Mr.Muhendis
17.02.2010, 22:21
1. Allüviyal Topraklar ( Entisol )
Türkiye’de tarıma elverişli arazinin 1/7’sini ( 4.100.000 ha ) oluşturur. Özel iklim ve bitki örtüsü olmayan allüviyal topraklar, taşıma havzasındaki büyük toprak gruplarının fiziksel, kimyasal ve mineralojik özelliklerini gösterir. Derin yapılı, düz ( % 0-1 ) ve düze yakın ( % 1-3 ) eğimli, genellikle su geçirgenlikleri iyi, verimli ve arazi değeri çok yüksek topraklardır. Türkiye’nin en verimli ovalarını meydana getirirler. Allüviyal toprakların bünyeleri kumludan-killiye kadar değişik olabilir. Deniz kenarına yaklaştıkça tınlı ve killi bünye yapısı gösteren bu topraklarda yukarı havzada kaynağa yaklaştıkça toprak bünyesinin kumluya doğru değiştiği görülür.
Ülkemizde özellikle deltalarda, taşkın ovalarında, nehir teraslarında ve yan dere ağızlarında küçük veya büyük alanlar halinde rastlanılır. En önemli allüviyal ovalar, Gediz, Büyük Menderes, Küçük Menderes, Seyhan, Ceyhan, Bakırçay, Meriç ve diğer nehir havzaları ile Bafra, Çarşamba ovaları ile Antalya, Muş ve Iğdır ovalarında rastlanılır. Sulanan arazilerde bu toprakların en önemli sorunu tuzluluk ve alkalilik tehlikesidir. Kontrollü sulama yapılması ve drenaj ihmal edilmemelidir. Erozyon tehlikesi çok az veya hiç yoktur.
2. Lithosol Topraklar ( Entisol )
Her türlü iklim koşullarında ve her çeşit ana materyaller üzerinde oluşabilen Lithosol topraklar, azonal topraklar sınıfına dahil edilirler. Oluşumlarında fiziksel parçalanma olayları, kimyasal ayrışma olaylarına göre daha başat durumda olduğundan, toprak yüzeyinde büyük, köseli taş parçaları ve molozlara rastlanır. Organik madde azot ve fosfor bakımından fakirdirler. Reaksiyonları asidik-bazik arasında değişik olabilir. Türkiye’de dağlık, kayalık arazilerde, dik topografyalı bölgelerde görülebilirler. Zirai değerleri çok düşüktür, erozyon aktif haldedir, belirli bir bitki örtüleri yoktur. İklime bağlı olarak bodur çalılar, dikenler veya büyük ağaçlara rastlansa da çoğu yerlerde çıplak kayalık, taşlık arazi durumundadırlar.
3. Regosol Topraklar
Azonal topraklar sırasında yer alan regosol topraklar değişik ana materyaller üzerinde değişik iklim koşulları altında oluşmuşlardır. Renkleri kahverengi, gri-kahverengi arasında değişir. Sahil ve göl kumulları, kireçli materyaller, volkanik kökenli atıklar üzerinde ve genellikle kahverengi topraklarla yan yana bulunurlar.
Eğimli arazi üzerini örten regosol topraklarında su erozyonu aktif halde ve şiddetlidir. Türkiye’de hemen her bölgede bulunan regosol toprakları doğal bitki örtüsü altında ve tarıma elverişli olmayan araziler durumundadır. Çok azında kuru tarım, tütün ve tarla tarımı yapılabilmektedir.
4. Kolluviyal Topraklar ( Endisol )
Kolluviyal topraklar azonal topraklar içerisinde incelenilirler. Topografik duruma bağlı olarak gravitasyon, kayma, heyelan, yüzey akış, donma olayları sonucu taşınıp yığılmış büyük ve köşeli taş parçaları ile karışık toprak materyali karakteristik kolluviyum ana materyalini oluşturur.
Türkiye’nin hemen her bölgesinde rastlanılan bu toprakların özel iklimi, bitki örtüsü, ana materyali ve belirgin bir tabaka oluşumu yoktur. Çok yüzeysel, yüzeysel veya orta derecede yüzeysel topraklardır. Bünyeleri kumludan killiye kadar değişir. Kireç kapsamları, reaksiyonları bulundukları bölgenin iklim koşulları ve üzerinde oluştukları ana materyale bağlı olarak değişik değerlerde bulunabilirler.
Kolluviyal topraklar oluşumları nedeniyle allüviyal topraklara çok benzerler. Aralarındaki başlıca farklılıklar şunlardır:
1. Kolluviyaller toprak katları bakımından homojen değildir, alt katları kaba ve orta bünyelidir.
2. Kolluviyal’lerin taş ve çakıllarının kenarları köşeli, allüviyallerde ise yuvarlaktır.
3. Kolluviyal’ler daha eğimli arazilerde bulunurlar ve eğim, materyalin taşınmış olduğu yöne doğru artış gösterir.
4. Belirgin renk özelliklerine sahip değildirler, ait oldukları materyalin renk ve özelliklerini taşırlar.
5. Geçirgenli ve doğal drenajlarının çok iyi olması nedeniyle herhangi bir tuzluluk problemi göstermezler.
6. Taşınmalarında etken faktör yer çekimidir.
Türkiye genelinde kapladıkları alan kesin olarak bilinmemektedir. Eğim faktörüne bağlı olarak su erozyonuna hassas topraklardır. Bulundukları bölgelere göre hububat, tütün, zeytin, bağ, meyve bahçeleri gibi değişik tarımsal kullanım amaçlarına tahsis edildikleri görülür. Doğal bitki örtüleri, kurakçıl ot ve mera örtüsünden, orman örtüsüne kadar değişik olabilir.
