Mr.Muhendis
10.03.2013, 23:29
Dünya nüfusuna bağlı olarak artan gıda gereksinimi ancak sürdürülebilir tarım üretiminin artırılması ile karşılanabilir. Günümüzde sınırlı toprak ve su kaynaklarından verimli bir biçimde yararlanma, bu kaynakların geliştirilmesi, izlenmesi ve değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Ülkemizde teknik ve ekonomik koşullar dikkate alındığında, sulanabilir nitelikte alanın 8.5 milyon hektar olduğu tahmin edilmektedir. Bugün için gerek devlet yatırımı, gerekse halkın kendi olanakları ile sulanabilen toplam arazi ise yaklaşık 4.5 milyon hektar dolayındadır. Yapılan bu yatırımlara karşılık sulama projelerinden beklenen yarar, sistemlerin inşasından günümüze uzun zaman geçmesine karşın sağlanamamıştır. Bu durum ayrıca sulama proje alanlarında sağlık, sosyal ve çevresel sorunlara da neden olmaktadır.
Sulama projelerinden beklenen yararın sağlanamaması, planlama, projeleme ve inşaat aşamasındaki olumsuzluklardan çok, etkin bir sulama yönetiminin olmamasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle bir çok ülkede uzmanlar, proje yöneticileri, ulusal planlamacılar ve karar vericiler yeni sulama projeleri geliştirmek ile daha önce işletmeye açılmış sulama projelerinin etkin bir sulama yönetimi yardımıyla iyileştirilmesi ikilemini tartışmaktadırlar.
Dünya'da sulamanın toplam su kullanımı içerisindeki payı 2/3 olup, bu rakam bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde % 90'a kadar çıkmaktadır. Ancak, 2025-2050 yılı dünya ve ülkemiz nüfusunun olası su gereksinimine bakıldığında, ciddi sıkıntılar olacağı görülmektedir. Bu koşullar altında kent nüfusu daha fazla su ve ürün talep edecektir. Bu talebe cevap verebilmek için daha az su ile daha fazla alanın sulanması ve daha fazla ürünün elde edilmesi gerekecektir.
Sulama Yönetimi
Geleceğe yönelik sulama etkinliğinin artırılmasında en önemli araç; verimli bir tarımsal üretim, uygun araştırma tekniklerini içinde barındıran, gelişmiş sulama teknolojisini kullanan ve etkin bir bilgi sistemine sahip sulama yönetimidir. Son yıllarda yönetim ve organizasyon alanlarındaki yetersizliklerin giderilmesi, karşılaşılan sorunların çözümünde önemli bir araç olarak görülmektedir. Bu nedenle, sulama projelerine ilişkin sorunların tartışılmasında sık sık sulama yönetimi terimi kullanılmaktadır. Sulama yönetimi, doğru zamanda bitki kök bölgesine gereken miktarda suyun verilmesi için gerekli tüm faaliyetler, işlemler ve fonksiyonlar biçimde tanımlanabilir. Bos ve ark.(1993) yönetimin görevlerini dört grup altında toplamıştır. Bunlar;
Tüm faaliyetlerin planlanması,
Hazırlanan planının yürütülmesi,
Yürütmenin izlenmesi ve
Hedeflenen amaçlara ulaşıp ulaşılmadığının değerlendirilmesidir.
Sulama yönetiminin amacı, randımanlı su ve arazi kullanımı yönünde gerekli koşulları sağlamaktır. Sürdürülebilir sulu tarım üretiminin ilk koşulu çevreye zarar vermeden etkili ve verimli bir sulamanın gerçekleştirilmesidir. Türkiye'de 40 yıldan bu yana gelişimini tamamlayamamış sulama sistemleri bulunmaktadır. Bu projelerin başlıca sorunları ise şunlardır;.
Tarla parsellerinin çok parçalı ve küçük olması,
Uygun sulama yöntemlerinin uygulanamaması,
Projelerin yüksek bakım ve onarıma gereksinim duyması,
Çiftçi eğitim ve yayım çalışmalarının yetersizliğidir.
Bu sorunlar, düşük sulama oranını ve aşırı su kullanımını beraberinde getirmektedir. Sulama projelerinden beklenen yararın temin edilmesi yönünde 1993 yılından itibaren DSİ tarafından işletilen sulama projelerinin kullanıcı örgütlerine devir programı uygulanmış ve bu projelerin % 95'i devredilmiştir.
