Mr.Muhendis
19.01.2010, 10:31
Mercimek, bakla, domates, patates, tütün, ayçiçeği gibi ürünlerin bulunduğu alanların canavar otu zararlısı nedeniyle tehlike altında bulunduğu bildirildi.
Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlhan Üremiş, yaptığı açıklamada, Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yoğun olarak bulunan canavar otunun ürünlerde verim kaybına yol açtığını söyledi.
Canavar otuyla mücadele etmek amacıyla Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın koordinesinde, 11 üniversite ve 6 araştırma enstitüsü ile ortaklaşa hazırlanan “Ülkesel Canavar Otu” projesinin TÜBİTAK tarafından kabul gördüğünü ifade eden Üremiş, çalışma kapsamında bu yılın sonuna kadar 90 bin lira ödenekle zararlının bulunduğu alanlarda inceleme yapacaklarını belirtti.
Çalışma kapsamında, zararlı üzerindeki böcek ya da hastalık etmenlerinin saptanacağını, hangi ürünlere ne derece zarar verdiğinin ve yayılma şeklinin tespit edileceğini ifade eden Üremiş, bu kapsamda Hatay'da bulunan tarım arazilerinden örnekler aldıklarını ve inceleme yaptıklarını söyledi.
İnceleme sonucunda, bu zararlının daha çok bakla, domates, patates, tütün, ayçiçeği ve maydanoz gibi ürünlerin bulunduğu tarım arazilerinde yoğun olarak görüldüğünü tespit ettiklerini vurgulayan Üremiş, şöyle devam etti:
“İklim koşullarının elverişli olması ve verimli arazilerimiz nedeniyle ilimizde tütünden buğdaya, sebzeden zeytine çok çeşitli ürünlerin ekimi yapılıyor. Ancak verimli arazilerimiz, gün geçtikçe daha fazla üreyen ve hemen hemen her arazide az da olsa karşılaştığımız canavar otu tehlikesi altında bulunuyor. Hatay'da farklı alanlardaki tarım arazilerimizde yaptığımız incelemede, yüz binlerce tohum üreten, uzun yıllar canlılığını yitirmeden toprakta kalabilen canavar otu zararlısıyla karşılaştık. İncelememizde, özellikle seracılığın ve maydanoz yetiştiriciliğinin yoğun olarak yapıldığı Samandağ ve tütün ekiminin yapıldığı Yayladağı ilçelerinde bu zararlının yoğun olarak bulunduğunu tespit ettik.”
Canavar otunun ürünlerde yaklaşık yüzde 20'ye varan verim kayıplarına neden olduğunu ifade eden Üremiş, bu zararlıyla mücadele için çiftçilerin bilinçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
ÜRÜN DESENİ DEĞİŞİKLİĞİ ŞART
Üremiş, zararlıya karşı ilaçla mücadelenin yetersiz kaldığını, bu nedenle daha etkili önlemlerin alınması gerektiğini belirterek, “ Çalışma kapsamında, arazilerimizin yüzde 60'ında bulunan otun, yayılması önlemeye çalışıyoruz” dedi. Üremiş, şunları kaydetti:
“Tarlalarımızı canavar otundan temizlemek için öncelikle ürün desenlerini her yıl değiştirmemiz gerekiyor. Aynı arazide sürekli patates, tütün, maydanoz ekimi gerçekleştirmek bu zararlının daha fazla artmasına ve tohum bırakmasına neden oluyor. Bu da temiz olan tarlaların da bu zararlıyla maruz kalmasına yol açıyor. Bu nedenle çiftçilerin öncelikle her yıl tarlasına farklı ürünlerin ekimini yapıp zararlıyla mücadele etmesi gerekiyor.”
Üremiş, çiftçilerin, ürünlerinde verim kaybının önüne geçmek için canavar otu konusunda çok dikkatli davranması, arazilerin sürekli kontrol yapması ve ziraat mühendisleriyle ortaklaşa çalışması gerektiğini sözlerine ekledi.
Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlhan Üremiş, yaptığı açıklamada, Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yoğun olarak bulunan canavar otunun ürünlerde verim kaybına yol açtığını söyledi.
Canavar otuyla mücadele etmek amacıyla Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın koordinesinde, 11 üniversite ve 6 araştırma enstitüsü ile ortaklaşa hazırlanan “Ülkesel Canavar Otu” projesinin TÜBİTAK tarafından kabul gördüğünü ifade eden Üremiş, çalışma kapsamında bu yılın sonuna kadar 90 bin lira ödenekle zararlının bulunduğu alanlarda inceleme yapacaklarını belirtti.
Çalışma kapsamında, zararlı üzerindeki böcek ya da hastalık etmenlerinin saptanacağını, hangi ürünlere ne derece zarar verdiğinin ve yayılma şeklinin tespit edileceğini ifade eden Üremiş, bu kapsamda Hatay'da bulunan tarım arazilerinden örnekler aldıklarını ve inceleme yaptıklarını söyledi.
İnceleme sonucunda, bu zararlının daha çok bakla, domates, patates, tütün, ayçiçeği ve maydanoz gibi ürünlerin bulunduğu tarım arazilerinde yoğun olarak görüldüğünü tespit ettiklerini vurgulayan Üremiş, şöyle devam etti:
“İklim koşullarının elverişli olması ve verimli arazilerimiz nedeniyle ilimizde tütünden buğdaya, sebzeden zeytine çok çeşitli ürünlerin ekimi yapılıyor. Ancak verimli arazilerimiz, gün geçtikçe daha fazla üreyen ve hemen hemen her arazide az da olsa karşılaştığımız canavar otu tehlikesi altında bulunuyor. Hatay'da farklı alanlardaki tarım arazilerimizde yaptığımız incelemede, yüz binlerce tohum üreten, uzun yıllar canlılığını yitirmeden toprakta kalabilen canavar otu zararlısıyla karşılaştık. İncelememizde, özellikle seracılığın ve maydanoz yetiştiriciliğinin yoğun olarak yapıldığı Samandağ ve tütün ekiminin yapıldığı Yayladağı ilçelerinde bu zararlının yoğun olarak bulunduğunu tespit ettik.”
Canavar otunun ürünlerde yaklaşık yüzde 20'ye varan verim kayıplarına neden olduğunu ifade eden Üremiş, bu zararlıyla mücadele için çiftçilerin bilinçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
ÜRÜN DESENİ DEĞİŞİKLİĞİ ŞART
Üremiş, zararlıya karşı ilaçla mücadelenin yetersiz kaldığını, bu nedenle daha etkili önlemlerin alınması gerektiğini belirterek, “ Çalışma kapsamında, arazilerimizin yüzde 60'ında bulunan otun, yayılması önlemeye çalışıyoruz” dedi. Üremiş, şunları kaydetti:
“Tarlalarımızı canavar otundan temizlemek için öncelikle ürün desenlerini her yıl değiştirmemiz gerekiyor. Aynı arazide sürekli patates, tütün, maydanoz ekimi gerçekleştirmek bu zararlının daha fazla artmasına ve tohum bırakmasına neden oluyor. Bu da temiz olan tarlaların da bu zararlıyla maruz kalmasına yol açıyor. Bu nedenle çiftçilerin öncelikle her yıl tarlasına farklı ürünlerin ekimini yapıp zararlıyla mücadele etmesi gerekiyor.”
Üremiş, çiftçilerin, ürünlerinde verim kaybının önüne geçmek için canavar otu konusunda çok dikkatli davranması, arazilerin sürekli kontrol yapması ve ziraat mühendisleriyle ortaklaşa çalışması gerektiğini sözlerine ekledi.