PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Organik Tarımda Toprak Verimliliğinin Korunması


Livadi
27.05.2010, 09:15
Organik tarımda toprak verimliliğinin korunması, gübreler ve organik toprak iyileştiricileri

Tarımsal üretimde kullanılan kimyasalların (ilaç gübre gibi) olumsuz etkilerinin insan ve toplum sağlığı üzerindeki zararları artarak kendini göstermeye başlamıştır. Son yıllarda tüm bu olumsuz etkilerin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak kimyasal gübre ve tarımsal savaş ilaçlarının hiç ya da mümkün olduğu kadar az kullanılması bunların yerini aynı görevi yapan organik gübre ve biyolojik savaş yöntemlerinin alması temeline dayanan Ekolojik Tarım uygulamaları geliştirilmiştir.
Organik tarımın kimyasalların kullanımı ve toprak verimliliği açısından getirmiş olduğu sınırlamalar aşağıda özetlenmiştir.
-Organik tarımda petrol kökenli ürünler 3 yıl kullanılmamış olmalıdır
-Sentetik gübreler ve pestisitler üre ve Round-Up gibi
-Toprak verimliliği için yalnızca doğal ürünler ve pest amenajmanı
-Konvansiyonal ve organik alanlar arasındaki uzaklık en az 9.14 m (30 feet)
-Hayvansal üretimde hormonlar antibiotik veya sentetik ürünler kullanılmamalıdır.
-Yalnızca 100% organik yem çayır veya otlaklar
Özelikle son 40-50 yıl içerisinde uygulanan tarım sistemlerinde ticaret gübreleri gibi petrol kökenli kimyasallara bağımlı kalındığı görülmektedir. Ancak tarımsal alanların verimliliğinin sürdürülebilirliği sadece bu sentetik maddeler ile devam edemez. Toprak verimliliği toprakta var olan ve sürekli azalan organik maddelerin içeriği ile de sınırlıdır

2.ORGANİK TARIMDA BESİN ELEMENTLERİNİN TOPRAĞA KAZANDIRILMASI
2.1.AZOT
Azotlu gübreler organik sistemde genellikle kullanılmaz balık unu ve bitki ekstraktları bazı bahçe bitkilerinde küçük miktarlarda kullanılmaktadır.
Canlı metabolizmasında genetik özeliklerin nesilden nesile geçişini sağlayan azot elementi atmosfer ile yer kabuğunun üst kısmını kaplayan toprak arasında dinamik bir denge ile döngüsünü tamamlamaktadır. Azotun ana kaynağı atmosferde gaz halinde bulunan dilimidir. Biyolojik yolla fikse edilen (bağlanan) azot canlıların organik dokularının bileşimine girmekte ve yitirilen bu dokular daha sonra parçalanarak organik inorganik ve gaz formunda bileşiklere dönüşmektedirler.
Toprakta bulunan organik bağlı azotun NH4+ formuna dönüşmesi amonifikasyon adını alırken amonyumun NO2- ve NO3- e dönüşmesine nitrifikasyon denir. Bu işlemin tamamı ise azot mineralizasyonu olarak tanımlanır. Toprakta bulunan azotun tamamına yakını organik formdadır.
Maksimum nitrifikasyon için topraktaki optimum sıcaklık 25-35 0C ve pH 6-8 arasında olmalıdır. Mantarlar gibi mikroorganizmaların etkili olduğu çok asidik topraklarda da nitrifikasyon olayı gerçekleşebilir. Bu olayda oluşan nitritin hemen nitrata dönüşmesi istenir. Çünkü nitritin toprakta artışı zararlıdır.
Toprakta bağlı bulunan organik formdaki azotun yarayışlı hale gelmesi amonifikasyon ve nitrifikasyon olaylarının sonucudur. Toprağa azot kazandırmanın bir başka yolu da yine topraktaki mikroorganizmalar tarafından olmaktadır. Atmosferin serbest halde bulunan azotunun mikroorganizmalar aracılığıyla biyokimyasal olarak organik forma dönüştürülmesi tarımda Biyolojik Azot Fiksasyonu olarak adlandırılır. Yapılan araştırmalar en iyi N2 bağlanmasının baklagil bitkilerinin bulunduğu topraklarda olduğunu ortaya koymuştur.
Toprakta N2 bağlayan mikroorganizmalardan bakteriler ortak yaşamlı veya bağımsız olarak işlevlerini sürdürürler. Ortak yaşam sürdürenler simbiyoz olarak adlandırılırlar. Toprakta N2 fikse eden başlıca mikroorganizmalar şöyle sınıflanabilir:
Aerobik bakteriler (Azotobakter Azotomonas Sprillum Myco-bacte-rium Methylomonas vb.)
Fakültatif anaerobik bakteriler (Bacillus Enterobakter Klebsiella)
Anaerobik bakteriler (Clostridium Desulfatomaculum Desulfovibrio)
Fotesentetik bakteriler (Rhodosprilum Chromatium Rho-dopseu-domonas vb.)
