Livadi
14.04.2010, 09:10
Toprağın Sessiz İşçileri Solucanlar
Yazar : Dr. Mete MISIRLIOĞLU
Toprak solucanlarının Çince’deki adı yer sihirbazları anlamına geliyor. Bu hayvanların doğada oynadıkları önemli rollere bakıldığında neden böyle bir isim verildiğini anlamak zor değil. Yapılan çalışmalar bu canlıların, toprağın yapısı, verimliliği ve bitki üretimi üzerinde önemli etkiye sahip olduklarını göstermiş. Bugün toprak solucanlarının, beslenmeleri ve galeri açma aktiviteleri yoluyla toprağın genel dengesini olumlu yönde geliştirdikleri, toprak gözenekliliğini ve suyun toprağa nüfuzunu artırdıkları, tarımsal amaçla kullanılan organik madde, kireç ve gübrelerin toprakla karışımını hızlandırdıkları, bitkilerin kök gelişimini destekleyip, kök hastalıkları oranını önemli ölçüde düşürdükleri, çayır ve ürün rekoltesi ile tahıl kalitesini (protein içeriği gibi) artırdıkları bilinmekte. Bunun yanında topraktaki azot çevrimindeki rolleri de önemli. Eğimli çayırlarda açtıkları galerileri nedeniyle yüzeydeki su akışını yarı yarıya azalttıkları; böylece suyun toprağa nüfuzunu artırarak erozyonu azalttıkları da bir gerçek.
Her gün vücut ağırlıklarının %60`ı kadar atığı dışarı atıyorlar ve bu atıkları bitkiler için çok yararlı bir gübre niteliğinde. Üre bakımından çok zengin olan bu atıklar ayrıca nitrat, fosfor, magnezyum, potasyum ve kalsiyum gibi bitki büyümesi için gerekli elementleri içeriyor.
Birçok ülkede yapılan çalışmalarda, daha önce solucan bulunmayan topraklara bu canlıların aşılanması ile bitki veriminin belirgin bir şekilde arttığı görülmüş. Bunun yanında, tahıl bitkilerinin gelişimini, tohum rekoltesini, tohumun azot içeriğini ciddi oranlarda artırdığı da görülmüştür.
Solucanların %70`i proteinden oluşuyor. Bu nedenle bir çok Avrupa ülkesinde toprak solucanı çiftlikleri kuruluyor ve üretilen hayvanlar hem olta balıkçılığında yem olarak, hem de özütleri çıkarılarak, bazı hayvanların beslenmesinde protein takviyesi olarak kullanılıyor.
Bazı Uzakdoğu ülkelerinde ise geleneksel ilaç yapımında hâlâ toprak solucanlarından yararlanılmakta.
Genellikle tüm toprak solucanlarının aynı olduğu sanılmasına rağmen bugün dünya üzerinde yaşayan tür sayısı 500`ün üzerinde. Ülkemizde bugüne kadar kaydedilen tür sayısı ise 75 civarında. Bu türlerin de yaklaşık üçte biri de Anadolu`ya endemik.
Toprakta görünce belki de tiksinti ile baktığımız bu küçük canlıların ne kadar faydalı olduğunu hatırlayıp, artık solucan deyip geçmezsiniz sanırım.
Yazar : Dr. Mete MISIRLIOĞLU
Toprak solucanlarının Çince’deki adı yer sihirbazları anlamına geliyor. Bu hayvanların doğada oynadıkları önemli rollere bakıldığında neden böyle bir isim verildiğini anlamak zor değil. Yapılan çalışmalar bu canlıların, toprağın yapısı, verimliliği ve bitki üretimi üzerinde önemli etkiye sahip olduklarını göstermiş. Bugün toprak solucanlarının, beslenmeleri ve galeri açma aktiviteleri yoluyla toprağın genel dengesini olumlu yönde geliştirdikleri, toprak gözenekliliğini ve suyun toprağa nüfuzunu artırdıkları, tarımsal amaçla kullanılan organik madde, kireç ve gübrelerin toprakla karışımını hızlandırdıkları, bitkilerin kök gelişimini destekleyip, kök hastalıkları oranını önemli ölçüde düşürdükleri, çayır ve ürün rekoltesi ile tahıl kalitesini (protein içeriği gibi) artırdıkları bilinmekte. Bunun yanında topraktaki azot çevrimindeki rolleri de önemli. Eğimli çayırlarda açtıkları galerileri nedeniyle yüzeydeki su akışını yarı yarıya azalttıkları; böylece suyun toprağa nüfuzunu artırarak erozyonu azalttıkları da bir gerçek.
Her gün vücut ağırlıklarının %60`ı kadar atığı dışarı atıyorlar ve bu atıkları bitkiler için çok yararlı bir gübre niteliğinde. Üre bakımından çok zengin olan bu atıklar ayrıca nitrat, fosfor, magnezyum, potasyum ve kalsiyum gibi bitki büyümesi için gerekli elementleri içeriyor.
Birçok ülkede yapılan çalışmalarda, daha önce solucan bulunmayan topraklara bu canlıların aşılanması ile bitki veriminin belirgin bir şekilde arttığı görülmüş. Bunun yanında, tahıl bitkilerinin gelişimini, tohum rekoltesini, tohumun azot içeriğini ciddi oranlarda artırdığı da görülmüştür.
Solucanların %70`i proteinden oluşuyor. Bu nedenle bir çok Avrupa ülkesinde toprak solucanı çiftlikleri kuruluyor ve üretilen hayvanlar hem olta balıkçılığında yem olarak, hem de özütleri çıkarılarak, bazı hayvanların beslenmesinde protein takviyesi olarak kullanılıyor.
Bazı Uzakdoğu ülkelerinde ise geleneksel ilaç yapımında hâlâ toprak solucanlarından yararlanılmakta.
Genellikle tüm toprak solucanlarının aynı olduğu sanılmasına rağmen bugün dünya üzerinde yaşayan tür sayısı 500`ün üzerinde. Ülkemizde bugüne kadar kaydedilen tür sayısı ise 75 civarında. Bu türlerin de yaklaşık üçte biri de Anadolu`ya endemik.
Toprakta görünce belki de tiksinti ile baktığımız bu küçük canlıların ne kadar faydalı olduğunu hatırlayıp, artık solucan deyip geçmezsiniz sanırım.