Livadi
26.05.2010, 12:57
Aşı ile çoğaltma
1. Tanını ve amaçlan
Aşı, iki bitki parçasını birleştirip kaynaştırmak ve tek bir bitki gibi büyüme ve gelişmelerini sağlamaktır. Böylece oluşan yeni bitkinin toprak üstü kısmını, yani tacını oluşturan kısmına "Kalem" veya "Çeşit", kök sistemini oluşturan kısmına ise "Anaç" adı verilir. İki vegetatif bitki parçasını birleştirip kaynaştırarak yeni bitkiler elde edilmesine yönelik bütün yöntemlere ise "Aşılama" denilmektedir.
Aşıların kullanım amaçları şöylece özetlenebilir:
a. Çelik, daldırma veya başka bir eşeysiz çoğaltma yöntemi ile ekonomik anlamda çoğaltılamayan türlerin çoğaltılması
Örneğin, elma, armut, kiraz, vişne, kayısı, ceviz, Antep fıstığı gibi önemli meyve türleri, yukarıda belirtilen eşeysiz çoğaltım yöntemlerinin hiç biriyle ekonomik olarak çoğaltılamamaktadır. Bu meyve türlerinin üstün nitelikli çeşitleri ancak aşılama yoluyla korunabilmektedir.
b. Anaçların üstün özelliklerinden yararlanılması
Bazı tür ve çeşitler çelikle çoğaltılabildiği halde, bunların anaçlar üzerine aşılanarak yetiştirilmeleri tercih edilmektedir. Çünkü bu tür ve çeşitler kendi kökleri üzerinde yetiştirildiğinde istenilen sonuç çoğu kez elde edilememektedir, örneğin birçok meyve türü ve üzüm çeşitlerinin, elverişsiz iklim ve toprak koşullarında bile ekonomik olarak yetiştirilmelerine olanak sağlayan, aynı zamanda bazı hastalık ve zararlılara dayanıklı anaçlar geliştirilmiştir. Şeftali yetiştiriciliğinde topraktaki nematotlara dayanıklı Nemaguard anacı tercih edilirken, Vitis vinifera asma türüne ait üzüm çeşitleri, filokseralı bölgelerde ancak Amerikan asma anaçlarının üzerine aşılanarak yetiştirilebilmektedir. Yine kullanılan anaçlar, meyve ağaçlan ve asmaların büyüme kuvvetini etkilemektedir. Elma ve armutlar için bodurlaştırıcı anaçlar kullanılarak, yoğun yetiştiriciliğe uygun bodur ağaçlar elde edilmektedir.
c. Ara anaçların olumlu etkilerinden yararlanılması
Bazı meyve tür ve çeşitlerine ait aşı kombinasyonlarında ortaya çıkan aşı uyuşmazlığı yüzünden, bu tür ve çeşitlerin klasik aşılama yöntemleri ile çoğaltılması mümkün olamamaktadır. Bu sakınca hem anaç ve hem de kalemle uyuşan bir çeşidin ara anaç olarak kullanılması ile ortadan kaldırılabilmektedir. Bu uygulamaya "ara aşı" denilir. Ayrıca bazı bodur anaçların (M 9 klon elma anacı gibi) kök sistemleri çok zayıf olduğundan, bunların toprakta tutunmaları da zayıf olmaktadır. Bunun sonucu olarak, böyle anaçlar üzerine aşılı ağaçlar, fazla meyve yükü veya rüzgâr etkisiyle yıkılabilmektedirler. Böyle anaçların kullanıldığı durumlarda destekli yetiştiricilik önerilmektedir. Ancak kuvvetli kök yapısına sahip anaçlar üzerine M 9 gibi bodur anaçların ara anaç olarak kullanıldığı durumlarda, küçük taç yapan ve toprağa sıkı tutunan ağaçlar elde edilmesi mümkündür.
d. Çeşit değiştirme
Bir meyve bahçesi veya bağın tamamı veya bir kısmı arzu edilmeyen, düşük verimli, ya da düşük kaliteli, hastalık ve zararlılara duyarlı çeşitlerle kurulmuş olabilir. Böyle meyve bahçeleri ve bağlarda çeşit değiştirme (çevirme) aşıları yaparak, kısa sürede istenilen sonuç alınabilir.
