Livadi
31.03.2010, 11:26
Sulama İşletmeciliği Hakkında
Bu sulamalarda mevcut su kaynaklarının en ekonomik bir şekilde kullanarak en uygun tarımsal üretimin gerçekleştirilmesine yönelik planlı sulama yönetimi çalışmaları yapılmaktadır. Sulama yönetimi çalışmaları; sulama mevsiminden önce genel sulama planlaması yapılmasını, sulama mevsiminde su dağıtımı programlarının hazırlanması, uygulanması ve izlenmesini, sulama sezonu sonrasında da değerlendirme çalışmalarını kapsamaktadır.
Sulama işletmelerinin performans göstergelerinin tespitinde; sulama oranları ve sulama randımanları incelenmektedir. DSİ sulamalarında uzun yıllar ortalaması olarak sulama oranı %65, sulama randımanı ise %45 olmuştur.
Sulama oranlarının düşüklüğünün sebepleri söyle sıralanabilir: Nadasa bırakma (%13), yağışların yeterli olması veya çiftçilerin yağışı yeterli görmesi (%2, su kaynağının yetersizliği (%4), sulama tesisleri yetersizliği (%6), tabansuyu yüksekliği (%2), tuzluluk ve sodyumluk (%2), bakım ve onarım yetersizliği (%2), topografya yetersizliği (%4), sosyal ve ekonomik sebepler (%22), tarım alanlarının yerleşim, sanayi ve turizm alanına dönüşmesi gibi diğer etkenler (%17) dir. Bu sonuçlar işletme büyüklüğü 1000 ha’ın üzerinde olan DSİ’ce işletmeye alınan sulamalardan elde edilmiştir. DSİ sulamalarının çoğunluğu açık kanal cazibe sulaması olduğundan sulama randımanlarının %50 seviyesine çıkarılması için çalışmalar yapılmaktadır.
Sulama yönetimi çalışmaları kapsamında başarılı bir sulama işletmeciliği yapabilmek için asgari şartlar şunlardır:
1/5000 ölçekli işletme haritalarının mevcut olması,
Eğitimli ve yeterli sayıda personel istihdamı,
Bakım-onarım için gerekli iş makinelerinin temini veya kiralanması,
Sulama mevsiminden önce sulama alanı su ihtiyacının tahmini ve kaynak ile karşılaştırılması,
Ulaşım araçlarının (binek aracı, motosiklet vb.) temini,
Haberleşme araçlarının (telsiz, telefon vb.) temini.
6200 sayılı yasaya göre; DSİ’ce inşa edilerek işletmeye açılan sulamalarda bir yıl önce yapılmış olan işletme ve bakım masraflarının tamamı faydalananlardan işletme ve bakım ücretleri (çiftçi tabiriyle sulama ücreti) şeklinde geri alınmaktadır. DSİ sulamalarında işletme ve bakım ücretleri her yıl Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmektedir. 6200 sayılı yasa Bakanlar Kuruluna İşletme ve Bakım ücretlerinde indirim yapma yetkisi de vermiştir. Yapılan değerlendirmelere göre, sulama ücretleri tarımsal üretim değerinin %3-5 civarında olmaktadır.
DSİ’ce inşa edilerek işletmeye açılan sulamalara yapılan kamulaştırma dahil yatırım masrafları da 6200 sayılı yasa gereği faydalananlardan geri alınmaktadır. Yatırım geri ödeme tutarları Başbakanlık Olur’u ile belli dönemlerde yenilenmektedir. En son olarak, yıllık yatırım ücreti geri ödemeleri, başlangıç yılı 2002 yılı olmak üzere 7 Mayıs 2001 tarihli Başbakanlık Olur’u ile 0,15 -0,75 YTL/da arasında belirlenmiştir. Geri ödeme süresi ortalama 11 yıl’dır.
Toprak sulama kanallarında ve drenaj kanallarında su iletimini güçleştiren unsurlardan biri de otlanma ve sediment birikimidir. Bunun için özellikle mekanik temizlik yöntemlerine başvurulmaktadır.
Sulama yönetiminde esas unsurlardan olan sulama tesislerinde fiziki yapıların (kanal, çek yapısı, ölçü tesisleri, çiftçi prizi vb hidrolik yapılar) sulama mevsiminden önce sulamaya hazır hale getirilmesidir. Bu amaçla gerekli bakım-onarım çalışmaları (boya, kanal temizliği, ano onarımı, düşen kanaletlerin yerleştirilmesi, tamirat, sızdırmazlık sağlanması vb.) yapılmalıdır.