Ülkemizde Katılımcı Sulama Yönetimi ve Sorunları
DSİ inşasını gerçekleştirdiği sulama projelerinin mülkiyetini değil, işletme bakım ve yönetim sorumluluğunu kullanıcılara devir etmektedir. Devir çalışmalarının ana amacı, çiftçilerin yönetime katılımı, işletme ve bakım masraflarının azaltılması, kullanıcıların tesisleri kendilerinin denetlemesi, yönetmesi ve sulama etkinliğinin artırılmasıdır. Sulama tesisleri Kamu Hukuku Tüzel Kişilikleri (Köy Tüzel Kişiliği, Belediye, Birlik) ve Özel Hukuk Tüzel Kişiliğine (Kooperatif) sahip örgütlere ve kuruluşlara devredilmektedir. Bu çerçevede DSİ tarafından inşa edilen ve işletilen sulama projelerinin büyük bir kısmı 1580 sayılı yasaya göre kurularak tüzel kişilik kazanan örgütlere (sulama birliklerine) devredilmiştir. Devlet ve devredilen sulama projeleri üzerinde yapılan çalışmalar incelendiğinde, proje yönetimi açısından belirli yapısal sorunların mevcut olduğu görülmektedir.
Beyribey (1997) devir öncesi 21 bölgede 120 sulama şebekesinde 1984-1993 yıllarına ilişkin yapmış olduğu araştırmada, 54 sulama şebekesinde su ihtiyacının yaklaşık 2 katından daha fazla (net su temin oranı 1.05-4.25) şebekeye su alındığını belirlemiştir. Bu durum sulama şebekelerinde planlı su dağıtımının yapılmadığını ve toplam sulama randımanın düşük olduğunu göstermektedir. Araştırmada, 199 sulama şebekesinde 1984-1993 yılları arasında en düşük sulama oranı dikkate alındığında, toplam sulama alanının % 18'ine karşılık gelen 74 şebekede sulama oranının %30'dan küçük, % 31.8' ine karşılık gelen 72 şebekede % 30-60 arasında ve % 50.2' sine karşılık gelen 53 şebekede ise % 60'dan büyük olduğu görülmüştür. Değirmenci (2001) ise devredilen 158 sulama şebekesinde 1998 yılı sulama sonuçlarına göre, şebeke ihtiyacının 2-7 kat arasında (su temin oranı 0.91-7.15) daha fazla şebekeye su alındığını belirlemiştir. Büyüklük gruplarına bakıldığında; su temin oranı 1-2 arasında 58 şebeke, 2-3 arasında 67 şebeke, 3-4 arasında 20 ve 4'den büyük ise 11 şebeke bulunmaktadır. Sulama oranı yönünden bir değerlendirme yapıldığında, büyüklük gruplarına göre sulama oranı % 20'den az 6, % 20-40 arasında 27, % 40-%60 arasında 40, % 60-80 arasında 41 ve % 80'den büyük 44 sulama şebekesi bulunmaktadır. Gündoğmuş ve ark.(2001) yapmış oldukları bir çalışmada ise, 1999 yılında DSİ'ce işletilen sulamalarda sulama oranı % 41'iken, bu oran devredilen sulamalarda % 70'dir. Sulama randımanı ise DSİ'ce işletilen sulamalarda % 31 ve devredilen sulamalarda ise % 41 olmuştur. DSİ sulamalarında % 36-41 arasında değişen tahsilat oranı, devredilen sulamalarda % 90'ın üzerine çıkmıştır(Anonim, 2001).
Tekinel ve ark.(2001) Şanlıurfa-Harran sulamasında yapmış oldukları bir çalışmada gereksinim duyulan suyun yaklaşık 5-7 katı sulama suyu verildiği ve taban suyu düzeylerinin, tehlikeli sınır olarak kabul edilen 150 cm'den daha yüksek olduğunu belirlemişlerdir.
Koç (2001) sulama birliklerinin hizmet performansını belirlemek için yapmış olduğu çalışmada dağıtılan suyun zamanlılığı ve yeterliliğine ilişkin soruda hizmet alan tüm kullanıcıların % 71'i evet,'% 15 'i hayır ve % 14'üde bazen yanıtını vermiştir. Sulama ücretinin pahalı olduğunu belirten su kullanıcılarının oranı yaklaşık % 70'dir. Toplanan ücretlerin harcama akışını kullanıcıların tam bilmediği görülmektedir.
Sulama birliklerinin performansı üzerinde yapılan çalışmalarda, sulama şebekelerinin devri genel olarak sulamanın finansmanı, işletme-bakım, tarımsal ve ekonomik verimlilik üzerine olumlu etkide bulunmuştur. Dünya'da sulama yönetim devirlerinin etkileri üzerinde yapılan çalışmalarda yer alan devirlerin etkileri çoğunlukla olumludur. Devirlerin olumlu etkileri; sulamanın çiftçilere ve devlete olan maliyetindeki azalmalar, sulama projelerinin mali yönden kendine yeterliliğinin artması ve hizmet alanlarının genişlemesi olarak sayılabilir(Korukçu ve Demir, 2001). Ancak işletme, bakım-onarım, personel durumu, su ücreti ile ilgili bazı sorunların bulunduğu görülmektedir. Yukarıda belirtilen çalışmalarda da görüldüğü gibi, devir programı randımanlı su ve arazi kullanımını sağlayamamıştır. Tarım alanına gereksinimden fazla suyun alınması sürdürülebilir sulu tarımı tehdit etmektedir. Bu nedenle, öngörülen ekim desenlerine uyulmalı, sulama suyu mutlaka hacim esasına dayalı ölçülerek verilmelidir. Etkin bir sulama yönetimi için tüm faaliyetlerin izlenmesi, denetlenmesi, teknik ve eğitim gereksinimlerinin karşılanması, günlük ve sezonluk değerlendirmelerin yapılması ve sonuçların ilgili kişi ve kurumlara etkin bir izleme ve değerlendirme sistemi aktarılması gerekmektedir. Ayrıca sulama yönetimini gerçekleştiren sulama birliklerinin, sulama kooperatiflerinin ve mahalli idarelerin bu konudaki yasal altyapılarının oluşturulması gerekmektedir. Etkili bir sulama yönetimi için öncelikle izleme ve değerlendirme bilgi sisteminin önemi çiftçilerden yöneticilere kadar her düzeydeki ilgililere iyi anlatılmadır. Bu başarıldığında, proje yönetiminde var olan sorunların ve çözümlerin belirlenmesi daha hızlı ve kolay gerçekleşecektir.
Sonuç ve Öneriler
Bir sulama projesi içerisinde farklı amaç grupları ve kuruluşlar (çiftçiler, yatırımcı kuruluşlar, yerel yöneticiler, tarımsal kuruluşlar, politikacılar v.b) etkin rol oynamaktadır. Bu amaç grupları ve kuruluşlar arasında belirli bir eşgüdümü sağlayacak yapı ülkemizde oluşturulamamıştır. Sulama yatırımlarından randımanlı yararlanma, çiftçilerin yeterli ve uygun bilgi birikimine, etkin bir kurumsal yapıya ve deneyime sahip olmaları ile sağlanabilir. Bu nedenle hiç zaman kaybedilmeden tarla içi düzeyinde, sulu tarıma ilişkin araştırma, planlama, projeleme, inşaat, işletme, eğitim ve yayım çalışmalarını kapsayan yeni bir kuruluşun yapılandırılması gerekmektedir. Eski TOPRAKSU kuruluşuna benzer kurulacak yeni kuruluş, sulu tarım ile ilgili tüm konuları bünyesinde toplayacak biçimde yapılandırılmalıdır. Bu kuruluş, çiftçi eğitimi, tarımsal yayım, toprak reformu, arazi toplulaştırma, arazi tesviyesi, sulama, drenaj, tuzlu ve sodyumlu toprakların ıslahı ve tarım ekonomisi konularında çalışmalar yapabilecek biçimde oluşturulmalıdır.
Günümüzde geliştirilen projelerde amaç suyun insan ve çevre yararına kullanılması olmalıdır. Bu amaca ulaşmak için mevcut doğal kaynakları daha akıllıca kullanabilecek yollar aranmalı ve çevreye zarar vermeyen projeler geliştirilmelidir. Sulu tarım projelerinin planlama, uygulama, kontrol ve düzeltme aşamasında;
İnsana saygı esas olmalı, (http://www.ziraatciyiz.biz)
Katılımcı yönetim uygulanmalı,
Proje ilgi grupları arasında tam ve sürekli tatmin sağlanmalı,
Çevre bilinci artırılmaya çalışılmalı,
Proje zamanında ve doğru uygulanmalı ve
Sürekli bir eğitim programı uygulanmalıdır.
Sulu tarım projelerinin geliştirme aşamasında sorunları çözebilmenin iki temel koşulu; sorunun bilincinde olabilecek ve sorunu doğru tanımlayacak yöneticilerin sulama yönetimi içerisinde aktif görev almaları temin edilmelidir.
Kaynaklar
Anonim, 2001. DSİ'ce İşletilen ve Devredilen Sulama Tesisleri Değerlendirme Raporu, DSİ İşletme ve Bakım Dairesi Yayınları, Ankara.
Beyribey, M., 1997. Devlet Sulama Şebekelerinde Sistem Performansının Değerlendirilmesi. A.Ü. Ziraat Fakültesi, Yayın No: 1480, Bilimsel Araştırmalar ve İncelemeler: 813, Ankara.
Bos, M.g., D.H.Murray-Rust, D.J. Merrey, H.G. Johnson ve W.B. Snellen, 1993. Methodologies for Assesing Performancee of Irrigation and Drainage Systems, Forthcoming. Revised Version of Paper Presented at Workshop of the Working Group on Performance at the International Congress of Irrigation and Drainage, The Hague, NL, September 1993.
Değirmenci, H., 2001. Devredilen Sulama Şebekelerinin Karşılaştırma Göstergeleri ile Değerlendirilmesi. U. Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi (15) s. 31-41. Bursa.
Gündoğmuş, E., B. Çakmak, H. Tanrıvermiş, M. Türker, 2001. Türkiye'de Sulama Tesislerinin Birlik ve Kooperatiflere Devri ve Devir Sonrası Tesislerin İşletmeciliğinde Yaşanan Sorunlar. 1. Ulusal Sulama Kongresi, 08-11 Kasım Belek-Antalya.
Koç, C., 2001.Büyük Menderes Havzası Sulama Şebekeleri İşletme -Bakım ve Yönetiminde Sulama Birliklerinin Performansı. 1. Ulusal Sulama Kongresi, 08-11 Kasım Belek-Antalya.
Korukçu, A. ve A.O. Demir, 2001. Sulama Yönetimi Devirlerinin Etkileri: Mevcut Uygulamaların İncelenmesi. 1. Ulusal Sulama Kongresi, 08-11 Kasım Belek-Antalya.
Tekinel, O., R. Kanber, M. Ünlü ve F. Topaloğlu, 2001. Şanlıurfa-Harran Sulamasında Tuzluluk Sorunu ve Alınması Gereken Önlemler. . 1. Ulusal Sulama Kongresi, 08-11 Kasım Belek-Antalya.
Sulama projelerinden beklenen yararın sağlanamaması, planlama, projeleme ve inşaat aşamasındaki olumsuzluklardan çok, etkin bir sulama yönetiminin olmamasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle bir çok ülkede uzmanlar, proje yöneticileri, ulusal planlamacılar ve karar vericiler yeni sulama projeleri geliştirmek ile daha önce işletmeye açılmış sulama projelerinin etkin bir sulama yönetimi yardımıyla iyileştirilmesi ikilemini tartışmaktadırlar.
Dünya'da sulamanın toplam su kullanımı içerisindeki payı 2/3 olup, bu rakam bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde % 90'a kadar çıkmaktadır. Ancak, 2025-2050 yılı dünya ve ülkemiz nüfusunun olası su gereksinimine bakıldığında, ciddi sıkıntılar olacağı görülmektedir. Bu koşullar altında kent nüfusu daha fazla su ve ürün talep edecektir. Bu talebe cevap verebilmek için daha az su ile daha fazla alanın sulanması ve daha fazla ürünün elde edilmesi gerekecektir.
Sulama Yönetimi
Geleceğe yönelik sulama etkinliğinin artırılmasında en önemli araç; verimli bir tarımsal üretim, uygun araştırma tekniklerini içinde barındıran, gelişmiş sulama teknolojisini kullanan ve etkin bir bilgi sistemine sahip sulama yönetimidir. Son yıllarda yönetim ve organizasyon alanlarındaki yetersizliklerin giderilmesi, karşılaşılan sorunların çözümünde önemli bir araç olarak görülmektedir. Bu nedenle, sulama projelerine ilişkin sorunların tartışılmasında sık sık sulama yönetimi terimi kullanılmaktadır. Sulama yönetimi, doğru zamanda bitki kök bölgesine gereken miktarda suyun verilmesi için gerekli tüm faaliyetler, işlemler ve fonksiyonlar biçimde tanımlanabilir. Bos ve ark.(1993) yönetimin görevlerini dört grup altında toplamıştır. Bunlar;
Tüm faaliyetlerin planlanması,
Hazırlanan planının yürütülmesi,
Yürütmenin izlenmesi ve
Hedeflenen amaçlara ulaşıp ulaşılmadığının değerlendirilmesidir.
Sulama yönetiminin amacı, randımanlı su ve arazi kullanımı yönünde gerekli koşulları sağlamaktır. Sürdürülebilir sulu tarım üretiminin ilk koşulu çevreye zarar vermeden etkili ve verimli bir sulamanın gerçekleştirilmesidir. Türkiye'de 40 yıldan bu yana gelişimini tamamlayamamış sulama sistemleri bulunmaktadır. Bu projelerin başlıca sorunları ise şunlardır;.
Tarla parsellerinin çok parçalı ve küçük olması,
Uygun sulama yöntemlerinin uygulanamaması,
Projelerin yüksek bakım ve onarıma gereksinim duyması,
Çiftçi eğitim ve yayım çalışmalarının yetersizliğidir.
Bu sorunlar, düşük sulama oranını ve aşırı su kullanımını beraberinde getirmektedir. Sulama projelerinden beklenen yararın temin edilmesi yönünde 1993 yılından itibaren DSİ tarafından işletilen sulama projelerinin kullanıcı örgütlerine devir programı uygulanmış ve bu projelerin % 95'i devredilmiştir.
Ülkemizde Katılımcı Sulama Yönetimi ve Sorunları
DSİ inşasını gerçekleştirdiği sulama projelerinin mülkiyetini değil, işletme bakım ve yönetim sorumluluğunu kullanıcılara devir etmektedir. Devir çalışmalarının ana amacı, çiftçilerin yönetime katılımı, işletme ve bakım masraflarının azaltılması, kullanıcıların tesisleri kendilerinin denetlemesi, yönetmesi ve sulama etkinliğinin artırılmasıdır. Sulama tesisleri Kamu Hukuku Tüzel Kişilikleri (Köy Tüzel Kişiliği, Belediye, Birlik) ve Özel Hukuk Tüzel Kişiliğine (Kooperatif) sahip örgütlere ve kuruluşlara devredilmektedir. Bu çerçevede DSİ tarafından inşa edilen ve işletilen sulama projelerinin büyük bir kısmı 1580 sayılı yasaya göre kurularak tüzel kişilik kazanan örgütlere (sulama birliklerine) devredilmiştir. Devlet ve devredilen sulama projeleri üzerinde yapılan çalışmalar incelendiğinde, proje yönetimi açısından belirli yapısal sorunların mevcut olduğu görülmektedir.
Beyribey (1997) devir öncesi 21 bölgede 120 sulama şebekesinde 1984-1993 yıllarına ilişkin yapmış olduğu araştırmada, 54 sulama şebekesinde su ihtiyacının yaklaşık 2 katından daha fazla (net su temin oranı 1.05-4.25) şebekeye su alındığını belirlemiştir. Bu durum sulama şebekelerinde planlı su dağıtımının yapılmadığını ve toplam sulama randımanın düşük olduğunu göstermektedir. Araştırmada, 199 sulama şebekesinde 1984-1993 yılları arasında en düşük sulama oranı dikkate alındığında, toplam sulama alanının % 18'ine karşılık gelen 74 şebekede sulama oranının %30'dan küçük, % 31.8' ine karşılık gelen 72 şebekede % 30-60 arasında ve % 50.2' sine karşılık gelen 53 şebekede ise % 60'dan büyük olduğu görülmüştür. Değirmenci (2001) ise devredilen 158 sulama şebekesinde 1998 yılı sulama sonuçlarına göre, şebeke ihtiyacının 2-7 kat arasında (su temin oranı 0.91-7.15) daha fazla şebekeye su alındığını belirlemiştir. Büyüklük gruplarına bakıldığında; su temin oranı 1-2 arasında 58 şebeke, 2-3 arasında 67 şebeke, 3-4 arasında 20 ve 4'den büyük ise 11 şebeke bulunmaktadır. Sulama oranı yönünden bir değerlendirme yapıldığında, büyüklük gruplarına göre sulama oranı % 20'den az 6, % 20-40 arasında 27, % 40-%60 arasında 40, % 60-80 arasında 41 ve % 80'den büyük 44 sulama şebekesi bulunmaktadır. Gündoğmuş ve ark.(2001) yapmış oldukları bir çalışmada ise, 1999 yılında DSİ'ce işletilen sulamalarda sulama oranı % 41'iken, bu oran devredilen sulamalarda % 70'dir. Sulama randımanı ise DSİ'ce işletilen sulamalarda % 31 ve devredilen sulamalarda ise % 41 olmuştur. DSİ sulamalarında % 36-41 arasında değişen tahsilat oranı, devredilen sulamalarda % 90'ın üzerine çıkmıştır(Anonim, 2001).
Tekinel ve ark.(2001) Şanlıurfa-Harran sulamasında yapmış oldukları bir çalışmada gereksinim duyulan suyun yaklaşık 5-7 katı sulama suyu verildiği ve taban suyu düzeylerinin, tehlikeli sınır olarak kabul edilen 150 cm'den daha yüksek olduğunu belirlemişlerdir.
Koç (2001) sulama birliklerinin hizmet performansını belirlemek için yapmış olduğu çalışmada dağıtılan suyun zamanlılığı ve yeterliliğine ilişkin soruda hizmet alan tüm kullanıcıların % 71'i evet,'% 15 'i hayır ve % 14'üde bazen yanıtını vermiştir. Sulama ücretinin pahalı olduğunu belirten su kullanıcılarının oranı yaklaşık % 70'dir. Toplanan ücretlerin harcama akışını kullanıcıların tam bilmediği görülmektedir.
Sulama birliklerinin performansı üzerinde yapılan çalışmalarda, sulama şebekelerinin devri genel olarak sulamanın finansmanı, işletme-bakım, tarımsal ve ekonomik verimlilik üzerine olumlu etkide bulunmuştur. Dünya'da sulama yönetim devirlerinin etkileri üzerinde yapılan çalışmalarda yer alan devirlerin etkileri çoğunlukla olumludur. Devirlerin olumlu etkileri; sulamanın çiftçilere ve devlete olan maliyetindeki azalmalar, sulama projelerinin mali yönden kendine yeterliliğinin artması ve hizmet alanlarının genişlemesi olarak sayılabilir(Korukçu ve Demir, 2001). Ancak işletme, bakım-onarım, personel durumu, su ücreti ile ilgili bazı sorunların bulunduğu görülmektedir. Yukarıda belirtilen çalışmalarda da görüldüğü gibi, devir programı randımanlı su ve arazi kullanımını sağlayamamıştır. Tarım alanına gereksinimden fazla suyun alınması sürdürülebilir sulu tarımı tehdit etmektedir. Bu nedenle, öngörülen ekim desenlerine uyulmalı, sulama suyu mutlaka hacim esasına dayalı ölçülerek verilmelidir. Etkin bir sulama yönetimi için tüm faaliyetlerin izlenmesi, denetlenmesi, teknik ve eğitim gereksinimlerinin karşılanması, günlük ve sezonluk değerlendirmelerin yapılması ve sonuçların ilgili kişi ve kurumlara etkin bir izleme ve değerlendirme sistemi aktarılması gerekmektedir. Ayrıca sulama yönetimini gerçekleştiren sulama birliklerinin, sulama kooperatiflerinin ve mahalli idarelerin bu konudaki yasal altyapılarının oluşturulması gerekmektedir. Etkili bir sulama yönetimi için öncelikle izleme ve değerlendirme bilgi sisteminin önemi çiftçilerden yöneticilere kadar her düzeydeki ilgililere iyi anlatılmadır. Bu başarıldığında, proje yönetiminde var olan sorunların ve çözümlerin belirlenmesi daha hızlı ve kolay gerçekleşecektir.
Sonuç ve Öneriler
Bir sulama projesi içerisinde farklı amaç grupları ve kuruluşlar (çiftçiler, yatırımcı kuruluşlar, yerel yöneticiler, tarımsal kuruluşlar, politikacılar v.b) etkin rol oynamaktadır. Bu amaç grupları ve kuruluşlar arasında belirli bir eşgüdümü sağlayacak yapı ülkemizde oluşturulamamıştır. Sulama yatırımlarından randımanlı yararlanma, çiftçilerin yeterli ve uygun bilgi birikimine, etkin bir kurumsal yapıya ve deneyime sahip olmaları ile sağlanabilir. Bu nedenle hiç zaman kaybedilmeden tarla içi düzeyinde, sulu tarıma ilişkin araştırma, planlama, projeleme, inşaat, işletme, eğitim ve yayım çalışmalarını kapsayan yeni bir kuruluşun yapılandırılması gerekmektedir. Eski TOPRAKSU kuruluşuna benzer kurulacak yeni kuruluş, sulu tarım ile ilgili tüm konuları bünyesinde toplayacak biçimde yapılandırılmalıdır. Bu kuruluş, çiftçi eğitimi, tarımsal yayım, toprak reformu, arazi toplulaştırma, arazi tesviyesi, sulama, drenaj, tuzlu ve sodyumlu toprakların ıslahı ve tarım ekonomisi konularında çalışmalar yapabilecek biçimde oluşturulmalıdır.
Günümüzde geliştirilen projelerde amaç suyun insan ve çevre yararına kullanılması olmalıdır. Bu amaca ulaşmak için mevcut doğal kaynakları daha akıllıca kullanabilecek yollar aranmalı ve çevreye zarar vermeyen projeler geliştirilmelidir. Sulu tarım projelerinin planlama, uygulama, kontrol ve düzeltme aşamasında;
İnsana saygı esas olmalı, (http://www.ziraatciyiz.biz)
Katılımcı yönetim uygulanmalı,
Proje ilgi grupları arasında tam ve sürekli tatmin sağlanmalı,
Çevre bilinci artırılmaya çalışılmalı,
Proje zamanında ve doğru uygulanmalı ve
Sürekli bir eğitim programı uygulanmalıdır.
Sulu tarım projelerinin geliştirme aşamasında sorunları çözebilmenin iki temel koşulu; sorunun bilincinde olabilecek ve sorunu doğru tanımlayacak yöneticilerin sulama yönetimi içerisinde aktif görev almaları temin edilmelidir.
Kaynaklar
Anonim, 2001. DSİ'ce İşletilen ve Devredilen Sulama Tesisleri Değerlendirme Raporu, DSİ İşletme ve Bakım Dairesi Yayınları, Ankara.
Beyribey, M., 1997. Devlet Sulama Şebekelerinde Sistem Performansının Değerlendirilmesi. A.Ü. Ziraat Fakültesi, Yayın No: 1480, Bilimsel Araştırmalar ve İncelemeler: 813, Ankara.
Bos, M.g., D.H.Murray-Rust, D.J. Merrey, H.G. Johnson ve W.B. Snellen, 1993. Methodologies for Assesing Performancee of Irrigation and Drainage Systems, Forthcoming. Revised Version of Paper Presented at Workshop of the Working Group on Performance at the International Congress of Irrigation and Drainage, The Hague, NL, September 1993.
Değirmenci, H., 2001. Devredilen Sulama Şebekelerinin Karşılaştırma Göstergeleri ile Değerlendirilmesi. U. Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi (15) s. 31-41. Bursa.
Gündoğmuş, E., B. Çakmak, H. Tanrıvermiş, M. Türker, 2001. Türkiye'de Sulama Tesislerinin Birlik ve Kooperatiflere Devri ve Devir Sonrası Tesislerin İşletmeciliğinde Yaşanan Sorunlar. 1. Ulusal Sulama Kongresi, 08-11 Kasım Belek-Antalya.
Koç, C., 2001.Büyük Menderes Havzası Sulama Şebekeleri İşletme -Bakım ve Yönetiminde Sulama Birliklerinin Performansı. 1. Ulusal Sulama Kongresi, 08-11 Kasım Belek-Antalya.
Korukçu, A. ve A.O. Demir, 2001. Sulama Yönetimi Devirlerinin Etkileri: Mevcut Uygulamaların İncelenmesi. 1. Ulusal Sulama Kongresi, 08-11 Kasım Belek-Antalya.
Tekinel, O., R. Kanber, M. Ünlü ve F. Topaloğlu, 2001. Şanlıurfa-Harran Sulamasında Tuzluluk Sorunu ve Alınması Gereken Önlemler. . 1. Ulusal Sulama Kongresi, 08-11 Kasım Belek-Antalya.