Mr.Muhendis
25.07.2009, 11:02
Keçiboynuzu (Ceratonia siliqua) diğer adıyla "harnup", baklagiller (Fabaceae) familyasından olup Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü yerlerde doğal olarak yetişen ve baklaları (meyveleri) yenen her zaman üzerinde yaprakları olan çalı ya da ağaç formunda olan bir bitkidir.
Dağlarda kendiliğinden ya da fidanı dikilerek yetişen, uzun ömürlü ve boyu 10 m. kadar olan maki türü bir ağaçtır. Sert ve koyu yeşil yapraklıdır. Yaprakları, karşılıklı dizilmiş bileşik yapraklar olup boyları 10-20 cm. uzunluğunda olup damla uçludur. Çiçekleri; 6-12 cm. uzunluğunda olup açık yeşilimsi kırmızı, küçük ve çok sayıdadır. Ağaçın meyveleri (legümen) ise 15-20 cm. kadar olabilen ve ilk zamanlar yeşil, olgunlaştığında ise kahverengileşmektedir. Ağaçın Meyvesinin mezokarpı (orta tabakası), taze iken yumuşak ve tatlıdır. Her bir meyvenin (bakla) içerisinde on beş kadar sert kabuklu yassı tohumlar bulunur. Tohumlar Trigosol adı verilen bir madde içerir.
Akdeniz kıyılarında, Kıbrıs adası, Libya ve ABD'nin Kaliforniya bölgesinde bulunur. Türkiye'de Antalya'nın Alanya, Manavgat, Gazipaşa ilçeleri ile Mersin'nin Anamur, Bozyazı, Aydıncık Gülnar ve Silifke, ilçeleri ile Muğla'nın Marmaris ve Datça ilçelerinde dolaylarında küçük veya büyük gruplar halinde yetişmektedir.
Yunanca'da keration, İngilizce'de carob, Arapça'da ise harub veya harnubelmas ölçmek için kullanılmış, elmaslar keçiboynuzu tohumu ile tartılarak satılmıştır. Bu yüzden, kırat ya da karat denilen ölçüye adını vermiştir. Prof.Dr. Aydın Akkaya olarak anılır. Keçiboynuzu tohumu yüzyıllar boyunca konuyu şöyle açıklıyor:
"Keçiboynuzu çekirdeği, doğada ağırlığı değişmeyen bir tohumdur. Bütün tohumlu bitkilerden yalnız keçiboynuzu uzun süre suda bekletildikten sonra filiz verebilir. Bu hem çok kuruduğu ve meyvesinden çıktıktan sonra son ve sabit ağırlığını aldığı için, hem de içine su alma olasılığı çok az ve çok uzun zamana bağlı olduğu içindir. Bu nedenle Araplar, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde ağırlık ölçüsü olarak kullanılmıştır. Dört tanesi bir dirhem eder. Dirhem, değişmekle birlikte 3 gr. ağırlığı temsil etmektedir. Satıcı iki dirhemlik (8 çekirdek) bir şey satarken lütfedip 1 çekirdek fazla tartarsa bu, malı alanın itibarını gösterir. Olağandan fazla giyinen, süslenen vb. kişilere iki dirhem bir çekirdek denmesi bundan kaynaklanmaktadır." Bir rivayet
Lokman Hekim, günlerden birinde Anadolu'nun güneyindeki insanların dertleriyle ilgilenmek üzere yola çıkar. Toros Dağları'ndan aşağıya inip Akdeniz'e doğru ilerlerken limon ağaçlarını görür. Orada yaşayan insanların daha sağlıklı olabileceğini düşünerek ilerlerken yolunun sağının solunun keçiboynuzu ağaçlarıyla örtülü olduğunu görür. Orada durur. Yanındakilere "Buranın insanlarının bana gereği olmaz." Der. Geri döner.
Faydaları
Kolestrol içermez.
Kafein yoktur.
Ca'sı boldur; süte oranla yaklaşık 3 kat.
A, B ve E vitaminleriyle P (fosfor) içerir.
Vücuda yiyecekler aracılığıyla giren radyasyonu dışarı atar.
Yüksek oranda çinko içerir.