DSİ’ce geliştirilen sulamalarda sulanan alandaki bitki desenindeki gelişmeler incelendiğinde en dikkati çekici nokta, sulamadan önce kuru tarım yapılan alanlarda hububat ağırlıklı ekim yapılırken, sulamadan sonra ürün çeşitliliği meydana gelmesidir. Son yıl verilerine göre, DSİ sulamalarında bitki deseni; %20 pamuk, %19 hububat, %17 mısır, %6 şekerpancarı, %6 sebze, %3 bakliyat, %6 meyve, %3 narenciye, %3 ayçiçeği, %3 yem bitkisi, %3 bağ ve %11 diğer ürünler şeklinde gelişmiştir. Bitki verimleri ise; pamuk 384 kg/da, hububat 391 kg/da, mısır 958 kg/da, şekerpancarı 5 329 kg/da, bakliyat 261 kg/da, narenciye 3 968 kg/da, ayçiçeği 236 kg/da, yem bitkisi 1 055 kg/da olmuştur. Sulama projeleriyle hububatta %137, baklagillerde %151, şekerpancarında %70, pamukta %212, Mısırda %416, meyvede %129, Narenciyede %152, sebzede %203 verim artışı meydana gelmiştir.
.
Su kaynaklarının kısıtlı oluşu, sulama dışında çeşitli maksatlar için kullanımı ve bunlar için mevcut talebin devamlı artışı, suyun sulama maksadıyla kullanımında tasarrufa gidilmesini zorlamaktadır. GAP’ta yapılacak sulamalarda bu durum açıkça ortaya çıkmıştır. Nitekim GAP’ta suyun sulama sahalarına iletilmesinde uzun tünellere, pahalı isale kanallarına ve yüksek irtifalı pompalara ihtiyaç duyulması, sulamada su tasarrufunu zorunlu kılmıştır. Suyun önümüzdeki yıllarda daha da önem kazanacağı düşünüldüğünde, elimizdeki suyun ne kadar tasarruflu kullanılması gerektiği ortaya çıkmaktadır. DSİ cazibe sulamalarında bir bitki yetiştirme döneminde ortalama olarak hektara 10 000 m 3 sulama suyu kullanıldığı gözlemlenmektedir.
Klasik sulama sistemlerinde, örneğin tava veya karık sulaması metotlarının kullanılması halinde çiftlik randımanı %60 civarında olup, buna şebekedeki sızma, buharlaşma ve işletme kayıpları da ilave edilirse randıman yaklaşık %50 olmaktadır. Bir başka deyimle bitkiye ihtiyacı olan 1 m 3 suyu verebilmek için 2 m 3 su kullanılmaktadır. Bu durum hem kıt olan su kaynaklarının israfına sebep olmakta hem de dağıtım ve drenaj şebekelerinin daha büyük kapasiteli olarak inşasına, dolayısı ile maliyetin artmasına, sistemde pompaj varsa ilave enerji kullanımına sebep olmaktadır. Bütün bunlara bir de kullanılacak suyun pahalı olması ilave edilirse sulamada su tasarrufunun önemi daha kolay anlaşılır.
Sulamada, bitki ihtiyacında büyük bir kısıntı yapılması söz konusu olamayacağına göre yapılacak su tasarrufunun, suyun iletiminde, dağıtımında, sistemin işletilmesinde ve araziye tatbikinde olacağı kolayca anlaşılır. Bunlar içinde en büyük miktarı, çiftlik randımanının artırılması sağlamaktadır. Zira klasik sulama metotları yerine yağmurlama ve damla sulama metotlarının kullanılması halinde randıman %60’dan sırası ile %80 ve %90’a çıkarılabilmektedir. Bu da %20 ile %30’luk bir su tasarrufu demektir. Bunun dışında teorik olarak ana kanallarda %5, şebekede %5 olmak üzere toplam %10’luk bir işletme (iletim) kaybı söz konusudur. Pratikte bu işletme kayıpları çok daha büyük değerlere erişmektedir. Uzun isale kanallı büyük şebekelerde, işletme kayıplarının azaltılması önem kazanmaktadır. . Son yıllarda geliştirilen sulama projelerinde basınçlı borulu şebeke kullanımı artmakta olup, böylelikle hem su tasarrufu sağlanmış hem de modern sulama sistemlerinin kullanımı teşvik edilmiş olacaktır. Halen %6 olan borulu şebeke kullanım oranı, yeni yapılacak projeler ve eski şebekelerin rehabilitasyonu ile %40’a kadar artabilecektir.
