organik memo
30.07.2013, 23:01
'Kirlilik Su Kaynaklarını Hızla Tüketiyor, İsrafa Karşı Duyarlı Olunmalı'
http://i39.tinypic.com/2ih9m9z.jpg
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, kirliliğin su kaynaklarını hızla tüketmekte olduğunu söyledi. Önlem alınmazsa nüfus artışına bağlı olarak 2030 yılına kadar Türkiye’de de evsel su ihtiyacının yüzde 260 oranında artacağını dile getiren Prof. Demir, su israfına ilişkin kalıcı önlemler alınmasının hayati önem taşıyacağını kaydetti.
Dünya’daki su kaynakları, tüketimi, kirliliği ve israfına ilişkin araştırma yapan Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, suyun insan ve çevre için büyük önem taşıdığının altını çizdi. Su ve çevre öneminin çok sayıda ayet ve hadisle sabit olduğunu dile getiren Prof. Demir, su israfından kaçınılması gerektiğinin altını çizdi.
Suyla ilgili bilinmeyenlere dikkat çeken Prof. Demir, “Yeryüzündeki suların yüzde 97’si tuzlu, yüzde 3’ü ise tatlıdır. Kısıtlı su kaynaklarına rağmen, dünyadaki su tüketimi son 50 yılda çarpıcı bir şekilde artmaktadır. 1940 yılında dünyadaki toplam su tüketimi yılda yaklaşık bin kilometreküp iken, bu miktar 1990 yılında 4 bin 130 kilometreküp’e ulaşmıştır. 2050 yılında su sıkıntısı çeken ülkelerin sayısı 54’e ulaşacak, bu şartlarda yaşamak zorunda kalan insanların sayısı 3,76 milyara yükselecek. Bu durum 9,4 milyar olması beklenen dünya nüfusunun yüzde 40’ının su sıkıntısı çekeceği anlamına gelmektedir.“ dedi.
"EVSEL SU İHTİYACI YÜZDE 260 ARTACAK"
Türkiye’nin yıllık 112 milyar kilometreküp tüketilebilir tüm yüzey ve yeraltı su potansiyeline sahip olduğunu ifade eden Prof. Demir, “Kişi başına düşen yıllık bin 300 kilometreküp’lük kullanılabilir su miktarıyla sanıldığı gibi Türkiye su zengini bir ülke değildir. Ancak kendi gereksinimlerini karşılayabilmektedir. 2030 yılında nüfusu 100 milyona ulaşacak olan Türkiye, kişi başına düşen bin kilometreküpün altında kullanılabilir su miktarıyla, su sıkıntısı çeken bir ülke durumuna gelecektir. Tarımsal su ihtiyacının yüzde 72’den yüzde 75’e, yüzde 18 olan evsel su ihtiyacının yüzde 260 artacağı öngörülmektedir.” tahmininde bulundu.
"KANALİZASYON SULARININ YÜZDE 98’i ARITILMIYOR"
Türkiye’de su kirliliğinin nüfus artışı, kentleşme, sanayileşme ve bilinçsiz tarım uygulamaları sebebiyle önemli boyutlara geldiğini söyleyen Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, “1 litre kullanılmış motor yağı, 800 bin litre suyu kirletiyor. Endüstrinin ürettiği zehirli ve ağır metaller ihtiva eden atık suların sadece yüzde 22'si arıtılmakta, yüzde 78'i ise arıtılmaksızın doğrudan göl, ırmak ve denizlere veriliyor. Endüstriyel işletmelerde arıtma tesisine sadece 9 işletme sahipken kamu sektörünün oranı yüzde 84'ünde arıtma bulunmuyor. OSB’lerin yüzde 14’ünde arıtma tesisleri kurulurken, turistik tesislerin yüzde 81'inde su arıtılamıyor. 3 bin 215 belediyeden 141’inde kanalizasyon sistemi, bunun da sadece 43 tanesinde arıtma tesisi bulunuyor. Yani kanalizasyon sularının yüzde 98.67'si hiç arıtılmadan ırmaklara, göllere ve denizlere bırakılıyor.” bilgisini verdi.
"SU TASARRUFU HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR"
Su tasarrufunun önemine de değinen Prof. Dr. Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Suyun yüzde 10’u mutfakta, yüzde 40’ı ise banyoda harcanıyor. Su israfının önüne geçebilmek için bir takım önlemler alınmalıdır. Sanayi sektöründe az su kullanan üretim teknolojisi geliştirilmesi, geri kazanımlı su yöntemlerinden yararlanma, ev idaresinde musluklara, duş başlıklarına havalı ek gereçler takılması, tuvalet rezervuarlarının hacimlerini 9 litreye kadar küçülten teknolojiler kullanılmasıyla yüzde 50-60 oranında su tasarrufu sağlanabileceği hesaplanmıştır. Dünyadaki zulüm ve adaletsiz gelir dağılımından dolayı içecek bir damla su bulamayan bir milyardan aç ve yoksul kalan insanlar varken, abdest alırken israf ettiğimiz sulardan sorumluyuz.”