450 ML kaynamış ve ocaktan alınmış suda 7 tane ezilmiş keçi boynuzunu 15-20 dk bekletip günde 1 su bardağı içmek testestoron seviyesini arttırır.
en büyük faydası astım hastalığınadır. Nefes darlığına birebirdir
Dağlarda kendiliğinden ya da fidanı dikilerek yetişen, uzun ömürlü ve boyu 10 m. kadar olan maki türü bir ağaçtır. Sert ve koyu yeşil yapraklıdır. Yaprakları, karşılıklı dizilmiş bileşik yapraklar olup boyları 10-20 cm. uzunluğunda olup damla uçludur. Çiçekleri; 6-12 cm. uzunluğunda olup açık yeşilimsi kırmızı, küçük ve çok sayıdadır. Ağaçın meyveleri (legümen) ise 15-20 cm. kadar olabilen ve ilk zamanlar yeşil, olgunlaştığında ise kahverengileşmektedir. Ağaçın Meyvesinin mezokarpı (orta tabakası), taze iken yumuşak ve tatlıdır. Her bir meyvenin (bakla) içerisinde on beş kadar sert kabuklu yassı tohumlar bulunur. Tohumlar Trigosol adı verilen bir madde içerir.
Akdeniz kıyılarında, Kıbrıs adası, Libya ve ABD'nin Kaliforniya bölgesinde bulunur. Türkiye'de Antalya'nın Alanya, Manavgat, Gazipaşa ilçeleri ile Mersin'nin Anamur, Bozyazı, Aydıncık Gülnar ve Silifke, ilçeleri ile Muğla'nın Marmaris ve Datça ilçelerinde dolaylarında küçük veya büyük gruplar halinde yetişmektedir.
Yunanca'da keration, İngilizce'de carob, Arapça'da ise harub veya harnubelmas ölçmek için kullanılmış, elmaslar keçiboynuzu tohumu ile tartılarak satılmıştır. Bu yüzden, kırat ya da karat denilen ölçüye adını vermiştir. Prof.Dr. Aydın Akkaya olarak anılır. Keçiboynuzu tohumu yüzyıllar boyunca konuyu şöyle açıklıyor:
"Keçiboynuzu çekirdeği, doğada ağırlığı değişmeyen bir tohumdur. Bütün tohumlu bitkilerden yalnız keçiboynuzu uzun süre suda bekletildikten sonra filiz verebilir. Bu hem çok kuruduğu ve meyvesinden çıktıktan sonra son ve sabit ağırlığını aldığı için, hem de içine su alma olasılığı çok az ve çok uzun zamana bağlı olduğu içindir. Bu nedenle Araplar, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde ağırlık ölçüsü olarak kullanılmıştır. Dört tanesi bir dirhem eder. Dirhem, değişmekle birlikte 3 gr. ağırlığı temsil etmektedir. Satıcı iki dirhemlik (8 çekirdek) bir şey satarken lütfedip 1 çekirdek fazla tartarsa bu, malı alanın itibarını gösterir. Olağandan fazla giyinen, süslenen vb. kişilere iki dirhem bir çekirdek denmesi bundan kaynaklanmaktadır." Bir rivayet
Lokman Hekim, günlerden birinde Anadolu'nun güneyindeki insanların dertleriyle ilgilenmek üzere yola çıkar. Toros Dağları'ndan aşağıya inip Akdeniz'e doğru ilerlerken limon ağaçlarını görür. Orada yaşayan insanların daha sağlıklı olabileceğini düşünerek ilerlerken yolunun sağının solunun keçiboynuzu ağaçlarıyla örtülü olduğunu görür. Orada durur. Yanındakilere "Buranın insanlarının bana gereği olmaz." Der. Geri döner.
Faydaları
Kolestrol içermez.
Kafein yoktur.
Ca'sı boldur; süte oranla yaklaşık 3 kat.
A, B ve E vitaminleriyle P (fosfor) içerir.
Vücuda yiyecekler aracılığıyla giren radyasyonu dışarı atar.
Yüksek oranda çinko içerir.
450 ML kaynamış ve ocaktan alınmış suda 7 tane ezilmiş keçi boynuzunu 15-20 dk bekletip günde 1 su bardağı içmek testestoron seviyesini arttırır.
en büyük faydası astım hastalığınadır. Nefes darlığına birebirdir