Bu sulamalarda mevcut su kaynaklarının en ekonomik bir şekilde kullanarak en uygun tarımsal üretimin gerçekleştirilmesine yönelik planlı sulama yönetimi çalışmaları yapılmaktadır. Sulama yönetimi çalışmaları; sulama mevsiminden önce genel sulama planlaması yapılmasını, sulama mevsiminde su dağıtımı programlarının hazırlanması, uygulanması ve izlenmesini, sulama sezonu sonrasında da değerlendirme çalışmalarını kapsamaktadır.
Sulama işletmelerinin performans göstergelerinin tespitinde; sulama oranları ve sulama randımanları incelenmektedir. DSİ sulamalarında uzun yıllar ortalaması olarak sulama oranı %65, sulama randımanı ise %45 olmuştur.
Sulama oranlarının düşüklüğünün sebepleri söyle sıralanabilir: Nadasa bırakma (%13), yağışların yeterli olması veya çiftçilerin yağışı yeterli görmesi (%2, su kaynağının yetersizliği (%4), sulama tesisleri yetersizliği (%6), tabansuyu yüksekliği (%2), tuzluluk ve sodyumluk (%2), bakım ve onarım yetersizliği (%2), topografya yetersizliği (%4), sosyal ve ekonomik sebepler (%22), tarım alanlarının yerleşim, sanayi ve turizm alanına dönüşmesi gibi diğer etkenler (%17) dir. Bu sonuçlar işletme büyüklüğü 1000 ha’ın üzerinde olan DSİ’ce işletmeye alınan sulamalardan elde edilmiştir. DSİ sulamalarının çoğunluğu açık kanal cazibe sulaması olduğundan sulama randımanlarının %50 seviyesine çıkarılması için çalışmalar yapılmaktadır.
Sulama yönetimi çalışmaları kapsamında başarılı bir sulama işletmeciliği yapabilmek için asgari şartlar şunlardır:
1/5000 ölçekli işletme haritalarının mevcut olması,
Eğitimli ve yeterli sayıda personel istihdamı,
Bakım-onarım için gerekli iş makinelerinin temini veya kiralanması,
Sulama mevsiminden önce sulama alanı su ihtiyacının tahmini ve kaynak ile karşılaştırılması,
Ulaşım araçlarının (binek aracı, motosiklet vb.) temini,
Haberleşme araçlarının (telsiz, telefon vb.) temini.
6200 sayılı yasaya göre; DSİ’ce inşa edilerek işletmeye açılan sulamalarda bir yıl önce yapılmış olan işletme ve bakım masraflarının tamamı faydalananlardan işletme ve bakım ücretleri (çiftçi tabiriyle sulama ücreti) şeklinde geri alınmaktadır. DSİ sulamalarında işletme ve bakım ücretleri her yıl Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmektedir. 6200 sayılı yasa Bakanlar Kuruluna İşletme ve Bakım ücretlerinde indirim yapma yetkisi de vermiştir. Yapılan değerlendirmelere göre, sulama ücretleri tarımsal üretim değerinin %3-5 civarında olmaktadır.
DSİ’ce inşa edilerek işletmeye açılan sulamalara yapılan kamulaştırma dahil yatırım masrafları da 6200 sayılı yasa gereği faydalananlardan geri alınmaktadır. Yatırım geri ödeme tutarları Başbakanlık Olur’u ile belli dönemlerde yenilenmektedir. En son olarak, yıllık yatırım ücreti geri ödemeleri, başlangıç yılı 2002 yılı olmak üzere 7 Mayıs 2001 tarihli Başbakanlık Olur’u ile 0,15 -0,75 YTL/da arasında belirlenmiştir. Geri ödeme süresi ortalama 11 yıl’dır.
Toprak sulama kanallarında ve drenaj kanallarında su iletimini güçleştiren unsurlardan biri de otlanma ve sediment birikimidir. Bunun için özellikle mekanik temizlik yöntemlerine başvurulmaktadır.
Sulama yönetiminde esas unsurlardan olan sulama tesislerinde fiziki yapıların (kanal, çek yapısı, ölçü tesisleri, çiftçi prizi vb hidrolik yapılar) sulama mevsiminden önce sulamaya hazır hale getirilmesidir. Bu amaçla gerekli bakım-onarım çalışmaları (boya, kanal temizliği, ano onarımı, düşen kanaletlerin yerleştirilmesi, tamirat, sızdırmazlık sağlanması vb.) yapılmalıdır.
