Mr.Muhendis
13.06.2010, 13:53
Transgenik bitkiler, genetiğiyle oynanmış, yeni genlerin aktarıldığı veya çıkarıldığı bitkiler demektir. Bitkilere gen transferi çalışmalrı çok uzun zaman önce başlamıştır. Gen transferin de ise viruslar, bakteriler ve plazmitler (özellikle de pBSK plazmiti) kullanılmaktadır. En çok gen transferi yapılan bitkiler ise soya ve mısırdır. Peki bitkiye neden yeni genler aktarılmakta veya neden bazı genler çıkartılmaktadır? Neden böyle birşey yapılmaktadır? İlk başlarda benim gibi meraklı bilimcilerin, acaba bu bitkide oynama yapsak ne olur? bitkiye yeni genler ekleyebilir miyiz? dendi. Sonra başarılı olununca artık bilimsel açıdan bakıldı olaya ve bitkiye,hangi genleri aktaralım, soruları soruldu.
İlk olarak bitki meyveleri büyütülmek ve fazlalaştırılmak istendi, sonra çevreye dayanıklığı artırılmaya, her bitkinin her yerde yetişmesi olasılığı üzerinde çalışınıldı.Peki bunları başarabildik mi? Evet başardık; oldukça iri meyveler elde edildi, meyve sayısı bizim düşündüğümüzden bile fazla oldu. Bazı bitkilere ise her ekolojiye uyabilsin diye dayanıklılık genleri aktarıldı. Örneğin soya, mısır, havuç, domates... Bu bitkilerin her mevsim de yetişmesi için dayanıklılık geni aktarıldı. Bitkilerin herbisitlerden korunması için de bitkiye yeni genler transfer edildi. Bitkiler, transfer edilen genlerle meyve kalitesi artırıldı, çevreye uyum sorunu kalmadı,dayanıklı ve güçlü bitkiler yetiştirildi, yok olmakta olan türler kurtarıldı ve sonraki nesillere aktarıldı. Evet, bu kadar faydası olduysa transgenik bitkilerin neden bu bitkilerden uzak duruyoruz, onları tüketmek istemiyoruz? Transgenik bitkilerin ekiminin yapıldığı çevrede bitki sosyolojisi bozulur, bazı türlerin yok olmasına sebep olur. Bitki evrimini olumsuz etkiler. Transgenik bitkideki genler, gen havuzuna aktarılır ve genetik varyasyona sebep olur. Bitkiden diğer canlılara geçen bu genler, ciddi ve ölümcül allerjik reaksiyonlara ve çeşitli hastalıklara sebep olur. Yeni ve tanınmayan genler, canlıda tehdit olarak tanınır ve metabolik ürünleri içinde beklenmeyen biyokimyasal ürünlerin bulunması riskini ortaya çıkarır. Transgenik bitkilere herbisitlere karşı dayanıklılk için aktarılan genler, bakterilere ve viruslara geçebilir, onlar arasında bu gen transfer edilerek oldukça dayanıklı bakteriler ve viruslar ortaya çıkar. Bu da yağmurdan kaçarken doluya tutulmak demektir.
Ama bunlara rağmen, dünyada 60 milyon hektarlık alanda transgenik bitkilerin tarımı yapılmaktadır. Başta gelen ülker ise ABD, Kanada, Çin'dir. Bu ülkelerde soyanın ve mısırın, transgenik formları dışında, normal halinde bulamazsınız.
Bu bitkiler üretilip, tüketilmekte ama sonu düşünülmemekte. Verdiği zararın faydasından daha çok olduğu ve geri dönüşümsüz olduğu umursanmamakta. Dünya nüfusu her geçen gün hızla artmakta, buna bağlı olarakta besin ihtiyacı artıyor. Bu kadar zararlı olmasına rağmen, bu ihtiyacı ancak transgenik bitkilerle sağlaya biliriz.
İlk olarak bitki meyveleri büyütülmek ve fazlalaştırılmak istendi, sonra çevreye dayanıklığı artırılmaya, her bitkinin her yerde yetişmesi olasılığı üzerinde çalışınıldı.Peki bunları başarabildik mi? Evet başardık; oldukça iri meyveler elde edildi, meyve sayısı bizim düşündüğümüzden bile fazla oldu. Bazı bitkilere ise her ekolojiye uyabilsin diye dayanıklılık genleri aktarıldı. Örneğin soya, mısır, havuç, domates... Bu bitkilerin her mevsim de yetişmesi için dayanıklılık geni aktarıldı. Bitkilerin herbisitlerden korunması için de bitkiye yeni genler transfer edildi. Bitkiler, transfer edilen genlerle meyve kalitesi artırıldı, çevreye uyum sorunu kalmadı,dayanıklı ve güçlü bitkiler yetiştirildi, yok olmakta olan türler kurtarıldı ve sonraki nesillere aktarıldı. Evet, bu kadar faydası olduysa transgenik bitkilerin neden bu bitkilerden uzak duruyoruz, onları tüketmek istemiyoruz? Transgenik bitkilerin ekiminin yapıldığı çevrede bitki sosyolojisi bozulur, bazı türlerin yok olmasına sebep olur. Bitki evrimini olumsuz etkiler. Transgenik bitkideki genler, gen havuzuna aktarılır ve genetik varyasyona sebep olur. Bitkiden diğer canlılara geçen bu genler, ciddi ve ölümcül allerjik reaksiyonlara ve çeşitli hastalıklara sebep olur. Yeni ve tanınmayan genler, canlıda tehdit olarak tanınır ve metabolik ürünleri içinde beklenmeyen biyokimyasal ürünlerin bulunması riskini ortaya çıkarır. Transgenik bitkilere herbisitlere karşı dayanıklılk için aktarılan genler, bakterilere ve viruslara geçebilir, onlar arasında bu gen transfer edilerek oldukça dayanıklı bakteriler ve viruslar ortaya çıkar. Bu da yağmurdan kaçarken doluya tutulmak demektir.
Ama bunlara rağmen, dünyada 60 milyon hektarlık alanda transgenik bitkilerin tarımı yapılmaktadır. Başta gelen ülker ise ABD, Kanada, Çin'dir. Bu ülkelerde soyanın ve mısırın, transgenik formları dışında, normal halinde bulamazsınız.
Bu bitkiler üretilip, tüketilmekte ama sonu düşünülmemekte. Verdiği zararın faydasından daha çok olduğu ve geri dönüşümsüz olduğu umursanmamakta. Dünya nüfusu her geçen gün hızla artmakta, buna bağlı olarakta besin ihtiyacı artıyor. Bu kadar zararlı olmasına rağmen, bu ihtiyacı ancak transgenik bitkilerle sağlaya biliriz.