Mr.Muhendis
28.08.2018, 10:21
1- Bu araştırmada materyal olarak kullanılan 75 koyun 3 gruba ayrıldı. 1.. 2. ve 3. grupta sırasıyla tek doz PGF2α 11 gün ara ile çift doz PGF2α ve vaginal sünger + 500 IU PMSG uygulandı. Üç grupta östrus oranı % 76. 64 ve 92 bulundu. Kızgınlık gösterenler elde sıfat yöntemiyle tohumlanmış; üç grupta sinkronize ve bunu izleyen doğal östrusta yapılan tohumlamalardan sırasıyla % 69.2 ve 75.0; 84.6 ve 90.9; 84.6 ve 75.0 gebelik oranı elde edilmiştir.
2- Karacabey Merinos koyunu üzerinde, kan progesteron konsantrasyonu tayini, ultrases-eko teknik, ultrases-doppler teknik ve servikal mukus muayene yöntemiyle gebelik tanısının uygulanabilirliği karşılaştırmalı olarak test edilmiştir. Gebelik tanısının doğruluğu, tohumlamayı izleyen 17-20. günlerdeki serum progesteron konsantrasyonu tayinine göre %95.3, ultrases-eko tekniğine göre gebeliğin 60. gününde %88.5 ve 80. gününde % 96,4, ultrases-doppler tekniğine göre gebeliğin 80. gününde %87.5, servikal mukus muayenesine göre gebeliğin 60. gününde %78.6 ve 80. gününde %91.9 olmuştur. Ultrases doppler teknikle, gebeliğin 95. gününde, birden fazla yavru taşıyanlar, %60 doğrulukla belirlenmiştir.
3-25 Merinos koyununa 14 gün süre ile 30 mg Cronolone içeren vaginal süngerler uygulandı. Süngerlerin alınmasından bir gün önce koyunlar iki gruba ayrılmıştır. Birinci gruptakilere 100 mcg Gonadorelin, ikinci gruptakilere de 500 IU PMSG enjekte edilmiştir. İki grupta koyunların hepsi östrus gösterdi. Aynı koçtan alınan glukoz-fosfat sulandırıcısı ile sulandırılan spermanın 0.25 cm3'lük bölümleri ile koyunlar tohumlanmış; tohumlamalardan sonra 40 gün içinde geri dönmeyenlerin oranı her iki grupta % 66.6 bulundu.
4-26 Hampshire, 33 Dorset ve 26 Siyah Baş Alman koyununa, her biri 30 mg Cronolone içeren süngerler 12 gün süreyle intravaginal olarak uygulandı. Süngerlerin geri alınması sırasında her koyuna 500 IU PMSG enjeksiyonu yapılmıştır. Kızgınlık gösteren koyunlar arama koçlarıyla saptanmış ve ilki kızgınlığın başında, diğeri ise ilkinden 8-10 saat sonra olacak şekilde 0.1 cm taze sperma ile servikal olarak tohumlanmıştır. Üç ırk için kızgınlık gösterme oranı sırasıyla %96.15, 93.93 ve 100.00; gebelik oranlan ise %80.00, 51.61 ve 30.76 olarak saptanmıştır.
5-30 koyuna 12 gün ara ile 7.5 mg Luprostiol (PGF2a) enjekte edildi. Koyunların hepsi östrus gösterdi ve tohumlandı. Tohumlama sırasında 3 gruba ayrılan koyunlara, tohumlamadan altı saat önce (Gr:l), tohumlama sırasında (Gr:2) ve tohumlamadan 6 saat sonra (Gr:3) 25 mcg Gonadorelin (GnRH) enjekte edildi. Koyunların tohumlanmasında 0.25 cm3'te 200xl06 motil spermatozoon bulunacak biçimde Glikoz-Fosfat sulandırıcısı ile sulandırılan taze sperma kullanıldı. 40 gün içinde geri dönmeyenler belirlendi ve gebelik oranı 3 grupta sırasıyla % 80, 30, 70 olarak bulundu.
