PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Alabaş Yetiştiriciliği


organik memo
28.05.2010, 20:45
Genel Özellikleri

Alabaş, yumrusu yenen bir sebze türüdür. Tohum ekiminden sonra diğer lahanagiller farklı olarak kotiledon yapraklarının üzerinde, gövde dokularının kalınlaşmasıyla yumru kısmı oluşur.


Brassica cinsine giren diğer yumrusu yenen türlerde yumru toprak altında oluştuğu halde, alabaşta toprak üstündedir. Yapraklar yumrunun üst kısmında meydana gelir. Yaprakların sapları diğer lahana grubu sebzelerden daha uzun ve yaprak ayası daha küçüktür.
Alabaşlar yumru rengi yönünden açık yeşil ve maviye çalan eflatun renkli olanlar olmak üzere 2 gruba ayrılır. Yumru çapı ise 4-10 cm 300 g, geçci çeşitlerde ise bazen 1 kg’dan fazladır.
İklim İstekleri

Alabaş yetiştiriciliğinde en önemli problemlerden biri erken çiçeklenmedir. Erken çiçeklenmedir. Erken çiçeklenmede çeşidin hassaslığının yanında en önemli faktör sıcaklıktır. Çimlenmeden sonra 10 C’nin altındaki sıcaklıklarda 1 hafta süreyle kalan bitkilerde çiçeklenme görülmektedir. Alabaş çeşitlerinin gelişmeleri için gerekli minimum sıcaklık istekleri henüz kesin olarak bilinmemekle birlikte, çok hassas çeşitlerin 12-14 C’deki sıcaklıklarda generatif faza geçtikleri görülmektedir. Bu çeşitler için en az 15 C sıcaklık gereklidir.
Dayanıklı çeşitler düşük sıcaklıklarda kolay çiçek açmazlar. Bu çeşitler için en az 15 C sıcaklık gereklidir. Bu konuda yapılan bir çalışmada Roggli Alabaş çeşidi bitkileri, 10 C’nin altındaki sıcaklıklarda 15 gün, 5 C’nin altındaki sıcaklıklarda ise 30 gün tutulduğu halde çiçek meydana getirmemiştir.Çiçeklenme tehlikesi nedeniyle, hassas çeşitlerin yetiştiriliciliğinde yüksek sıcaklıklar arzu edilir.
Erkenci çeşitler için sıcaklığın optimum 22 C civarında olması gereklidir. Alabaş yetiştiriliciliğinde gün uzunluğu çiçeklenme üzerinde etkilidir. Uzun günler çiçeklenmeyi hızlandırmaktadır ki, bu da yetiştirilicilik açısından önemlidir. Alabaşlar yüksek nemden hoşlanır. Kurak havalarda çiçeklenmeyi hızlandırır. Ayrıca yumruların ayrılmasına neden olur.
Toprak İstekleri

Alabaş her toprakta yetişmekle birlikte iyi bir gelişme ve özellikle erkencilik için toprağın iyi işlenmiş ve besin maddelerince zengin olmasını ister. Bu amaçla. humusca zengin kumlu topraklarda dekara 20 kg N’lu gübreleme yararlı olmaktadır. N fazlalığında vegetatif gelişme hızlanır, hasat gecikir ve yumrularda yarılmalar görülür.
Alabaş yetiştiriliciliğinde fosfor ve potasyumlu gübrelerden 10-15 kg/dek P2O5 ile 20-25 kg/dek K2O ile gübreleme yapmak yararlı olmaktadır. Bazı durumlarda da klorun zararlı etkisi görüldüğünden, özellikle serlerde yapılan yetiştiriliciliklerde K’la gübrelemede potasyum sülfatın kullanılması gerekir.
Yetiştirme Tekniği

Alabaşlar tohumla üretilir. Tohumları doğrudan ekilebildiği halde yastıklara ekilmesi tercih edilmektedir. Tohum ekimi sonbahar sonunda yapıldığından dikim, ekimden 6-8 hafta sonra, yani Ocak ayının başından itibaren yapılabilir. Çiçeklenmeye duyarlı çeşitlerde, çiçeklenmeyi önlemek için erken dikim yapılamıyorsa, çiçeklenmeye hassas olmayan ve geççi bir çeşit kullanılmalıdır. Isıtılmayan serler veya soğuk yastıklara tohum ekimi Ocak-Şubat ayında ve fidelerin dikimi ise Mart-Nisan’da yapılır.
Dış şartlarda dikim hava sıcaklığı 10C’nin altına düşmediği anda ve ancak Mayıs ayında olmaktadır.
Alabaş yetiştiriliciliğinde ser yetiştiriliciliğini açıkta yetiştiricilik izleyebilir. Isıtılan serlerde veya sıcak yastıklarda genç fideler hızla gelişir. Kış aylarında ışık azlığından fideler cılız kalır, bitkiler 3-5 cm uzunluğunda geldiklerinde seyreltilir, yada saksılanır. İyi yumrulular elde edilebilmek için, yaşlı ve kalın gövdeli fideleri dikimde kullanılmamalıdır.
Yetiştiricilik serada yapılıyorsa erkenci çeşitlerde fideler 20x20 cm veya 15x15 cm aralık ve mesafede dikilebilir. Açıkta yetiştiricilik halinde aralıklar artırılmalıdır. Ancak 25x25 cm’den fazla da olmamalıdır. Dikim sıklığı, yumru ağırlığını azaltır. Ancak birim alandan elde edilen verimi artırır. Ayrıca erkencilik de sağlar. Geççi çeşitler 40x40 cm veya 50x50 cm aralıklarla dikilir.
Dikimden sonra gerekli sulama, çapalama, ot alma ve mücadele işlemleri diğer lahanagillerdeki gibidir.