Diğer yandan, uygun aşılama yöntemleri kullanarak, yabani ağaçlar da kısa sürede yüksek verim ve kalite değerlerine sahip kültür çeşitlerine dönüştürülebilmektedir. Örneğin, yurdumuzun Ege ve Akdeniz kıyıları zeytinin yabanisi olan delicelerle, Güney Doğu Anadolu Bölgesi Antep fıstığının anaçları olan melengiç, buttum ve sakız ağaçlarıyla, Orta Anadolu Bölgesi ise armut anacı olarak kullanılan ahlatlarla yer yer kaplıdır. Bunların kısa sürede kültür çeşitlerine dönüştürülmesi meyveciliğimiz açısından büyük yararlar sağlayacaktır.
e. Ağaçlarda zarar gören kısımların onarılması
Zaman zaman meyve ağaçlarının kök, gövde veya ana dallarında soğuklar, tarım alet ve makinaları, bazı hastalıklar ve hatta kemiriciler nedeniyle önemli zararlar meydana gelmektedir. "Onarma aşılan" ile zararlanmış ağaçlar yeniden sağlıklı duruma getirilmektedir.
f. Islah çalışmaları sonucu elde edilmiş bitkilerde büyümenin
hızlandırılması
Melezleme yoluyla meyve ve asma ıslahı çalışmalarından elde edilen çöğürler, kendi kökleri üzerinde geç meyveye yatarlar. Oysa bunlar, kalem ya da göz alınabilecek yeterli büyüklüğe eriştiğinde, uygun bir anaç üzerine aşılanarak, meyveye yatma süreleri kısaltılabüir.
g. Virüs hastalıklarının incelenmesi
Virüs hastalıklarının aşı yoluyla taşınması nedeniyle virüsle bulaşık bir kalem veya gözün bilinmeyerek kullanılması sonucu hastalığın yayılması önemli bir sorun olmaktadır. Virüs taşıdığından şüphe edilen meyve ağaçlarından ve omcalardan alman aşı kalemleri, virüse duyarlı olduğu bilinen test bitkileri üzerine aşılanarak, ortaya çıkan belirtilere göre virüs testleri yapılmaktadır.
2. Aşının başarı sınırları ve aşı uyuşmazlıkları
Aşıda başarı, kullanılan anaç ve kalemin botanik akrabalık derecesine, aşılama ve onu izleyen dönemde ortamın sıcaklık ve nem koşullarına, uygulanacak aşı tekniğine, uygulamada gösterilen özene göre değişmektedir.
Aşılamada her şeyden önce, kullanılan anaç ve kalemin birbirleriyle kaynaşma yeteneğine sahip olup olmadıkları bilinmelidir. Genel olarak, aşılanacak bitkiler botanik bakımdan birbirlerine ne kadar yakın akraba iseler, aşının başarı (kaynaşma) şansı o kadar yüksek olmaktadır.
Botanik akrabalık ile aşıda başarı arasındaki ilişkileri şöyle
özetlemek mümkündür: ,
a. Çeşit içinde aşılama: Bir kalem veya göz alındığı bitkiye tekrar
aşılanabildiği gibi, bu çeşidin diğer bütün bireylerine de başarı ile
aşılanabilir. Örneğin, Ankara armut çeşidinden alınan kalem veya göz,
hem alındığı ağaca ve hem de dünyadaki herhangi bir Ankara armut
çeşidi ağacı üzerine başarılı olarak aşılanabilir. Bağcılıkta da aynı
durum söz konusudur.
b. Çeşitler arasında aşılama: Bir tür içindeki değişik çeşitler de,
birbirleriyle başarılı olarak aşılanabilirler. Örneğin, Ankara armut
çeşidini, Williams, Akça, Şeker armut çeşitleri veya armut türü (Pirus
communis) içindeki diğer bütün çeşitlerin ağaçları üzerine veya Vitis
vinifera türüne ait Hafızali, Hamburg misketi, Razakı, Çavuş gibi
üzüm çeşitlerini kendi aralarında başarıyla aşılamak mümkündür.
c. Türler arasında aşılama: Aynı cinse giren farklı türlerin
aşılanmaları, bazı türlerde başarı ile sonuçlanırken, bazılarında ise
başarısız olmaktadır. Örneğin, Citrus cinsine ait birçok turunçgil türü
(turunç, portakal, mandarin, limon) arasında aşılama başarılı olup
pratikte yaygın olarak kullanılmaktadır. Badem, kayısı ve erik, Prunus cinsi içinde farklı türler olup, yine farklı bir tür olan şeftaliye anaç olarak kullanılabilmektedir. Öte yandan, aynı cins içinde farklı türler olan badem ve kayısı, birbirleri üzerine başarılı olarak aşılanamamaktadırlar. Diğer yandan, filoksera ile bulaşık alanlarda, Viîis vinifera türüne ait üzüm çeşitlerinden alman kalemler, anaç olarak kullanılan Amerikan türleri (Vitis riparia, Vitis rupestris, Vitis champini gibi) üzerine aşılanarak yetiştirilebilmektedirler.
d. Cinsler arasında aşılama: Aşılanacak bitkiler, aynı familya
içinde farklı cinsler olduğunda, aşıda başarı şansı çok azdır. Pratikte
bu kombinasyonların başarılı olarak kullanıldığı durumlar
bulunmasına karşın, çoğu kez bu tür aşılar başarısız olmaktadır.