6- Bandırma Koyunculuk Araştırma Enstitüsü'ne ait 28 adet Kıvırcık, 20 adet Dağlıç ve 14 adet Sakız olmak üzere toplam 62 koyun üzerinde, tohumlama tarihi bilinmeden serum progesteron konsantrasyonlarına göre gebelik tanısının yapılabilirliği aynı anda iki araştırmada test edilmiştir.Araştırma I de %85.5, araştırma Il'de %80.9 oranında doğru gebelik tanısı konulmuştur.
7- Bu çalışmada, koyunlarda çiftleşmeden sonraki 35. ve 57. günlerde real-time linear ultrasonografı metodunun gebelikleri ve yavru sayısını belirlemedeki etkinliği araştırılmıştır.
8- Kızgınlığın başında-sonunda ve sonunda taze sperma ile tohumlanan koyunlardan en yüksek gebelik elde edildi. Gn-RH'un önemli etkisi saptanmamıştır.
9- Koyunlarda transrektal ultrasonografi ile aşımı izleyen 25. ve 34. günlerde, emniyetli, hızlı, doğru ve güvenilir bir şekilde gebelik tanısı yapılabileceği saptandı. Gebe ve gebe olmayan koyunlar arasında parabazal hücre sayısı istatistiki açıdan farklı olmakla beraber, gebe ve gebe olmayan koyunların maksimum ve minimum parabazal hücre sayıları benzerlik gösterdiğinden dolayı bu metot güvenilir bulunmamıştır.
10-CMT ile değerlendirilen subklinik mastitisli meme bölümlerinden toplanan süt örneklerinde hücre sayımları, sığırlarda ortalama 1.700.000, mandalarda ise 1.340.000 olarak saptanmıştır. Çalışma süresince subklinik mastitis rastlantıları sığırlarda %6,73-18,75, mandalarda ise %4,68-16,25 arasında değiştiği ve hastalığın yazın her iki türde de arttığı saptanmıştır. İzole edilen mikro organizmalardan stafilakok türleri sığırlarda %26,19, mandlarda %37,5 ile başta gelirken, korinebakteri türleri de sırasıyla %30,95 ve %8,33 oranında olduğu belirlenmiştir. Manda ve sığırlar arasında subklinik mastitislerin rastlantısı, hastalık yapıcı etkenler ve bunlara etkili antibiyotikler yönünden istatistiksel olarak bir farklılık görülmemiştir.
11-Mandalara postpartum 45-65. günlerde 20 baş dişi mandaya 11 gün ara ile iki kez 50 μg Cloprostenol enjekte edilmiştir.. İkinci enjeksiyonu takiben 72-96. saat sonrasında iki defa çift doz suni tohumlama uygulanmıştır. Çalışma sonucunda materyalin %60’ında ovaryum fonksiyonlarının henüz başlamadığı belirlemiştir. Ovaryumlarında luteal aktivite ve lutelizis izlenen 8 mandada ise tohumlamalar sonucunda %25 oranında gebelik elde edilmiştir.
12- Murrah ırkı mandalarda şekillenen anöstrus sorununun tanısında süt progesteron değerlerinin yararlı olabileceği, ovaryum aktivitesinin uyarılmasında ve anöstrus tedavi edilmesinde ise PRID + PMSG hormon kombinasyonunun iyi sonuçlar verdiği ve hayvanların gebe kalmalarını sağlamak amacıyla kullanılabileceği kanısına varılmıştır.