Hasat ve Depolama

Yumrular insan beslenmesinde kullanılıcaksa fazla olgunlaşmadan hasat edilmelidir. Hasatın gecikmesi halinde yumrular lifli bir yapıya sahip olular. Ayrıca tüketiciler çoğunlukla fazla iri olmayan 4-8 cm çapındaki yumruları tercih ederler.
Toplanan yumruların üzerindeki yapraklar kesilebildiği gibi, yapraklar koparılmadan birkaç yumru bir arada bağlanarak pazarlanır.
Alabaşların dönüme verimi 2-5 ton arasındadır. Alabaş yetiştiriliciliği ülkemizde pek yapılamadığından, gerek ambalajı, gerekse standardizasyonu bugün için söz konusu değildir.
Erkenci alabaş çeşitlerinin yumruları düşük sıcaklıklarda 2-5 hafta, buna karşılık sonbaharda hasat edilen geççi çeşitlerin yumruları, sandıklar veya kasalar içinde birkaç ay muhafaza edilebilir.


Alabaş Bitkisinin Vücudumuza Katkısı:

Vitamin ve minerali bol, kalorisi ise az olduğu için dengeli beslenmede ideal bir gıda olarak kabul edilen alabaş, içerdiği vitamin ve minerallerle astım, kanser, katarakt, yüksek tansiyon, böbrek taşı, gözde leke, sinir sistemi hastalıkları ve felce iyi gelmektedir.

Bol lifli bir yapıya sahip olan alabaş; A, B1, B2, B3, B6 ve C vitaminleri yönünden oldukça zengindir. Ayrıca bol miktarda selenyum, demir, fosfor, kalsiyum, sodyum ve potasyum içermektedir.

Aynı familyadaki diğer sebzeler gibi, bedenin bazı kanser hastalıklarına yakalanma riskini en aza indirir: Bu kanser türleri arasında akciğer ve kalınbağırsak kanserleri sayılabilir.* İçeriğindeki antioksidan maddelerle kalp hastalığına yakalanma, felç geçirme ve katarakt illetine tutulma risklerini de önemli ölçülerde azaltır.

İçerdiği yüksek oranda demir ve folik asidiyle, kansızlığı ve ayrıca hamile kadınların spina bifida (omurganın bir yanının açık olması) hastalığı taşıyan çocuk doğurma rizikosunu en aza indirir.

Bol miktarda potasyum ihtiva ettiği için, yüksek tansiyonu düşürür.

Ayrıca, böbrek ve safra kesesinden taş düşürmede, ses kısıklığında, bademcik enfeksiyonunda, romatizma rahatsızlıklarının hafifletilmesinde ve emzikli kadınlarda süt gelişini artırmada yararlıdır. Ayrıca sıkılarak elde edilmiş alabaş suyu, öksürüğe ve bronşite iyi gelir.

Orta ve Kuzey Avrupa ile Amerika’da yaygın olarak yetiştirilen alabaş, Türkiye’de, özellikle başta Karadeniz ve Marmara bölgelerinde de başarılı bir şekilde yetiştirilmektedir.

Dengeli beslenme için ideal olması sebebiyle İngiltere, Almanya, Belçika ve Hollanda’da bolca tüketilen alabaşın yaprakları salata şeklinde, yumrusu ise çiğ veya pişirilerek, ya da konservesi yapılarak yeniyor. Şekli ve tadı ise biraz şalgama, biraz da turba benziyor.

Burda yine herzamanki uyarımı yenilemek istiyorum.

Turpgiller familyasındaki diğer sebzeler gibi, alabaş da bedenin iyot emilimini azaltabiliyor. Haftada 3-4 kezden daha sık yiyen kişilerin, iyotça zengin besinler ve iyotlu tuz almalarında yarar vardır. Özellikle içme suyunun az iyot içerdiği yörelerde bu durum dikkate alınmalıdıra oluyor,gövdesi de turp gibi yeniyor.