Türkiye’de tarıma elverişli arazinin 1/7’sini ( 4.100.000 ha ) oluşturur. Özel iklim ve bitki örtüsü olmayan allüviyal topraklar, taşıma havzasındaki büyük toprak gruplarının fiziksel, kimyasal ve mineralojik özelliklerini gösterir. Derin yapılı, düz ( % 0-1 ) ve düze yakın ( % 1-3 ) eğimli, genellikle su geçirgenlikleri iyi, verimli ve arazi değeri çok yüksek topraklardır. Türkiye’nin en verimli ovalarını meydana getirirler. Allüviyal toprakların bünyeleri kumludan-killiye kadar değişik olabilir. Deniz kenarına yaklaştıkça tınlı ve killi bünye yapısı gösteren bu topraklarda yukarı havzada kaynağa yaklaştıkça toprak bünyesinin kumluya doğru değiştiği görülür.
Ülkemizde özellikle deltalarda, taşkın ovalarında, nehir teraslarında ve yan dere ağızlarında küçük veya büyük alanlar halinde rastlanılır. En önemli allüviyal ovalar, Gediz, Büyük Menderes, Küçük Menderes, Seyhan, Ceyhan, Bakırçay, Meriç ve diğer nehir havzaları ile Bafra, Çarşamba ovaları ile Antalya, Muş ve Iğdır ovalarında rastlanılır. Sulanan arazilerde bu toprakların en önemli sorunu tuzluluk ve alkalilik tehlikesidir. Kontrollü sulama yapılması ve drenaj ihmal edilmemelidir. Erozyon tehlikesi çok az veya hiç yoktur.
2. Lithosol Topraklar ( Entisol )
Her türlü iklim koşullarında ve her çeşit ana materyaller üzerinde oluşabilen Lithosol topraklar, azonal topraklar sınıfına dahil edilirler. Oluşumlarında fiziksel parçalanma olayları, kimyasal ayrışma olaylarına göre daha başat durumda olduğundan, toprak yüzeyinde büyük, köseli taş parçaları ve molozlara rastlanır. Organik madde azot ve fosfor bakımından fakirdirler. Reaksiyonları asidik-bazik arasında değişik olabilir. Türkiye’de dağlık, kayalık arazilerde, dik topografyalı bölgelerde görülebilirler. Zirai değerleri çok düşüktür, erozyon aktif haldedir, belirli bir bitki örtüleri yoktur. İklime bağlı olarak bodur çalılar, dikenler veya büyük ağaçlara rastlansa da çoğu yerlerde çıplak kayalık, taşlık arazi durumundadırlar.
3. Regosol Topraklar
Azonal topraklar sırasında yer alan regosol topraklar değişik ana materyaller üzerinde değişik iklim koşulları altında oluşmuşlardır. Renkleri kahverengi, gri-kahverengi arasında değişir. Sahil ve göl kumulları, kireçli materyaller, volkanik kökenli atıklar üzerinde ve genellikle kahverengi topraklarla yan yana bulunurlar.
Eğimli arazi üzerini örten regosol topraklarında su erozyonu aktif halde ve şiddetlidir. Türkiye’de hemen her bölgede bulunan regosol toprakları doğal bitki örtüsü altında ve tarıma elverişli olmayan araziler durumundadır. Çok azında kuru tarım, tütün ve tarla tarımı yapılabilmektedir.
4. Kolluviyal Topraklar ( Endisol )
Kolluviyal topraklar azonal topraklar içerisinde incelenilirler. Topografik duruma bağlı olarak gravitasyon, kayma, heyelan, yüzey akış, donma olayları sonucu taşınıp yığılmış büyük ve köşeli taş parçaları ile karışık toprak materyali karakteristik kolluviyum ana materyalini oluşturur.
Türkiye’nin hemen her bölgesinde rastlanılan bu toprakların özel iklimi, bitki örtüsü, ana materyali ve belirgin bir tabaka oluşumu yoktur. Çok yüzeysel, yüzeysel veya orta derecede yüzeysel topraklardır. Bünyeleri kumludan killiye kadar değişir. Kireç kapsamları, reaksiyonları bulundukları bölgenin iklim koşulları ve üzerinde oluştukları ana materyale bağlı olarak değişik değerlerde bulunabilirler.
Kolluviyal topraklar oluşumları nedeniyle allüviyal topraklara çok benzerler. Aralarındaki başlıca farklılıklar şunlardır:
1. Kolluviyaller toprak katları bakımından homojen değildir, alt katları kaba ve orta bünyelidir.
2. Kolluviyal’lerin taş ve çakıllarının kenarları köşeli, allüviyallerde ise yuvarlaktır.
3. Kolluviyal’ler daha eğimli arazilerde bulunurlar ve eğim, materyalin taşınmış olduğu yöne doğru artış gösterir.
4. Belirgin renk özelliklerine sahip değildirler, ait oldukları materyalin renk ve özelliklerini taşırlar.
5. Geçirgenli ve doğal drenajlarının çok iyi olması nedeniyle herhangi bir tuzluluk problemi göstermezler.
6. Taşınmalarında etken faktör yer çekimidir.
Türkiye genelinde kapladıkları alan kesin olarak bilinmemektedir. Eğim faktörüne bağlı olarak su erozyonuna hassas topraklardır. Bulundukları bölgelere göre hububat, tütün, zeytin, bağ, meyve bahçeleri gibi değişik tarımsal kullanım amaçlarına tahsis edildikleri görülür. Doğal bitki örtüleri, kurakçıl ot ve mera örtüsünden, orman örtüsüne kadar değişik olabilir.