Alternatif Tarım

ALTERNATİF TARIM


Dr. Mithat Direk Selçuk Üniversitesi

İlk insandan günümüze giderek gelişen teknoloji ve uygulamalar ile tarımsal faaliyetler de gelişmiştir. Bugün temel besinler olan ürünlerin üretimi yanında birtakım yeni ve ilginç olan ürünlerin de üretimi gündeme gelmiş, bu ürünlerin üretimi de alternatif tarımsal faaliyetleri oluşturmuştur. Bu ürünlerin üretimlerinin geniş alanlara yayılmaması, alıcısının fazla olmayıp ancak sürekli olması gibi avantaj/dezavantajlara sahip faaliyetlerdir. Bunlardan en başta gelenleri ise iklim kuşağının dışında bulunan ürünler ve bu ürünlere olan girdilerdir. Örneğin; bir nevi eriğe benzer bir ürün olan jabuticaba ya da benzer ürünler alternatif tarımsal faaliyetlere iyi birer örnek olmaktadır. Genelde herkesin bildiği ve talebi sabit sayılabilecek ürünlerin yetiştirilmesi risk oluşturmadığı için çiftçilerce tercih edilmektedir. Alternatif ürünler tarıma yatırım yapmak isteyen girişimcilere ilham vermek amacıyla bu yazının konusunu oluşturmuştur.
Bundan birkaç yıl önce Newyork Times’da bir makale okumuştum, makalede milyoner olmak istiyorsanız tarıma yatırım yapın diyordu. Elbette tarım, diğer birçok sektör gibi kısa sürede yatırımcısını milyoner yapmaz ancak doğru ve yerinde bir yatırım yapılırsa, son derece güvenli bir gelir sahibi yapar. Zira tarım ürünleri üretimi işletme giderleri bağlamında diğer birçok sektöre göre daha avantajlı bir yapıya sahiptir. İlk yatırım maliyetleri ile yatırım tercihleri doğru yapıldığı takdirde tarımsal işlerden zarar etmek hemen hemen imkânsızdır. Peki, çiftçiler neden bunca sefalet ve sıkıntı içinde yaşamak zorunda kalmaktadırlar. Bunun cevabı olarak şunu söylemek istiyorum, tarıma bir işletme değil de yapılması zorunlu bir faaliyet olarak bakmaktadırlar, bu nedenle klasik düşünceden kurtulamamakta, alternatif düşünce ve farklılık yaratabilme bağlamında zayıf kalmaktadırlar.
Oysa herkesçe bilindiği gibi tarım döngüsünü kurmak için çok büyük yatırım sermayesi ayrılmakta ve bunun için araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılmaktadır. 2020 yılından sonra Mars’ta kurulması planlanan koloninin en büyük yatırım ve araştırma harcamasını tarımsal üretim döngüsünün oluşturulması almaktadır. Şimdiden araştırmacılar gelecekteki çiftlikleri dizayn etme ve ürün paternlerini oluşturma açısından çalışmalar yürütmektedirler. Her ne kadar ülkemiz açısından ütopik
bir takım varsayımlar olarak kalsa da bu tür araştırmalara duyarsız kalmak da doğru bir yaklaşım değildir. Ben biraz daha gerçekçi ve ayağı yere basan alternatif tarımsal üretimlere göz atmak istiyorum. Bunları kısaca belirtmek gerekirse;
Çikuri marulu üretme, jabuticaba bahçesi kurma, Goji Berry (Kurt Üzümü) üretimi, Jambo rosa (Gül elması), Pomelo, Kamkat, Beyaz Çilek, çeşitli böcek ve kurt türlerinin üretimi gibi tamamen standart dışı faaliyetler oluşturmaktadır. Bitki fabrikalarında ortam tamamen insan kontrolü altında bulunmaktadır. Toz yok, böcek yok, hatta temiz hava da yok. Japon bilim insanları bu yöntemle sebze yetiştirmenin yeni bir yöntemini buldular. Fabrikalar 7 gün 24 saat boyunca lekesiz, mükemmel görünüşlü marulları üretiyorlar. Tarlada kirli elleriyle çalışan çiftçilerin aksine buradaki üreticiler, ameliyat maskesi takıp, ameliyat giysileri giyiyorlar. Bitki fabrikalarında üretilen sebze meyvenin görünüşleri mükemmel ama besleyici bir çırpıda aklımıza geliveren tarımsal üretimlerdir. Şüphesiz birçoklarımız duyduğu ancak nasıl ve nereden başlayacağını bilmediği bu tür üretimlere yatırım yapmak istemeyeceklerdir. Oysa tarım da tıpkı diğer sektörler gibi girdi - çıktı ilişkilerine dayanan bir faaliyetler dizesidir. Öyleyse doğru yatırımlarla ayağı yere basan fizibilitelerle analiz edilen alternatif tarımsal faaliyetlerin, yatırımcısına ciddi kazançlar sağlayacağı açıktır.
Japonya’da bugün faaliyette olan su kültürü ile yetiştirilen birçok tarımsal üretim fabrikaları bulunmaktadır. Bu fabrikalarda daha çok yeşil ürünler (marul ve çeşitleri) yetiştirilmekte, böcek ve hastalıktan arî üretim yapılmaktadır. Nanogıda ve GDO’lu tohumdan sonra şimdi de "bitki fabrikaları" ortaya konmuştur. Bitki fabrikalarının mucidi ise Japonya'dır. Fabrikalarda yetiştirilen teknolojik sebzeler güneşsiz, topraksız bir ortamda yetiştirilmektedir. Japonya bitkisel üretimi giderek "bitki fabrikalarına” dönüştürmektedir. Bitki fabrikalarında parlak, mükemmel görünüşlü bitkiler yetiştirilmektedir. Ancak bu bitkilerin yetiştirilirken kullanılan kimyasallar büyük bir soru işaretini değerleri ve büyürken onlara verilen onca kimyasalla insan vücuduna nasıl bir hasar vereceği ise henüz belli değil.
Artan insan nüfusunun beslenmesini sağlayacak tarımsal ürünlerin, giderek bu şekilde değişime uğraması, tarımın da üzerinde ciddi şekilde düşünülmesi, üretimin analiz edilmesi ve yatırımcı bulmak gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Unutulmamalıdır ki tarım, Dünyada en son insan kalıncaya kadar devam edecek bir faaliyetler zinciridir.