Haber Kaynağı: Cihan Haber Ajansı
http://i39.tinypic.com/2ih9m9z.jpg
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, kirliliğin su kaynaklarını hızla tüketmekte olduğunu söyledi. Önlem alınmazsa nüfus artışına bağlı olarak 2030 yılına kadar Türkiye’de de evsel su ihtiyacının yüzde 260 oranında artacağını dile getiren Prof. Demir, su israfına ilişkin kalıcı önlemler alınmasının hayati önem taşıyacağını kaydetti.
Dünya’daki su kaynakları, tüketimi, kirliliği ve israfına ilişkin araştırma yapan Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, suyun insan ve çevre için büyük önem taşıdığının altını çizdi. Su ve çevre öneminin çok sayıda ayet ve hadisle sabit olduğunu dile getiren Prof. Demir, su israfından kaçınılması gerektiğinin altını çizdi.
Suyla ilgili bilinmeyenlere dikkat çeken Prof. Demir, “Yeryüzündeki suların yüzde 97’si tuzlu, yüzde 3’ü ise tatlıdır. Kısıtlı su kaynaklarına rağmen, dünyadaki su tüketimi son 50 yılda çarpıcı bir şekilde artmaktadır. 1940 yılında dünyadaki toplam su tüketimi yılda yaklaşık bin kilometreküp iken, bu miktar 1990 yılında 4 bin 130 kilometreküp’e ulaşmıştır. 2050 yılında su sıkıntısı çeken ülkelerin sayısı 54’e ulaşacak, bu şartlarda yaşamak zorunda kalan insanların sayısı 3,76 milyara yükselecek. Bu durum 9,4 milyar olması beklenen dünya nüfusunun yüzde 40’ının su sıkıntısı çekeceği anlamına gelmektedir.“ dedi.
"EVSEL SU İHTİYACI YÜZDE 260 ARTACAK"
Türkiye’nin yıllık 112 milyar kilometreküp tüketilebilir tüm yüzey ve yeraltı su potansiyeline sahip olduğunu ifade eden Prof. Demir, “Kişi başına düşen yıllık bin 300 kilometreküp’lük kullanılabilir su miktarıyla sanıldığı gibi Türkiye su zengini bir ülke değildir. Ancak kendi gereksinimlerini karşılayabilmektedir. 2030 yılında nüfusu 100 milyona ulaşacak olan Türkiye, kişi başına düşen bin kilometreküpün altında kullanılabilir su miktarıyla, su sıkıntısı çeken bir ülke durumuna gelecektir. Tarımsal su ihtiyacının yüzde 72’den yüzde 75’e, yüzde 18 olan evsel su ihtiyacının yüzde 260 artacağı öngörülmektedir.” tahmininde bulundu.
"KANALİZASYON SULARININ YÜZDE 98’i ARITILMIYOR"
Türkiye’de su kirliliğinin nüfus artışı, kentleşme, sanayileşme ve bilinçsiz tarım uygulamaları sebebiyle önemli boyutlara geldiğini söyleyen Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, “1 litre kullanılmış motor yağı, 800 bin litre suyu kirletiyor. Endüstrinin ürettiği zehirli ve ağır metaller ihtiva eden atık suların sadece yüzde 22'si arıtılmakta, yüzde 78'i ise arıtılmaksızın doğrudan göl, ırmak ve denizlere veriliyor. Endüstriyel işletmelerde arıtma tesisine sadece 9 işletme sahipken kamu sektörünün oranı yüzde 84'ünde arıtma bulunmuyor. OSB’lerin yüzde 14’ünde arıtma tesisleri kurulurken, turistik tesislerin yüzde 81'inde su arıtılamıyor. 3 bin 215 belediyeden 141’inde kanalizasyon sistemi, bunun da sadece 43 tanesinde arıtma tesisi bulunuyor. Yani kanalizasyon sularının yüzde 98.67'si hiç arıtılmadan ırmaklara, göllere ve denizlere bırakılıyor.” bilgisini verdi.
"SU TASARRUFU HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR"
Su tasarrufunun önemine de değinen Prof. Dr. Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Suyun yüzde 10’u mutfakta, yüzde 40’ı ise banyoda harcanıyor. Su israfının önüne geçebilmek için bir takım önlemler alınmalıdır. Sanayi sektöründe az su kullanan üretim teknolojisi geliştirilmesi, geri kazanımlı su yöntemlerinden yararlanma, ev idaresinde musluklara, duş başlıklarına havalı ek gereçler takılması, tuvalet rezervuarlarının hacimlerini 9 litreye kadar küçülten teknolojiler kullanılmasıyla yüzde 50-60 oranında su tasarrufu sağlanabileceği hesaplanmıştır. Dünyadaki zulüm ve adaletsiz gelir dağılımından dolayı içecek bir damla su bulamayan bir milyardan aç ve yoksul kalan insanlar varken, abdest alırken israf ettiğimiz sulardan sorumluyuz.”
Haber Kaynağı: Cihan Haber Ajansı