Örneğin, ayva (Cydonia cinsi) ile armut (Pyrus cinsi)'un birçok
çeşitleri birbiriyle uyuşmakta ve uyuşan armut çeşitleri için ayva bodur
anaç olarak kullanılmaktadır. Ancak tersi kombinasyon yani armut
üzerine ayvanın aşılanması başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Yine üç
yapraklı (Poncirus trifoliata), Citrus cinsine giren farklı türler
(mandarin, limon gibi) için anaç olarak başarıyla kullanılmaktadır.
e. Familyalar arasında aşılama: Bahçe bitkileri yetiştiriciliğinde bu
tür başarılı olmuş kombinasyonlar bulunmamaktadır. Kambiyum
dokusu olmayan bitkilerde aşının kaynaşması hemen hemen
olanaksızdır. Bu nedenle aşı, kapalı tohumluların çift çenekii bitkileri
ile açık tohumluların kozalaklı bitkilerine uygulanmamaktadır.
Aşılamada eğer anaç ve kalem arasında uygun bir kaynaşma sağlanamıyor veya kaynaşma sınırlı kalıyorsa, o zaman aşı başarısız olarak nitelendirilmekte ve bu kombinasyon "uyuşmaz" olarak isimlendirilmektedir.
Aşı uygulaması sonunda, anaç ve kalemin çakışan kambiyum dokuları, meristematik hücrelerden oluşan kallusu (yara dokusu) meydana getirmekte ve farklı iki kaynaktan oluşan bu meristematik hücreler bir hat boyunca birleşmektedirler. Birleşme sonucu, hem anaç ve hem de kalem tarafındaki odun ve soymuk dokuları aşı noktasından, su ve bitki besin elementleri ile asimilasyon ürünlerinin geçişine izin vermektedirler. İşte uyuşmaz aşı kombinasyonlarında bu ortak doku oluşumu meydana gelememektedir. Bazı uyuşmaz kombinasyonlarda ise, kaynaşma olmuş gibi görünürse de, normal gelişme sürdürülemediğinden bir süre sonra bu bitkiler ölmektedir.
Aşı uyuşmazlığının en tipik belirtisi, anaç ve kalem arasında sağlıklı bir kaynaşma olmaması nedeniyle, ağaçların veya omcalarm aşı noktasından, düzgün bir yüzey oluşturarak kırılmasıdır. Örneğin, Williams armut çeşidi, ayva anaçları üzerinde genellikle zayıf gelişme göstererek, aşı yerinden kolayca kırılmaktadır. Aynı çeşit, başka bir armut türü olan Pyrus pryfolia anacı üzerine aşılandığında, kuvvetli bir kaynaşma meydana gelmekte, ancak bu kez de meyvenin uç kısmında siyahlaşma şeklinde zararlar oluşmaktadır. Bu yüzden, bu çeşit için her iki anaç da uyuşmaz olarak nitelendirilmektedir. Yine kiraz/idris kombinasyonlarında da belirli bir yaştan sonra (özellikle 7- aşı uyuşmazlığı sıkça ortaya çıkmaktadır.
Asmalarda Vitis vinifera X Vıtis rotundifolia kombinasyonu dışında bu anlamda bir aşı uyuşmazlığı sözkonusu olmadığı halde, çeşit veya anacın gelişme kuvvetleri arasında önemli farklılık söz konusu ise bu durum belirli düzeyde bir uyuşmazlığı kanıtlamaktadır (Şekil 6.2).
Bitki gelişiminde genelde bir gerileme, yapraklarda sararma ve erken yaprak dökümü, aşı birleşme yerindeki nekrozlar ve çatlaklar ile aşırı şişkinliklerin yamsıra, fidanlıklarda ortaya çıkan yüksek oranda aşıda başarısızlık durumu da aşı uyuşmazlığının belirtileri olarak bilinmektedir.