13- Beş baş mandanın 19 ve 24. günler arasında süt progesteron konsantrasyonları 0.88±0,37 ng/ ml olarak saptanırken, hayvanların gebe olmadıkları anlaşılmıştır. Bunu yanında progesteron testinin doğruluk, duyarlılık, özgüllük, gebe olanları ve olmayanları belirleme değerleri ise sırasıyla %81,0, 100,0, 56,0, 75,0, ve 100,0 olarak elde edilmiştir. Bu bulgular ışığında, süt progesteron analizlerinin Anadolu Mandalarında östrus zamanını ve gebe olmayanları %100,0 doğruluka saptayabilen hızlı ve güvenilir bir araç olduğu düşünülmüştür. Bu testin erken gebelik ve mandalarda infertiliteyle birlikte ekonomik kayıplara yol açan bazı reprodüktif sorunlar hakkında ön fikir verebileceği kanaatine varılmıştır.
14-Anadolu mandalarında ovaryum aktivitesi üzerinde 20o C deki çevresel ısıya maruz kalma durumunda östrusu baskılama etkisinin olmadığı anlaşılmıştır. Nem oranı ve çevresel ısının pospartum zamanı ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Gün uzunluğunun Anadolu mandalarında reprodüktif biyoritim ve postpartum olgusunun düzenlenmesinde muhtemelen ana faktör olduğu kanısına varılmıştır.
15- Anadolu Mandalarında doğal aşım sonrasında izleyen 10-60. günler arasında Mandada en erken gebelik ultrasonoıgrafik yöntemle 20. günde (25,0±1,3. gün) %37,5 oranında, saptandı. 35. günde saptama oranı %100 dür. Yedi mandada, 30. günde 1 (%14,3), 35 (28,6), 40 (%28,6) ve 45. (%28,6) günlerde 2 embriyonik ölüm meydana gelmiştir. Embriyonik ölüm oranın %43,8 (38,6±2,1gün) olduğu ve progesteron düzeyinin ortalama 13,4±1,5 ng/ml’den 1,5±0,2 ng/ml seviyesine düştüğü belirlenmiştir. Embriyodaki ossifikasyonlar ilk kez 35. günde (%100), kalp atımları 30. günde (%26,7), ekstremiteler 35. günde (%77,7), plasentomlar 30. günde (%33,3), fötal hareketlilik 45. günde (%22,2), baş 35. günde (%38,5), kaviteli corpus luteum 20. günde (%6,3), columna vertebralis 55. günde %67,0 ve orbitalar 60. günde, %44,4 oranında saptanmıştır.
Gebeliğin 10-60. günleri arasında corpus luteum çapının ortalama 7,9±0,6 mm’den 12,1±1,0 mm büyüklüğe ulaştığı saptanmıştır. Günlük büyüme hızının (P<0,01) önemli olduğu ortaya konmuştur. 10-60. günler arasında follikül çapları 8,2±0,4-7,9±0,4 mm arasında değişmiş ve 10-60. günlerdeki günlük follikül çaplarındaki büyümenin (P>0,05) önemsiz olduğu ortaya konmuştur
Süt progesteron değerlerinin 10. günde 12,5±0,9 ng/ml düzeyinden 60. günde 14,6±2,2 ng/ml düzeyine yükseldiği, bunun yanında, büyüme eğrisinin günlük progesteron miktarlarındaki değişiminin önemli (P>0,05) olmadığı saptanmıştır.
Progesteron düzeyinin corpus luteum ve follikül büyüklüklerinin birbirleri üzerine etkilerinin olmadığı, progesteron - corpus luteum, progesteron – follikül büyüklükleri arasındaki korrelasyonların (P>0,05) önemsiz olduğu saptanmıştır.
3-5 mm, 6-9 mm ve 10£ mm çapındaki follikül ve corpus luteumların sayı ve büyüklükleri ile progesteron düzeyleri arasındaki korrelasyonlar istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur (P>0,05)
16- Anadolu mandalarında en yüksek seksüel aktivite (%59,8) 800-1100 yaş arasında belirlendi ve ortalama ilk fertil östrus yaşı 917,7±103,3 gün (yaklaşık 33 ay) olarak bulunmuştur. Bütün hayvanların yarıdan fazlasında (%52,4) yılın en sıcak dönemi olan Haziran ile Ağustos ayları arasında yoğunlaşan iklimsel model gözlemlenmiştir. Yıl,mevsim, doğum ağırlığı (31,3±0,8 kg), gün uzunluğu ve nispi nem oranının ilk fertil östrus yaşı üzerine etkisinin bulunmamasına rağmen, yağış miktarı ve çevre sıcaklığının etkisi düşük düzeyde önemli bulunmuştur.