DSİ’ce geliştirilen sulamalarda sulanan alandaki bitki desenindeki gelişmeler incelendiğinde en dikkati çekici nokta, sulamadan önce kuru tarım yapılan alanlarda hububat ağırlıklı ekim yapılırken, sulamadan sonra ürün çeşitliliği meydana gelmesidir. Son yıl verilerine göre, DSİ sulamalarında bitki deseni; %20 pamuk, %19 hububat, %17 mısır, %6 şekerpancarı, %6 sebze, %3 bakliyat, %6 meyve, %3 narenciye, %3 ayçiçeği, %3 yem bitkisi, %3 bağ ve %11 diğer ürünler şeklinde gelişmiştir. Bitki verimleri ise; pamuk 384 kg/da, hububat 391 kg/da, mısır 958 kg/da, şekerpancarı 5 329 kg/da, bakliyat 261 kg/da, narenciye 3 968 kg/da, ayçiçeği 236 kg/da, yem bitkisi 1 055 kg/da olmuştur. Sulama projeleriyle hububatta %137, baklagillerde %151, şekerpancarında %70, pamukta %212, Mısırda %416, meyvede %129, Narenciyede %152, sebzede %203 verim artışı meydana gelmiştir.
.
Su kaynaklarının kısıtlı oluşu, sulama dışında çeşitli maksatlar için kullanımı ve bunlar için mevcut talebin devamlı artışı, suyun sulama maksadıyla kullanımında tasarrufa gidilmesini zorlamaktadır. GAP’ta yapılacak sulamalarda bu durum açıkça ortaya çıkmıştır. Nitekim GAP’ta suyun sulama sahalarına iletilmesinde uzun tünellere, pahalı isale kanallarına ve yüksek irtifalı pompalara ihtiyaç duyulması, sulamada su tasarrufunu zorunlu kılmıştır. Suyun önümüzdeki yıllarda daha da önem kazanacağı düşünüldüğünde, elimizdeki suyun ne kadar tasarruflu kullanılması gerektiği ortaya çıkmaktadır. DSİ cazibe sulamalarında bir bitki yetiştirme döneminde ortalama olarak hektara 10 000 m 3 sulama suyu kullanıldığı gözlemlenmektedir.
Klasik sulama sistemlerinde, örneğin tava veya karık sulaması metotlarının kullanılması halinde çiftlik randımanı %60 civarında olup, buna şebekedeki sızma, buharlaşma ve işletme kayıpları da ilave edilirse randıman yaklaşık %50 olmaktadır. Bir başka deyimle bitkiye ihtiyacı olan 1 m 3 suyu verebilmek için 2 m 3 su kullanılmaktadır. Bu durum hem kıt olan su kaynaklarının israfına sebep olmakta hem de dağıtım ve drenaj şebekelerinin daha büyük kapasiteli olarak inşasına, dolayısı ile maliyetin artmasına, sistemde pompaj varsa ilave enerji kullanımına sebep olmaktadır. Bütün bunlara bir de kullanılacak suyun pahalı olması ilave edilirse sulamada su tasarrufunun önemi daha kolay anlaşılır.
Sulamada, bitki ihtiyacında büyük bir kısıntı yapılması söz konusu olamayacağına göre yapılacak su tasarrufunun, suyun iletiminde, dağıtımında, sistemin işletilmesinde ve araziye tatbikinde olacağı kolayca anlaşılır. Bunlar içinde en büyük miktarı, çiftlik randımanının artırılması sağlamaktadır. Zira klasik sulama metotları yerine yağmurlama ve damla sulama metotlarının kullanılması halinde randıman %60’dan sırası ile %80 ve %90’a çıkarılabilmektedir. Bu da %20 ile %30’luk bir su tasarrufu demektir. Bunun dışında teorik olarak ana kanallarda %5, şebekede %5 olmak üzere toplam %10’luk bir işletme (iletim) kaybı söz konusudur. Pratikte bu işletme kayıpları çok daha büyük değerlere erişmektedir. Uzun isale kanallı büyük şebekelerde, işletme kayıplarının azaltılması önem kazanmaktadır. . Son yıllarda geliştirilen sulama projelerinde basınçlı borulu şebeke kullanımı artmakta olup, böylelikle hem su tasarrufu sağlanmış hem de modern sulama sistemlerinin kullanımı teşvik edilmiş olacaktır. Halen %6 olan borulu şebeke kullanım oranı, yeni yapılacak projeler ve eski şebekelerin rehabilitasyonu ile %40’a kadar artabilecektir.