Aşıda başarıyı etkileyen faktörleri şöyle sıralamak mümkündür:
a. Uyuşmazlık: Daha önce belirtildiği gibi uyuşmaz oldukları
bilinen kombinasyonları birbirleri ile aşılamaktan kaçınmak gerekir.
b. Bitki cinsi; Aşı uyuşmazlığının söz konusu olmadığı durumlarda
bile, bazı bitkilerde aşı kaynaşması daha zor olmaktadır. Örneğin
elma ve armutlarda onarma veya çeşit değiştirme amacıyla yapılan
kalem aşılarında başarılı sonuçlar alınırken, şeftali ve kayısılarda aynı amaçla yapılan aşılarda aynı ölçüde başarılı sonuçlar alınamamakta ve aşılamada özel dikkat gösterilmesi gerekmektedir.
c. Aşılama ile bunu izleyen dönemde ortamın sıcaklık ve nem koşullan: Aşıdan sonra, aşıda birleşmeyi sağlayacak kallus dokusunun oluşumu için çevre koşullarının uygun olması gerekmektedir. Özellikle sıcaklığın kallus dokusunun meydana gelmesinde büyük etkisi vardır. Elmalarda, sıcaklık 0°C'nin altında veya 40°C'nin üstünde olduğunda aşı yerinde hemen hiç kallus oluşmamakta ve hatta 40°C'de hücreler ölmektedir. Meyve türlerinde kallus oluşumu, 4-32°C'ler arasında sıcaklığın artışına paralel olarak hızlanmaktadır.
Asmalarda ise masa aşılarının yapılmasından sonra, aşıların kaynaşması için aşılı çeliklerin 22-26°C'de katlanması ile aşı yerinde çepeçevre kallus oluşumu sağlanmaktadır. 28°C veya daha yukarı sıcaklıklarda bol miktarda, ancak yumuşak bir kallus dokusu oluşmakta, bunun sonucu olarak aşı yerinde sağlıklı bir kaynaşma sağlanamamaktadır. 18°C'nin altında ise asma aşılarında kallus oluşumu son derece yavaşlamaktadır.
Aşıda başarıyı etkileyen bir diğer önemli etken, anaç ve kalemin yamsıra özellikle aşı yerinden su kaybının önlenmesidir. Aksi durumda aşımn tutma şansı çok azalmaktadır. Yine kallus dokusunu oluşturan meristematik hücreler ince zarlı ve gevrek yapılı olmaları nedeniyle su kaybına karşı çok duyarlıdırlar. Aşı yerinden su kaybımn önlenmesi amacıyla aşı yüzeyleri, aşı macunları veya değişik katkı maddelerini (reçine, balmumu, vazelin gibi) içeren parafin karışımları ile kaplanmaktadır.
Kallus dokusu oluşumu için aşı yerinin çevresinde yeterli oksijenin bulunması da zorunludur. Bu nedenle aşı macunları ve parafin karışımları, aşı yerinde havanın giriş çıkışını engelleyerek, kallus dokusu oluşumunu sınırlandırmayacak yapıda hazırlanmalı ve uygun kalınlıkta uygulanmalıdır. v
d. Anacın gelişme durumu: Özellikle göz aşılarının yapılmasında
anacın kolaylıkla kabuk veren aktif büyüme devresinde olması
gerekmektedir. Bu nedenle gerek meyve fidanlıklarında, gerekse
anaçların bağda aşılanması durumunda, aşıdan hemen önce ve aşı
sırasında toprağın nemli olmasında yarar vardır. Aksi durumda aktif
büyüme durmakta ve kambiyum dokusu sıkışarak gözlerin anaçla
kaynaşma oranları azalmaktadır.
e. Aşılama tekniği: Kalem veya göz aşıları tekniğine uygun olarak
yapılmalıdır. Anaç ve kalemin kambiyum dokularından sadece küçük
birer kısmın birbiriyle temas ettiği durumlarda, sadece temas halinde
olan noktada kaynaşma olmaktadır. Bunun sonucunda kalem
sürmekte, ancak yaprak yüzeyinin artması ile yüksek sıcaklıkta
terleme de artacağından iletim demetleri yeterli olmadığı için sonuçta kalem ölebilmektedir.
f. Hastalık ve zararlılar. Çoğaltma materyalinin (kalem, göz, anaçlık çelik) hastalık etmenleriyle (özellikle virüsler) bulaşık olması, aşıda başarıyı azaltmaktadır. Bu yüzden virüssüz ağaçlardan ve omcalardan kalem alınması, aşıya başlamadan önce fidan üretim materyalinin mantari ve bakteriyel hastalık etmenlerine karşı dezenfekte edilmesi aşıda başarı oranını artıracaktır.
