gelme ihtimali azalır. Hava kirliliği olan yerlerde, havadaki duman ve tozlar havadaki su buharı tarafından tutulduğundan pus ve sis daha koyu renklidir. Ilık ve durgun gecelerde ve özellikle sabah saatlerinde havadaki su buharı gece hızla ısı kaybeden ve havaya nazaran daha soğuk olan bitki ve diğer nesnelerin yüzeyiyle temas ettiğinde, soğuyarak içindeki fazla suyu bu yüzeyler üzerinde su damlacıkları şeklinde yoğunlaştırır ve “çiy” meydana gelir. Pus ve siste olduğu gibi, durgun ve bulutsuz geceler çiy oluşumuna daha elverişlidir. Bir yerde, bir yılda iklim koşullarına bağlı kalarak çiy oluşumu 1-80 mm arasında değişir. Çiy oluşum sıcaklığı sırasında, havanın temas ettiği yüzeylerde sıcaklık 0oC’nin altındaysa, su damlacıkları o yüzeyler üzerinde buz haline geçerek ince, beyaz bir buz tabakası meydana gelir ve sabah pencereden baktığımızda, “kırağı” denen bitkiler üzerindeki tüysü beyaz tabiat harikasıyla karşılaşırız. Nemli hava kütlesinin yükselerek soğuması sonucu, atmosferde bulutlar meydana gelir. Soğuyan nemli hava içindeki buharın bir kısmı havadaki toz parçaları üzerinde de toplanır. Havanın değişik sıcaklık derecelerinde tutabileceği su miktarı farklıdır. Sıcaklık arttıkça fazlalaşır. Sıcaklık düştükçe azalır. Havada soğumanın artmasıyla tutacağı su miktarı azaldığından, içindeki fazla su tozlar üzerindeki su tarafından çekilir ve toz üzerindeki su miktarı artar, ağırlaşır ve artık havada tutunamaz. Damlacıkların çapı, milimetrenin beşte birine ulaştığında, aşağıya doğru düşer. Böylece “yağmur” yağmaya başlar. Damlacıkların düşme hızı yaklaşık saniyede 1 m’dir. Düşme sırasında damlacıklar su tutmaya devam ederse damlaların çapı ve ağırlığı artar. Düşme hızı da yükselir.
Soğumanın artması havadaki su damlacıklarını dondurursa, yağış bu sefer “kar veya dolu” şeklinde olur. Kar, havadaki su buharının donarak tüy, iğneye benzeyen buz kristallerine dönüşümüdür. Şekli, geometrik düzgün altıgen kristallerdir. Kristaller birleşerek kar tanesi olarak yer yüzüne düşer ve toprağı kaplar. Hava çok soğuk olursa kar yağışı kuru ve toz halindedir. Aksi halde lapa lapa yağar. Toprak üzerinde biriken kar yavaş yavaş eridiğinden, yağmurdan farklı olarak uzun süre etkilidir. Toprağa ve akar sulara, suyunu yavaş yavaş verir. Genelde 60-80 cm kalınlığındaki bir kar kütlesi çözündüğünde 2-3 cm kalınlığında su verir. Fırtına bulutlarından oluşan küçük buz toplarının yer yüzüne düşmesi “dolu” yağışıdır. Bulut içindeki su damlaları güçlü hava akımlarına yakalandıklarında, bulutun üst katmanlarına doğru sürüklenir. Buradaki dondurucu soğuk, su damlalarını küçük buz taneciklerine çevirir. Ağırlığı artan ve aşağıya doğru düşen tanecikler, oradaki su damlalarını çevresinde toplar ve büyüklüğü fazlalaşır. Tekrar bir hava akımına uğrayıp üst tarafa çıktıklarında aynı işlem tekrarlanır. Bu olayın birkaç kez yinelenmesi, bulut içinde bir buz katmanı meydana getirir. Bir büyük dolu tanesini ortadan ikiye ayırırsak, her sefer yeniden donan katmanları halkalar halinde görebiliriz. Dolu yağışı sıcak günlerde bile meydana gelebilir. Bunda alçak basınç alanını izleyen güçlü rüzgarlar etkili olur. Dolu tanelerinin büyüklüğü 2-3 mm den başlar, tenis topu büyüklüğüne kadar çıkar. Büyüklük arttıkça, bunların çevreye verdiği zarar artar ve hatta büyük canlıları bile öldürebilir, ağaçları dahi kırabilir.
Dünyada hava akımları ve doğrultuları bir yıl içinde çok değişkenlik gösterir. Hava akımları geçtikleri bölgelerin özelliklerini alır. Bu durumda bir çöl üzerinden geçen bir hava çok kuru, bir okyanus üzerinden geçen hava çok nemli olabilir. Kuru bir hava geçtiği yerden su buharı alır, içindeki su miktarı artar ve çok nemli bir hava olduğunda, diğer bir yere bunu yağış olarak bırakır. Bu bakımdan yağış zamanı, şekli, miktarı her zaman farklılık gösterir. Yeryüzünde bölgelere, yerlere, mevsimlere göre yağış farklılıkları ortaya çıkar. Bazen çok yağışlı yerde kuraklık, kurak yerde yağışlı durumlar meydana gelebilir.

Kaynak: Genel Sebzecilik Kitabı Prof. Dr. Atila Günay