Mavi-Yeşil algler (Plectonema Anabaena Calothrix)
Simbiyotik olmayan N2 fiksasyonu serbest yaşayan mikroorganizmaların ışık
enerjisini kullanarak yaptıkları olaydır. Özelikle çeltik tarlaları için büyük önem taşıyan mavi-yeşil algler (cyanophyceler) ortalama 100-300 kg ha-1 N sağlamaktadırlar. Çeltik yapılan alanlara mavi-yeşil alglerin aşılanması verimde artış sağlamaktadır. Aerob olan Azotobakter ve Azotomonaslar da toprakta serbest halde yaşarlar. Özel toprak istekleri çok olan mikroorganizmalardır. Bu nedenle çoğu topraklarda bulunmaz ve toprağa aşılanması gerekir. Sıcaklık istekleri 10-40 0C arasında pH ise nötr civarında olmalıdır. Karbonu en iyi değerlendirerek N2 bağlaması yönüyle Azotobakterler oldukça etkilidirler. Yaklaşık 300-350 kg ha-1 N temin etmektedirler. Azotobakterin maksimum azot bağlaması için organik materyalin C/N oranı 33’ten büyük olmalıdır. Toprak iyi bir şekilde havalandırılmalı C/N oranı geniş organik materyaller ilave edilmeli ve toprakta yeterli düzeyde fosfor da bulunmalıdır. Azot bağlayıcı bütün mikroorganizmalar için ortamda Fe Mo S Mg K ve P bulunmalıdır.
Clostridium bakterileri anaerobiktir asidik toprak koşullarında ve pH 9.0’a kadar yaşayabildiklerinden azotobakterlerden daha yaygın olarak bulunabilirler. Ortalama olarak dekara 1-15 kg kadar N kazandırırlar ki bu değerde 45-23 kg amonyum sülfata eşdeğerdir.
Simbiyotik azot fiksasyonunu özelikle baklagillerle ortak yaşayan Rhizobium bakterileri yapmaktadır. Bu bakteri grubu baklagil kökleri ile ortak yaşamaktadır. Bu bakterilerin tamamı bitki kökleri ile ortak yaşadıkları zaman bitkiden çözünebilir karbonhidratları alarak asimile etmekte (bünyelerinde kullanmakta) ve buna karşılık bitkiye azot sağlamaktadırlar.
Rhizobium bakterisi aşılama işi uygun bakteri uygun baklagil bitkisi olacak şekilde yapılan bir biyolojik gübrelemedir. Topraktaki organik ve mineral azot oranı toprağın P ve K elverişliliği pH bazı iz elementlerin varlığı vb. faktörler Rhizobium bakterilerinin etkinliğini dolayısıyla biyolojik N2 fiksasyonunu etkilemektedir.
2.2.FOSFOR
Topraktaki fosforun ana kaynağı topraktaki kayaç ve minerallerdir. Topraktaki fosforun yaklaşık yarısı organik diğer yarısı inorganik formda bulunur. Organik fosfor hayvan gübreleri ile ve yeşil gübrelerle sağlanabilir ancak topraktan ürünle kaldırılan fosforu karşılamak çoğunlukla yeterli olamamaktadır. Organik tarım kuralları inorganik fosforlu gübrenin kullanımına sınırlı olarak izin verir. Bu nedenle fosfor dengesini sağlamak önemli bir problem olmaktadır. Yağışla karşılanan fosfor yılda 1 kg/P/ha/yıl altında olmaktadır.
Organik tarımda kullanılan fosfatlı gübrelerinin karakteristiği çözünebilirliğinin çok az olmasıdır. En çok kullanılan fosforlu gübreler ham fosfat veya kalkerli topraklarda (pH>7.5) aluminyum kalsiyum fosfattır. Ancak yapılan surveyler organik tarım çiftliklerin çoğunun ek fosforlu gübre kullanmadığını ortaya koymuştur.
Ham fosfatın gübre olarak kullanımının etkisi çeşitli faktörlere bağlıdır. Bunlar içerisinde ham fosfatın incelik derecesi miktarı toprak pH’sı toprak organik maddesi ve toprağın P içeriği ile yetiştirilen bitki türü önemlidir. Yeni Zelanda’da yapılan tarla denemelerinde yağışın yüksek (>800 mm) ve toprak pH’sının asidik olduğu alanlarda ham fosfat fosforlu gübrenin eriyebilir formları kadar etkili bulunmuştur. Çözünebilir fosforun kolaylıkla yıkandığı kumlu topraklar hariç ham fosfat aynı yıl uygulanan superfosfatın yalnızca % 5-30’u kadar etkilidir. Özellikle mera alanlarında ham fosfat kullanımı diğer bitkilere göre daha uygundur. Düşük toprak pH’sı ve toprak solusyonundaki çözünebilir P düzeyinin yüksek olması etkinliği artırmaktadır. Fosforun daha az yıkandığı topraklarda ham fosfat superfosfatın % 5-80’i kadar etkili olmaktadır. Çözünebilir P’un kolaylıkla yıkanabildiği kaba tekstürlü topraklarda ham fosfaın düşük çözünürlüğü bir avantajdır ve etkinliği çözünebilir fosforlu gübre formlarına eşit veya daha yüksektir. Alkalin topraklarda ham fosfat daha düşük etkiye sahiptir.