KAYNAK: Genel Bahçe Bitkileri
Prof.Dr.Atila GÜNAY
1. Tanını ve amaçlan
Aşı, iki bitki parçasını birleştirip kaynaştırmak ve tek bir bitki gibi büyüme ve gelişmelerini sağlamaktır. Böylece oluşan yeni bitkinin toprak üstü kısmını, yani tacını oluşturan kısmına "Kalem" veya "Çeşit", kök sistemini oluşturan kısmına ise "Anaç" adı verilir. İki vegetatif bitki parçasını birleştirip kaynaştırarak yeni bitkiler elde edilmesine yönelik bütün yöntemlere ise "Aşılama" denilmektedir.
Aşıların kullanım amaçları şöylece özetlenebilir:
a. Çelik, daldırma veya başka bir eşeysiz çoğaltma yöntemi ile ekonomik anlamda çoğaltılamayan türlerin çoğaltılması
Örneğin, elma, armut, kiraz, vişne, kayısı, ceviz, Antep fıstığı gibi önemli meyve türleri, yukarıda belirtilen eşeysiz çoğaltım yöntemlerinin hiç biriyle ekonomik olarak çoğaltılamamaktadır. Bu meyve türlerinin üstün nitelikli çeşitleri ancak aşılama yoluyla korunabilmektedir.
b. Anaçların üstün özelliklerinden yararlanılması
Bazı tür ve çeşitler çelikle çoğaltılabildiği halde, bunların anaçlar üzerine aşılanarak yetiştirilmeleri tercih edilmektedir. Çünkü bu tür ve çeşitler kendi kökleri üzerinde yetiştirildiğinde istenilen sonuç çoğu kez elde edilememektedir, örneğin birçok meyve türü ve üzüm çeşitlerinin, elverişsiz iklim ve toprak koşullarında bile ekonomik olarak yetiştirilmelerine olanak sağlayan, aynı zamanda bazı hastalık ve zararlılara dayanıklı anaçlar geliştirilmiştir. Şeftali yetiştiriciliğinde topraktaki nematotlara dayanıklı Nemaguard anacı tercih edilirken, Vitis vinifera asma türüne ait üzüm çeşitleri, filokseralı bölgelerde ancak Amerikan asma anaçlarının üzerine aşılanarak yetiştirilebilmektedir. Yine kullanılan anaçlar, meyve ağaçlan ve asmaların büyüme kuvvetini etkilemektedir. Elma ve armutlar için bodurlaştırıcı anaçlar kullanılarak, yoğun yetiştiriciliğe uygun bodur ağaçlar elde edilmektedir.
c. Ara anaçların olumlu etkilerinden yararlanılması
Bazı meyve tür ve çeşitlerine ait aşı kombinasyonlarında ortaya çıkan aşı uyuşmazlığı yüzünden, bu tür ve çeşitlerin klasik aşılama yöntemleri ile çoğaltılması mümkün olamamaktadır. Bu sakınca hem anaç ve hem de kalemle uyuşan bir çeşidin ara anaç olarak kullanılması ile ortadan kaldırılabilmektedir. Bu uygulamaya "ara aşı" denilir. Ayrıca bazı bodur anaçların (M 9 klon elma anacı gibi) kök sistemleri çok zayıf olduğundan, bunların toprakta tutunmaları da zayıf olmaktadır. Bunun sonucu olarak, böyle anaçlar üzerine aşılı ağaçlar, fazla meyve yükü veya rüzgâr etkisiyle yıkılabilmektedirler. Böyle anaçların kullanıldığı durumlarda destekli yetiştiricilik önerilmektedir. Ancak kuvvetli kök yapısına sahip anaçlar üzerine M 9 gibi bodur anaçların ara anaç olarak kullanıldığı durumlarda, küçük taç yapan ve toprağa sıkı tutunan ağaçlar elde edilmesi mümkündür.
d. Çeşit değiştirme
Bir meyve bahçesi veya bağın tamamı veya bir kısmı arzu edilmeyen, düşük verimli, ya da düşük kaliteli, hastalık ve zararlılara duyarlı çeşitlerle kurulmuş olabilir. Böyle meyve bahçeleri ve bağlarda çeşit değiştirme (çevirme) aşıları yaparak, kısa sürede istenilen sonuç alınabilir.
