PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Tarım ve Çevre


Mr.Muhendis
09.03.2021, 10:49
ÖZET

Doğal ekosistemler dinamik bir yapı içerisinde kendilerine özgü ve sürekli-lik gösteren bir denge içerisinde işlevlerini sürdürürler. Bunun temel nedeni çok zengin tür çeşitliliği içerisinde kaynakları tüketme yerine türlerini geleceğe ak-tarmak için kaynakları paylaşmak yatar. Bizde olduğu gibi gelişmekte olan ül-kelerde ise pazar ekonomisine yönelik çabalar içerisinde tarımsal etkinlikler çıkarcı nedenlerle kaynakların düşünülmeden sömürülmesine yöneliktir. Çevre dostu, sürdürülebilir bir tarımın gerçekleştirilebilmesi için öncelikli olarak ülke gerçeklerine yönelik politikalar üretilmelidir.

1. GİRİŞ

Çiftleşmek için bağrışan kurbağaların sesleri, ormanlardaki potasyum dön-güsü, doğal ayıklanma ve mutasyon arasındaki genetik denge, lentik canlıların enerji bütçesi, bitkilerdeki tozlaşma sistemleri, av-avcı ilişkileri; tüm bunlar eko-lojinin birer parçası olup içinde bulundukları çevrede etkileşimli olarak yaşarlar. Farklı organizmalar aynı bölgede yaşasa bile her birisinin çevresi farklı fiziksel parametrelerden ve biyolojik etkileşimlerden oluşur. Örneğin bir meşe ağacı ve onun üzerindeki sincap, aynı arazi parçasını paylaşmalarına, aynı güneşte banyo yapmalarına ve aynı yağmur altında ıslanmalarına karşın oldukça farklıçevreye iyedirler. Meşenin gelişip serpilmesinde toprak büyük ölçüde etkili olur-ken, sincabın yaşamı onunla beslenen alıcı kuşların baskısı ile yönlenebilir. Oldukça dinamik bir yapı sergilemesine karşın, çevre kendi içerisindeki canlı ve cansız bileşenlerinin etkileşimli bir dengesine sahiptir. Bu denge ancak iki ne-denle bozulabilir; doğal afetler ve insan.

2. ÇEVRE

Biyosfer. Biyosfer en büyük biyolojik birim olup yaşam için gerekli tüm sis-temlerin bir bütün olarak değerlendirilmesini sağlar. Küresel yapısı gereği, içer-diği tüm etkileşimler nedeniyle dünyanın bir bölgesindeki çevrede meydana gelen fiziksel ve biyolojik değişmeler, bir başka bölgesini de etkileyebilir. İki temel güç biyosferi oluşturur: (1) canlı ve cansız bileşenlerdeki materyalin (örn. hidrojen, oksijen, karbon, nitrojen, fosfor, kükürt, potasyum, magnezyum, kalsi-yum,, ve iz elementler) biyosfer içerisinde döngüsü, dönüştürülmesi ve taşın-ması ki bunlar organizmanın yapısını oluşturur, ve (2) biyosferdeki organizmala-rın etkinliklerine güç sağlayan enerjinin (temel olarak güneşten) tutulup dağıtıl-ması. Bu iki işlevin gereği gibi çalışmaması, yeryüzündeki yaşamın kısa sürede sona ereceği anlamını taşır (Flint ve van den Bosch, 1983). Birçok canlının büyümeleri ve yaşamlarını sürdürebilmeleri için yaklaşık 30 zorunlu element vardır ki bunlar belirli yollardan sağlanır: (1) yeryüzünde buluna çökelti depolarındaki su çözeltilerinden kökler veya içme yoluyla; (2) atmosferik depodakileri solumayla veya genel olarak diğer canlılar veya atıklarıyla beslene-rek (Şekil 1). Topluluklar ve ekosistem. Biyosfer içerisinde birbirlerine bağımlı ve bir et-kileşim içerisinde bulunan bitki, hayvan ve mikroorganizma populasyonları aynıçevreyi paylaşır ve oradaki enerji ve materyal döngüsünü sağlayan oldukça güçlü bir trofik yapı oluştururlar. Topluluk adı verilen bu gruplar çok değişik bi-çimlerde görülebilirler. Ormanda, bataklıkta, durgun veya akarsularda, çürüyen bir ağaç gövdesi altında yaşayan tüm canlıları içeren birer topluluktur. Organiz-malar arasındaki biyolojik ve ekolojik ilişkileri daha sağlıklı izlemek ve değerlen-dirmek için insanoğlu tarafından geliştirilmiş bir kavram olması nedeniyle toplu-luklara kesin bir ölçü koymak doğru değildir. Orman içerindeki küçük bir gölün içerisinde veya çevresinde yaşayan canlılar bile orman topluluğundan farklı bir topluluk olarak değerlendirilebilir. Ekosistem ise topluluk ve onu destekleyen cansız birimler sistemidir. Örneğin bir orman ekosistemi barındırdığı canlılardan oluşan topluluklarla peyzajı içerisindeki toprak, su, hava ve diğer fiziksel bile-şenlerinden oluşur. Ekosistemler doruk noktasına ardaşık gelişmelerden geçe-rek uğraşır. Toprak altından yüzeye çıkan bir kaya ilkin hiç bir yaşam emaresi göstermez. Oraya ilk ulaşan rüzgar ve yağmurla taşınan likenler olur. Liken kayayı parçalamaya koyulurlar. Uzun süreç içerisinde liken populasyonları ve atıkları kaya çevresinde az da olsa organik bir birikim yaratırlar. Parçalan kaya parçacıkları ve bu organik madde daha yüksek bitkilerin tutunup yaşayabileceği bir ortam yaratır. Yeni gelenler rüzgarın yada kuşların taşıdığı karayosunlarının sporları yada otların tohumlarıdır. Her gelen grup zamanla organik madde biri-kimini arttırır; su tutma yeteneği ve besleme özelliği gittikçe gelişir. Daha sonra çalımsı bitkiler derken ağaçlar büyümeye başlar. Oluşan bu koruyucu ve besleyici bir ortama yaban hayatı göç etmeye başlar böylece tüm bileşenleri ile kalıcıbir orman topluluğu oluşmaya başlar.

Devamı için tıklayınız (https://www.zmo.org.tr/resimler/ekler/8855547570f7ff0_ek.pdf).