Ürünleri ham fosfattan yararlanabilme kabiliyetleri değişiktir. Tahıllar bu kaynaktan P kullanmada kısman daha zayıf etki gösterirken üçgüllerin daha etkili olduğu saptanmıştır. Mikoriza ve toprak bakterileri ham fosfattan P kullanımında artış göstermektedirler. Bu kısmen üçgülün baklagil olmasının etkisindendir. Amerika’da Soya fasulyesinde yapılan bir çalışmada organik tarımda ham fosfat kullanımıyla verim artışının yalnızca superfosfatın % 15’i kadar olduğu bulunmuştur. Yüksek düzeyde kalsiyum isteyen bitkiler kaya fosfatın çözünebilirliğini hızlandırmaktadır. Bu bitkiler kalsiyumu depolamakta ve fosforun çözünebilirlik sınırını genişletmektedirler.
Yapılan çalışmalarda diğer eriyebilir P formları ile karşılaştırıldığında ham fosfatın kalıntı (artık) etkisinin daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Düşük kalıntı etkisi 11 yıl devam edebilmektedir. Sonuç olarak ham fosfat yalnız başına 4-5 yılda bir uygulanmalıdır. Diğer eriyebilir fosforlu gübreler ham fosfat ile eşit miktarda uygulandığında kalıntı etkileri ilk 3-4 yıl ham fosfattan daha yüksektir.
Sıcaklık çözünme oranı üzerine çok düşük etkiye sahip iken düşük sıcaklıkların ham fosfatın çözünebilirliği üzerine direkt etkisi muhtemel değildir. Bununla birlikte bu durum kışın organik toprak P’unun serbest bırakılması ve düşük sıcaklıkların mineralizasyonu azaltmasının etkisinin ihmal edileceğini göstermez.
Ham fosfatın hayvan gübreleri ile karıştırılarak veya kompost yapılarak uygulanması gübrenin çözünebilirliğini artırmakta kullanılmaktadır.
Organik tarımda öğütülmüş ham fosfat P’lu gübrenin esas formudur. Çözünebilirliğinin sınırlı olması ve serbest hale geçme oranı ürünlerin P’a gereksinim duyduğunda doğrudan karşılanmasını olanaksızlaştırır. Dolaylı bir yararı da süperfosfatın aksine nispeten yavaş erir olması ham fosfatın mikorizal populasyonu azaltmama yönündedir.
2.3.POTASYUM:
Organik tarımda rutin kullanımda yararlanılabilir K için kabul edilen bir mineral kaynağı yoktur. Müsaade edilen kaynaklar düşük eriyebilirliği ve düşük klor içeriğine sahip olan potasyumlu kayaçlar (lagbenit Adularian kaya potasyumu gibi) odun külü ve Kali Vinasse gibi bitki ekstraktları şeker endüstrisinin bir yan ürünüdür. Geleneksel tarımda kullanılan gübreler ile karşılaştırıldığında öğütülmüş kayaçlardan çok az K temin edilir. 20 kg/ha K için önerilen 1 ton/ha kayaç uygulamalarıdır. Ahır gübresinin kompost yapımı esnasında veya organik atıkların sıvı ekstraktlarla muamelesinde kaya tozunun ilavesiyle kaya tozlarında K’un yararlanılabilirliği artmaktadır.
Bununla birlikte gözle görülebilir bir noksanlık mevcutsa organik standartlar daha az sınırlayıcıdır. Toprak K indeksi 2’nin altında ve toprak kil içeriği %20’den az ise Soil Association K2SO4 (potasyum sülfat) veya çözünebilir K minerali (silvinit) gibi suda çözünebilir K formlarının kullanımına izin vermektedir. Diğer sertifikasyon kurumları bu materyallerin kullanımına demonstratif bir ihtiyaç olduğunda izin verir. Ticari KCI kullanımına Cl iyonlarının toprak canlıları üzerine osmotik etkisi nedeniyle olumsuz etki yapacağından izin verilmemektedir. İlave edilecek gübreden kaynaklanacak yüksek konsantrasyonda CI kurak havalarda genç bitkilerin gelişmelerine zararlı olabilir. Organik standartlar o nedenle KCI yerine düşük CI içermek koşuluyla silvinit veya kainitin kullanımına izin verir.

2.4.KALSİYUM
Organik standartlar öğütülmüş kireç taşı tebeşir ve su hayvanlarının kabukları gibi kireçleme materyallerinin kullanımına izin verir. Kireçleme ile Ca elementinin temini yanında toprak asitliği üzerine olumlu etki yapılmaktadır.
Asit toprakların pH’sını yükseltmeye yönelik kireçleme uygulamalarının toprak analiz sonuçlarına göre yapılması gerekir. Aşağıda Çizelge 1’de toprak pH’sı ve bünyesine göre tavsiye edilen kireç miktarları verilmiştir.

Çizelge 1.Toprak reaksiyonunu 6.50’ye çıkartacak kireç taşı (x) miktarları (kg/dekar)
pH Kum Tın Killi tın Organik toprak
4.5-6.5 250 650 780 1940
5.0-6.5 200 510 630 1400
5.5-6.5 130 380 450 960
(x) Ticari kireç (CaO) kullanılırsa yukarıdaki miktarların % 56’sı hesaplanmalıdır.