Kaynak: Koyunculuk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü
2- Karacabey Merinos koyunu üzerinde, kan progesteron konsantrasyonu tayini, ultrases-eko teknik, ultrases-doppler teknik ve servikal mukus muayene yöntemiyle gebelik tanısının uygulanabilirliği karşılaştırmalı olarak test edilmiştir. Gebelik tanısının doğruluğu, tohumlamayı izleyen 17-20. günlerdeki serum progesteron konsantrasyonu tayinine göre %95.3, ultrases-eko tekniğine göre gebeliğin 60. gününde %88.5 ve 80. gününde % 96,4, ultrases-doppler tekniğine göre gebeliğin 80. gününde %87.5, servikal mukus muayenesine göre gebeliğin 60. gününde %78.6 ve 80. gününde %91.9 olmuştur. Ultrases doppler teknikle, gebeliğin 95. gününde, birden fazla yavru taşıyanlar, %60 doğrulukla belirlenmiştir.
3-25 Merinos koyununa 14 gün süre ile 30 mg Cronolone içeren vaginal süngerler uygulandı. Süngerlerin alınmasından bir gün önce koyunlar iki gruba ayrılmıştır. Birinci gruptakilere 100 mcg Gonadorelin, ikinci gruptakilere de 500 IU PMSG enjekte edilmiştir. İki grupta koyunların hepsi östrus gösterdi. Aynı koçtan alınan glukoz-fosfat sulandırıcısı ile sulandırılan spermanın 0.25 cm3'lük bölümleri ile koyunlar tohumlanmış; tohumlamalardan sonra 40 gün içinde geri dönmeyenlerin oranı her iki grupta % 66.6 bulundu.
4-26 Hampshire, 33 Dorset ve 26 Siyah Baş Alman koyununa, her biri 30 mg Cronolone içeren süngerler 12 gün süreyle intravaginal olarak uygulandı. Süngerlerin geri alınması sırasında her koyuna 500 IU PMSG enjeksiyonu yapılmıştır. Kızgınlık gösteren koyunlar arama koçlarıyla saptanmış ve ilki kızgınlığın başında, diğeri ise ilkinden 8-10 saat sonra olacak şekilde 0.1 cm taze sperma ile servikal olarak tohumlanmıştır. Üç ırk için kızgınlık gösterme oranı sırasıyla %96.15, 93.93 ve 100.00; gebelik oranlan ise %80.00, 51.61 ve 30.76 olarak saptanmıştır.
5-30 koyuna 12 gün ara ile 7.5 mg Luprostiol (PGF2a) enjekte edildi. Koyunların hepsi östrus gösterdi ve tohumlandı. Tohumlama sırasında 3 gruba ayrılan koyunlara, tohumlamadan altı saat önce (Gr:l), tohumlama sırasında (Gr:2) ve tohumlamadan 6 saat sonra (Gr:3) 25 mcg Gonadorelin (GnRH) enjekte edildi. Koyunların tohumlanmasında 0.25 cm3'te 200xl06 motil spermatozoon bulunacak biçimde Glikoz-Fosfat sulandırıcısı ile sulandırılan taze sperma kullanıldı. 40 gün içinde geri dönmeyenler belirlendi ve gebelik oranı 3 grupta sırasıyla % 80, 30, 70 olarak bulundu.
6- Bandırma Koyunculuk Araştırma Enstitüsü'ne ait 28 adet Kıvırcık, 20 adet Dağlıç ve 14 adet Sakız olmak üzere toplam 62 koyun üzerinde, tohumlama tarihi bilinmeden serum progesteron konsantrasyonlarına göre gebelik tanısının yapılabilirliği aynı anda iki araştırmada test edilmiştir.Araştırma I de %85.5, araştırma Il'de %80.9 oranında doğru gebelik tanısı konulmuştur.