Diğer yandan, uygun aşılama yöntemleri kullanarak, yabani ağaçlar da kısa sürede yüksek verim ve kalite değerlerine sahip kültür çeşitlerine dönüştürülebilmektedir. Örneğin, yurdumuzun Ege ve Akdeniz kıyıları zeytinin yabanisi olan delicelerle, Güney Doğu Anadolu Bölgesi Antep fıstığının anaçları olan melengiç, buttum ve sakız ağaçlarıyla, Orta Anadolu Bölgesi ise armut anacı olarak kullanılan ahlatlarla yer yer kaplıdır. Bunların kısa sürede kültür çeşitlerine dönüştürülmesi meyveciliğimiz açısından büyük yararlar sağlayacaktır.
e. Ağaçlarda zarar gören kısımların onarılması
Zaman zaman meyve ağaçlarının kök, gövde veya ana dallarında soğuklar, tarım alet ve makinaları, bazı hastalıklar ve hatta kemiriciler nedeniyle önemli zararlar meydana gelmektedir. "Onarma aşılan" ile zararlanmış ağaçlar yeniden sağlıklı duruma getirilmektedir.
f. Islah çalışmaları sonucu elde edilmiş bitkilerde büyümenin
hızlandırılması
Melezleme yoluyla meyve ve asma ıslahı çalışmalarından elde edilen çöğürler, kendi kökleri üzerinde geç meyveye yatarlar. Oysa bunlar, kalem ya da göz alınabilecek yeterli büyüklüğe eriştiğinde, uygun bir anaç üzerine aşılanarak, meyveye yatma süreleri kısaltılabüir.
g. Virüs hastalıklarının incelenmesi
Virüs hastalıklarının aşı yoluyla taşınması nedeniyle virüsle bulaşık bir kalem veya gözün bilinmeyerek kullanılması sonucu hastalığın yayılması önemli bir sorun olmaktadır. Virüs taşıdığından şüphe edilen meyve ağaçlarından ve omcalardan alman aşı kalemleri, virüse duyarlı olduğu bilinen test bitkileri üzerine aşılanarak, ortaya çıkan belirtilere göre virüs testleri yapılmaktadır.
2. Aşının başarı sınırları ve aşı uyuşmazlıkları
Aşıda başarı, kullanılan anaç ve kalemin botanik akrabalık derecesine, aşılama ve onu izleyen dönemde ortamın sıcaklık ve nem koşullarına, uygulanacak aşı tekniğine, uygulamada gösterilen özene göre değişmektedir.
Aşılamada her şeyden önce, kullanılan anaç ve kalemin birbirleriyle kaynaşma yeteneğine sahip olup olmadıkları bilinmelidir. Genel olarak, aşılanacak bitkiler botanik bakımdan birbirlerine ne kadar yakın akraba iseler, aşının başarı (kaynaşma) şansı o kadar yüksek olmaktadır.
Botanik akrabalık ile aşıda başarı arasındaki ilişkileri şöyle
özetlemek mümkündür: ,
a. Çeşit içinde aşılama: Bir kalem veya göz alındığı bitkiye tekrar
aşılanabildiği gibi, bu çeşidin diğer bütün bireylerine de başarı ile
aşılanabilir. Örneğin, Ankara armut çeşidinden alınan kalem veya göz,
hem alındığı ağaca ve hem de dünyadaki herhangi bir Ankara armut
çeşidi ağacı üzerine başarılı olarak aşılanabilir. Bağcılıkta da aynı
durum söz konusudur.
b. Çeşitler arasında aşılama: Bir tür içindeki değişik çeşitler de,
birbirleriyle başarılı olarak aşılanabilirler. Örneğin, Ankara armut
çeşidini, Williams, Akça, Şeker armut çeşitleri veya armut türü (Pirus
communis) içindeki diğer bütün çeşitlerin ağaçları üzerine veya Vitis
vinifera türüne ait Hafızali, Hamburg misketi, Razakı, Çavuş gibi
üzüm çeşitlerini kendi aralarında başarıyla aşılamak mümkündür.
c. Türler arasında aşılama: Aynı cinse giren farklı türlerin
aşılanmaları, bazı türlerde başarı ile sonuçlanırken, bazılarında ise
başarısız olmaktadır. Örneğin, Citrus cinsine ait birçok turunçgil türü
(turunç, portakal, mandarin, limon) arasında aşılama başarılı olup
pratikte yaygın olarak kullanılmaktadır. Badem, kayısı ve erik, Prunus cinsi içinde farklı türler olup, yine farklı bir tür olan şeftaliye anaç olarak kullanılabilmektedir. Öte yandan, aynı cins içinde farklı türler olan badem ve kayısı, birbirleri üzerine başarılı olarak aşılanamamaktadırlar. Diğer yandan, filoksera ile bulaşık alanlarda, Viîis vinifera türüne ait üzüm çeşitlerinden alman kalemler, anaç olarak kullanılan Amerikan türleri (Vitis riparia, Vitis rupestris, Vitis champini gibi) üzerine aşılanarak yetiştirilebilmektedirler.
d. Cinsler arasında aşılama: Aşılanacak bitkiler, aynı familya
içinde farklı cinsler olduğunda, aşıda başarı şansı çok azdır. Pratikte
bu kombinasyonların başarılı olarak kullanıldığı durumlar
bulunmasına karşın, çoğu kez bu tür aşılar başarısız olmaktadır.
Örneğin, ayva (Cydonia cinsi) ile armut (Pyrus cinsi)'un birçok
çeşitleri birbiriyle uyuşmakta ve uyuşan armut çeşitleri için ayva bodur
anaç olarak kullanılmaktadır. Ancak tersi kombinasyon yani armut
üzerine ayvanın aşılanması başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Yine üç
yapraklı (Poncirus trifoliata), Citrus cinsine giren farklı türler
(mandarin, limon gibi) için anaç olarak başarıyla kullanılmaktadır.
e. Familyalar arasında aşılama: Bahçe bitkileri yetiştiriciliğinde bu
tür başarılı olmuş kombinasyonlar bulunmamaktadır. Kambiyum
dokusu olmayan bitkilerde aşının kaynaşması hemen hemen
olanaksızdır. Bu nedenle aşı, kapalı tohumluların çift çenekii bitkileri
ile açık tohumluların kozalaklı bitkilerine uygulanmamaktadır.
Aşılamada eğer anaç ve kalem arasında uygun bir kaynaşma sağlanamıyor veya kaynaşma sınırlı kalıyorsa, o zaman aşı başarısız olarak nitelendirilmekte ve bu kombinasyon "uyuşmaz" olarak isimlendirilmektedir.
Aşı uygulaması sonunda, anaç ve kalemin çakışan kambiyum dokuları, meristematik hücrelerden oluşan kallusu (yara dokusu) meydana getirmekte ve farklı iki kaynaktan oluşan bu meristematik hücreler bir hat boyunca birleşmektedirler. Birleşme sonucu, hem anaç ve hem de kalem tarafındaki odun ve soymuk dokuları aşı noktasından, su ve bitki besin elementleri ile asimilasyon ürünlerinin geçişine izin vermektedirler. İşte uyuşmaz aşı kombinasyonlarında bu ortak doku oluşumu meydana gelememektedir. Bazı uyuşmaz kombinasyonlarda ise, kaynaşma olmuş gibi görünürse de, normal gelişme sürdürülemediğinden bir süre sonra bu bitkiler ölmektedir.
Aşı uyuşmazlığının en tipik belirtisi, anaç ve kalem arasında sağlıklı bir kaynaşma olmaması nedeniyle, ağaçların veya omcalarm aşı noktasından, düzgün bir yüzey oluşturarak kırılmasıdır. Örneğin, Williams armut çeşidi, ayva anaçları üzerinde genellikle zayıf gelişme göstererek, aşı yerinden kolayca kırılmaktadır. Aynı çeşit, başka bir armut türü olan Pyrus pryfolia anacı üzerine aşılandığında, kuvvetli bir kaynaşma meydana gelmekte, ancak bu kez de meyvenin uç kısmında siyahlaşma şeklinde zararlar oluşmaktadır. Bu yüzden, bu çeşit için her iki anaç da uyuşmaz olarak nitelendirilmektedir. Yine kiraz/idris kombinasyonlarında da belirli bir yaştan sonra (özellikle 7- aşı uyuşmazlığı sıkça ortaya çıkmaktadır.
Asmalarda Vitis vinifera X Vıtis rotundifolia kombinasyonu dışında bu anlamda bir aşı uyuşmazlığı sözkonusu olmadığı halde, çeşit veya anacın gelişme kuvvetleri arasında önemli farklılık söz konusu ise bu durum belirli düzeyde bir uyuşmazlığı kanıtlamaktadır (Şekil 6.2).
Bitki gelişiminde genelde bir gerileme, yapraklarda sararma ve erken yaprak dökümü, aşı birleşme yerindeki nekrozlar ve çatlaklar ile aşırı şişkinliklerin yamsıra, fidanlıklarda ortaya çıkan yüksek oranda aşıda başarısızlık durumu da aşı uyuşmazlığının belirtileri olarak bilinmektedir.