Kireçleme materyalinin boyutu önemli olup toz kireç genelde en çok kullanılandır. Kullanılan materyalin çözünürlüğü de kimyasal aktivite üzerine etkili olup CaO kalsiyum karbonata göre daha fazla çözünürlüğe sahiptir. Uygulanacak kireçleme materyali toprak tavında iken tüm yüzeye saçılıp toprağa karıştırılmalıdır.
Kalsiyum özellikle bahçe bitkilerinde önemli olup noksanlığında elmada acı benek (çivi) domateste çiçek burnu çürüklüğü karnabahar ve kerevizde göbek çürüklüğü şeklinde ortaya çıkar. Elmalarda yaygın olan acı benek tedavisinde kalsiyum klorürün yaprak spreyleri tavsiye edilmektedir.

2.5.KÜKÜRT
Elementel kükürt uygulamasına organik standartlar izin vermektedir. Ayrıca % 15 SO4 içeren jips kullanımı da kontrol ve sertifikasyon kuruluşunun denetiminde kullanılabilmektedir.
Organik tarım yapılan topraklarda elementel toz kükürt toprak tavında iken saçılıp toprağa karıştırmak suretiyle kullanılmaktadır. Toprak pH’sını düşürmek amacıyla kullanılacak toz kükürt miktarı aşağıda Çizelge 2’de sunulmuştur.
Çizelge 2. Toprak reaksiyonunu 6.50’ye ayarlamak için gerekli kükürt miktarı (kg/dekar)
pH Kumlu toprak Tınlı toprak Killi toprak
8.5-6.5 220 280 340
8.0-6.5 130 170 220
7.5-6.5 60 90 110
Bir kısım kükürde karşılık 4 kısım demir sülfat da kükürt kaynağı olarak toprak pH’sını düşürmek amacıyla kullanılabilir.
2.6.NOKSANLIK BELİRTİLERİNE GÖRE BAZI ORGANİK GÜBRELERİN KULLANIMI
Bitkilerde görülen bazı besin noksanlıkları ve organik tedavi yöntemleri Çizelge 3’de sunulmuştur.
Çizelge 3.Bitkilerde gözlenen noksanlık belirtilerine göre bazı organik gübrelerin kullanımı
Toprakta görülen eksiklik Bitkide görülen belirtisi* Düzeltme yolları**
Toprak asitliği Toprak çok asitse P Ca Mg alınabilirliği düşer Fe Cu Mn toksisitesi görülebilir -Aragonit -Dolomitik kireç taşı
Bor Yavaş büyüme zamklanma meyve içinde mantarlaşma -Bor (% 10) -Bor (%143)
Kalsiyum Kırmızımsı-kahverengi yapraklar yapraklarda kenar kuruması -Jips (alkalin topraklar için) -Kireç taşı -Kaya fosfat -Dolomitik kireç taşı (Asit topraklar için)
Bakır Yapraklar fincan gibi kıvrılma ve kuruma -Bakır sülfat -Azotlu gübrelemenin azaltılması
Demir Damarlar arası kloroz -Demir şelat (%10) -Demir sülfat -Fosforlu gübrelemenin azaltılması
Magnezyum Alt yapraklarda kloroz kırmızıya dönme -Epsom tuzu (Alkalin topraklar için) -Dolomitik kireç taşı (Asit topraklar için)
Mangan Önce genç yapraklarda başlayan kloroz -Mangan sülfat
Molibden Sararmış ve solgun yapraklar -Dolomitik kireç taşı (Asit topraklar için)
Azot Açık yeşil veya sarımsı yeşil yapraklar -Kan unu -Pamuk çekirdeği unu -Mısır nişastası unu (10-0-0) -Tüy unu -Deri unu
Fosfor Yapraklar önce koyu yeşil sonra kırmızı mor -pH’nın yükseltilmesi -Kemik unu -Kaya fosfat -Yarasa gübresi
Potasyum Yaprak kenarlarında kurumalar -Deniz yosunu -Granit unu -Odun külü -Potasyum sülfat (0-0-52)
Çinko Küçük sarı yapraklar -Çinko sülfat -Çinko şelat
Kükürt Sarımsı yapraklar -Kaya fosfat -Jips -Elementel kükürt

3.BESİN BÜTÇELERİ:
Bir tarım sisteminde besin bütçelerinin yapılması sürdürülebilirliğin temini için gereklidir. Organik işletmelerde tüm işletme bütçesi genellikle bir N artışı gösterir. Genellikle iyi bir indikatör olan toprak N değişimlerinde N kayıplarının tahmini güvenilir olmamaktadır. Organik işletmelerdeki artışlar genellikle intensif tarım yapan geleneksel işletmelerden daha azdır.
Organik işletmeler için fosfor bütçesi sık sık küçük noksanlıklar gösterir. Düşük P sorbsiyon kapasitesi ve içeriğine sahip topraklar dışında bütün bu noksanlıklar toprakta yararlanılabilir P içeriğindeki azalmayla gözlenir bu organik işletmeler için önerilen daha erken gübre uygulamalarıyla bu rezervleri tekrar oluşturmalarıdır.