7- Bu çalışmada, koyunlarda çiftleşmeden sonraki 35. ve 57. günlerde real-time linear ultrasonografı metodunun gebelikleri ve yavru sayısını belirlemedeki etkinliği araştırılmıştır.
8- Kızgınlığın başında-sonunda ve sonunda taze sperma ile tohumlanan koyunlardan en yüksek gebelik elde edildi. Gn-RH'un önemli etkisi saptanmamıştır.
9- Koyunlarda transrektal ultrasonografi ile aşımı izleyen 25. ve 34. günlerde, emniyetli, hızlı, doğru ve güvenilir bir şekilde gebelik tanısı yapılabileceği saptandı. Gebe ve gebe olmayan koyunlar arasında parabazal hücre sayısı istatistiki açıdan farklı olmakla beraber, gebe ve gebe olmayan koyunların maksimum ve minimum parabazal hücre sayıları benzerlik gösterdiğinden dolayı bu metot güvenilir bulunmamıştır.
10-CMT ile değerlendirilen subklinik mastitisli meme bölümlerinden toplanan süt örneklerinde hücre sayımları, sığırlarda ortalama 1.700.000, mandalarda ise 1.340.000 olarak saptanmıştır. Çalışma süresince subklinik mastitis rastlantıları sığırlarda %6,73-18,75, mandalarda ise %4,68-16,25 arasında değiştiği ve hastalığın yazın her iki türde de arttığı saptanmıştır. İzole edilen mikro organizmalardan stafilakok türleri sığırlarda %26,19, mandlarda %37,5 ile başta gelirken, korinebakteri türleri de sırasıyla %30,95 ve %8,33 oranında olduğu belirlenmiştir. Manda ve sığırlar arasında subklinik mastitislerin rastlantısı, hastalık yapıcı etkenler ve bunlara etkili antibiyotikler yönünden istatistiksel olarak bir farklılık görülmemiştir.
11-Mandalara postpartum 45-65. günlerde 20 baş dişi mandaya 11 gün ara ile iki kez 50 μg Cloprostenol enjekte edilmiştir.. İkinci enjeksiyonu takiben 72-96. saat sonrasında iki defa çift doz suni tohumlama uygulanmıştır. Çalışma sonucunda materyalin %60’ında ovaryum fonksiyonlarının henüz başlamadığı belirlemiştir. Ovaryumlarında luteal aktivite ve lutelizis izlenen 8 mandada ise tohumlamalar sonucunda %25 oranında gebelik elde edilmiştir.
12- Murrah ırkı mandalarda şekillenen anöstrus sorununun tanısında süt progesteron değerlerinin yararlı olabileceği, ovaryum aktivitesinin uyarılmasında ve anöstrus tedavi edilmesinde ise PRID + PMSG hormon kombinasyonunun iyi sonuçlar verdiği ve hayvanların gebe kalmalarını sağlamak amacıyla kullanılabileceği kanısına varılmıştır.
13- Beş baş mandanın 19 ve 24. günler arasında süt progesteron konsantrasyonları 0.88±0,37 ng/ ml olarak saptanırken, hayvanların gebe olmadıkları anlaşılmıştır. Bunu yanında progesteron testinin doğruluk, duyarlılık, özgüllük, gebe olanları ve olmayanları belirleme değerleri ise sırasıyla %81,0, 100,0, 56,0, 75,0, ve 100,0 olarak elde edilmiştir. Bu bulgular ışığında, süt progesteron analizlerinin Anadolu Mandalarında östrus zamanını ve gebe olmayanları %100,0 doğruluka saptayabilen hızlı ve güvenilir bir araç olduğu düşünülmüştür. Bu testin erken gebelik ve mandalarda infertiliteyle birlikte ekonomik kayıplara yol açan bazı reprodüktif sorunlar hakkında ön fikir verebileceği kanaatine varılmıştır.