Aşıda başarıyı etkileyen faktörleri şöyle sıralamak mümkündür:
a. Uyuşmazlık: Daha önce belirtildiği gibi uyuşmaz oldukları
bilinen kombinasyonları birbirleri ile aşılamaktan kaçınmak gerekir.
b. Bitki cinsi; Aşı uyuşmazlığının söz konusu olmadığı durumlarda
bile, bazı bitkilerde aşı kaynaşması daha zor olmaktadır. Örneğin
elma ve armutlarda onarma veya çeşit değiştirme amacıyla yapılan
kalem aşılarında başarılı sonuçlar alınırken, şeftali ve kayısılarda aynı amaçla yapılan aşılarda aynı ölçüde başarılı sonuçlar alınamamakta ve aşılamada özel dikkat gösterilmesi gerekmektedir.
c. Aşılama ile bunu izleyen dönemde ortamın sıcaklık ve nem koşullan: Aşıdan sonra, aşıda birleşmeyi sağlayacak kallus dokusunun oluşumu için çevre koşullarının uygun olması gerekmektedir. Özellikle sıcaklığın kallus dokusunun meydana gelmesinde büyük etkisi vardır. Elmalarda, sıcaklık 0°C'nin altında veya 40°C'nin üstünde olduğunda aşı yerinde hemen hiç kallus oluşmamakta ve hatta 40°C'de hücreler ölmektedir. Meyve türlerinde kallus oluşumu, 4-32°C'ler arasında sıcaklığın artışına paralel olarak hızlanmaktadır.
Asmalarda ise masa aşılarının yapılmasından sonra, aşıların kaynaşması için aşılı çeliklerin 22-26°C'de katlanması ile aşı yerinde çepeçevre kallus oluşumu sağlanmaktadır. 28°C veya daha yukarı sıcaklıklarda bol miktarda, ancak yumuşak bir kallus dokusu oluşmakta, bunun sonucu olarak aşı yerinde sağlıklı bir kaynaşma sağlanamamaktadır. 18°C'nin altında ise asma aşılarında kallus oluşumu son derece yavaşlamaktadır.
Aşıda başarıyı etkileyen bir diğer önemli etken, anaç ve kalemin yamsıra özellikle aşı yerinden su kaybının önlenmesidir. Aksi durumda aşımn tutma şansı çok azalmaktadır. Yine kallus dokusunu oluşturan meristematik hücreler ince zarlı ve gevrek yapılı olmaları nedeniyle su kaybına karşı çok duyarlıdırlar. Aşı yerinden su kaybımn önlenmesi amacıyla aşı yüzeyleri, aşı macunları veya değişik katkı maddelerini (reçine, balmumu, vazelin gibi) içeren parafin karışımları ile kaplanmaktadır.
Kallus dokusu oluşumu için aşı yerinin çevresinde yeterli oksijenin bulunması da zorunludur. Bu nedenle aşı macunları ve parafin karışımları, aşı yerinde havanın giriş çıkışını engelleyerek, kallus dokusu oluşumunu sınırlandırmayacak yapıda hazırlanmalı ve uygun kalınlıkta uygulanmalıdır. v
d. Anacın gelişme durumu: Özellikle göz aşılarının yapılmasında
anacın kolaylıkla kabuk veren aktif büyüme devresinde olması
gerekmektedir. Bu nedenle gerek meyve fidanlıklarında, gerekse
anaçların bağda aşılanması durumunda, aşıdan hemen önce ve aşı
sırasında toprağın nemli olmasında yarar vardır. Aksi durumda aktif
büyüme durmakta ve kambiyum dokusu sıkışarak gözlerin anaçla
kaynaşma oranları azalmaktadır.
e. Aşılama tekniği: Kalem veya göz aşıları tekniğine uygun olarak
yapılmalıdır. Anaç ve kalemin kambiyum dokularından sadece küçük
birer kısmın birbiriyle temas ettiği durumlarda, sadece temas halinde
olan noktada kaynaşma olmaktadır. Bunun sonucunda kalem
sürmekte, ancak yaprak yüzeyinin artması ile yüksek sıcaklıkta
terleme de artacağından iletim demetleri yeterli olmadığı için sonuçta kalem ölebilmektedir.
f. Hastalık ve zararlılar. Çoğaltma materyalinin (kalem, göz, anaçlık çelik) hastalık etmenleriyle (özellikle virüsler) bulaşık olması, aşıda başarıyı azaltmaktadır. Bu yüzden virüssüz ağaçlardan ve omcalardan kalem alınması, aşıya başlamadan önce fidan üretim materyalinin mantari ve bakteriyel hastalık etmenlerine karşı dezenfekte edilmesi aşıda başarı oranını artıracaktır.
KAYNAK: Genel Bahçe Bitkileri
Prof.Dr.Atila GÜNAY