Organik işletmelerde K’un besin bütçesinde önemli noksanlıklar az görülür. Düşük K içeriğine sahip kumlu topraklar dışında Organik olarak tarım yapan işletmelerde değişebilir K konsantrasyonları nispeten stabil kalır. Bu topraklarda verimliliğin tayini için fiske olunan K’un da tayini yapılmalıdır.
4.ORGANİK GÜBRELER
Toprak iyileştiricilerin kullanımı organik ve geleneksel yetiştiricilikte oldukça farklılık gösterir. Organik tarım çok daha geniş bir sınırda başat olarak organik olmak üzere iyileştiricileri kullanır ve onları geleneksel tarımdan çok daha farklı bir yolla yönetir.
Organik sistemde verimin daha düşük olması nedeniyle ürün tarafından kaldırılan besin maddeleri miktarı geleneksel sisteme göre daha düşük olmasına karşın topraktan önemli miktarda besin elementlerinin uzaklaştırılması söz konusudur. Ancak uzun dönem toprak verimliliği için bu elementler mutlaka yerine konmalıdır.
Organik sistemlerde azot rotasyonda yetiştirilen baklagiller ile karşılanır. Diğer elementler toprak minerallerinin ayrışmasıyla ve yağışla yenilenir. Ancak tüm bu girdilerle kaybolan besin elementlerinin tümünün karşılanması yeterli olamayacağından toprak iyileştiricilerinin kullanımına ihtiyaç vardır. Geleneksel yetiştiricilikte yetiştirilen ürünün ihtiyaç duyduğu toprak besin düzeylerine kısa dönemde suda eriyebilir gübre uygulamalarıyla ulaşılır. Organik tarım toprak verimliliğine uzun bir zaman pesperktivinden baktığından yapılan uygulamalardaki besin elementleri yavaş erir formdadır.
Ülkemiz şartlarında kullanılabilecek organik toprak iyileştiriciler ahır gübreleri kompost çeşitli tarımsal atıklar (kekler ayçiçeği sapı mısır koçanı pirinç kavuzu vb.) ile kesimhane atıkları ( kantozu kemik unu vb.) sayılabilir. Bazı organik materyallerin besin maddesi içerikleri Çizelge 4’de verilmiştir.
Çizelge 4. Bazı organik materyallerin besin maddesi içerikleri
Kaynak % N % P2O5 % K2O Yarayışlılık
Ahır gübresi 05-10 015-020 05-06 Orta
Tavuk gübresi 287 290 235 Orta-hızlı
Kompost 1.5-3.5 0.5-1.0 1.0-2.0 Yavaş
At gübresi 0.3-2.5 0.15-2.5 0.5-3.0 Orta
Kemik unu 0.7-4.0 18.0-34.0 0. Yavaş-orta
Kan tozu 12.0 1.5 0.57 Orta-hızlı
Deniz yosunu 0. 0. 4.0-13.0
Odun külü 0. 1.0-2.0 3.0-7.0 Hızlı
Pamuk toh.küs. 6.0 2.0 1.0 Yavaş
4.1.AHIR GÜBRESİ
Ahır gübresi büyük ve küçükbaş hayvanların dışkıları ile ahırlarda hayvanların altına serilen yataklıktan oluşur. Ahır gübresi bir yandan toprağın yapısını olumlu yönde etkilerken diğer yandan bitkiler için gerekli besin elementlerini sağlayarak ürün miktarı üzerine olumlu etki yapar. Bu etkileri şu şekilde sıralayabiliriz:
-Toprağın su tutma kapasitesini artırır.
-Suyun toprak yüzeyinde bağımsızca akmasına buharlaşmasına ve tarıma elverişli toprakların taşınıp götürülmesine engel olur.
-Toprağın kolay tava gelmesini sağlar.
-Toprak ısısını bitki gelişmesi için uygun duruma getirir.
-Toprakların pH’sı üzerinde etkili olmaktadır.
-Ahır gübresi organik yapısı nedeniyle toprak havalanmasına olumlu etki yapar. Öte yandan ahır gübresinin toprakta parçalanması sonucu oluşan karbondioksit ve organik asitler bitki besin elementlerini bitkiler için yarayışlı şekle sokarlar.
-Ahır gübresiyle toprağa fazla miktarda mikroorganizma verilir. Böylece toprakta biyolojik değişimlerin hızı artar.
-Değişik hayvan gübrelerinin N P K içerikleri Çizelge 5’de verilmiştir.
Çizelge 5. Değişik hayvan gübrelerinin besin elementi içerikleri (Follett ve ark. 1981)
Gübre Besin elementi % kuru madde
N P K
Sığır gübresi At gübresi Koyun gübresi Domuz gübresi Tavuk gübresi** 20 (10)* 17 (10) 40 (10) 20 (10) 39 (10) 10 (05) 03 (02) 06 (02) 06 (03) 21 (05) 20 (10) 15 (09) 29 (07) 15 (0 18 (05)
* Parantez içerisindeki rakamlar N=10 olduğu zaman P ve K’un oransal değerlerini göstermektedir.
** Kovancı ve ark. (1989)
Ahır gübresi içerdiği mikro elementler nedeniyle de değer taşımaktadır. Çizelge 6’te de görüldüğü gibi ahır gübresinde Mn Zn B ve Cu dikkate değer düzeyde bulunmaktadır.
Çizelge 6. Ahır gübresinin mikro element içeriği (Simpson 1991)
Mikro elementler Miktar g ton-1
Mangan (Mn) Çinko (Zn) Bor (B) Bakır (Cu) Molibden (Mo) Kobalt (Co) 50-100 20-40 10-15 10-12 04-07 08-12
Gübrelerin içerikleri üzerine çeşitli etmenler etki yapmaktadır. Hayvanların yetiştirilme şekli yaş durumu altlık materyalinin cinsi ve gübrenin saklanma şekli vs. içeriğini önemli derecede etkiler.
Ahır gübresinde bulunan bitki besin elementlerinin büyük bir bölümü suda çözünebilir haldedir (Çizelge 7). Bitkiler için ahır gübresindeki fosfor kimyasal gübrelerdeki fosfora göre çok daha yararlıdır.
Çizelge 7. Değişik hayvanlara ait yataklık içeren gübrelerin organik madde ile bitki besin
elementlerinin suda çözünebilme oranları % (Tisdale ve Nelson 1956)
Hayvanın cinsi Organik madde Azot Fosfor Potasyum
At Süt inekleri Koyun 5 7 7 53 50 42 53 50 58 76 97 97
4.1.1. Ahır gübresinde yitme
Ahırda yada ahırdan çıkarıldıktan sonra gereken dikkat gösterilmez ve yeterli önlemler alınmaz ise tarlaya taşınmadan çok önce ahır gübresi değerini büyük ölçüde yitirir. Bu yitme çeşitli şekillerde olabilir;
Sıvı dışkının yitmesi bitki besin elementleri yönünden önemli bir sorundur. Ahır gübresinde bulunan toplam bitki besin elementlerinin yaklaşık % 50’si sıvı dışkı içerisindedir. Yeterli miktarda yataklığın kullanılmaması durumunda sıvı dışkı ahırın tabanından ve gübre yığınının altından sızarak önemli ölçüde yiter.
Ahırdan çıkarılan gübre açıkta ufak ve gevşek yığınlar şeklinde bırakıldığı zaman yıkanarak yitme büyük boyutlara ulaşır.
Buharlaşma sonucu gaz şeklinde yitme asal olarak gübrenin azot ve organik madde içeriğinde görülür. Amonyak yitmesi amonyum karbonat konsantrasyonu ve sıcaklık artışına bağlı olarak artar.
İhtimar anında gübrenin organik maddesinde önemli miktarda yitme olmakta ve bu da karbonhidratların parçalanarak yitmesinden kaynaklanmaktadır.
4.1.2. Ahır gübresinin uygulama zamanı şekli ve miktarı
Ahır gübresinin uygulama zamanı şekli ve miktarı; toprak özeliğine bitkinin cinsine çevre koşullarına ve kimyasal gübrelerin uygulama yöntemine zamanına ve miktarına bağlı olarak belirlenir. Ancak bu şekilde ahır gübresinden en yüksek yararın sağlanması olanaklıdır.
Ortadan inceye değin değişen tekstüre sahip topraklara normal düzeyde uygulanan ahır gübresinden bitki besin elementlerinin yitmesi göreceli olarak daha azdır. Bunlar sonbahar kış aylarında ahır gübresinin güvenle uygulanabileceği topraklardır. Ancak bu topraklarda bitki besin elementleri göreceli olarak daha fazla fikse edilir. Kumlu yada eğimli topraklara yıkanma ve erozyon nedeniyle ekimden çok önce ahır gübresinin uygulanması doğru değildir.
Tarlaya taşınan ahır gübresinin zaman yitmeden düzenli bir şekilde serilip toprakla karıştırılması gerekir. Bir dekar toprağa en az 1 ton ahır gübresi düzenli bir şekilde serilebilir.
Genel olarak ahır gübresi ihtimarın normal olabilmesi için yeterli havanın bulunabileceği bir derinliğe uygulanmalıdır. Bu derinliğin ahır gübresinin kurumasına olanak vermeyecek düzeyde olması da akıldan çıkarılmamalıdır. İnce tekstürlü yada nemli topraklara oranla kumlu geçirgen topraklara gübrenin daha derine uygulanması gerekmektedir.
Toprak yüzeyine serildikten hemen sonra zaman yitirilmeden ahır gübresinin toprakla karıştırılması gerekir. Aksi halde gübredeki azot amonyak şeklinde kaybolur.
Genelde toprağa uygulanacak ahır gübresi miktarının belirlenmesinde topraktaki organik madde miktarı yetiştirilecek bitkinin cinsi toprak tekstürü ve yağış miktarı dikkate alınmalıdır. Örneğin organik maddece yoksul topraklara daha fazla ahır gübresi uygulanmalıdır. Öte yandan organik maddece yoksul hafif tekstürlü topraklara ağır tekstürlü topraklara oranla daha fazla ahır gübresi uygulanması ayrıca hafif tekstürlü topraklara gübrenin bir değil birkaç kez uygulanması gerekir. Aynı şekilde fazla yağış alan yöre topraklarına göreceli olarak daha fazla gübre uygulanmalıdır.
Kültür bitkilerinin ahır gübresinden yararlanma dereceleri de birbirinden ayrımlıdır. Örneğin çapa bitkileri kültür bitkileri içerisinde ahır gübresinden en fazla yararlanan bitki gruplarıdır. Buna karşın tahıl bitkilerinin ahır gübresinden yararlanmaları çapa bitkilerine oranla çok daha azdır. Tahıl bitkileri içerisinde çavdar ahır gübresinden en fazla yararlanmaktadır.
Organik tarım yapan işletmelerde toprağa ilave edilen hayvan gübrelerinde N mineralizasyonunun kontrolünde geleneksel tarımda yapılan uygulamalar geçerlidir. Mineral gübrelerden ve ahır gübresinden fosfor ve potasyumun alımında küçük farklılıklar vardır. Organik ve geleneksel sistemde P ve K’nın döngüsündeki farklılıklardan kaynaklanmaktadır.
Ahır gübresinin toprağa ilave edildiğinde net mineralizasyonu C/N oranı etkiler. Daha yüksek C/N oranına sahip materyaller toprak organik maddesinin yapılanmasında ve besin elementlerinin uzun dönem için temininde daha yüksek değere sahiptir.
Organik gübreler kısa ve orta dönem için besin maddelerinin temini yanında uzun dönemde toprak organik maddesi düzeylerini artırmak suretiyle toprak verimliliği için oldukça önemlidir.

4.2.TAVUK GÜBRESİ
Tavuk gübresi azot içeriği yönünden diğer çiftlik gübrelerine oranla daha değerlidir nem içeriği az ve kuru madde miktarı yüksektir. Ancak doğrudan kullanılması durumunda bitkide yanmalara neden olabilir. Bu nedenle ya toprağa az miktarda uygulanarak veya sap saman turba ve yosun ile karıştırılarak bitki besin düzeyi seyreltilip kullanılabilir. Tanklarda biriktirilerek ve yeterince su katılarak hem çözülmesi kolaylaştırılır seyreltilir ve hem de sulama suyuna ilavesi kolaylaştırılır. Çizelge 8’de tavuk gübresinin bitki besin maddesi içerikleri verilmektedir.
Çizelge 8. Tavuk gübresinin besin maddesi içerikleri fırında kurutulmuş ağırlık esasına göre
(Aydeniz ve Brohi 1991).
%
Nem N P K Ca Mg S 369 20 191 188 342 052 049
ppm
Fe Zn Mn Cu B Mo 1347 120 333 31 28 135
4.3.KOMPOST
Tarımsal işletmeden veya işletme dışarısından gelen bitkisel ve hayvansal kaynaklı tüm organik artıklar kompost yapımında kullanılır. Bitkisel saplar yapraklar yabancı otlar mutfak artıkları kompost yapımı için uygundur. Bahsedilen bu materyaller iyice karıştırılıp tabanı sıkıştırılmış bir yerde yığın yapmak üzere hazırlanır. Alta bir tabaka saman serilerek sızma engellenir. Üzerindeki yığın 1-15 m yüksekliğinde olabilir. Üstü toprak ile örtülerek fermantasyona bırakılır. Fermantasyon materyalin cinsine göre 6-24 ayda olabilir. Ancak bu zaman zarfında yığın ara sıra bozularak havalandırılır olgun kısım ayrılır kurumuş ise hafifçe ıslatılır. Yığın her zaman için çok fazla olmamak kaydıyla sıkıştırılır. Çizelge 9’da ideal bir kompost için istenen özelikler belirtilmiştir.
Organik kalıntıların kompostlaştırılmasında hız kazanmak için bazı mikroorganizmalar da kullanılabilir. Bunlar genelde selülotik ve lignolitik tip mikroorganizmalardır. Bakteri fungus ve aktinomisetlerin kompostlaşmaya etki eden mikroorganizmalar olduğu bilinmektedir. Bakteriler belirtilen bu mikroorganizmalar içinde en fazla bulunan ve en hızlı ayrışmayı sağlayan gruptur. Bunlar küçük ve basit yapıda olup çeşitli formlarda ve çevresel koşullarda yaşarlar. Funguslar daha büyüktür ve düşük nem ile düşük pH derecelerine toleranslıdır. Ancak oksijen azlığına dayanamazlar ve odunsu dokular gibi ayrışmaya direnci olan maddelere etkilidirler. Aktinomicetler funguslar gibi filamentler oluştursalarda boyutları daha küçüktür. Kolaylıkla ayrışan bileşikler ortamdan uzaklaştıktan sonra ve nemin azaldığı durumlarda daha fazladır. Asit şartlarda toleranslı değillerdir.
Genelde bakteriler kompostlaşmanın ilk döneminde fungus ve aktinomicetler ise daha dayanıklı maddelerin kaldığı ikinci dönemde işlevde bulunurlar. Koşulların kompostlaşma için ideal olduğu hallerde genelde bakteriler hakim durumdadır. Düşük pH’ larda funguslar düşük rutubette ise hem fungus ve hem de aktinomicetler etkin olur. Oksijen azalması durumunda ise funguslar azalır anaerobik bakteriler artar.
Bitki kalıntıları kompostlaştırıldıktan sonra gübre olarak kullanılması sırasında toprak tipi bitki çeşidi uygulama miktarı zamanı ve metodu dikkat edilmesi gereken konulardır.
Toprak konusunda dikkat edilecek nokta toprağın bünyesi arazinin eğimi ve taban suyu yüksekliğidir. Toprakta mevcut azot miktarını da dikkate almak gerekir. Belirlenen oran bitkiler tarafından etkin olarak kullanılabilecek tohum çimlenmesine veya genç bitkilere zarar vermeyecek ve toprak içine gömülebilecek düzeyde olmalıdır.

Çizelge 9. İdeal bir komposta ait özelikler (Anaç ve Okur 199
Özelikler İstenilen değerler
C:N oranı Partikül büyüklüğü Nem içeriği Hava akışı Isı PH Yığın yüksekliği Mikrobiyolojik aktivite 25-30 Havalandırılan sistemlerde 10 mm uzun yığınlar ve doğal havalandırma koşullarında 50 m % 50-60 Oksijen içeriğinin % 10-18 arasında olması sağlanmalı 55-60 0C 55-90 Doğal havalandırma yapılacaksa 15 m yükseklik 25 m genişlik ve istenilen uzunlukta yığınlar yapılır. Selülotik fungus ve bio gübreler

Bazı ürün grupları ve yağışa göre uygulanacak kompost miktarları aşağıda verilmiştir:
Sebzeler patates ve çeltik için: 2.5 ton da-1
Yıllık yağış 1250 mm ve sulu koşullarda: 1.25 ton da-1
Yıllık yağış 500 mm ve kuru koşullarda: 0.5-0.7 ton da-1
Bütün organik gübrelerde olduğu gibi kompostlarda toprak işlemesi sırasında ve ekimden 2-3 hafta önce yeterli nemi olan toprağa gömülerek verilmelidir.
Kompost edilmiş ahır gübresi:
Ahır gübresi yalnızca ürün beslenmesine katkıda bulunmaz aynı zamanda besin elementleri stabilitesi üzerine de etkilidir. Kompost edilmiş ahır gübresi besin elementlerince daha ileri aşamada stabildir. Yapılan çalışmalarda kompost edilmemiş ahır gübresi toprağa uygulandığında toprak mineral N içeriği bir hafta sonra 20 mg/kg dan 120 mg/kg’a kompost edilmiş ahır gübresi uygulandığında ise yaklaşık iki ay sonra 20mg/kg dan 30 mg/kg’a artış gösterdiği saptanmıştır.
Ahır gübresinin kompost edilmiş ve edilmemiş davranışına bakarak rotasyınun değişik aşamalarında değişik şekillerde yararlanılır. Örneğin kompost edilmiş ahır gübresi düşük besin içeriğine gereksinim duyan ürünlere uygulanırken taze gübre yüksek besin gereksinimi olan ve acil gereksinim olan koşullarda uygulanır. Taze gübre N’a esas besin maddesi olarak gereksinim duyulan koşullarda uygulanırken kompost edilmiş gübre N kıtlığının bir problem olmayacağı koşullarda kullanılır. Kompost edilmiş gübrenin kullanımı azot ihtiyacının fazla ve acil olmadığı koşullarda uygulanırken uzun dönem toprak verimliliğini sağlar.
Kompost edilmiş yeşil bitki atıkları:
Son yıllarda kompost edilmiş şehir ve yeşil ev atıklarının kullanımına artan bir ilgi vardır. Bahçe ve şehir atıkları tipik olarak % 1.4-1.7 N içerir bunun yaklaşık % 0.1’i mineral N olup C:N oranı yaklaşık 15:1 dir. Yeşil atık kompostu alınan kaynağa bağlı olarak değişiklikler göstermesine karşın gösterdiği farklılık çiftlik gübresi kompostundan daha azdır.
Yeşil atık kompostu ahır gübresi kompostuna alternatif olarak kullanıldığında rotasyonda daha düşük verim elde edilme eğilimi vardır. Bu durum azotu daha stabil formda içermelerinden kaynaklanır. İki kaynaktan kompost kullanıldığında yararlanılabilir N %1-4 iken ahır gübresi kompostunda %6 civarındadır. Yararlanılabilirlik söz konusu olduğunda kompostan organik iyileştiriciler ve mineral gübrelerden daha fazla P ve K temin edilir.
Çim veya üçgül tırfıldan hazırlanan kompostlar yüksek konsantrasyonlarda K (%1.3-4.4) içerirler ve kullanımlarında yüksek Kondaktivite değerlerinin doğuracağı zararlardan kaçınmak için besin elementlerince fakir bir materyal ile karıştırılarak uygulanmalarına ihtiyaç duyulur. Şehir kompostundaki K uygulanacak potasyum sülfattaki K nın % 64’ü kadar yarayışlıdır.
Kompostların P içeriği ve davranışı konusunda azottan daha az bilgi vardır. Çim-ot kompostları %0.2-0.6 P içermektedir şehir kompostu ise %0.6 P içerir. Şehir kompostundaki yararlanılabilir P konsantre superfosfatın yaklaşık %64-71’i kadardır.
Kompost edilmiş yeşil atıklar genellikle düşük oranda yararlanılabilir N içerirken önemli miktarda P ve K kaynağıdırlar.