14-Anadolu mandalarında ovaryum aktivitesi üzerinde 20o C deki çevresel ısıya maruz kalma durumunda östrusu baskılama etkisinin olmadığı anlaşılmıştır. Nem oranı ve çevresel ısının pospartum zamanı ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Gün uzunluğunun Anadolu mandalarında reprodüktif biyoritim ve postpartum olgusunun düzenlenmesinde muhtemelen ana faktör olduğu kanısına varılmıştır.
15- Anadolu Mandalarında doğal aşım sonrasında izleyen 10-60. günler arasında Mandada en erken gebelik ultrasonoıgrafik yöntemle 20. günde (25,0±1,3. gün) %37,5 oranında, saptandı. 35. günde saptama oranı %100 dür. Yedi mandada, 30. günde 1 (%14,3), 35 (28,6), 40 (%28,6) ve 45. (%28,6) günlerde 2 embriyonik ölüm meydana gelmiştir. Embriyonik ölüm oranın %43,8 (38,6±2,1gün) olduğu ve progesteron düzeyinin ortalama 13,4±1,5 ng/ml’den 1,5±0,2 ng/ml seviyesine düştüğü belirlenmiştir. Embriyodaki ossifikasyonlar ilk kez 35. günde (%100), kalp atımları 30. günde (%26,7), ekstremiteler 35. günde (%77,7), plasentomlar 30. günde (%33,3), fötal hareketlilik 45. günde (%22,2), baş 35. günde (%38,5), kaviteli corpus luteum 20. günde (%6,3), columna vertebralis 55. günde %67,0 ve orbitalar 60. günde, %44,4 oranında saptanmıştır.
Gebeliğin 10-60. günleri arasında corpus luteum çapının ortalama 7,9±0,6 mm’den 12,1±1,0 mm büyüklüğe ulaştığı saptanmıştır. Günlük büyüme hızının (P<0,01) önemli olduğu ortaya konmuştur. 10-60. günler arasında follikül çapları 8,2±0,4-7,9±0,4 mm arasında değişmiş ve 10-60. günlerdeki günlük follikül çaplarındaki büyümenin (P>0,05) önemsiz olduğu ortaya konmuştur
Süt progesteron değerlerinin 10. günde 12,5±0,9 ng/ml düzeyinden 60. günde 14,6±2,2 ng/ml düzeyine yükseldiği, bunun yanında, büyüme eğrisinin günlük progesteron miktarlarındaki değişiminin önemli (P>0,05) olmadığı saptanmıştır.
Progesteron düzeyinin corpus luteum ve follikül büyüklüklerinin birbirleri üzerine etkilerinin olmadığı, progesteron - corpus luteum, progesteron – follikül büyüklükleri arasındaki korrelasyonların (P>0,05) önemsiz olduğu saptanmıştır.
3-5 mm, 6-9 mm ve 10£ mm çapındaki follikül ve corpus luteumların sayı ve büyüklükleri ile progesteron düzeyleri arasındaki korrelasyonlar istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur (P>0,05)
16- Anadolu mandalarında en yüksek seksüel aktivite (%59,8) 800-1100 yaş arasında belirlendi ve ortalama ilk fertil östrus yaşı 917,7±103,3 gün (yaklaşık 33 ay) olarak bulunmuştur. Bütün hayvanların yarıdan fazlasında (%52,4) yılın en sıcak dönemi olan Haziran ile Ağustos ayları arasında yoğunlaşan iklimsel model gözlemlenmiştir. Yıl,mevsim, doğum ağırlığı (31,3±0,8 kg), gün uzunluğu ve nispi nem oranının ilk fertil östrus yaşı üzerine etkisinin bulunmamasına rağmen, yağış miktarı ve çevre sıcaklığının etkisi düşük düzeyde önemli bulunmuştur.
Kaynak: Koyunculuk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü