PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Yediğimiz Gıdaların Genetikleri Bozuk


mk33
17.12.2012, 18:11
YEDİĞİMİZ GIDALARIN GENETİKLERİ BOZUK
Bir ürünün DNA’sının kırılmasını (yani genetik yapısının bozulması) sağlayacak pek çok yöntem vardır. Bunlardan birisinin radyasyon uygulaması olduğunu biliyorum, ancak radyasyon uygulaması dışında ÜRE ve Sodyum tuzu (NaCl) uygulamasının da DNA zincirini kırdığı özellikle böbrekte neler olduğu ile ilgili araştırmalarda karşılaşabileceğiniz bilgiler. Bunların dışında DNA kırılması için ultrasound ya da elektromanyetik dalgalar da kullanılabilir.
Okuduklarınızdan sıkılabilirsiniz, ancak okuyacaklarınız sağlığınızı da, ülkemiz topraklarının geleceğini de çok yakından ilgilendiriyor. Bu ülkede yaşayan her bireyin üzerine düşen sorumluluklar vardır. Herkes aynı anda bütün bilgilere sahip olmadığı gibi, yanlışları da göremez. Yanlışlar konusunda farkındalıklar paylaşılırsa ülkemizin geleceğini iyi noktalara taşıyabiliriz.
Bu ülke topraklarının verimliliği konusu öncelikle bilim adamlarınızın çalışma alanındadır. Ancak bilim adamları çalışmalarını sorunların çözümlerine ve taleplere göre belirlerler. Sade bir vatandaş da sorunlarını ve taleplerini Üniversitelere ulaştırmakla yükümlüdür. Kendi kendine gerçekleşen serzenişler uğultudur ve problemlerin çözümü için yeterli değildir. Tavşan dağa küser, dağın haberi olmaz. Çözülmeyen sorunlar büyür, çözümsüzleşir, kör düğüm olur. Bilim camiası da tabandan gelen seslere kulak vermek zorundadır. Tabandan yükselen seslerin ise gür, net ve anlaşılır olması gerekmektedir. Bunun da yolu demokratik kitle örgütlenmesinden geçer.
Bugün dört milyon nüfuslu bir ülkenin demokratik kitle örgütlerine on altı milyon üyesinin olduğuna şahit oluyoruz. Yıkıcı amaçlarını, masum bir demokratik kitle örgütü görüntüsü arkasına gizlemiş örgütler bize itici geldiği için demokratik kitle örgütü fikrine uzak duyuyoruz. Oysa sesimizin gür çıkabilmesi, masaya yumruğumuzu daha sert vurabilmemiz, sorunlarımızın çözülebilmesi için birlik oluşturmak zorundayız. Sorunumuzu daha yüksek sesle duyurmak zorundayız. Bilim adamlarımızı ülkemizin geleceği için çalıştırmak zorundayız.
Çünkü o bilim adamları bu ülkenin geleceğinden sorumlu insanlardır. Nasıl bir Prof. Dr. Nurcan Baç’ın soğuk füzyonla ilgili araştırması NASA’ya taşınmışsa, Prof. Dr. Erkan Topuzun çalışmaları, kanser konusunda paylaşımları geleceğimize ışık tutuyor onlarla gurur duyuyorsak, görevini layıkıyla yapmayan bilim adamlarından da demokratik yollardan hesap sorma hakkına da sahibiz. Çünkü onlar bu ülkede tüyü bitmedik çocukların boğazından kesilen paralarla okudular. Onlar araştırma yapıp bu ülkeye faydalı projeler yapsınlar diye laboratuarlar kuruldu. Ancak öncelikle Tarımda Kimyasallara karşı olanların olayı kavrayıp, bir birlik oluşturması gerekmektedir.
Şimdi gelelim sağlığımızı ve ülkemiz topraklarının geleceğini ilgilendiren asıl konuya; DNA kırılması, mutasyon (canlı kimliğinin değişimi), topraklardaki kanserleşme, kanserin yayılası. Bu konuların birinci derecede sorumluluğu bilim adamlarının üzerindedir. Kimseyi itham etmiyorum, ancak ülkemizde yaşanan kanser olaylarının nedenleri arasında ilk sıralarda kimyasallar var. Bu kimyasalların tarım alanlarında yaygın olarak kullanıldığı gerçeğini yadsıyamayız. Özellikle de ÜRE!
Tarımsal üretimlerimizde yediğimiz ekmek dâhil, pek çok ürün mutasyona uğramıştır, genetiği bozulmuştur. Bunu anlamanın basit yolları vardır. Bunlardan birisi ektiğiniz üründen aldığınız tohumu yeniden ektiğinizde eğer ürün alamıyorsanız o ürünün genetiğiyle oynanmıştır. İkincisi ise kimyasal kullanarak yetiştirdiğiniz üründe tanıdığınız, bildiğiniz lezzete ulaşamıyorsak, o ürün mutasyona (yani kimlik değişimine) uğramıştır. Her ikisi de sağlık için son derece zararlıdır ve kansere neden olduğu ortadadır.
Vatan toprakları için düğüne gider gibi ölüme giden insanlarımıza sesleniyorum, konuyla ilgili doğru bilince sahip olmak için örgütlenelim, üniversitelere sesimizi duyurup bizlere ışık olmalarını sağlayalım.

Mustafa KOCA
Kimya Mühendisi ve Bitki Besleme Uzmanı